Arama sonuçları

Dernek ve sendikalardan ortak çağrı: Yüz yüze eğitim kesintisiz olmalı

Dernek ve sendikalardan ortak çağrı: Yüz yüze eğitim kesintisiz olmalı

Yüz yüze eğitime verilen uzun aranın ilk, orta ve liselerde 6 Eylül’den itibaren başlaması bekleniyor. Ancak eğitimciler, veliler ve öğrenciler, yüz yüze eğitimin kesintisiz işleyip işlemeyeceği konusunda kaygılı.

Yaklaşık bir buçuk yıl ara verilen yüz yüze eğitimin ilk, orta ve lise düzeyindeki okullarda 6 Eylül’den itibaren başlaması hedefleniyor. Ancak sürecin kesintisiz işlemeyeceği kaygısı da hâkim.

BirGün'den Bilge Sarıhan ve Melisa Ay'ın haberine göre, eğitimciler ve veliler, yüz yüze eğitime dönüşle ilgili kaygılarını ve sürecin kesintisiz devam etmesi için atılması gereken adımları ortak bir basın açıklamasıyla duyurdu.

Türk Tabipleri Birliği (TTB), Eğitim Sen, Türk Eğitim-Sen, Eğitim-İş, Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası, Eğit-Der, Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Öğretmenleri Derneği ve Öğrenci Veli Derneği online basın toplantısında, yüz yüze eğitim sürecinin gerekli önlemler alınarak kesintisiz bir şekilde işletilmesi gerektiğinin altını çizdi. Basın toplantısında konuşan TTB’den Dr. Sevcan Karakoç, “Okullar çocuklar koruyucu sağlık hizmetlerini de alabildikleri bir ortam oluşturuyor. Okullar kapandıktan sonra stresle birlikte intihar, anksiyete, depresyon vakaları arttı” dedi. Eğit-Der Genel Başkanı Tahsin Doğan, çocukların sosyal ilişkilerinin gelişmesinde okulların rolünü vurgulayarak “İki yıldır çocukları heba ediyoruz” dedi.

"GENÇ KUŞAKLAR KAYBEDİLİYOR"

Üniversiteler düzeyinde yüz yüze eğitimi değerlendiren Prof. Dr. Adnan Gümüş, “Eğitim teknolojilerinin yaşam alanının kendisinin yerine geçme imkanı yoktur. Okul diyalogdur, diyalog ortamını ortadan kaldırarak eğitimi sürdüremezsiniz” dedi. Genç kuşakların kaybedildiğini vurgulayan Gümüş “Bunun uzun vadede zincirleme etkileri olacaktır” ifadelerini kullandı.

TTB Okul Sağlığı Çalışma Grubu’ndan Dr. Tomris Cesuroğlu, velilerin özellikle hijyenle ilgili kaygılarının hafiflemesi gerektiğinin altını çizdi. Cesuroğlu, “Avrupa, sadece camları açıp sınıfları havalandırarak okullarını açabildi” dedi. Bulaş riski ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Cesuroğlu, “Deltanın çocukları özel olarak tutması söz konusu değil. Daha önceki varyantlarda da bu yoktu. Çocuklar grip olacak diye okula göndermekten vazgeçmiyorsak koronavirüste de bu endişeyi taşımamalıyız” dedi. TTB Okul Sağlığı Çalışma Grubu Üyesi ve Okul Hekimi Dr. Gülgün Kıran, okulların diğer ortamlardan çok daha güvenli olduğunu belirtti. Kıran, “Çocuklar eğitimcilerin rol modelliğinde pandemi kurallarına daha fazla uyum sağlama eğiliminde” dedi. Siyaset Bilimci Aysuda Kölemen, salgında alınan kararların siyasi olduğunun altını çizdi.

ÖĞRENCİLER AŞILANMALI

Öte yandan Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz BirGün’e yaptığı açıklamada, yüz yüze eğitimde devamlılık için eğitimcilerin ve öğrencilerin aşılanmasının şart olduğunu belirtti.

Yavuz, birçok ülkede uygulanan hızlı test uygulamasının da hayata geçirilmesi gerektiğini aktardı. Yavuz, “Okullar açılmadan bu havalandırma ile ilgili belirli önlemlerin alınmasının yanında okulların açılmasıyla sık aralarla test yapıldığı zaman öğrencilere okulları uzun süreli açık tutmak daha çok mümkün olacaktır. Ancak bu önlemlerin getirilmesi ile okullar uzun süreli açık kalabilir” ifadelerini kullandı. Bilim Kurulu Üyesi, eğitime öncelik verilmesi gerektiğini dile getirirken salgını kontrol edebilmek adına okulların tekrar kapatılmaması gerektiğini kaydetti.

