‘Kuran kursları’ okul öncesi eğitim kurumları olarak mı kabul edilecek?

Milli Eğitim Şûrası, 7 yıl aradan sonra 1-3 Aralık tarihleri arasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan himayesinde toplanacak. Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’in açıklamalarına göre, Şûra’da  "temel eğitimde fırsat eşitliği", "mesleki eğitimin iyileştirilmesi" ve "öğretmenlerin mesleki gelişimi" olmak üzere üç ana konu gündem olacak.

Bu konularda da özel ihtisas komisyonlarının kurulduğu ve rapor hazırladıkları ifade edilerken, en büyük iki eğitim sendikası Eğitim Sen ve Eğitim İş Cumhurbaşkanlığı himayesinde yapılacak Şûra’yı protesto ederek, katılmayacaklarını açıkladı.

Şura kararları bağlayıcı değil, tavsiye niteliğinde. Ancak liselerde din derslerinin artırılması, 4+4+4 eğitim sistemine geçilmesi de “Şûra kararları” referans gösterilerek yaşama geçirildi. Bu nedenle eğitimcilerin de dile getirdiği gibi “yapılmak istenenler” Şûra kararları denilerek de eğitim sistemine entegre edilebiliyor.

KURAN KURSLARI ANAOKULU MU OLACAK?

En çok merak edilen konulardan birisi ise okul öncesi eğitim konusunda hangi kararların alınacağı oluyor. Önümüzdeki yıl 5 yaşın zorunlu okul öncesi eğitime alınacağının açıklanmasıyla birlikte gündeme getirelecek konular arasında Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 4-6 yaş için düzenlediği Kuran kurslarının da zorunlu okul öncesi eğitim kapsamına alınması ve kurslarının da “anaokulu” olarak kabul edilmesi yönünde bir karar çıkabilir mi?

Eğitimcilere göre böyle bir karar sürpriz olmayacak.

Aslında bunun ilk adımı da atıldı. Diyanet, Gaziantep’te 4-6 yaş için Diyanet anaokulu açacak. Bununla ilgili  Gaziantep Valiliği, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ve Gaziantep İl Müftülüğü arasında bir protokol imzalandı. “Cami ve 4-6 Yaş Diyanet Anaokulu” olarak açılacak bu anaokulunda okul öncesi eğitimin yanı sıra dini eğitim de verileceği duyuruldu.

Diyanet İşleri Başkanlığı, zorunlu okul öncesi eğitimle ilgili yaptığı açıklamada da "4-6 yaş Kur’an kurslarını tercih eden velilerin çocuklarının da zorunlu olarak düşünülen okul öncesi eğitimi almış kabul edilmeleri” gerektiğini dile getirmişti. 

OKUL ÖNCESİNE DİNİ EĞİTİM

İktidara yakınlığı ile bilinen ve Eğitim Bir Sen ise Şûra öncesi yayımladığı “Görüş ve Öneriler” isimli raporda okul öncesi için dini eğitim istedi. Sendikanın raporunda, Şura için hazırlanan öneriler arasında okul öncesi eğitime din ve ahlak eğitiminin getirilmesi şu ifadelerle dile getiriliyor:

“Bugün ülkemizde, okul öncesi eğitimin niteliğine dair temel sorunlardan biri erken çocukluk döneminde din ve ahlak eğitimine yönelik boşluktur. Ülkemizde, ilk ve ortaöğretimde din eğitimi ve öğretimi alanında önemli mesafeler alınmasına rağmen, erken çocukluk din ve ahlak eğitimi için aynı şeyi söylemek mümkün değildir. Okul öncesi eğitim programlarında dinî ve ahlaki gelişime yönelik bir içerik bulunmamaktadır. Bu boşluğun insan hayatının en kritik döneminde olması, sadece bu eğitimden mahrum kalan çocukların değil, toplumsal hayatın geleceğini etkileyecek boyutta geniş bir etki sahasına sahip olduğu hatırda tutulmalıdır. Velilere, dini referansı önceleyen bir ahlak eğitimini esas alan okul öncesi ahlak eğitimi ile belirli bir dini ve dinin değerleri öğretisinin eğitim konusu yapılmasını baz alan okul öncesi din eğitimi arasında tercih hakkının sunulacağı okul öncesi tercihli din ve ahlak eğitimi veya okul öncesi öğretim programında değerler eğitimine ayrı bir alan olarak yer verilmesi esasına dayalı değerler eğitimi modelleri üzerinden bir okul öncesi din ve ahlak eğitimi süreci tasarlanmalıdır.”

DİNİ EĞİTİM VERECEK ÖZEL ANAOKULLARI

Yine raporda üzerinde durulan konulardan birisi de Okul öncesi İslam/din eğitimi modelinin Diyanet İşleri Başkanlığı’nca 4-6 yaş grubu Kur’an kurslarının okul öncesi eğitim formatına dönüşmüş şeklinde uygulanması öneriliyor.

