Arama sonuçları

Bakan Selçuk açıkladı: LGS kalkıyor mu?

Bakan Selçuk açıkladı: LGS kalkıyor mu?

Bakan Selçuk açıkladı: LGS kalkıyor mu? Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk Liseye Geçiş Sınavı’nın (LGS) önümüzdeki yıl da devam edeceğini açıkladı.

BAKAN SELÇUK AÇIKLADI: LGS KALKIYOR MU?

Selçuk, sonraki yıllarda LGS’nin devam edip etmeyeceğinin ise ekim ayında yapılacak toplantıda açıklanacağını söyledi. Selçuk bu yıl LGS yerleştirmelerinde yaşanan sorunların “Sistemle ilgili bir simülasyon yapılmamasından” kaynaklandığını söyledi.

12 OKUL MÜDÜRÜ SORUNU GÖRDÜ, 45 DAKİKADA ÇÖZDÜ

Selçuk, LGS'de ilk yerleştirme sonuçları açıklandıktan sonra yaşanan sorunları nasıl çözdüklerini şöyle anlattı: “Kılavuz sanki ‘nasıl olmasın’ diye hazırlanmış. 12 tane okul müdürüyle toplantı yaptık. İlçe müdürleri de geldi, 45 dakikada 12 okul müdürü sorunu gördüler, çözüm ürettiler, işi hallettiler.”

Selçuk bu toplantının ardından da LGS nakil kılavuzunun çıkarıldığını hatırlattı.

Önceki akşam yaklaşık 1 ay önce göreve gelen Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Ziya Selçuk ile eğitim yazarları buluştuk ve başta LGS olmak üzere eğitim sistemini ve planlarını konuştuk. Göreve geldiği günden bu yana LGS velilerinin kendilerini rahatlatacak sözler beklediği Bakan Selçuk’un açıklamalarından satır başları şöyle:

 

LGS VELİLERİ 2’İNCİ 3’ÜNCÜ YERLEŞTİRMEDE RAHATLAYACAKLAR

 

LGS’de, 2’inci, 3’üncü yerleştirmede rahatlama olacak. Sakin olsunlar. Sorunların ne olduğunu 12 okul müdürü anında gördü ve 45 dakika içinde çözümü ürettiler. İhtiyaçları belirlediler. Yüksek puanlı çocuklar bir okula girememiş, düşük puanlılar girmiş. Çocuklar mutsuz olmuş. Şimdi değiştirilince çocuklar mutlu oldu.

 

LGS KILAVUZU 'NASIL OLMASIN' DİYE HAZIRLANMIŞ

Nisan ayında çıkan kılavuz var. Bunun kelimesine bile dokunamıyoruz. Bir kelimesine dokunsak bu kez sınav iptal edilecek. ‘Bu kılavuzu biz yazmadık’ diyerek de çekilemeyiz. Bu kılavuz sanki ‘nasıl olmasın’ diye hazırlanmış. Ama şunu da unutmamak gerek, kılavuzu biz yazmış olsaydık da her koşulda mutsuz olacak bir kesim olacaktı.

 

LGS İÇİN SİMÜLASYON YAPILMAMIŞ

 

LGS sistemindeki sorunların nedeni bir simülasyon yapılmamasından kaynaklanıyor. Böyle bir sınav yaptığınızda ergenlikle bağlantısını, gelir dağılımının hangi diliminde ne tür sorun yaratacağını, nasıl yığılma olacağını, sınava nasıl hazırlanacağını tüm bunları görmek gerekiyordu. Bunların tümünü tasarlayarak gitmek gerekiyordu. Yani bir simülasyon yapılması gerekiyordu. Bu ise yapılmamış. Ama bunu getiren ekibin de kabahati yok. Çünkü bakanlıkta her şey günlük yürüyor. Taktiklerle yürüyor, operasyon seviyesinde yürüyor. Binaya giden şebekeyi siz doğru yapmazsanız sıkıntı yaşanır.

 

LGS VELİLERİ SAKİN VE HUZURLU OLSUNLAR

 

LGS yerleştirmelerinde velilerimiz sakin olsunlar, huzurlu olsunlar. 2’inci ve 3’üncü yerleştirmelerde bir rahatlama olacak. Sistem ince ayar gerektiriyor.

