Arama sonuçları

Koronavirüs tablosu: Prof. Dr. Tank: Artık güvenli bölge yok, güvenli bölge bizi yuttu

Koronavirüs tablosu: Prof. Dr. Tank: Artık güvenli bölge yok, güvenli bölge bizi yuttu

Koronavirüs tablosu: Prof. Dr. Tank: Artık güvenli bölge yok, güvenli bölge bizi yuttu. Son haftalarda koronavirüs tablosunda hızla yükselen vaka sayıları “Güvenli bölgeye geri dönebilecek miyiz, yoksa daha kötüye mi gidiliyor?” sorusunu sormamıza neden oluyor. Biz de bu soruyu Ankara Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Aktüerya Bilimleri Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Tank’a yönelttik. Tank, “Artık güvenli bölge yok, güvenli bölge bizi yuttu” diyor.

 Tüm verilerin şeffaf biçimde paylaşılması gerektiğini vurgulayan Tank, “Bu rakamlar tek başına bile korkutucu ve kontrol altında olmadığını gösteriyor. Önümüzdeki günlerde vaka sayısının artacağı çok net görülüyor” diye  konuşuyor.

Peki güvenli bölgeden çıkıldıysa okullarda yüz yüze eğitimin 21 Eylül’de başlayacak olması ve bunun önümüzdeki günlerde korona tablosuna nasıl yansıyacağı sorusuna Tank’ın yanıtı, “Yaptığımız analizlerde 8’nci gün sonuçların çıktığını görüyoruz. Yani  28-29-30 Eylül tarihlerindeki rakamları iyi takip etmek gerekiyor” yanıtını veriyor.

KORONAVİRÜS TABLOSU: PROF. DR. TANK: ARTIK GÜVENLİ BÖLGE YOK, GÜVENLİ BÖLGE BİZİ YUTTU

21 Eylül’de okul öncesi ve 1’ler ile birlikte 2020-2021 eğitim öğretim yılı için yüz yüze eğitim başlıyor. Ama çocuklarını okula göndermek velinin kararına bırakılıyor. 3 hafta sonra yapılacak değerlendirmenin ardından ise diğer sınıflar için de yüz yüze eğitimin başlayıp, başlamayacağının kararı alınacak. Peki bu arada her akşam Sağlık Bakanlığı tarafından yayımlanan ve vaka sayılarının artığının görüldüğü koronavirüs tablosu bize ne anlatıyor? Türkiye Sağlık Bakanı Fahnettin Koca’nın dediği gibi birinci dalgının ikinci pikini mi yaşıyor? Bu tablo bizi korkutmalı mı? Türkiye güvenli bölgeye ne zaman dönebilir? Açıklanan veriler ne kadar gerçekçi? İşte tüm bu soruları pervinkaplancom instagram yayınında konuğumuz Ankara Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Aktüerya Bilimleri Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Tank ile yanıtladı.

Türkiye’nin güvenli bölgeden çoktan çıktığını söyleyen ve “Güvenli bölge bizi yuttu” diyen Prof. Tank, korona tablosunun ise hepimizi korkutması gerektiğini söylüyor.

KORONA TABLOSU NE KADAR KÖTÜ?

11 Mart’ta ilk vaka, 18 Mart’ta ilk vefat açıklandı. Şu ana kadar ortalama günde 39 kişi ölüyor. Bu maalesef giderek artıyor. 39’un üzerinde açıklanan her vefat bu 39 ortalamasını yukarıya çıkaracak. Günde ortalama 1556 yeni hasta çıkıyor, iyileşen sayısı günde 1391. Bu rakamlar tek başına çok korkutucu.

 

VERİLER GİZLENİYOR MU?

