Arama sonuçları

Hacettepe Üniversitesi, Kovid-19 salgınındaki tecrübelerini rapor haline getirdi

Hacettepe Üniversitesi, Kovid-19 salgınındaki tecrübelerini rapor haline getirdi

Hacettepe Üniversitesi, Kovid-19 salgınındaki tecrübelerini rapor haline getirdi. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) sürecinde üniversite hastanelerinde uygulanan tedavi yöntemleri ile hastalara ilişkin veriler ve eğitim-araştırma faaliyetlerinin yer aldığı "Kovid-19 Pandemi Raporu" hazırladı.

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde düzenlenen toplantıda, 20 Mart-20 Kasım tarihleri arasında Kovid-19'la mücadeleye yönelik çalışmalar ile çeşitli verileri içeren ve kitaplaştırılan "Kovid-19 Pandemi Raporu"na ilişkin bilgi verildi.

Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Cahit Güran, tüm dünyayı etkileyen Kovid-19'un, sağlık üzerindeki etkilerinin yanı sıra ekonomik ve toplumsal açıdan birçok soruna yol açtığına, şu ana kadarki alışkanlıkların değiştirilmesini zorunlu kıldığına işaret etti.

Eğitim ve araştırma faaliyetlerini sürdürürken yeni koşulların oluşturduğu dezavantajları ortadan kaldırmak amacıyla birçok tedbiri hayata geçirdiklerini anlatan Güran, şöyle dedi:

"Sürecin öngörülemez, belirsiz ve riskler içeren olumsuz etkilerine rağmen Kovid-19 salgınından elde edilen sonuçların üniversitemiz, öğrencilerimiz ve çalışanlarımız için yeni yetkinlikler kazanma fırsatları oluşturduğuna inanmaktayız."

AŞI İLE İLGİLİ İŞLEVLER ÜSTLENDİK

Güran, ilk vakanın duyulduğu tarihten itibaren, Hacettepe Üniversitesi ve hastaneleri tarafından Kovid-19'la mücadeleye yönelik birçok faaliyette bulunulduğunu belirterek, şu bilgileri paylaştı:

"Üniversitemiz bu dönemde Kovid-19 aşısıyla ilgili çalışmalar açısından da önemli bir işlev üstlenmiştir. Bu çerçevede üniversitemiz bir yandan birçok ülkede de kullanılmaya başlanan Pfizer ve Biontech aşısı ile SinoVac aşısının klinik araştırmalarının koordinasyonunu üstlenen kurum olmuşken, diğer yandan aşı enstitüsü bünyesinde yürütülen ve hayvan deneyleri tamamlanarak insan deneylerinin ilk aşaması olan Faz-1 aşamasına geçen aşı çalışmasıyla da yerli aşı üretim çalışmalarına katkı vermektedir."

Salgının artış gösterdiği dönemlerde hastanedeki yatak kapasitesinin ve tedavi sağlanan hasta sayısının artırıldığını dile getiren Güran, Kovid-19 ile mücadeleye ekip olarak devam edildiğini vurguladı.

Güran, hastanede, sosyal mesafe ve izolasyon kurallarının en etkin şekilde uygulanmaya çalışıldığını söyledi. Güran, "Kovid-19 ile mücadele dışında yürüttüğümüz diğer sağlık hizmetlerini de azaltmadan ve en kaliteli şekilde sürdürmeye devam ettik" dedi.

Raporun hazırlanmasında emeği geçenlere teşekkür eden Güran, "Kovid-19 Pandemi Raporu, Hacettepe Üniversitesinin bu konudaki farklılığını ortaya koyan bir eser olmuştur" diye konuştu.

‘İHTİYAÇ DUYULAN AKADEMİK ÇALIŞMALAR ÇOK KISA SÜREDE YAPILDI’

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bülent Altun, Hacettepe Hastanelerinde salgınla mücadele devam ederken, fakültelerdeki eğitimin aksamadan sürmesi için akademisyenlerin yoğun çaba gösterdiklerini vurguladı.