LSG KALDIRILMAYACAK, SENEYE DE SÜRECEK

“Bu sistem kötü” diyerek seneye değiştirmek istemiyoruz. Seneye de LGS sürecek. Bu sınav sisteminin getirdiği yapısal sorunların azaltılmasıyla ilgili çalışmamız var. Eski ÖSYM Başkanımız Bakan Yardımcımız Mahmut hoca (Prof. Dr. Mahmut Özer) ile bunun üzerinde çalışıyoruz. Bu sürecin yönetimi konusunda çalışma var. Bu sınava hazırlanma, sınava duygusal rehberlik yapma, velilere duyurular şeklinde bir atmosfer olacak. Bu sistemin belirsizliklerini azaltacak, rahat bir ortam gelecek.

 

ÜZERİNDE ÇALIŞTIĞIMIZ BİR SİSTEM VAR

 

Seneye de LGS var. Ama sonraki senelerde (bu yıl 7’inci sınıfta okuyanlar için) sürüp sürmeyeceğini ekim ayında yapacağımız toplantıda açıklayacağız. Çünkü üzerinde çalıştığımız yeni bir sistem var. Asıl hedefimiz kuralı yeni başlayanlara koymak, ortadakilere, bir sisteme başlamışlara yeni kural getirmemek. Nasıl bir sistemle karşılaşacaklarını en başından bilmeliler.

 

SINAV OLSUN MU OLMASIN MI?

 

Sınav olsun mu olmasın mı? Olsun ya da olmasın diye bir şey yok. Benim hayata bakışım hem o, hem bu. Bunlardan birini savunmak iyi değil. İkisinde de sistem, tasarım anlamında sorunlu. Asıl tasarım masanın bütün tasarımı. Bu masada bir tabakla oynarsan öbür parametreler değişir. Ama bunun simülasyonu yapılmalı. Sosyal maliyeti nedir, bunların hepsinin incelenmesi gerekiyor. Binanın tümüne bakmak gerekiyor. Sınav dediğiniz eğitimin bir parçasıdır. Bütün binayı görmeden değişiklikler yapılmış.

 

OKULLAR ARASINDA EŞİTSİZLİĞİ DARALTMAK GEREK

 

Okullar arasında eşitsizliği daraltmak, azaltmak gerekiyor. OECD ülkeleri arasında okullar arasında eşitsizlik yüzde 60 oranıyla en yüksek Türkiye’de. Bu eşitsizliği azaltmazsak sınav baskısını ortadan kaldıramayız.

 

EKİM’DE YOL HARİTASINI AÇIKLAYACAĞIZ

 

Ekimin ilk haftası makro bir plan açıklayacağız. Bununla topluma karşı taahhüt altına girmek istiyoruz. Neler yapılacağı, nasıl takip edileceği, tasarım belli. Bu yol haritasını açıklayacağız. Yani bizi Ekim’de bekleyin. 3 yıllık bir plan açıklayacağız.

 

STRATEJİ SEVİYESİNDE BAKILMAMIŞ

 

Bugüne kadar hiç strateji seviyesinde bakılmamış. Ben bugüne kadar üniversite tarafından, bürokrasiden baktım ve özel sektörden de bakma fırsatım oldu. Meseleyi birkaç yönden ele alıp o sinerjiden ortaya çıkan bir çerçeveyi oluşturmaya çalışıyoruz. Bu yük tarihsel bir yük. Sadece eğitimsel değil sosyolojik, antrolopolojik bir yük.

 

HEP GÜNLÜK İŞLER YÜRÜTÜLMÜŞ

 

Bugüne kadar genel operasyonel düzeyle yapılan işler var. Günlük işler yürütülmüş, kriz yönetimi şeklinde ilerlenmiş. Bir strateji seviyesinde, bir oyun kurmak olarak bakılmamış.

Rahmetli Özal döneminde ortala çıkan yapısal reformların eğitime yansımaması boyutu var. 

 

BAKANLIĞI NASIL KABUL ETTİ?

 

Eğitimde meselenin büyük olduğunun farkındayım. Cumhurbaşkanımız bana teklif ettiğinde bu işin kabul edilmemesi konusunda aklım yerindeydi. Ama beyefendinin çok güçlü iradesi var. Ancak böyle bir irade ile birleşilirse bunlar olabilirdi. Ben de bu yüzden kabul ettim. Bu yapının sürdürülebilir ve hesap verilebilir olması çok önemli. MEB’in ilk ihtiyacı sistem tasarımı, strateji ve bunun arkasından taktikler ve operasyonu yeniden tasarlamak geliyor.

 

GELECEĞE BAKANLIK EDİLİYOR

 

Milli Eğitim Bakanları kendi dönemine ilişkin değil, geleceğe ilişkin tasarım yapmalı. Bizim 3 yıllık bir plan dediğimiz aslında bir fidan anlamına geliyor. 10 yıllık bir persfektiften söz ediyoruz. Bunları yapamazsak demokrasinin de olma şansı yok.