Acaba iyiye mi gidiyoruz? Tabloda 29 Temmuz’da bir değişiklik yapıldı, sihirli bir değnek değdi ve artık entübe sayısı yok oldu. Yerine hiçbir şey ifade etmeyen bir değer yüzde 7.5, yüzde 7.6 gibi zatüerre değeri açıklanmaya başlandı. Ama bu tabloda ne kadar bilgi gizlemek isterseniz isteyin, o tablonun içinden bilgiler çıkıyor. 1-8 Ağustos arasındaki ağır vakalardaki artış yüzde 0.17. Ama 1-8 Eylül arasında ağır vakadaki sayı artışı yüzde 16.95. Bu rakamlar çok korkutucu. Pandemi sürecinde tek bir parametreye bakarak yorum yapmak doğru değil. Başka parametrelere de bakarız. Bulaştırıcılık katsayısı RT diye bir katsayı var. O katsayıya göre Türkiye geneli için bir ara 1.20’lere çıktı ama son 10-15 gündür inişteydi, 1.04’e düştü.

 

BİRİNCİ DALGANIN İKİNCİ PİKİ Mİ YAŞANIYOR?

Bakan bey açıklamada birinci dalganın ikinci pikini yaşadığımızı söyledi. Biz ikinci pik noktada değiliz. Oraya doğru gidiyoruz. Bakan beyin bu açıklamasından 6 gün önce ikinci pike gidip gitmediğimiz 10-15 gün içinde belli olur demiştim. Bir tepe noktada değiliz ama tepeye gidersek bu ikinci pik değil, en büyük pik olur. Çünkü bunun daha önce çeşitli ülkelerde örnekleri yaşandı. İsrail, Avustralya, Güney Afrika örneği vardı. Okulları açtıktan sonra öyle bir pik yaşadılar ki, ilk yaşadıklarını zannettikleri pikin çok üzerinde yaşadılar.

OKULLARIN AÇILMASIYLA EN YÜKSEK PİK NOKTASINA MI ULAŞILACAK?

Burada şöyle bir problem var. Ölçemediğiniz şeyi biçemezsiniz, biçemediğiniz şeyi giyemezsiniz. Şu anda yüz yüze telafi eğitimine başlayanlar ile ilgili bilgi yok. Çünkü yaş, cinsiyet gibi verileri bilmiyoruz.  

SAĞLIK BAKANLIĞI’NIN TABLOSUNUN GERÇEĞİ YANSITMADIĞINI DÜŞÜNÜYOR MUSUNUZ?

Bugün ölen kişi sayısı 1500 kişi değil diyecek bilgim yok ama muhalefet, hocalar, büyükşehir başkanları gerçek değil diye eleştiri yapıyor. Buna karşın son 15 gündür ama bakanlıktan en ufak açıklama yapılmadı. Bu konuyla ilgili resmi ağızdan açıklama yok. Ne yalanlandı, ne doğrulandı. Ama Bakan beyin 6 Eylül’de attığı twiti de beni gülümsetti. Twit şöyle:

“Son bir ayda Koronavirüs’e yakalanan 100 kişiden 40,1’i 20-40 yaş aralığındaki gençler. Zatürre gelişen hastaların da %11’i yine bu yaş grubundan. Gençlerimiz kendilerini ve büyüklerimizi korumak için tedbirlere uyumda örnek olmalı. Virüse karşı gücümüz birlikte tedbir.”

Bu adeta KPSS sorusu gibi. Ben üşenmedim oturdum bu nedir diye baktım. Şu veri çıkıyor buradan. 20-40 yaşları arasında zatürreli vaka sayısı 184. Bu bir şey ifade etmiyor. Gerçek mi değil mi, acaba diğer yaş gruplarında kaç kişi var?

ŞEFFAFLIK, VERİLERİN TÜMÜNÜN PAYLAŞILMASI GEREKMEZ Mİ?

Bunlara hiç gerek yok, hepimiz bir milletin bireyiyiz, kimsenin kötü niyeti de yok. Bu veriler şeffaf biçimde kullanıma açılsa hepimizin bir nebze katkısı olabilir. Ama bunu bırakın tablodaki rakamların genişletilmesini bırakın, çok kısır bir veri var. Veriye ihtiyacımız olduğunu söylüyoruz ama dikkate alınmıyor. Bizler veri analizi yapıyoruz, oradan sonrasını yorumlamak bize düşmez. Ben açıklanan verilere bakarak günde ortalama 39 kişi vefat etmiş derim, hesaplarım. Ama çeşitli modelleri incelediğimizde çok enterasan sonuçlar karşımıza çıkıyor. Mesela şu anda biz önümüzdeki günlerde vaka sayısı ne olacak diye baktığımızda vaka sayısının artacağı çok net gözüküyor.