Bu modeli, isteyen özel okulların da uygulayabileceğine dikkat çekilen rapor, Diyanet’in dışında başka vakıfların da dini eğitim veren anaokulların açılabileceğini de gösteriyor.

İSTEDİKLERİ İÇİN ŞURA KARARLARI KULLANILIYOR

Eğitimci Maksut Balmuk, iktidarın yaşama geçirmek istediklerini için ‘Şûra’yı kullandığını, “Bu kararlar zaten Şûra kararları’ diyerek uygulamaya geçtiğimi belirtiyor. Balmuk, şöyle konuşuyor: “4+4+4, liselerde din dersinin iki saate çıkarılması hep ‘Şûra kararları’ denilerek yaşama geçirildi. İktidar, Şûra’yı  yapmak istediklerini tasdik ettirme alanı olarak kullanmaya başladı. Şûra, eğitimin bilimsel olarak konuşulduğu bir alan olmaktan çıktı. Örneğin 7 yıl önceki kararlar arasında öğretmene 3600 ek gösterge de, kariyer sistemi, tekli eğitime geçiş de var. Ama uygulananlar dini eğitimle ilgili olanlar. “

DİYANET’İN ANAOKULU İSTEĞİ

Balmuk, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın da 4-6 yaş için düzenlediği Kuran kurslarının zorunlu eğitim kapsamına alınması ve bu kursların da okul öncesi eğitim kurumları olarak kabul edilmesi kararı çıkması için çaba gösterdiğini söyledi.

Yine Şûra’da 4-6 yaş Kuran kurslarının okul öncesi eğitim olarak kabul edilmesinin yanı sıra  hafızlık eğitiminin iki yıla çıkarılması, dini temelli seçme derslerin zorunlu hale getirilmesi, karma eğitimin kaldırılması gibi konuların da gündeme gelebileceğinin de altı çiziliyor.

2022 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı'nda yer alan ve MEB’in dile getirdiği  5 yaşın zorunlu eğitim kapsamına alınmasıyla birlikte önümüzdeki yıl “zorunlu dini eğitim” veren resmi ve özel anaokullarının da “Şura kararları” denilerek, yaşama geçirilmesi de mümkün.

SARAYIN GÖLGESİNDE BİR EĞİTİM ŞURASI

Eğitim Sen Sendikası Genel Başkanı Prof. Dr. Nejla Kurul sendika olarak Şûra’ya katılmama kararı aldıklarını belirterek, şunları söyledi: “Terbiye Kurulu Başkanlığı tarafından 13 Kasım 2021 tarihli şûra davet yazısı, Eğitim Sen Genel Merkezi’ne 16 Kasım 2021 tarihinde gönderilmiş ve aynı gün mesai saati bitimine kadar cevap istenmiştir. Hazırlandıktan üç gün sonra gönderilen davet yazısında, MEB’e ait şûra salonu olmasına rağmen, 20. Milli Eğitim Şûrası’nın açılışının tek adam rejiminin sembolü olan Saray’da ‘Cumhurbaşkanının himayelerinde” yapılacağı belirtilmiş, üç temel konu başlığı olmasına rağmen Eğitim Sen adına sadece bir temsilcinin katılımı istenmiştir. Bu yaklaşımın tarafımızca kabul edilmesi mümkün değildir..

OKUL ÖNCESİNDE DİNİ BİR YAPILANMA

Özel ihtisas komisyonlarının ne raporları ne de burada yer alan isimler ortada var. Eğitimin çok sorunu var, örneğin ‘fırsat eşitliği.’ Hangi öncelikler olacak?  Mesleki eğitim ele alınacak. Baktığımızda mesleki ve teknik eğitimin sanayinin ihtiyacına göre ucuz işgücü olarak yetiştirildiğini görüyoruz. Bu çocuklar işçi mi öğrenci mi? Bu okullar temel eğitimin bir parçası. Okullar bu şekilde sınıfsal ve kültürel olarak bölüp, ayrıştırılıyor. Zorunlu eğitimin bir bütünselliğe ihtiyacı var. Öğretmenlik Meslek Kanunu telafuz edilmeye başlandı. Bu dönem öğretmenlik mesleğinin itibarının, saygınlığının azaldığı, güvencesizliğinin artığı bir dönem. Bu kanunda öğretmenler tamamen güvencesiz hale mi getirilecek?

Okul öncesi eğitimde dini bir yapılanmaya mı gidilecek? Eğitimin dinselleştirilmesi ve ticaretleşmesi bağlamında kararlar alınacağını düşüyoruz."