 

BANA ‘MUHALİFLER DE SENİ SEVİYOR’ DİYORLAR

 

Doğrudur, evet bakan olmam toplumda bir yüksek beklenti yarattı. Bana sürekli ‘Sizi neden muhalifler de seviyor’ diyorlar. İyi bir beyin cerrahını solcular da sağcılar da sever. İnsanların ortak paydası çocuklar ise bunun üzerinde tüm muhalifler anlaşır. Çok yüksek bir umut ve beklenti olduğunun farkındayım, söylüyorlar da. Yüksek beklenti beni de endişelendirmiyor değil. Eğer not 89 olsa 90’a yükseltmek kolay olur da. Bana notu söyletmeyin şimdi. Ama ben çocuklarımızla ilgili güzel bir gelecek olacağına inanıyorum. Ama şunu da unutmamak gerekiyor. Eski alışkanlıklarla yeni çözümler üretemeyiz, eski alışkanlıkları dönüştürmek zorundayız. Bütün MEB dışında olup bitenler de bakanlığı etkiliyor. Dönüşümde tek başına bakanlık yeterli değil, bütünsel dönüşüm lazım.

 

BAKANLIĞI BEKLİYOR MUYDUM?

 

Bakanlığı beklemiyordum. Ben ‘Milli Eğitim Bakanı olsanız’ şeklinde bir soru geldiğinde “Allah korusun” diyen biriydim. Şimdi de “Allah cezamı verdi” diyorum. (GÜLÜYOR) Bu şans olarak kabul edilebilecek bir durum değil, aslında zulüm. Ama kuzuların (çocukları kastediyor) gözüne baktığımda bir şey yapmak gerekiyor hissiyatı çok güçlü. Bunu yapmak gerekiyordu.  

 

TORUNUMUN DOĞDUĞU GÜN BAKAN OLDUM

Torunumun doğduğu gün bakan oldum. Bir erkek torunum var. Adı Tibet. Onu bu tempoda ancak 4 kez görebildim.

 

BU YOL HARİTASINA ÖMRÜM OLURSA

Bunları gerçekleştirmek için de yeniden bir yapılandırma ihtiyacı var. Bakan yardımcılarının da olmasıyla bir ekibin toparlama süreci oluyor. Yeni nefes almaya başlayacağız diye düşünüyorum. Belirgin bir yol haritamız var. Ömrüm olursa -bunu hem mecaz hem sözlük anlamında söylüyorum- bu yol haritasını gerçekleştireceğiz.

 

ÇOCUK KAVRAMI BİLE TOKSİT HALE GELMİŞ

 

Bütünsel dönüşümü sağlamalıyız. Bugün çocuk kavramı bile toplumda toksit hale gelmiş. İnsanlar çocuklarını seviyor ama çocuk sevmiyor. Bizim çocuk algısını bile tekrar konuşmamız gerekiyor.

 

ÇOCUKLAR ÜZERİNDEN TARTIŞMA OLMAMALI

 

Eğitimdeki tartışmalar çocuklar üzerinden olmamalı. Yetişkinler bunu çocuklar üzerinden yapıyor. Ben çocuklar üzerinden yapılan tartışmalarda yokum. İmam hatipli çocuk, Anadolu liseli çocuk. Bütün çocuklar aynı. Bütün çocuklara bizim hakkaniyetli olmamız gerekiyor. Türkiye’nin çocuk algısındaki tıkanmayı aşması gerek.

 

AİLELER ÇOCUKLARI İÇİN NE BEKLİYOR?

 

Birkaç yıl önce bir araştırma yaptık. Ailelere “Çocuğunuzla ilgili ne bekliyorsunuz?” diye sorduk. Yüzde 90’ının beklentisi “Akademik olarak başarılı olsun bir de erdemli olsunlar” oldu. Aileler bu iki şeyi istiyor. Biz bu ikisini yapılandırmalıyız. Bunu yapabiliriz.

 

SINAVLARDA NETLER NEDEN DÜŞÜYOR?

İsterseniz bir sınav yaparsanız tüm netleri yükseltirsiniz. Ama asıl kaldırım taşlarına bakalım, onlar düzgün olsa Türkiye’de hata olmaz. Toplum tüm kesimleriyle birlikte senkronize gider.

