Arama sonuçları

Amerikalı eğitimcinin gözünden Türk eğitim sistemi: Nasıl değişti?

Amerikalı eğitimcinin gözünden Türk eğitim sistemi: Nasıl değişti?

Chris Judd. Amerikalı bir eğitimci. Türkiye’de birçok özel okulda çalıştı. Türk eğitim sistemine 26 yıldır tanıklık ediyor. Hayatının yarısını Türkiye’de geçirdi. Özel okulların hızla büyüdüğü zamanı da gördü, ilk teknoloji laboratuvarlarının kuruluşunu da. “Sürekli harfleri değişti” dediği sınav sisteminde nasıl değişiklikler olduğuna hem bir eğitimci hem veli hem de öğrenci olarak tanıklık etti. Şu anda Tink-Teknoloji ve İnsan Kolejleri CEO’su olarak görev yapıyor.

26 yılını Türk eğitim sistemi içinde geçiren eşi Türk olan ve kızını da Türk eğitim sisteminde yetiştiren bir Amerikalı eğitimcinin gözüyle eğitim sistemini nasıl yorumluyor?

Türkiye’de çalışmaya nasıl karar verdiğinden eğitim sistemindeki değişikliklere, sürekli değişen sınavlara ve bunların öğrencileri nasıl etkilediğine kadar birçok konuda sorularımızı yanıtladı.

İşte Judd’un anlattıkları:

HAYATIMIN YARISI TÜRKİYE’DE GEÇTİ

1969 doğumluyum.  Amerikalıyım.  Bu sene 50 yaşına girdim. Hayatımın yarısı Türkiye'de geçti. Üniversite öğrenciyken bir yaz dönem Michigan Üniversitesi’nde Türkçe okudum ve Türkiye'ye ilk gelişimi 1988 yılında oldu. 1994 yılında tekrar geldim ve burada kaldım.

20 yaşındayken Wooster'de ekonomi lisans eğitimini tamamladım.  İlk öğretmenlik tecrübem o dönemde oldu.  Üniversitenin ilk yılında edebiyat ve kompozisyon dersinde başarılı bir öğrenci olduğum için bir sonraki sene profesörün yardımcısı oldum. Geriye dönüp baktığımda bu tecrübenin tüm hayatımı etkilediğini görüyorum. 

ÖĞRENCİ OLARAK TÜRKİYE’YE GELDİM

Wooster'den sonra Alabama Üniversitesi’nde eğitim fakültesine girdim ve tekrar okudum. Bu kez öğretmen olmak için okudum. Okurken de Fulbright Bursu kazandım. Hemen masterdan mezun olduktan sonra burs hakkımı Boğazici Üniversitesi’nde kullandım ve Türkçe eğitimime devam ettim.  Sonra da Türkiye’de kaldım.

 

İNGİLİZCE DERSLERİYLE BAŞLADIK

 

İlk çalıştığım okul Ata Koleji oldu. En büyük şansım girişken ve vizyoner biri olan Meltem Demirören'in yanında çalışmaktı.  Etiler'deki ilkokulumuzda bale dersleri vardı, yanında seramik, mim, bilgisayar ve ilkokulda İngilizce dersleri. Montessori program getirerek, Türkçeye çevirttik ve ilk kez uygulamaya başladık. İnterneti ilk kullananlardan birisi olduk. Üniversitelerden sonra ve ilk lise olarak kendi server ağımızla öğrencilerimize e mail hesabı oluşturduk. Bunlar çok yenilikçi çalışmalardı.

ÖZEL OKULLAR HIZLA ARTMAYA BAŞLADI

 

8 yıl zorunlu eğitim yasası çıktığında özel okulların sayısı da hızla artmaya başladı. Ana okul ve ilkokul seviyesinde yabancı dil eğitim tecrübesine sahip tek yöneticiydim. TED Ankara mezunları İstanbul’da TED okulunu açma kararı alınca TED İstanbul Koleji'nin Genel Müdür Vekili oldum. Bir okulun kuruluşunda çalışmak müthiş bir tecrübe oldu.  Eğitimde bir vizyonun olmasının ne kadar önemli olduğunu gördüm. Atatürk’ün hayalleriyle kurulan bir okulda çalıştım.

 

VAKIF OKULLARI TECRÜBEM OLDU

 

Vakıf okullarıyla çalışma tecrübesi de edindim. İlk önce Terakki Vakfı Okulları’nda sonra Irmak Okulları’nda.  Her çalıştığım bir kurum benim için ayrı master diploması gibi oldu.  Her birinde çevremden öğrendim, kendimi daha da geliştirdim. Eğitimde vakıf okulları güvenli bir liman olarak görülüyor. Bu doğru. Ama çok fazla risk alınmadığı için de yenilikler bu okullarda çok yavaş uygulamaya giriyor.

