Arama sonuçları

Eğitim-Sen'den açığa alma kararına iptal davası

Eğitim-Sen'den açığa alma kararına iptal davası

Eylül 2016’da Milli Eğitim Bakanlığı’nın valiliklere yazı göndererek 11 bin 301 personelin açığa alınmasının ardından görevden alma kararının iptali için Eğitim-Sen tarafından Danıştay’da dava açıldı.

Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı eğitim kurumlarında görev yapan 11 bin 285 personelin bölücü terör örgütüne karşı yürütülen iç güvenlik operasyonları ile güvenlik amacıyla alınan diğer tedbirleri ve bazı illerde ilan edilen sokağa çıkma yasağını akamete uğratmak ve eğitim öğretim hakkını engelleyici nitelikte eylemlere katılarak terör örgütüne destek verici nitelikte faaliyetlerde” bulunduğunu belirtmiş ve bu kişilerin görevden uzaklaştırılmalarına karar verilmişti.

Eğitim-Sen’den yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: 

“Milli Eğitim Bakanlığı İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü’nce 8 Eylül 2016 günü tüm valiliklere birer yazı gönderilmiş, 11.301 personelin görevden uzaklaştırıldığı (açığa alındığı) bildirilmişti.
9 bin 843’ü Eğitim-Sen üyesi olan 11 bin 301 eğitim çalışanını görevden uzaklaştıran Bakan Onayının iptali için Danıştay’da dava açtık. Görevden uzaklaştırılmalarına karar verilen üyelerimizin ayrıca ve tek tek dava açmasına gerek yok. Bu davanın sonucu bütün üyelerimizi etkileyecektir. Mahkeme kararı beklenmeden görevden uzaklaştırılan üyelerimizin bir an önce göreve başlatılmaları için, bakanlık, hükümet, ana muhalefet ve muhalefet partileri ile uluslararası kurum ve kuruluşlar nezdindeki girişimlerimiz de sürmektedir.”

İşte Eğitim-Sen tarafından 11 bin 301 kamu görevlisinin görevden uzaklaştırılmasına ilişkin iptal istemiyle açılan dava dilekçesinde yapılan açıklamalar: 

İŞ BIRAKMA EYLEMİNE KATILAN DOĞU’DAKİ PERSONEL AÇIĞA ALINDI: Görevden uzaklaştırılmalarına karar verilen ve EĞİTİM SEN üyesi olan personelin neredeyse tamamı sendika tarafından 29 Aralık 2015 günü yapılan iş bırakma eylemine katıldığı, iş bırakma eylemine katılanlardan, yalnızca doğu ve güneydoğu anadolu bölgeleri ile Artvin ve Hatay’da görev yapan personel görevden uzaklaştırıldığı belirtildi. 

BATIYA ATANAN PERSONEL GÖREVDEN UZAKLAŞTIRILMADI: Aynı iş bırakma eylemine katılan sendika üyelerinden, 29 Aralık 2015 tarihinde ülkenin batısında görev yapan personellerin eylem tarihinde doğu ve güneydoğu anadolu bölgeleri ile Artvin ve Hatay’da görev yapan personelden bu arada ülkenin batısına atananlar hariç hiçbir personelin hakkında görevden uzaklaştırma kararı alınmadı.

HAKSIZ VE HUKUKA AYKIRI: Salt sendikanın aldığı iş bırakma eylemine katıldıkları ve doğu ve güneydoğu anadolu bölgeleri ile Artvin ve Hatay’da görev yaptıkları için sendika üyelerinin görevden uzaklaştırılması haksız ve hukuka aykırı olduğundan, binlerce kamu görevlisinin görevden uzaklaştırılmasına ilişkin makam onayının öncelikle yürütmesinin durdurulması, daha sonra iptaline karar verilmesi istemiyle bu davayı açmamız zorunlu olmuştur.

EYLEMDEN 9 AY SONRA UZAKLAŞTIRILDI: Sokağa çıkma yasaklarının tamamen sona ermesinden yaklaşık beş ay sonra, sokağa çıkma yasaklarını akamete uğrattıkları iddiasıyla, binlerce kamu görevlisinin görevden uzaklaştırılmasının, kamu hizmetlerinin gerektirdiği bir hal olamayacağı açıktır. Binlerce kamu görevlisinin görevi başında kalmasında da esasen hiçbir sakınca yoktur. Çünkü sendika üyeleri, görevden uzaklaştırma kararında açıkça belirtilmemiş olsa da, katıldıkları bir sendikal eylem nedeniyle ancak bu eylemden yaklaşık 9 ay sonra görevden uzaklaştırılmıştır.

EĞİTİM ÖĞRETİMİ AKSATTIKLARI İDDİASI GERÇEK DEĞİL: Sendika üyelerinin eğitim ve öğretimi aksattıkları iddiası da gerçeği yansıtmamaktadır. Eğitim-Sen tarafından 29 Aralık 2015 günü gerçekleştirilen iş bırakma eyleminin amacı, tam tersine ve sendikanın aldığı kararda da belirtildiği üzere “... Söz konusu bölgelerde binlerce öğretmenin izine gönderilmesi sonucunda onbinlerce öğrencinin eğitim hakkının askıya” alınmasını protesto etmektir.

KAMU GÖREVLİLERİ TOPLU EYLEM HAKKINA SAHİP: Kamu görevlilerinin, sendikalarının aldığı kararlar doğrultusunda toplu eylem hakkına sahip oldukları temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmıştır. Bu konuda çok sayıda AİHM, Anayasa Mahkemesi, Danıştay ve idari yargı kararı bulunmaktadır. Sendikanın kararı doğrultusunda, iç hukuk ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan demokratik bir hakkın kullanılması bu nedenle suç olarak değerlendirilemez.

23-09-2016


Etiketler

Paylaşın arkadaşlarınızı da bilgilendirin

Paylaş