 

PISA’DAN ÇEKİLMEYECEĞİZ

Türkiye PISA’dan çıkmayacak, PISA’dan çekilmeyeceğiz. Bazı iyileştirmeler yapacağız. O yarışta varız. Öğretmen yetiştirme kaynağını toparlarsak en geç iki sene içinde iyi sonuçlar alırız.

 

ÖĞRENCİLERİMİZDE SORUN YOK

 

Bizim öğrencilerimizde sorun yok. Dünyadaki çocuklar nasıl öğreniyorsa bizimkiler de aynı. Üstelik bizde ABD ile kıyaslandığında obezite, öğrenme güçlüğü daha az.

 

İHTİYAÇ TEMELLİ, BÖLGE TEMELLİ MÜFREDAT

Eğitimde bir karar alındığında bu tüm Türkiye için alınıyor. Meslek liseleri diyorsun, bu müfredat, bu karar tüm Türkiye’deki meslek liseleri için alınıyor. Oysa yatay ve dikey katmanlaşma gerekiyor. İhtiyaç odaklı müfredat gerek. Çocukların tamamına aynı matematik gerekmiyor. Herkes için ayrı müfredat olmalı, gerekirse bölge temelli olmalı.

 

MÜFRETATIN ŞÖYLE BÖYLE OLMASI BENİ İLGİLENDİRMİYOR

 

Müfredatın x ,z yapılması, müfredatın şöyle ya da böyle olması beni çok ilgilendirmiyor. Benim ana aktörüm öğretmen ve öğretmenle ilgili çalışmak istiyorum. Kazanımların yerinin değişmesini önemsemiyorum.

 

ATATÜRK GÖLGESİNDE DURDUĞUMUZ AĞAÇ

 

Atatürk bu ülkenin kurucu lideridir. Ben kendi adıma saygı duyuyorum, o bizim gölgesinde durduğumuz ağaçtır.

 

 

KEMALİZM EĞİTİMİN YAŞI TAŞI OLAMAZ

 

Ben daha 2004 yılında Kemalizm eğitimin yapı taşı olamaz demiştim. Bu da gazetelerde haber oldu. Bir şeyin sonuna izm getirirsen onu satıyorsun. Ben çocuklarımızın Atatürk’ü insan olarak tanımalarını, onunla tanışmalarını istiyorum.

 

 

TOPLUMDA AYKIRI SESLER OLMALI

 

Toplumda aykırı sesler olmalı, bu beni rahatsız etmiyor. Ben psikoloğum, aykırı sesler gerekli. Bizim omurgaya ihtiyacımız var. Ben eğitimi ideolojik değil, sosyo teknik anlamda tartışacağım.

 

TWİTLERİMİ NEDEN SİLECEĞİM?

 

İdeolojik mesele gündeme geldiğinde ben çekinmem. Benim twitlerimi gözden geçirdiler. Kaldıracak mıyım diye beklediler. Ben onları kaldırmam. Kaldıracak kadar seviyesiz değilim. Bu benim duruşum. Bu duruşun kırılganlığı çok yüksek, strese çok gelemiyor bu duruş. Çatışmalar, dedikodular olabilir. Ben legal olanla mücadele ederim. Ama asıl sorun legal olmayanlarla mücadele. Ben inancı olan adamım. Fatiha okurken neyi nereden dilediğimi bilirim. Herkes ödevini yapıyor. 

 

ATANAMAYAN GENÇ ÖĞRETMENLERE YAZIK

 

Öğretmen yetiştirme sistemi su gibi akıyor. Ama bu kadar çok öğretmen yetiştirmek gerekiyor mu? Öğretmenliğe hibrit bir model getirmek gerekiyor. Birkaç konsept üretmek gerek. Eğitim fakültelerinin farklılaştırılması gerekiyor. Bugün atanamayan öğretmen kavramı gelişti. Bu genç insanlara yazık. Onların ne suçu var?  Suçlu olan, çözüm üretmeyen bizleriz. Bu öğretmenlerin sayıları 650 bin civarında. Ama en talepkar olanlar benim tahminim 100 bin civarında Türkiye bunu 4-5 senede döndürebilir.

 

ÖĞRETMEN İLTİFAT BEKLİYORSA DAHA OLGUNLAŞIYOR

 

Öğretmene iltifat edilmeli. Ama şunu da unutmayalım. Önemli olan iltifat beklemeden marifet gösterebilmektir. Kemal’e erme budur. Öğretmen iltifat bekliyorsa olgunlaşması sürüyor demektir. Öğretmenler olgunlaşırsa çocuk onun yanında dolaşsa ona iyi gelir. Öğretmene yatırım yapmamız gerekiyor. Para veremiyorsak bile hiç olmazsa ona hatır sormak, işini kolaylaştırmak gerekir.

