Arama sonuçları

AÇEV: Pilot uygulama olmalı, değerler eğitimi netleşmeli

AÇEV: Pilot uygulama olmalı, değerler eğitimi netleşmeli

AÇEV: Pilot uygulama olmalı, değerler eğitimi netleşmeli. Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV) yeni müfredatı inceledi. AÇEV uzmanları yeni müfredat yaşama geçmeden önce pilot uygulama olması gerektiğini dile getirdi. 

Okul müfredatlarının güncellenmesi ve yenilenmesinin bir gereklilik olduğu ifade edilen AÇEV Danışma Kurulu Milli Eğitim Bakanlığı'nn (MEB) geçtiğimiz 13 Ocak'ta askıya çıkardığı yeni müfredat taslağını değerlendirdi. Taslağın paydaşların görüşlerine açılmasını olumlu bir işbirliği olarak değerlendiren kurum müfredat ile ilgili raporunu da yayımladı.   

Prof. Dr. Berrin AkmanProf. Dr. Sevda BekmanProf. Dr. Sibel GüneysuProf. Dr. Tanju GürkanProf. Dr. Nergis GüvenProf. Dr. Gelengül HaktanırProf. Dr. Ayla OktayProf. Dr. Fulya TemelProf. Dr. Belma Tuğrul ve Prof. Dr. Gülden Bala'dan oluşan AÇEV Erken Çocukluk Eğitimi Danışma Kurulu'nun yeni müfredat incelemesi şöyle oldu:  

ERKEN ÇOCUKLUK EĞİTİMİ AÇISINDAN: Müfredat erken çocukluk gelişimi bakış açısı ile incelendiğinde felsefesi ve kazanımları uygundur. Yazılı dokümanda kayıt altına alınan bilgiler, uygulamacıların yani öğretmenlerin uzmanlığında en üst seviyede başarılı olabilecektir. Bu nedenle, görünen müfredat kadar görünmeyen müfredatın da üzerinde durmak gerekmektedir ve bu bağlamda esas olarak müfredatın uygulamaya, materyallere, öğretmenlere ve eğitim ortamına nasıl yansıtılacağı önem kazanmaktadır. Dolayısıyla taslak müfredatın eğitim materyallerinin (öğrenme ortamı, öğretmen ve öğrenci kitapları vb.) ve ünitelerin de içerisinde işlenecek konularının ayrıntılı verilmemiş olması müfredatın uygulanmasına ilişkin güçlü ve zayıf yönler hakkında kapsamlı görüş bildirilmesini mümkün kılmamaktadır. 

MÜFREDATTA DİL BİRLİĞİ: Müfredattaki derslerin sunumu arasında farklılıklar bulunmaktadır. Matematik, Türkçe gibi bazı derslerin içeriği sistematik olarak sunulurken, fiziksel etkinlikler gibi bazı derslerin içeriği muğlak ifadeler içermektedir. Bu nedenle müfredat içerikleri incelenirken, aynı standartlarla değerlendirme yapılamamaktadır. Doğal olarak öneri sunmak isteyen kişiler için, bu tutarsızlık bilgi eksikliği nedeniyle hatalı yorumlara açık bir alan yaratmaktadır. 

PİLOT ÇALIŞMA OLMADAN: Bu kadar kapsamlı bir müfredat değişikliğinin ülke genelinde uygulanmadan evvel mutlaka bir pilotlama çalışması yapılması ve sonuçlarının aynı şeffaflıkta kamuoyu ile paylaşılması önerilmektedir. Pilotlama sürecinde öğretmenlerin güncellenen programlar konusunda bilgi ve beceri kazanacakları düşünüldüğünde bu çalışmaların önemi bir kez daha ortaya çıkmaktadır. 

ÖĞRETMEN EĞİTİMİ İÇİN DE ŞART: Eğitim müfredatının başarılı bir şekilde uygulanmasını sağlayan bir diğer önemli nokta, nitelikli ve mesleki yeterlilikleri yüksek öğretmenlerin varlığıdır. Bu kadar kapsamlı bir müfredat değişikliğinin ülke genelinde uygulanmadan evvel mutlaka bir pilotlama çalışması yapılması ve sonuçlarının aynı şeffaflıkta kamuoyu ile paylaşılması önerilmektedir.. Hali hazırdaki mevcut müfredatın alandaki  uygulama sürecinde de öğretmen eğitimi önemli ve öncelikli  gelişmeye açık bir alan olarak görülmektedir.  Önerilen bu müfredat değişikliği ile, öğretmenlerin yeni sürece uyum sağlaması, öğretmenlik becerilerini geliştirmeleri hususunda stratejik kısa  ve uzun vadeli planlamaların  yapılması ve  bunun müfredat geliştirmekten ayrı düşünülmemesi eş zamanlı olarak gerekli düzenlemeler için  üniversite, STK  vb. işbirliklerinin başlatılması önemlidir.

