Dünyanın her yerinde matematikten nefret ediliyor

Dünyanın her yerinde matematikten nefret ediliyor. Matamatik Türk öğrencilerin hem ulusal hem de uluslararası sınavlardan en başarısız oldukları derslerden biri. Birçok öğrenci için fen de matematik de korkulan, sevilmeyen bir ders. Hatta Varkey Foundation tarafından her yıl düzenlenen “Küresel Öğretmen Ödülü” finaline kalan 10 öğretmenden biri olan Maarit Rossi’ye göre “Dünyanın her yerinde matematikten nefret ediliyor.” 

Matematiği 30 yıldır sevdirmek için uğraşan ve aynı zamanda Paths to Math Platformu kurucusu Rossi, bakın matematik eğitimi ile ilgili neler anlatıyor: 

DÜNYANIN HER YERİNDE MATEMATİKTEN NEFRET EDİLİYOR 

Matematiğin sevilmemesi ve öğrencilerin başarısız olması sorunu sadece Türkiye'ye özgü değil. Dünyanın her yerinde matematik en çok nefret edilen derslerden biri haline geliyor. Bunun düzeltilmesi için dört önemli mihenk taşı var. 

MATEMATİK DİĞER ALANLARLA BAĞLANTILI

Bu mihank taşlarından ilki, disiplinlerarası matematik. Bu nedir? Matematiğin toplumun diğer alanlarıyla bağlantı içinde öğretilmesi gerektiğidir. Finlandiya Kızıl Haç'ıyla yürütülen bir sistemden örnek verebilirim. Öğrencilere şöyle bir soru vermişler.‘Bir ülkede 11 tane mülteci kampı var ve bir milyon insan var. Bu insanlara bu mülteci kamplarına gıda dağıtımı nasıl yapılmalı?’

MATEMATİĞİ GERÇEK HAYATIN İÇİNDE KULLANMAK ÖNEMLİ

Böylelikle öğrenciler var olan gıdaya kaç tane kamyon gerektiğini, bu kamyonların ebadının ne olması gerektiğini, hangi rotaları kullanması gerektiğini, mültecilere dağıtılması gereken gıdalarda günlük kalorilerinin nasıl ayarlanması gerektiğini bu sorunun içerisinde çözmeye çalışmışlar. Böylelikle matematiği kullanmışlar. Matematiği gerçek hayattaki bir problemle bağdaştırmışlar. Çocuklara kaç elmanın kaç muzun kaç kişi arasında dağıtılacağını çözdürdüğünüz zaman bunu gerçek hayatla bağdaştıramıyor. 

YAPARAK ÖĞRENMEYE TEŞVİK ETMEK GEREKİYOR

İkinci mihenk taşı, yaparak öğrenme. Bazı alanlarda bu eğitim çok teorik veriliyor. Oysa ki öğrencilerin başarılı olabilmeleri için yaptıkları bir şeyi inşa etmeleri, bir şeyi ortaya çıkardıklarını görmeleri ve buna dokunmaları gerekir. ‘Küp nasıl yapılır?’ diye sorduğumda bazı öğrenciler çizerek değil yaparak, tasarlayarak daha rahat anlıyorlar. Böylelikle küpün nasıl bir şey olduğunu anlıyorlar. Öğrencilerin bu tarz yaparak öğrenmeye de ihtiyaçları var. 

SOSYAL YANİ PAYLAŞARAK ÖĞRENME ÖNEMLİ

Üçüncü mihenk taşı, sosyal öğrenme. Çoğu zaman öğrencileri sıralarda oturtup ses çıkartmamaları gerektiğini ve tek başına soruları çözmelerini istiyoruz. Oysa bu yanlış. Ne kadar öğrenciler kendi aralarında bir matematik problemini nasıl çözdüklerini, nasıl karar aldıklarını tartışırlarsa o kadar rahat öğrenirler. Ne kadar çok öğrencilerin birbirleriyle iletişim halinde olmalarını sağlarsak matematik öğretimini de o kadar kolaylaştırabileceğimizi düşünüyorum. 

ÖĞRENCİLERİNİZE PRATİK YAPTIRIN

Son olarak da pratik. Bunu herkes söylüyor "Pratik yapın, alıştırma yapın." Ama bunu dediğimizde ne yapıyoruz? Öğrencileri bilgisayarlarının başına ödevlerini yapmaları için, problemleri çözmeleri için kendi başlarına bırakıyoruz. Bilgisayarlar şu anda teknolojik olarak da öğretim sürecinin çok önemli bir parçası. Bilgisayarlar sadece öğrenmenin bir parçası. Çocuklara bu fırsatları verirseniz o zaman matematiği de seviyorlar.