 

ÖĞRETMEN ODASINI ANLAMAK GEREKİYOR

 

Öğretmen Odası’nı anlamadan eğitim sistemi anlaşılmaz. O odayı siyasi hale getirmemek gerekiyor. Okul, evin birimidir. Okullara kim müdahale ediyorsa onlara müdahale etmek gerekiyor.

 

İYİ ÖRNEKLERİ NASIL ÇOĞALTACAĞIZ

 

Biz iyi örnekleri çoğaltmalıyız. 100 tane iyi hikayesi olan müdürü çağırdık. En kötü koşullarda çalışan ama başarı hikayeleri olan öğretmenler, okullar var. Ekstra para yok, imkan yok. Yoklukta başarıyorlar. Bu öğretmenlerde sadece motivasyon var. Onlar nasıl yapıyor? Bunu görmemiz, anlamamız gerekiyor.  

 

OKULLARA PROFESYONEL YÖNETİCİ

 

Okullara profesyonel yönetici maddesi yanlış anlaşıldı. Öğretmenlerin dış işlerle ilgilenmesini istemiyorum. Neden öğretmen form dolduruyor, maaş bordrosu hazırlıyor. 20 yıllık öğretmen bunları mı yapmalı? Lise mezunu genç çocuklar yapsın.

 

 

AÇIK LİSEYE GİDEN ÇOCUKLARA NE OLUYOR?

 

Açık lisenin yeniden tanzimi gerekir. Açık lisenin sosyolojik sonuçları önemli. Buradaki çocuklar ne yapıyorlar, hangi alışkanlık ediniyor, kimlerle zaman geçiriyorlar? Bunlara bakmamız gerekiyor. Açık lisenin bir toplumsal maliyeti var. O yaş grubunun açık lisede olmaması gerek.

 

 

BİZ ZEKA SEÇKİNCİSİ OLACAĞIZ

 

Çin’in üstün zekalı oranı Türkiye’nin nüfusu kadar. Toplumun eğitim konusunda kıyameti koparması gerekiyor. Biz nasıl bir dünyaya çocuk hazırlayacağız? Bu rekabetle nasıl baş edecek bu çocuklar? Bunu sorgulamak gerekiyor. Biz seçkinci olacağız. Zeka seçkincisi. Devşirmede olacak. Diploma değil, vasıf temelli bir eğitim olacak. Esnek bir sisteme ihtiyaç var.

 

SERTİFİKA PROGRAMLARI OLABİLİR?

 

Akreditasyonlar olabilir. Sertifika programları düzenlenebilir.

 

ÖZEL OKULLARI PATLATACAKMIŞIM!

 

Benim için özel okulculuktan geliyor, özel okulları patlatacak diyorlar. Bu olabilir mi? Ben özel okullara yatırım yapmayacağım. Elbette KDV’nin indirilmesi gibi onların taleplerinin arkasında olacağım. Teşvik sistemi de değişebilir.

 

FUKARA ÇOCUKLAR İÇİN ÇALIŞACAĞIZ

 

Asıl fukara çocuklar için çalışacağız. Özel okulları patlatmak vahşi kapitalizmi hızlandırır. Çocukların eşitlikten çok hakkaniyete ihtiyacı var. Fukara çocuklar için program hazırlıyoruz. Çok seksi şeyler yapacağız. 3 yaşındaki bir çocuğun evine gidecek bir oyuncak paketi, boyama paketi kesinlikle önemli. Çünkü bunların girmediği öyle evler var.

 

ÜNİVERSİTE SINAVI OLGUNLAŞMA SINAVI DEĞİL

 

‘İşlemediğimiz derslerden soru çıktı’ deniliyor. Üniversite sınavı lisedeki derslerden yapılmaz. Bu olgunluk sınavı değildir. Üniversitenin talep ettiği konulardan bu sınav yapılır. Bu sınavla ilgili de zihniyette bir değişiklik gerekiyor. Yapısal olarak bu sınav dönüştürülmeli ama toplum buna henüz hazır değil ama bir gün hazır olacak.

 

TEMEL LİSELER 2019’DA BİTECEK

 

Temel liselerle ilgili kanun var. 2019 yılında bu liseler bitecek.

 

 

 

 

 

 

12-08-2018


Etiketler

Paylaşın arkadaşlarınızı da bilgilendirin

Paylaş