GÖNÜLLÜ DANIŞMAN OLARAK BAŞLADIM

 

Emekli olmadan çok farklı bir oluşumun bir parçası olmak istedim. Tink ise kurulduğundan bu yana yakından takip ettiğim bir okul ve mesleki hayallerim ile örtüşüyor. Önce gönüllü danışman olarak başladım. Girişken ve sınırlarımı aşıp, kendimi geliştirmeme olanak sağlayan ortam.

EĞİTİMDE ÇOK DEĞİŞİM OLDU

 

26 yıldır İstanbul'dayım, eğitimin içindeyim ve eğitimde çok değişimleri de gördüm.  Teknolojiden kaynaklanan değişim çok olumlu yönde eğitime etkiledi.  Öğrenmek için teknoloji önemli bir araç olabilir, aynı kitaplar gibi. Bunun yanında özel okulların da üniversitelerin sayısı da çok arttı. Yani seçenekler çoğaldı. Bunların tümü olumlu gelişmeler.

HARFLERİ DEĞİŞEN SINAVLAR

Eğitim sisteminde sık sık harfler değişti. SBS vardı sonra TEOG oldu, sonra LGS oldu.  Aslında fazla bir değişim olmadı, sınavlar ve stresi devam etti. 8 yıllık eğitimle beraber gelen değişim ortaokula giriş sınavının kaldırılması yerine liseye geçiş sınavının korması oldu.  Kredili sistem, sonra 8 yıllık eğitim, sonra 4+4+4, şimdi yeni bir sistem geliyor.  Her sistem değişiklikle umutlu oldum ama kökten değişim çok zor.  Sınav merkezli sisteminde başarılı olabilmek için derslerdeki eğitime ayrılan saatler ezber ve test çözmekle geçiyor.

TEST ÇÖZME BECERİSİ GELİŞEN GENÇ NE YAPABİLİR?

 

Önemli olan inovasyon ve icat.  Test çözme becerisi yüksek olan bir genç nüfustan ne kadar inovasyon ve icat bekleyebiliriz?  İfade becerisi yüksek, araştırmacı, sentez yapabilen, lider olabilen ama gerektiğinde takımın bir parçası olabilen, insani yönü kuvvetli, öz farkındalığı yüksek ve üstbilişsel (metacognitive) becerileri gelişmiş ve meraklarını gidermek kendi öğrenmesinden sorumluluk alan gençler yetiştirmemiz lazım. İşte biz bunu Tink'te yaptığımızı düşünüyoruz. Dünyaya hazır şekilde öğrencilerimizi mezun ediyoruz. Çünkü dünya endüstrisine paralel gelişen Türk endüstrisi bunu talep ediyor şu anda.  Bence son 10 yıldır bence bu makas çok açıldı Türkiye'de. Çünkü hala 30 yıl öncenin eğitim sistemine yakın uygulamalar yapılıyor.

 

İKİ SINAV ARASINA SIKIŞAN ÇOCUKLAR

Türkiye’de çocuklar lise ve üniversite sınavları arasına sıkışmış durumda. Maliyet olarak çok yüksek bedel ödüyorlar. Bu sistemde başarılı olabilmek için bir çok şeyden fedakarlık yapmaları lazım: Sanat, yaratıcılık, spor, gönüllü çalışma deneyimleri, araştırmak, zevk için kitap okumak gibi. Bunların çoğu öğrencinin hayatında yok.  Bu sınav sistem ve getirdiği kaygısı öğrencilerin hayatlarını şekillendiriyor. Önümüzdeki yıl başlayacağı söylenen yeni lise sistemine göre ise öğrenciler başvurularını üniversitelere kendileri yapacak gibi görünüyor. Yani öğrenci yerleştirilmeyecek, seçilecek. Bu ise eğitimde sistem değişikliği değil, bir devrim. Türkiye’de tüm ayarlar değişecek. Kalıba uygun öğrenci değil, farkını gösteren öğrenci prim yapacak. Bu sistemin nasıl işleyeceğini görmek gerek.

DİL ÖĞRENENLERİN SAYISI ARTTI

Yabancı dil seviyesi inanılmaz arttı Türkiye'de. 1990'ların başında İngilizce konuşmak için Üsküdar veya Robert mezunu bulmam gerekiyordu.  Şimdi berberimden başlayalım, taksi sürücülerine, polis memurlarına, mağazada çalışan gençlere kadar her yerde bazen çat-pat bazen akıcı İngilizce konuşanlara rastlıyorum. Öğrencilerde de görüyorum bunu. Ne zaman öğrenci görsem ve onlarla İngilizce konuşmaya başlasam istinasız cevap alıyorum. Sünger gibi öğreniyorlar. Bir kuşak arasında büyük fark var.

-

Chis Judd Türkiye'de öğrencilerin iki sınav lise ve üniversite sınavları arasında sıkıştığını söyleyerek, "Maliyet olarak çok yüksek bedel ödüyorlar" diyor.

 

Tink CEO'su Chris Judd ve Tink Teknoloji Müdürü Ferruh  Gürtaş ile buluştuk.

29-12-2019


Etiketler

Paylaşın arkadaşlarınızı da bilgilendirin

Paylaş