Salgının ortaya çıktığı ilk dönemlerde hastalığa özgü tedavide yeterli bilimsel kanıtlar olmadığına işaret eden Altun, şöyle dedi: "Bu yüzden farklı viral enfeksiyonlara ait bilgiler ve klinik deneyimler doğrultusunda tedaviler uygulandı. İhtiyaç duyulan akademik çalışmalar çok kısa sürede planlandı ve yapıldı. Böylece hastalığın önlemi ve tedavisiyle ilgili bilgi birikimi arttı."

Altun, Türkiye'de ilk vakanın görüldüğü günden bugüne birçok tecrübe edinildiğine işaret ederek, şunları kaydetti:

"Yaşananların, tecrübelerin kalıcı şekilde bilim insanları tarafından kitap haline getirilmesi, bir daha yaşanmamasını canı gönülden istediğimiz pandemi tekrar yaşanırsa yol gösterici olacaktır. Böylece Kovid-19 pandemisinde erken dönemde yaşanan güçlüklerin yaşanmaması sağlanacaktır. Aynı zamanda raporun, bu süreçte yer alan tüm adsız kahramanlara kalıcı bir 'teşekkür' olacağı düşüncesindeyim."

Vatandaşların Kovid-19 tedbirlerine uymasının önemine işaret eden Altun, şunları söyledi: "Yatak doluluk oranlarını, sağlık çalışanlarının bu süreçte yaşadığı yoğunluğu ve yorgunluğu göz önüne alarak halkımızın önlemler konusunda daha duyarlı olmasını diliyorum. Aşı konusunda da bilim insanlarının önerileri doğrultusunda hem kendi sağlıkları hem de toplum sağlığı açısından en kısa zamanda aşılanarak ülkemizdeki Kovid-19 sürecinin daha erken sonlanmasına katkı sunmalarının, bir vatandaşlık görevi olduğunu vurguluyorum."

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Serhat Ünal da raporun ülkeye yararlı olmasını dileyerek, emeği geçenlere teşekkür etti.

RAPORDA KOVİD-19 İSTATİSTİKLERİ YER ALIYOR

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji, Göğüs Hastalıkları ile Kardiyoloji ana bilim dalları tarafından hazırlanan raporda, Kovid-19 sürecinde üniversite hastanelerinde uygulanan tedavi yöntemleri, planlamalar, hastalara ilişkin veriler ile eğitim ve araştırma faaliyetleri yer alıyor.

Raporun "Temel İstatistiki Veriler" bölümünde Hacettepe Üniversitesi Hastanelerinde takip edilen Kovid-19 hastalarına ilişkin veriler de bulunuyor.

Buna göre, 20 Mart-20 Kasım tarihlerinde Hacettepe Üniversitesi hastanelerinin Kovid-19 polikliniklerine 30 bin 406 başvuru yapıldı. En az başvurunun olduğu ay, 396 kişiyle Türkiye'de ilk vakanın görüldüğü mart olurken, en fazla başvuru 7 bin 984 kişiyle ağustosta gerçekleşti.

Kovid-19 polikliniklerine bu tarih aralığında başvuranlardan 5 bin 291'inin PCR testi pozitif çıktı. Bu hastaların 2 bin 655'ini (yüzde 50,2) kadınlar, 2 bin 636'sını (yüzde 49,8) erkekler oluşturdu.

Kovid-19 yataklı servislerinde toplam 1365 hasta takip edilirken, en fazla hastanın izlendiği ay 265 ile ağustos oldu.

Kovid-19 yataklı servislerinde takip edilen hastalardan 118'i (yüzde 8,6) yoğun bakım ünitesine transfer edildi. Ağustos ayından itibaren yoğun bakıma alınan hastaların sayısında artış gözlendi.

Kovid-19 yataklı servislerinde izlenen hastaların yaş ortalamasının 52, ortalama yatış süresinin de 5 gün olduğu belirlendi.

En uzun süre yatan hastanın 86 gün, en kısa süre yatanın da 1 gün yataklı servislerde kaldığı tespit edildi.

Yataklı servislerdeki hastalardan 17'si (yüzde 1,2) hayatını kaybetti.

23-12-2020


Etiketler

Paylaşın arkadaşlarınızı da bilgilendirin

Paylaş