RAKAMLAR BİZE NE DİYOR?

 

Sizinle haziran ayında röportaj yapmıştık ve o zaman 1 Haziran’da kısıtlamaların kaldırılmasıyla birlikte tüm parametrelerin de değiştiğini söyleyerek, “Buradaki bir parametrenin yüzde 1’lik bir artışı minimum bir 30 güne mal olabiliyor. Bizim parametrelerimiz çok değişti. Tarih vermek asla istemiyorum ama tablo düzelmezse, böyle artarak giderse yıl sonunu geçer” demiştiniz. Şimdi çok parametre değişti? Son Kovid-19 vaka tablosuna baktığımızda ne görüyoruz?

KONTROL ALTINDA DEĞİLİZ

Evet o kadar çok parametre değişti ki, şöyle örnek vereyim. Haziran başında mayısın ortasından itibaren parametreler aşağıya inerken, yukarıya çıkmaya başladı ve devam ediyor. Modellerimiz de artık bize tarih vermiyor. Ama durumun ilkinden daha kötü olduğunu biliyoruz. Sayısal olarak baktığımızda rakamlar kontrol altında olduğumuzu söylemiyor.

TÜRKİYE GÜVENLİ BÖLGEYE TEKRAR NE ZAMAN GİREBİLİR?

Artık güvenli bölge kalmadı. Güvenli bölge bizi yuttu. Güvenli bölge örneği şöyledir. Markete gittiğinizde yağın üzerinde 250 gr ve artı eksi 10 gram yazar. Bu şu demek. 240 ile 260 gram arasındadır. Bizim güvenli bölge bu artı-eksiler arasındaydı. Ama şimdi şöyle yazıyor artı-eksi 240 gram yazıyor. 10’da olabilir 240 da olabilir diyor. İşte biz bunun içindeyiz. Zaten modellerle de baktığımızda örtüşen bu. Bu artı-eksi aralığı ne kadar düşük ise siz o kadar güvendesiniz demektir.

MASKE TAK, SOSYAL MESAFENİ KORU AMA AYNI ZAMANDA İŞE GİTMEK ZORUNDAYIZ? NASIL ÖNLEM ALINMALI?

Devletin burada esnek çalışma modeli olabilir, çalışma saatlerinin düzenlenmesi olabilir. Gruplara ayrılmak gerekiyor. Toplu taşıma araçlarına ayakta yolcu alınmayacak ama düşünün çalışanları büyük şehirlerde sabahın o saatinde dolmuşa, otobüse ayakta binmezse işine gitmesi mümkün değil, eğer çalışma saatlerini düzenmemezseniz bunu yapamazsınız. Bu arada da bizlere de görev düşüyor. Biz halk olarak ‘kurallara nasıl uymayız, nasıl aşarız?’ diye düşüneceğimize keşke kurallara uysak. Örnek Ankara’da düğünler yasaklanınca çok yakın olan Kırıkkale’ye düğünler taşınmış. Otobüs kaldırıp, oraya gidilmiş. Bu çözüm benim aklıma gelmez. Aklımızı buna çalıştıracağımıza keşke kurallara bağlı kalmak daha mantıklı olacak.

 

21 EYLÜL’DE OKULLARIN AÇILMASI TABLOYA NASIL ETKİ YAPAR?

Yaptığımız analizlerde 8’inci gün sonuçların çıktığını görüyoruz. Yani  28-29-30 Eylül tarihlerindeki rakamları iyi takip etmek gerekiyor.

 

08-09-2020


Etiketler

Paylaşın arkadaşlarınızı da bilgilendirin

Paylaş