Arama sonuçları

Köylerde muhtarı seçiyoruz, üniversitelerde rektörü seçemiyoruz. Neden?

Köylerde muhtarı seçiyoruz, üniversitelerde rektörü seçemiyoruz. Neden?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu üniversitelerde yöneticilerin seçimle gelmeleri gerektiğini söyleyerek, “Köylerde muhtarı seçiyoruz, üniversitelerde rektörü seçemiyoruz. Neden?” dedi.

Kılıçdaroğlu partisinin TBMM Grubu'nda yaptığı konuşmada, yasama, yürütme ve yargıyı bir kişiye bağlamak kadar yanlış bir şeyin olmadığını söyledi. Kılıçdaroğlu, bilgi üreten üniversitelerin, bir ülkenin ekonomik açıdan en büyük güvencesi olduğuna işaret etti. Kılıçdaroğlu, akademide okuduğu dönemde Hamza Eroğlu'nun "Devrim Tarihi" kitabındaki bir öyküyü hayatı boyunca unutmadığını anlattı. Bu öyküyü aktaran Kılıçdaroğlu, İkinci Dünya Savaşı'nda ABD'li generalin, Alman generale, "Almanya'da taş taş üstüne kalmadı, siz artık bir daha sırtınızı doğrultamazsınız." sözlerine, Alman generalin, "Doğrudur çok sayıda insan öldü, Almanya'da taş taş üstüne kalmadı ama bir şeyi sakın unutmayın, Almanya'nın üniversiteleri ayakta." karşılığını verdiğini belirtti.

ÜNİVERSİTELERDE YÖNETİCİLER SEÇİMLE GELMELİ

Kılıçdaroğlu, taş taş üstünde kalmayan o Almanya'nın bugün AB'nin koçbaşlığını yaptığını, Türk kökenli bilim insanının Almanya'da üniversiteye hoca, rektör, yönetici seçilebildiğini belirterek "Şu demokrasinin güzelliğine, bilime verilen değere bakın. O nedenle sevgili Peygamberimiz, 'Alimin ölümü, alemin ölümü gibidir.' der." ifadesini kullandı.

BOĞAZİÇİ PROTESTOLARI

Üniversiteleri, "bilgi üreten, toplumu geleceğe taşıyan, kainatın sırlarını çözen, her türlü düşüncenin özgürce tartışıldığı bir kurum" olarak tanımlayan Kılıçdaroğlu, şöyle dedi:  "Üniversitelerde yöneticiler seçimle gelmeli. Köyde muhtarı seçiyoruz, üniversitede rektörü seçemiyoruz. Niçin? Bu yasağı kim getirdi? Onu da darbeciler getirdiler, 12 Eylül darbecileri YÖK'ü getirdiler. Şimdi o darbe hukukunu bu beyler pekiştiriyorlar. 'Efendim üniversiteye rektör seçimle mi gelir, ben tayin edeceğim' Senin o zaman Kenan Evren'in kafasından, diktatörden senin ne farkın var?”

KÖYLERDE MUHTARI SEÇİYORUZ

Tayin edilen rektörü gençlerin istemediğini, "Kendi üniversitemizden bir rektör istiyoruz" dediklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Gayet demokratik ve barışçıl bir gösteri yapıyorlar; anayasaya uygun, kuralları anayasaya uygun. Gençleri anlayamıyorlar, neden bu gençler itiraz ediyorlar? Her üniversitenin bir kültürü, geleneği vardır. Üniversiteleri, üniversite yapan, bilgi üreten kurumlar yapan, onların gelenekleri ve kültürleridir. Dünyanın en saygın üniversiteleri, gelenek ve kültürleri olanlardır. O geleneklere, o üniversiteye giden herkes uymak zorundadır. Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine, her türlü haksızlığı yaptılar. İlk damgaladıkları, 'terörist bunlar...' Sonra dozu daha da ileri taşıdılar. 'Bunlar yılan' dediler. Emin olun, yılan, 'yılan' diyenlerden daha akıllı. Ne demek yılan, terörist? Ellerine silah, sopa mı aldılar, camı çerçeveyi mi kırdılar? Hayır. Siz bunları neye göre diyorsunuz? Dozu daha da ileri götürdüler, saygın hocalardan Ayşe Buğra'ya, söyleyen kişinin makamına asla yakışmayacak söylemleri rahatlıkla dile getirdiler. Ayşe Buğra, sadece bizim ülkemizde değil, dünyada bilinen saygın bilim insanlarından biri. Ne yaptı Buğra? Osman Kavala'nın eşiymiş. Osman Kavala, zaten haksız yere içeride tutuluyor. Her beraat ettiğinde, yeni bir suçla içeride tutuyorsunuz. Siz zaten adalet kavramından uzaklaşmışsınız. Öğrencilere her türlü baskıyı yaptılar, coplar, şunlar, bunlar... Aldılar yaka paça hakimin karşısına 'terörist' diye çıkardılar. Hakimler serbest bıraktı. İki fotoğrafı hiç unutmuyorum, birinde dışarı çıkan öğrenciler birbirlerini kucaklıyor, ikincisinde gençler gülümsüyor, önde başörtülü bir öğrencimiz var, zafer işareti yapıyor. Onların yüzünde de mutluluk ve zafer....İki fotoğraf olağanüstü. Birisi, kızın ayakkabısına kafayı takmış. Birisi de 'O kızın ayakkabı numarası bile senin IQ'ndan fazla' diye tweet atmış. Aslında eksik söylemiş, o kızın ayakkabı numarası, bugün devleti yönetenlerin IQ'sundan daha yüksek."

Kılıçdaroğlu, bir ülkenin zenginlik kaynağının, eğitimli, bilgili, birikimli insan olduğuna işaret ederek şöyle devam etti:

"Şimdi biz zenginliğimizi yok etmek için seferber olduk. Niye zenginliğimizi yok etmek için seferber oluyoruz? Çocuklarımızı neden dövüyoruz? Bu çocukların söz söylemeye hakkı yok mu? "

09-02-2021


Etiketler

Paylaşın arkadaşlarınızı da bilgilendirin

Paylaş