Arama sonuçları

Eğitim sistemi deneme-yanılma yöntemiyle değişiyor

Eğitim sistemi deneme-yanılma yöntemiyle değişiyor

Eğitim sistemi deneme-yanılma yöntemiyle değişiyor. Türk Eğitim Sen eğitimin öncelikli sorunlarını öğretmen açığı, ücretli öğretmen istihdamı, derslik açığı, okullarda alt yapı yetersizlikleri, araç-gereç ihtiyacı olarak sıralarken, eğitimdeki tüm önemli kararların deneme-yanılma yöntemi ile alındığını savundu.   

Türk Eğitim Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan eğitimde yaşanan sorunları şöyle özetledi: 

YÖNETİCİLER TORPİL İLE ATANIYOR: Okul yöneticiliğinde kabiliyet, bilgi, donanım bir kenara atılmış; mülakat sistemi getirilerek, liyakat hiçe sayılmıştır. Böylece okul müdürü olmak için torpil arama dönemi başlamıştır. Yandaş sendika üyesi değilseniz, ağzınızla kuş tutsanız da okul müdürü olamıyorsunuz. İnsanlar bilgisini artırmak yerine, bu tür yapılardan torpil bularak okul yöneticisi olmaya çabalamaktadır. 

YARGIYA RAĞMEN GERİ DÖNEMİYORLAR: Haksız, hukuksuz yere görevden alınan okul yöneticileri dava açtı, yargının lehine karar verdiği yöneticileri MEB göreve döndürmüyor. 

SÖZLEŞMELİ VE MÜLAKATLI ÖĞRETMEN ALIMI: 2011 yılında kaldırılan sözleşmeli öğretmenlik alımı geri getirilmiş, üstelik bu kez bir de mülakat öğretmenlerin önüne konulmuştur. Sözleşmeli öğretmenlerin en büyük sorunu 6 yıl boyunca hiçbir yere kıpırdayamayacak olmalarıdır. Sözleşmeli öğretmenlik; insanları iş güvencesiz çalıştırmaktır, öğretmen üzerinde baskı kurmaktır,  köle pazarına adam bulmaktır. Cumhuriyet tarihinde ilk kez öğretmenler mülakatla atanmaya başlamıştır. ‘Nitelikli öğretmen alacağız’ diye yola çıkanlar, maalesef nitelikli torpil dönemini başlatmıştır. KPSS’den 97 puan alan bir kişiye mülakatta 47 puan verilmiştir. Sözleşmeli ve mülakatlı öğretmen alımının iptali için dava açıldı, karar bekleniyor. 

100 BİN ÖĞRETMEN ATANMALI: Bakan Yılmaz, son yaptığı açıklamada ülkemizin net 96 bin 68 öğretmen ihtiyacı olduğunu açıkça belirtmiştir. 2017 yılı içindeki 60 bin sözleşmeli memur kadrosunun yarısının MEB’e tahsis edileceği, Şubat’ta 10 bin atama yapılacağı söylense de, 2017 yılında ne kadar atama yapılacağı belli değil. Şubat ayında en az 30 bin atama yapılmasını, 2017 yılının sonuna kadar da öğretmen atama sayısının 100 bine ulaşmasını talep ediyoruz. Ayrıca öğretmen alımları asla ve asla sözleşmeli ve mülakatlı olmamalı, tüm öğretmenlerimiz kadrolu olarak atanmalıdır.

ROTASYON EĞİTİME KATKI SAĞLAMAZ: MEB, rotasyon uygulamasından 2015 yılının Ağustos ayında vazgeçmişti. Ancak geçtiğimiz aylarda Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz rotasyonu getireceklerini açıklamıştı. Rotasyon uygulaması fayda getirmez, büyük bir öğretmen göçü başlatır. Rotasyon, öğretmenlerin önemli haklarından bir tanesi olan, zorunlu hizmet görevini tamamladıktan sonra bulunduğu okulda istediği kadar çalışma hakkını da elinden almaktadır. 

DİPLOMAYA BAĞLI ALAN DEĞİŞİKLİĞİ: Diplomaya bağlı alan değişikliği yönetmelikte olmasına rağmen bir takvime bağlanmamıştır. Bu yüzden dava açtık. Şu anda diplomaya bağlı alan değişikliği ile ilgili bir çalışma olduğunu biliyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri, görüşmelerimizde, alan değişikliğinin yapılacağını belirtseler de hala kamuoyuna resmi bir açıklama yapılmadı. Bu konuda ne bekleniyor? Milli Eğitim Bakanlığı bu konuyu neden bu kadar uzatıyor?

PERFORMANS SİSTEMİ: Performans sistemi getirilmesi için çalışma yapılarak, sözüm ona kamuda verimliliği sağlamak hedeflenmektedir. Bize göre asıl amaç, kamu çalışanlarının, öğretmenlerin iş güvencesini elinden almaktır. Performans da tıpkı mülakat gibi; kişisel ilişkileri, torpili, siyasi, ideolojik görüşleri esas almak demektir. 

ÖĞRETMEN AİLELERİ AYRI DÜŞTÜ: Ailelerin bir kısmı hala birleştirilememiştir, eşler, çocuklar birbirinden ayrı yaşamaktadır. Bazı ilçeler arasında 150-200 kilometre vardır ve bu mesafe iki il arasındaki mesafeden daha fazladır. Dolayısıyla bu öğretmenler her gün o kadar kilometre gidip gelemeyeceklerine göre zorunlu olarak ailelerinden ayrı yaşamak zorunda kalmaktadır.

MÜFREDAT TASLAĞI ELEŞTİRİLERİ: Sık sık değiştirilen eğitim sistemi, reform adı altında sunulan bazı taslakların, uygulamaların aslında eğitimimizi daha da geriye götürdüğüne yıllar içinde şahitlik ediyoruz. Bunun en büyük örneğini de 4+4+4 sisteminde yaşadık. Son olarak Milli Eğitim Bakanlığı müfredatta bir düzenlemeye gidiyor. Müfredat taslağı ile ilgili en büyük tartışma Atatürk konuları ile ilgili olmuştur. Yeni müfredatta sözde bir sendikanın TC İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük dersinin kaldırılmasına yönelik bir talebi vardı. Bakanlık bu anlayışını muhafaza eden ve kendi ideolojik saplantılarını müfredata sızdırmak amacındaki yapıların etkisi altında kalmaz.

ÜNİVERSİTEDE AÇIK UÇLU SORULAR: 2017 yılı Türkiye’sinde hala eğitimde sistem tartışması yapıyoruz; üniversite sınavının, liselere girişin nasıl olması gerektiği hakkında ihtiyacı karşılayacak sistemi bulamamış ve nasıl bir uygulama gerektiği hakkında fikir yürütüyoruz. Son olarak LYS’ de açık uçlu sorular sorulacağı açıklanmıştır. Açık uçlu soruların hangi sonuçları doğuracağını, bu şekilde sağlam bir ölçme-değerlendirme yapılıp, yapılamayacağını bile bilmiyoruz. Kısacası eğitim sistemine adeta deneme-yanılma yöntemiyle karar veriyoruz.

 

25-01-2017


Etiketler

Paylaşın arkadaşlarınızı da bilgilendirin

Paylaş