Arama sonuçları

Öğretmenlerin kaybı arttı, nedeni aşılanmama

Öğretmenlerin kaybı arttı, nedeni aşılanmama

40 günlük normalleşme sürecinde en az 26 öğretmenin yaşamını yitirmesi hakkında konuşan Eğitim Sen Genel Başkanı Nejla Kurul, Bakan Koca’nın "herkes sorumlu" sözlerini de hatırlatarak “ Bu sonucun sorumlusu siyasal iktidardır” dedi.

Cumhuriyet Gazetesi'nden Tuğba Özer, Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Genel Başkanı Nejla Kurul ile öğretmenlerin ve öğrencilerin pandeminin başından itibaren yaşadıkları sürece ilişkin konuştu. Öğretmenlerin, öğrencilerin önceki yıl kazandığı yeterliklerle bir yıl sonrası arasında ciddi kayıpların olduğunu ifade ettiklerini söyleyen Kurul’a göre, çocuklar ciddi öğrenme kayıpları yaşadı. Nejla Kurul, Tuğba Özer'in sorularını cevapladı:

‘SORUMLULUKTAN KAÇAMAZLAR’

En yakıcı mesele ile başlayalım. 40 günlük normalleşme sürecinde en az 26 öğretmen yaşamını yitirdi. Bu ölümler önlenebilir miydi, ölümlerin sorumluluğu kimde? 

Covid-19 salgınında karşı karşı kalınan ağır tablo nedeniyle Sağlık Bakanına bu tablonun sorumlusunun kim olduğu sorulduğunda “herkes sorumlu” yanıtını vermişti. Oysa kısa süreli ciddi bir kapanma yerine aç-kapa önlemleri ile toplu ve kontrolsüz açılmalar ve etkisiz kapanmalarla bir yıl geçirdik. Önlem politikalarını muhalefet partileri, sendikalar, meslek örgütleri ve sivil toplumla tartışmayan, sağlık verilerini açık ve şeffaf biçimde kamuoyu ile paylaşmayan siyasal iktidar bu sonucun sorumlusudur. Herkese dağıtarak kendi sorumluluklarından kaçamazlar.

ÖĞRETMENLERE GEÇ Mİ KALINDI?

Öğretmenlerin aşılanmasında neden bu kadar geç kalındı?

Her nedense yeterli aşı temin edilemedi. Temin edilen aşılar da en çok ihtiyaç duyulan alanlardan, kapalı ve kalabalık ortamlarda çalışan insanlardan başlanarak iyi bir takvime bağlanamadı.

Biz artan vaka sayıları, can kayıpları nedeniyle gelir güvenceli 28 günlük bir kapanmanın en uygun önlem olacağını ifade etmiştik. Bu kararın sonucunda okullar da 28 gün ertelenmiş olacaktı. Bu süreç içinde öğretmenlerin aşılanmasına da hız verilebilirdi. Bir yandan da vakalar gerilemiş olur, öğretmenler için aşılamanın ikinci dozu için zaman kazanılmış olurdu. Ama siyasal iktidarın aç-kapa taktiği ile salgın yönetilmeye çalışılıyor. Her gün 270’in üzerinde yurttaşımızı önlenebilir ölümlerde yitiriyoruz. Kararları yerinde bulmuyoruz.

‘PİYASACI ANLAYIŞIN SONUÇLARI’

Aşılama tamamlanmamışken bazı okullarda yüz yüze eğitime devam edilecek. Bu kararı nasıl yorumluyorsunuz?

Şu anda okul öncesi eğitim kurumları açık, ilkokullar kapalı ama aşıya ilkokul öğretmenlerinden başlandı.

Bilimsel araştırmaların verileri incelenerek hangi öğretim düzeyinin ilk önce aşılanacağına karar verilebilirdi. Örneğin köy okullarının, okul öncesi eğitim kurumlarının, ana sınıflarının ve ilkokulların kararlı biçimde açık tutulması kararı alınmış olsaydı, ilk etapta bu okulların öğretmenleri aşılanırdı.  Köy öğretmenlerinin hala bir kısmı aşılanmadı.  Ortaokul ve liseler uzaktan eğitime yönlendirildikleri için daha sonra aşılanabilir, nihayetinde tüm öğretmenlerin bir an evvel aşılanması sağlanabilirdi.

