Arama sonuçları

Koronavirüs çalışma hayatını nasıl etkiledi? Evden çalışanlar mutlu mu?

Koronavirüs çalışma hayatını nasıl etkiledi? Evden çalışanlar mutlu mu?

Koronavirüs çalışma hayatını nasıl etkiledi? Evden çalışanlar mutlu mu? Koronavirüs salgını ile birlikte iş hayatının büyük kısmı da eve taşındı. Araştırmalara göre evden çalışanlar mutlu ve daha verimli olduklarını düşünüyor.

 

Wizsight Araştırma ve Poltio.com salgın döneminde ilk vakanın görülmesinin üzerinden bir ay geçtikten sonra bireylerin ve şirketlerin çalışma düzeninde neler olduğunu ortaya koymak için araştırma yaptı. Araştırma, Türkiye’de salgın öncesinde birkaç iş alanı dışında evden çalışmak bir hayalken, her iki kişiden birinin işinin evden çalışmaya uygun olduğunu düşündüğünü ortaya koydu. Yine araştırma evden çalışma düzenine geçen her 10 katılımcıdan 7’sinin evden çalışmaktan memnun, ve yarısından fazlası kendini daha verimli hissettiğini gösterdi. Evden çalışma sayesinde, trafikte vakit geçirmemek ve serbest kıyafetle çalışmak avantaj olarak görülürken, en büyük sorun ise sosyalleşememek.

KORONAVİRÜS ÇALIŞMA HAYATINI NASIL ETKİLEDİ? EVDEN ÇALIŞANLAR MUTLU MU?

Çalışma, Wizsight Araştırma, Poltio.com’un iş birliği ve Hadi’nin desteği ile Türkiye’de iş gücüne katılan nüfusu temsilen %67’si erkek ve %33’ü kadın 800 görüşmeci ile gerçekleştirildi. Çalışmada 15-55 yaş arası katılımcılarla online olarak görüşüldü. Katılımcıların %57’si özel sektörde çalışanı, %18’i kamuda çalışıyor ve %13’ünün ise kendilerine ait şirketleri/ ajansları var.

EVE UYGUN ÇALIŞMA DÜZENİ

Katılımcıların yarısı yaptıkları işin evden çalışma düzenine uygun olduğunu düşünmektedir. 2000’li yılların başında belirli birkaç iş dışında evden çalışmak ileri bir hayalken şimdi her iki kişiden biri işinin evden çalışmaya uygun olduğunu düşünüyor. Aynı zamanda, katılımcıların %40’ı Koronavirüs salgını sebebiyle evden çalışma düzenine geçerken, %29’u evden çalışma düzenine kısmen geçtiklerini söylüyor.

Şirketlerin yerel ve global olması da evden çalışma sistemine geçiş konusunda etkileyici bir faktör olarak dikkat çekiyor. Global şirketlerde çalışan katılımcıların %63’ü tamamen evden çalışma düzenine geçtiklerini belirtirken, yerel şirketlere çalışanlarda bu oran %36.

Hala ofislerinden evden çalışma düzenine geçmeyen katılımcıların %26’sı zorunlu ücretli izin kullanırken, %23’ü ise ücretsiz izin kullanmak durumunda kaldı. Öte yandan tamamen evden çalışmaya geçemeyen katılımcılarımız ‘’vardiyalı ofise gitmek’’ veya ‘’hafta bir-iki gün ofise gitmek’’ gibi sistemlerle çalışmaya devam ettiklerini belirtti.

NE KADAR SÜREDİR ÇALIŞIYORLAR?

Katılımcılarımızın yarısından fazlası 1 ayı aşkın süredir evden çalışıyor. Evden çalışma düzenine geçen katılımcıların %36’sı ise bu düzene 16 Mart 2020 tarihinden önceki bir tarihte geçtiklerini belirtiyor. Buna paralel olarak, çalışmalarına en fazla evden devam eden kişiler olan işyeri/ ajans sahiplerinin %55’i evden çalışmaya 16 Mart 2020 tarihinden önceki bir tarihte geçti. Evden çalışma sistemine en geç geçenler ise kamu çalışanları. Evden çalışan her 3 kamu çalışanından biri 23 Mart tarihinden sonra evden çalışmaya başladığını söylüyor.

EVDEN ÇALIŞMAK MUTLU EDİYOR MU?

Evden çalışma düzenine geçen her 10 katılımcıdan 7’si evden çalışmaktan memnun. Benzer bir şekilde evden çalışan katılımcılarımızın yarısından biraz fazlası (%55) evden çalışmanın kendilerini daha verimli hale getirdiğini düşünüyor.

HANGİ AVANTAJLARI VAR

Katılımcılara evden çalışma düzeninin avantajları sorulduğunda, 3 temel avantaj göze çarpıyor: Yolda vakit geçirmemek (%37), rahat kıyafetler ile çalışabilmek (%34) ve daha geç saatte uyanabilmek (%31).

35 yaşından genç katılımcılar daha geç uyanabilmeyi ve çalışma ortamını istediği gibi şekillendirebilmeyi 35 yaşından daha büyük katılımcılara göre daha sıklıkla avantaj olarak değerlendiriyor.

DEZAVANTAJLARI NEDİR?

Sosyalleşememek (%41), ekip arasında koordinasyonsuzluk ve iş akışında kopukluk olması (%38) ve dikkat dağıtacak çok fazla unsur olması (%31) ise evden çalışmanın başlıca dezavantajları olarak sıralanıyor.