KADEMELER ARASI GEÇİŞ: Uluslararası bilimsel literatür erken çocukluk döneminin 0-8 yaş arasını kapsadığını belirtmektedir. Özellikle Türkiye’de çocukların olgunlaşması ve fırsatların yetersizliği göz önüne alındığında bu bakış açısı önem kazanmaktadır. Okul öncesi eğitimden ilköğretime geçişte akademik, sosyal, duygusal uyumun çocuğun ilkokula hazır halde başlamasını ve ilerideki yıllarda okul başarısını etkilediği araştırmalarla saptanmıştır. Bu nedenle İlkokul 1. ve 2. sınıf müfredatının okul öncesi müfredatı ve uygulamaları ile uyumlu olması gerekmektedir. Okul öncesi eğitim programı ile ilkokul birinci sınıf müfredatı arasındaki sürekliliğin ve kademeler arası geçişin nasıl sağlandığı taslak müfredattan yeterince açık bir şekilde anlaşılamamaktadır. Bu kademeler arası geçiş faaliyetlerinin neler olacağı, nasıl gerçekleştirileceği ve hangi kazanımların yer alacağı gibi noktaların uzmanlarla birlikte geliştirilmesi önerilmektedir. 

OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİN ÖNEMİ: Okul öncesinden ilkokula geçişte çocuklara fırsat eşitliği sağlamak için okuma-yazma öncesi geliştirilmesi gereken temel becerilerin (görsel olgunluk, renkleri ayırt etme, görsel hafıza, göz-el koordinasyonu, işitsel ayırt etme-dinleme, sosyal-duygusal özellikler, dikkat süresi) öncelikle ele alınması, ana sınıflarında yıl boyunca ve ilkokulda yeteri kadar uzun bir sürede çocukların hazır bulunuşluğunu yükseltir. Okul öncesi eğitim almış çocuklar her koşulda ilkokulun beklentilerine daha hazır olarak okula başlamakta, ancak ilkokul ile okul öncesi eğitiminin farklı yaklaşımları, özellikle farklı öğretmen tutumları nedeniyle zorluk yaşanmaktadır. Türkiye genelinde tüm çocukların okul öncesi eğitiminden yararlanamadığı göz önüne alındığında, İlkokulun 1. ve 2. sınıflarında görev yapacak öğretmenlerin okul öncesi kazanımları ve bunlara göre yapılandırılmış etkinliklere programlarında yer vermeleri gerekli görülmektedir. 

EĞİK YAZI YAZMA GÖZDEN GEÇİRİLSİN:İlkokul okuma yazma programında yer alan bitişik eğik yazı ile yazmanın öğretiminde alanda yürütülen pek çok araştırmada çeşitli güçlükler ve sorunlar yaşandığı dikkate alınarak bitişik eğik yazı ile yazma öğretiminin yeniden düşünülmesi önerilmektedir.

ÖNCE PİLOT UYGULAMA SONRA ZORUNLU OKUL ÖNCESİ: İlkokul birinci sınıf eğitim programı okul öncesi eğitim programı ile ilkeleri açısından benzerdir ve kazanımları açısından da çoğunlukla sarmal bir yapı özelliğine sahiptir. Dolayısıyla okul öncesi eğitim almış çocuklar bir üst öğrenim aşamasında yaşayacakları öğrenme süreçlerinde kazanımları kolaylıkla elde edebilirler ve gelişimleri desteklenebilir. Zira taslak programın da  daha çok okul öncesi eğitimi almış çocuklara yönelik olduğu düşünülmektedir. Buna dayanılarak da, programın tüm kademelerde sağlıklı işleyebilmesi için,  bütün çocukların pilot uygulamaların ardından zorunlu ve kaliteli okul öncesi eğitimden faydalanıyor olmaları önemlidir.

DEĞERLER EĞİTİMİNİN TANIMI NETLEŞMELİ: Uzmanlar etik değerleri vurgulamaya erken yaşlarda başlamanın önemini belirtmişlerdir. Yürütülen araştırmalar da, değerlerin benimsenmesinin okul öncesi yaşlarda başladığını göstermektedir. Türkiye’de erken çocukluk döneminde değerler eğitimi konusu son dönemde sıkça gündeme gelmekte olup, değerler eğitiminin tanımı ve kapsamı kişilere, kurumlara ve yaklaşımlara göre değişiklik göstermektedir. 

DİNİ DEĞERLER ÜZERİNE İNŞAA EDİLİYOR: Özellikle, bazı kurumlarda değerler eğitiminin dini öğretiler üzerine inşa edilmesi, değerler eğitiminin asıl tanımına ve amaçlarına uymamaktadır. Gelişimsel özellikleri nedeniyle, çocuklardan erken çocukluk döneminde (0-8 yaş), bu kavramları/olguları anlamalarını ve hatta belli dini kurallara göre hareket etmelerini beklemek “değerler eğitimi”nin de, genel eğitim yaklaşımının da amaçlarına uymamaktadır.  Bilimsel literatürde kanıtlandığı üzere, çocuklar yaklaşık 11 yaşına kadar soyut öğeleri anlamlandıramaz ve daha çok somut nesneler üzerinde düşünürler. Bu bağlamda, askıya çıkmış olan müfredatta belirtilen değerlerin önemli değerler olduğu görülmekle birlikte, bu değerlerin, evrensel tanımına ve bilimsel eğitim yaklaşımlarına uyacak şekilde kurgulanması ve çocuğun gelişimine uygun  bir şekilde tüm eğitim kurumlarında ortak bir standartta uygulanması gerektiğinin altı çizilmektedir.

24-02-2017


Etiketler

Paylaşın arkadaşlarınızı da bilgilendirin

Paylaş