Arama sonuçları

100 çocuktan 15'i balık, 6'sı hiç et yemiyor

100 çocuktan 15'i balık, 6'sı hiç et yemiyor

100 çocuktan 15'i balık, 6'sı et hiç yemiyor. 10 çocuktan 1'i obez, Doğu'da 100 çocuktan 5'i bodur. Sağlık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Hacettepe Üniversitesi (HÜ) ve Dünya Sağlık Örgütü işbirliğiyle yapılan Türkiye Çocukluk Çağı Şişmanlık Araştırması (COSI-TUR 2016) Türkiye'nin sağlık haritasını da ortaya çıkardı. Araştırma obez çocukların oranının her yıl arttığını gösterdi. 

Sağlık Bakanı Ahmet Demircan'ın açıklamalarına göre obez çocuk oranı 2013'te yüzde 8.3 iken 2016 yılında 9.9'a yükseldi. Yani yaklaşık olarak her 10 çocuktan biri obez. Fazla kilolu oranı ise 2013'te yüzde 14.2 iken 2016'da yüzde 14.6 oldu. Çocukların yüzde 74'ü kilo olarak normal, yüzde 1.5'i zayıf.

İşte Demircan'ın paylaştığı veriler: 

İLKOKUL İKİNCİ SINIF ÖĞRENCİLERİ KATILDI

Türkiye Çocukluk Çağı Obezite Araştırması, Dünya Sağlık Örgütünce her 3 yılda bir 6-9 yaş grubundaki öğrencilere yönelik yapılıyor. Türkiye 2012-2013'te üçüncü turunda araştırmaya dahil oldu. Araştırmanın dördüncü turu 2016'da ilkokul 2. sınıf öğrencilerine yönelik gerçekleştirildi. Araştırmanın 12 bölgede, 585 okulda, 11 bin 732 öğrenci örneklemiyle yapıldı.

OBEZİTE ORANI ARTIYOR

Araştırma sonuçları ayrıca çocukların ailelerinin sağlık ve sosyal düzeyine ilişkin tespitler içeriyor. Araştırma sonuçları, çocuklarımız arasında obezitenin arttığını gösteriyor. Obezçocuk oranı 2013'te yüzde 8.3 iken maalesef 9.9'a yükseldi. Yani yaklaşık olarak her 10 çocuktan biri obez. 

FAZLA KİLOLU ÇOCUK ORANI 

Fazla kilolu oranı ise 2013'te yüzde 14.2, 2016'da yüzde 14.6 olarak gerçekleşti. Çocuklarımızın yüzde 74'ü kilo olarak normal, yüzde 1.5'i zayıf.

EN BODURLAR GÜNEYDOĞU ANADOLU'DA

Bodurluk oranı ülke genelinde yüzde 2.3 olarak tespit edildi. Bu oran, Kuzeydoğu Anadolu'da yüzde 3.5, Ortadoğu Anadolu'da yüzde 3.5, Güneydoğu Anadolu'da ise yüzde 5.4. 

100 ÇOCUKTAN 6'SI HİÇ ET YEMİYOR

Araştırma sonucuna göre çocukların yüzde 6.1'i hiç et tüketmezken, yüzde 18.9'u haftada birden az, yüzde 14.6'sı hiç balık tüketmezken, yüzde 40.3'ü haftada birden az tüketiyor. Buna karşın şekerli bar, çikolatalar, bisküvi, kek, kurabiye tüketim sıklığı ise istenilen düzeyin üzerinde. 

100 ÇOCUKTAN 10'U HİÇ HAREKET ETMİYOR

Her gün en az bir saat fiziksel aktivite yapmaları gerekirken çocuklarımızın yüzde 9.5'i hafta içi hiç dışarı çıkıp oynamıyor. Çocukların yüzde 20'si bir saatin altında oynuyor. Buna karşın hafta içi çocukların yüzde 42.5'i en az bir saat, yüzde 23.5'i iki saat, yüzde 12.7'si üç saat ve üzeri bilgisayar veya televizyon başında vakit geçiriyor. Oran hafta sonu daha da artıyor. 

TANSİYON, DİYABET, KOLESTROL ARTIYOR

Aileler arasında tanı konulmuş hipertansiyon oranının yüzde 17.6, diyabet oranı yüzde 14.9, kolestrol yüksekliği yüzde 16.6. 

ÇOCUKLARIN BU DURUMUNDAN AİLELER SORUMLU 

Aileler, çocukların yetersiz beslenmesinden de kötü beslenmesinden de bilgisayar, telefon ve televizyon başında hareketsiz kalmasından da sorumludur. Öğretmenlerimiz, çocuklarımızı hem eğitim-öğretim hem de akıl, ruh ve beden sağlığı bakımından en iyi şekilde geleceğe hazırlamak zorundadır. Aksi halde geleceğimizin güvende olduğunu söylemek zor olacaktır. Çocuklarımıza sağlıklı beslenme ve fiziksel aktivite alışkanlığı kazandırmak için okullarımızdaki imkan ve çabalarımızı artırmalıyız. Evlerimizde olduğu gibi okullarımızda da çocuklarımızı sağlıklı gıdalarla buluşturmalıyız.

FİZİKSEL UYGUNLUK KARNESİ VERİLECEK

Milli Eğitim Bakanlığımız tarafından çok güzel ve kıymetli bir uygulama başlatıldı. Ortaokul ve lise düzeyinde yaklaşık 11 milyon çocuğumuz için Fiziksel Uygunluk Karnesi düzenlenmeye başlandı. Düzenli veri girişiyle her çocuğumuzun fiziksel uygunluk düzeyini takip edebileceğiz. Çocuklarımıza yılda iki defa boy-kilo, şınav-mekik, otur-uzan testleri yapılıyor. Okullarımızdaki beden eğitimi derslerini, en az diğer dersler kadar önemsememiz gerekiyor.

REKLAMLAR OBEZİTEYİ ARTIRIYOR MU?

Bir diğer sorun yoğun reklam bombardımanı. Çocukluk obezitesinde reklam baskısının rolü çok büyük. Üreticilerimizi ve reklam verenleri daha sorumlu davranmaya, RTÜK'ü ise mahsurlu reklamlar konusunda mevzuatın gereklerini yerine getirmeye çağırıyorum.Tüketicilerin bilinçlendirilmesi bakımından daha kolay anlaşılır, okunur, renkli etiketleme önem taşıyor. Gıdalardaki tuzu azaltma konusunda sektörle çok güzel işbirliği yürütülüyor aynı başarıyı şeker ve yağı azaltma konusunda da yakalamak istiyoruz. Gelecek nesilleri obezite başta gelmek üzere bütün sağlık risklerinden korumak durumundayız." 

01-12-2017


Etiketler

Paylaşın arkadaşlarınızı da bilgilendirin

Paylaş