UYGUN KOŞULLAR YARATILMALI

Sekiz örgütün ortak basın açıklamasında, MEB’in kesintisiz eğitimi sağlamak için atması gereken adımlar şöyle sıralandı:

1- Eğitimin vaka sayılarındaki dalgalanmalardan etkilenmemesi için sınıf mevcutlarının seyreltilebilmesi ve hasta veya temaslı olmaktan dolayı görevine devam edemeyen öğretmenlerin ikamesi için öğretmen sayısının acilen artırılması önemlidir.
2- Sınıf mevcudu yüksek olan okulların tespit edilerek bu okullarda gerekirse 7 gün eğitim yapılabilecek şekilde planlama yapılmalıdır.
3- Eğitimin aksamadan sürdürülebilmesi için acilen geçici ve kalıcı ek derslikler oluşturulmalıdır.
4- Okulların fiziksel özelliklerinin yaz döneminde gözden geçirilmesi, çocuk ve sağlık dostu bir tasarım planlanması, pencereleri açılmayan sınıfların derslik olarak kullanılmaması için gerekli denetimin yapılması gerekmektedir.
5- Geçtiğimiz eğitim döneminde okullarda görülen yetişkin ve öğrenci vakalar ve okul içi bulaşmanın olup olmadığı, varsa ne ölçüde olduğu konusundaki veriler SB ve MEB tarafından şeffaf bir şekilde toplumla paylaşmalı; epidemiyolojik raporlama düzenli yapılmalıdır.
6- Okul sağlığı ve güvenliği konularında okul idarecilerine, çalışanlarına ve öğretmenlere pandemi kurallarının uygulanışı konusunda eğitim vermesi sağlanmalıdır.
7- Okullarda yönetici ve öğretmenlerin pandemi süresince ihtiyaç duyduğu moral ve motivasyon desteği sağlanmalıdır.
8- Eğitime kayıt olması gereken tüm çocuk ve gençlerin tespiti ve eğitimden kopmuş olanların okula dönmesi için çalışmalar yapılmalıdır.
9- Çocukların psikososyal ve bilişsel gelişim açısından bulundukları durumun tespiti, bu açıdan destek ihtiyaçlarının belirlenmesi, psikososyal kayıpları gidermeye odaklı kısa, orta ve uzun vadeli bir telafi programı oluşturulmalıdır.
10- Çocukların öğretimle ilgili kayıplarının belirlenmesi, müfredatın kritik olmayan bileşenlerinden ayrılarak öğretim açısından çekirdek müfredata ulaşılması öncelenmelidir.
11- Okullar tüm çocuklar için devam mecburiyeti ile açılmalı ve haftanın tüm günleri tam gün açık tutulmalı; istisnalar dışında çocuğu okula göndermek veli inisiyatifine bırakılmamalıdır.
12- İkili öğretim yapılması sınıf mevcudu açısından mecburi ise yüz yüze ve uzaktan harmanlanmış eğitim için teknik altyapı hazırlanmalı ve öğretmen sayısı artırılmalıdır.
13- Okulların el sabunu ve maske ihtiyaçları şimdiden tedarik edilerek gönderilmelidir.
14- Alt yapı ve personel eksiklerin giderilmesi için gerekirse ek bütçe talep edilmelidir.

DÜNYADA OKULLARIN SON DURUMU

28 Haziran 2021 itibarıyla 210 ülkenin yüzde 57’sinde okullar tamamen açık, yüzde 26’sında kısmen açık, yüzde 8’inde ara tatil, yüzde 9’unda ise kapalı. Aralarında Almanya, Avusturya, Danimarka, İngiltere, İsrail, ABD gibi ülkelerin bulunduğu bazı ülkeler, okullarda rutin hızlı antijen testleri kullanarak yüz yüze eğitimi tamamen açık/kısmen açık statüsünde sürdürmeye devam ediyor.

Almanya’da çocuk bakım evlerinde, kreşlerde, ilköğretim okullarında veya özel okullarda çalışan öğretmenlerin ve diğer çalışanların aşı olmasına ilişkin düzenlemeler yapıldı ve eğitim sektöründe çalışanlar öncelikli gruplar arasına dahil edildi. Aşılama sürecine yavaş bir başlangıç yapan Almanya süreci hızlandırarak nüfusunun yüzde 34’ünü tamamen aşıladı. Mevcut durumda, 12 yaş ve üzeri tüm vatandaşlar aşı olabiliyor.

İtalya Ulusal Baş Öğretmenler Derneği Başkanı Antonello Giannelli’nin açıklamalarına göre, İtalya’daki okul personelinin yüzde 80’inden fazlası aşılandı ancak kaç öğretmenin ikinci doz aşısının olduğu bilgisi henüz net değil. İtalya, 25 Haziran 2021 itibarıyla nüfusunun yüzde 28’ini aşıladı.

Amerika Birleşik Devletleri’nde 25 Haziran 2021 itibariyle nüfusun yüzde 46’sı tamamen aşılandı. ABD Salgın Hastalıkları Kontrol ve Önleme Merkezi’nin Nisan 2021’de yaptığı açıklamada öğretmenlerin ve eğitim çalışanlarının yüzde 80’inin aşılandığı ve geri kalan personelin ise tüm eyaletlerde istedikleri zaman aşı randevusu alıp aşı olabileceği duyurulmuştu. Mevcut durumda, 12 yaş ve üzeri tüm vatandaşlar aşı olabiliyor.

Hollanda’da ilkokullar ve çocuk bakımevleri, 8 Şubat’ta tamamen açıldı. İlkokul öğretmenlerine hızlı antijen testi uygulanması için çalışmalara başlanacağı duyuruldu.

14-08-2021


Etiketler

Paylaşın arkadaşlarınızı da bilgilendirin

Paylaş