Arama sonuçları

Bakan Yılmaz: Türkiye’nin birinci sorunu eğitim

Bakan Yılmaz: Türkiye’nin birinci sorunu eğitim

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Mersin Valiliği tarafından Tarsus ilçesinde bir restoranda düzenlenen "Muhtarlarla Buluşma" programında Türkiye’nin eğitim sistemini değerlendirdi. Türkiye’nin birinci sorununun eğitim olduğunu belirten Yılmaz, “Eğitimi çözersek diğer sorunları çözmek çok daha kolay olur diye düşünüyoruz” dedi. İşte Yılmaz’ın açıklamaları: 

TÜRKİYE’NİN BİRİNCİ SORUNU EĞİTİM: Türkiye'de eğitimin önemine işaret eden Yılmaz, "Eğitiminiz iyi olursa sağlığınız, güvenliğiniz de iyi olur. Eğitiminiz iyi olursa güvenliğiniz ve geliriniz artar. Dolayısıyla diyoruz ki 'Türkiye'nin birinci sorunu eğitim.' Eğitimi çözersek diğer sorunları çözmek çok daha kolay olur diye düşünüyoruz. Gerçekten çok şeyler yaptık. Temel kural şu, her şeyi demiyoruz yapmadıklarımız, yapamadıklarımız var ama çok şey yaptık." ifadesini kullandı.

EĞİTİMDE ÇÖZÜLEMEYECEK HİÇBİR SORUN YOK: Yılmaz, yarına umutla bakabilmek için eğitimin iyi gittiğinden mutlaka emin olunması gerektiğini belirterek, şöyle devam etti: "Eğitimde çözülemeyecek hiçbir sorun yok. Eğitimde ne yaptık, en önemli husus bu. Bir konunun önemli olup olmadığını bilmek, bütçenizden parayı nereye ayırdığınıza bağlıdır. Biz dedik ki eğitim bizim için en önemli iş. Şimdi bizim dönemimize geldik 122 milyar lira. Yüksek öğretim dahil eğitime para ayırıyoruz. 

EĞİTİMDE KİLİT TAŞI ÖĞRETMEN: Her 3 öğretmenden 2'sinin kendi dönemlerinde atandığına işaret eden Yılmaz, "Derslik olmasın, kitap olmasın, akıllı tahta olmasın ama öğretmen olsun. Köylerde harman yerine çıkarlarsa öğrencilerle kırda ders yapabilmek mümkün. Dershane var, akıllı tahta var, bilgisayar var ama öğretmen yoksa ders yapılmaz. O halde eğitimde kilit taşı öğretmen. Öğretmen varsa ders var. Öğretmen nitelikliyse nitelikli ders var, öğretmende sıkıntı varsa ders de sıkıntılı olur" dedi.

KALİTELİ EĞİTİM ÖĞRETMEN BAŞINA DÜŞEN ÖĞRENCİ SAYISIYLA İLGİLİ: Bakan Yılmaz, kaliteli eğitimin öğretmen başına düşen öğrenci sayısıyla ilgi de olduğuna değinerek, bir öğretmenin 40 öğrenciyle ilgilenmesi durumunda farklı, 10 öğrenciyle ilgilendiği durumda daha farklı durumun orataya çıktığını ifade etti.

DERSLİK BAŞINA DÜŞEN ÖĞRENCİ SAYISI DAHA AZ OLMALI: Derslik başına düşen öğrenci sayısının da az olması gerektiğine dikkati çeken Yılmaz, "80 yılda yapılan bir dersliğe bakın bir de bu dönemde yapılana bakın. 80 yılda yapılan derslikle hemen hemen aynı. Eskiden çok açığımız olduğu için çok şey yapmamıza rağmen o açığı kapatamadık. Derslik başına düşen öğrenci sayısı da bu da kaliteli eğitimin olmazsa olmaz unsurlarından. Bunu, ilköğretimde 36'dan 25'e, orta öğretimde de 31'den 23'e düşürdük." dedi.

HERKESE BİLGİYE ULAŞABİLME FIRSATINI VERMEK GEREKİR:  Yılmaz, öğrencilerin teknolojiyle buluşturulması gerektiğine işaret ederek, "Eskiden bilgiye ulaşabilmek zordu. Bu bilgi çağında dünkü bilgi bugün elimizin altında. Fatih Projesi de bu dönemde başlatıldı, fırsat eşitliğini sağlayalım diye. Bunun sonuçları oldu mu? Geçen yıl TEOG sınavı yapıldı. 120 sorunun tamamını yapanlardan birisi Van Erciş'ten çıktı. Bir diğeri Van'ın Edremit ilçesinden çıktı. Bir başkası Muş Varto'dan çıktı. İşte diyorum ki fırsat eşitliği budur. Türkiye'nin dört bir köşesinde neresinde olursa olsun. Her evladımıza bilgiye ulaşabilme fırsatını vermemiz gerekir. Hamdolsun burada bir mesafe aldık." ifadesini kullandı.

05-03-2017


Etiketler

Paylaşın arkadaşlarınızı da bilgilendirin

Paylaş