Arama sonuçları

Eğitimde liyakata uyan atamalar olmalı

Eğitimde liyakata uyan atamalar olmalı

Eğitimde liyakata uyan atamalar olmalı. Meclis’te on gün süren MEB tasarısı görüşmelerine ilişkin Milli Eğitim Komisyonu üyesi CHP’li Ceyhun İrgil şöyle yorum yaptı: “Bu ülke psikoz geçiriyor. Bu ülkenin bu psikoza son vermesinin tek yolu var; her alanda, özellikle eğitimde kurallara, liyakata uyan atamalar ve duyarlı vicdanlı yöneticiler.” 

MEB Teşkilat Yasa Tasarısı'nı İrgil şöyle değerlendirdi: 

YURTLARDA SORUN VAR DEDİK: Her fırsatta CHP olarak eğitim alanındaki sorunları dile getirdiklerini belirten İrgil, “Yasa tasarısı görüşmeleri sırasında Adana’da 11 kız çocuğumuzun ölümüyle sonuçlanan öğrenci yurdundaki yangın da bizim dile getirdiğimiz sorunlu alanlardan biriydi. Yedi ay önce CHP olarak öğrenci yurtlarında sorun var demişiz, değer görülmemiş ve işte Adana’da çocuklarımız öldü” dedi.

KÖYLERDE OKUL YOK: İrgil, iktidar partisinin kendilerini çocuklar üzerinden siyaset yapmakla suçlamasına da tepki gösterdi: “Siz yurtları siyaseten açıyorsanız bu mesele tamamen siyasidir. Bu ülkenin çocukları yanıyor, istismar ediliyor ve bütün bunların nedeni kifayetsiz, liyakatsiz yöneticilerin aldıkları kararlar.”

ÇOCUKLAR ZATEN GARİBAN: “Bu çocukların hepsi gariban. Köylerinde okul olmadığı için kasabalara gelen çocuklar. Cumhuriyet’i her fırsatta eleştiriyorlar, oysa Cumhuriyet her köye öğretmen göndermiştir. Şatafat yerine gariban çocuklara devlet yurdu yapın.”

EĞİTİM KONUSUNDA TOPLUM SESSİZ KALMAMALI: Toplumun özellikle eğitim alanındaki sorunlara sessiz kalmaması gerektiğini söyleyen İrgil şöyle dedi: 

“Bu ülke psikoz geçiriyor. Bu ülkenin bu psikoza son vermesinin tek yolu var; her alanda, özellikle de eğitimde kurallara, liyakata uyan atamalar ve duyarlı vicdanlı yöneticiler. Her felaketten sonra akla gelen ilk soru; “Denetlenmiyor mu?” Neyi denetleyeceksiniz. Hangi yönetim, hangi bakanlık yetkilisi denetleyecek? Cemaatler devleti denetliyor. Eğitim, sağlık, hepsini ele geçiren sistemlerden söz ediyoruz. Toplum şunu anlamalı artık; biz salt muhalefet etmek için muhalefet etmiyoruz, biz gerçekten sorunlu, haksız, hukuksuz, yanlış olduğu için muhalefet ediyoruz. Nitekim akademisyen kökenli milletvekillerine ilişkin düzenlemeye de sonuna kadar itiraz ettik. Böylesi bir ayrıcalık hukuken olduğu kadar, ahlaken de doğru değildi. Kamuoyu baskısıyla da bu madde tasarıdan çıkarıldı. Demek ki, sadece bizim değil, toplumun da yalana, yanlışa, haksızlığa itirazı önemli. Özellikle eğitim alanında toplum asla boyun eğmemeli, çocuklarımıza, onların geleceğine uzanan yanlışlara sessiz kalmamalıyız.”

ENGELLİ BİREYLERİMİZİN YANINDAYIZ: İrgil, tasarı görüşmeleri sırasında CHP olarak itiraz ettikleri bir diğer düzenlemenin de değiştirildiğini kaydetti. Eğitim aldıkları kurumlarda biyometrik kimlik doğrulama uygulamasına maruz kalan engelli bireylerin her gün bir nevi işkence çektiklerini söyleyen İrgil, şöyle konuştu: “Biz engelli bireylerimizin yanındayız. Bu konuyla ilgili düzenlemeye kamera sisteminin de ilave edilmesini sağladık. Böylece artık engelli çocuklar okula her gelişlerinde ille de avuçlarını bir makineye yerleştirmek zorunda kalmayacak. Bu çocukların okula geliş-gidişlerini kamera sistemi ile takip etmek mümkün olacak” dedi.

Engelli öğretmen atamaları konusunda da tasarı görüşmeleri sırasında ilerleme kaydedildiğini belirten İrgil, Milli Eğitim Bakanlığı’nın 1500 engelli öğretmen atama yapacağını açıklamasını olumlu bulduklarını söyledi.

TASARIDA SORUNLU MADDELER: İrgil, tasarıdaki sorunlu birkaç maddeye ilişkin de şu değerlendirmelerde bulundu: “Tasarının geneli üzerinde endişe taşıdığımız düzenlemeler bulunuyor. Örneğin çıraklık eğitimi meselesi; çocuk işçiliğinin önünü açan, yoksul çocukları eğitim hayatından uzaklaştıracak bir düzenleme. 

YÖK VE DİSİPLİN CEZALARI: Yine tasarıdaki, YÖK disiplin cezalarını belirleyen düzenlemeler de pek çok olumsuzluğu barındırıyor. Bilimsel, akademik ortamların kanunlarla lise düzeyinde disipline edilmeye çalışılması, devletin elinde bir cetvelle akademisyenleri terbiye çabası hadsiz ve gereksizdir. Yine örneğin müfettişlerle ilgili düzenleme ile milli eğitim alanındaki denetlemelerin artık bağımsız, özgür yapılamayacağını söyleyebiliriz.

04-12-2016


Etiketler

Paylaşın arkadaşlarınızı da bilgilendirin

Paylaş