Öğretmenlerin çok az bir bölümü aşılanmışken, futbolcular ve turizm çalışanlarına aşıda öncelik verildi. Sizce bu politikanın nedeni nedir?

Bu kararlar toplum sağlığını değil, ekonomiyi ve devletin ve piyasaların seçkinlerini önceleyen anlayışın sonuçları. Gelir ve servet sahipleri ya aşının olduğu ülkelere gidiyorlar ya da bir biçimde Türkiye’de aşıya ulaşıyorlar. Duyuyoruz ki aşı randevusuna gelmeyenlerin aşıları günün sonunda çağrılan kimi kişilere yapılıyor.

Yaklaşık 1 yıl boyunca öğrenciler uzaktan eğitim almak zorunda kaldı. Ortaya çıkan eşitsizlikleri de düşünürsek, bu öğrencilerin eğitim hayatında nasıl bir sonuç doğuracak?

Öğrenciler yaklaşık bir yıl ne yeterli bir uzaktan eğitimle ne de yüz yüze eğitimle karşılaştılar. En zayıf ve kırılgan çocuklar, yoksul öğrenciler, çalışan çocuklar, kız öğrenciler, anadili farklı olan, özel gereksinimli ve mülteci çocuklar oldu. Ne var ki evde kapalı kalan her çocuk bu süreçten etkilendi. Öğrencilerde kaygı, keder, uyaran eksikliği nedeniyle bilişsel ve duygusal gelişme eksikliği, hareketsizlikten kaynaklanan kasa ve kemik rahatsızlıkları, obezite ve internet bağımlılığı gibi sorunlar görülüyor. Öğretmenler öğrencilerin önceki yıl kazandığı yeterliklerle bir yıl sonrası arasında ciddi kayıpların olduğunu ifade ediyorlar. Siyasal iktidar bu süreçte çocukların ve öğretmenlerin sağlık ve eğitim hakkını önceleyen bir politika izlemedi. Çocuklar ciddi öğrenme kayıpları yaşadılar, önlemler alınıp okullar açılabilirse bu kayıplar etkili telafi programları ile kapanabilir. Ancak gerek Cumhurbaşkanlığı Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu ve gerekse Milli Eğitim Bakanlığı’nın böyle bir hazırlık yaptığını henüz görmüyoruz.

ÖĞRETMENLER ÖLÜMLER NEDENİYLE KAYGILI

Sahadaki öğretmenlerle temas ettiğinizde size ne gibi endişelerini iletiyorlar?

Öğretmenler, vaka ve vefat sayılarındaki artış nedeniyle ciddi anlamda kaygılılar. Özellikle kalabalık dersliklerin olduğu bölgelerde bu daha sık ifade ediliyor. Aşılamada geç kalındığını, okullar açılmadan aşılamanın tamamlanmış olması gerektiğini düşünüyorlar. 100 binin üzerinde öğretmen sözleşmeli, yani güvencesiz. Yine öğretmenler fiyat artışları ve vergi yükleri nedeniyle pahalanan hayat karşısında ücretlerinde düşüşü ve vaatlere karşın 3600 ek gösterge hakkı sözünün tutulmadığını ifade ediyorlar.

‘28 GÜN KAPANMA ELZEM’

Geldiğimiz aşamada yapılması gerekenler nedir?

Gelir destekli olacak biçimde 28 gün kapanma elzem gözüküyor. Aşı olan 65 yaş üstü bireyler ve bulaş riski daha düşük olan çocuklar eve kapatılıyorlar alınan kararlarla. Oysa toplu bir kapanmanın ardından çocuklar için okulları açmayı,  yaşlıları yaşama dahil etmeyi ve öğretmenleri aşılayarak sağlıklı ve güvenli bir çalışma hakkını önceleyen politikalar üretilmeli. Öğretmenlerin aşılanması kademeli olacak denilerek aylara yayılacak bir uygulama olmamalı, çok kısa bir süre içinde tüm öğretmenler aşılanmalıdır.

19-04-2021


Etiketler

Paylaşın arkadaşlarınızı da bilgilendirin

Paylaş