18-24 yaş aralığı katılımcılar evden çalışmanın en büyük eksilerini sosyalleşememek (%46) ve ekip arasında iletişimsizlik (%45) olarak belirtiyor. Özellikle iş hayatına yeni başlayan bu kitlede aktif iletişim iş yürütmek için daha önemli bir kriter olarak gözlemleniyor. Sosyalleşmenin ve ekip arasındaki koordinasyonsuzluk ve iş akışında kopma olmasının dezavantaj olarak öne çıktığı bir diğer grup ise çocuksuz çalışanlar. Çocuksuz çalışanlar için evde çalışmanın en olumsuz yanı %43 ile sosyalleşememe.

TOPLANTILAR ONLİNE OLDU

Katılımcıların yarısı online toplantılarda bulunduğunu belirtirken, %13’ü fiziksel bir toplantıya katıldığını belirtiyor. Katılımcıların %39’u ise bu süreçte herhangi bir toplantıda bulunmadıklarını söylüyor. Öte yandan gobal şirket çalışanlarının %73’ü bu dönemde online bir toplantıda yer alırken, yerel şirketlerde çalışanlarda bu oran %41.

Toplantılarını online olarak sürdüren katılımcıların %50’si Zoom aracılığı ile bir toplantıya katıldığını söylüyor. Zoom’dan sonra en çok kullanılan diğer uygulamalar sırasıyla Skype (%40) ve Microsoft Teams (%31).

Son 12 ayda yapılmış Google aramalarında bu üç uygulamayı da kıyasladığımızda, 2020 Mart ayının ortasından itibaren üç uygulamanın da arama hacmini katlayarak arttırdığı görülüyor. 20 Mart tarihine kadar Skype en çok aranan uygulama olurken, bu tarihten itibaren Zoom’un açık ara daha çok aranan bir uygulama olduğu dikkat çekiyor.

İŞ YÜKÜ ARTIYOR MU?

Her beş kişiden 4’ünün salgın dolayısı ile iş yoğunluğunda değişimler oldu. Katılımcıların yarısı salgın sürecinde iş yoğunluklarının azaldığını belirtti. Öte yandan %27’lik bir kitle iş yoğunluklarının arttığını söyledi. Şirket/ ajans sahipleri ve serbest çalışanlar içinde iş yüklerinin azaldığını düşünenler kamu ve özel sektör çalışanlarına kıyasla daha fazla.

SALGINDAN SONRA DA EVDE ÇALIŞMAK İSTENİYOR MU?

Katılımcılara kaç gün evden çalışmak istersiniz diye sorulduğunda, %28’i 5 veya daha fazla gün ve %26’sı ise 3 gün diyor. Katılımcılar ortalama olarak haftada üç buçuk gün evden çalışmak istediklerini söylüyor.

Wizsight Araştırma’nın kurucusu ve Poltio’nun ortağı Özge Akçizmeci Üstün araştırma sonuçlarına göre, evden çalışma imkanı olan ve şanslı olarak tanımlanacak kesimin oranının %40 olduğunu söylüyor. Üstün, şöyle konuşuyor:

İŞ YAŞAMINDA NELER DEĞİŞİR?

“Özellikle özel sektörün evden çalışma sistemine kamuya göre daha hızlı ve daha yüksek oranda geçtiğini gözlemliyoruz. Evden çalışma düzeni katılımcıların genel anlamda memnun oldukları ve iş verimlerini artırdığını düşündükleri bir yöntemdir. Zaten birçok global şirket ve girişimlerde esnek çalışma büyük bir trendken Koronavirüs salgını ile daha da çok ivme kazanacağa benziyor.

Tüm gruplardan katılımcılar mümkün olsa haftada yaklaşık 3,5 gün -yani iş süresinin yarısından fazlasını-evde çalışarak geçirmek istediğini belirtiyor. Evden çalışmanın eksilerini ve artılarını değerlendirdiğimizde önümüze gelecekte iki senaryo çıkıyor.

Ya evden çalışmak, uzaktan koordine olma becerimizin de artmasıyla iş yapma biçimimizin bir rutini haline gelecek ya da şirketler daha rahat kıyafet uygulaması, daha esnek saatlerle ev konforunda ofisler tasarlayacak. Şirket için iletişim amaçlı kullanılan araçların yaygınlaşması ile belki evden çalışma veya uzaktan çalışma çok daha yaygın bir hal alabilir. Zaten var olan, özellikle yazılım ve dijital pazarlama alanında uzaktan çalışan ve çalışırken sürekli seyahat eden dijital göçebelerin artışını görebiliriz. Öte yandan evden çalışma sürecinde çalışanlar kendini daha verimli ve mutlu hissetseler bile, gerçekten iş veriminin ölçülmesi ve bu sistemin sürdürülebilirliğinin tartışılması için salgın sonrasında İK yetkililerine büyük görev düşüyor. Çünkü araştırma sonuçlarımız gösteriyor ki çalışanların yarısının iş yoğunluğu azalmış durumda. Belki de evden çalışma sistemi piyasaların daha yoğun olduğu zamanlarda çalışanlar tarafından daha kötü algılanacak ve bariz bir verim kaybına neden olacak.”

22-04-2020


Etiketler

Paylaşın arkadaşlarınızı da bilgilendirin

Paylaş