Arama sonuçları

LGS-YKS’de sosyal mesafe ne olmalı? Sınavdan sonra kaç gün ‘büyükler’ ile görüşülmemeli?

LGS-YKS’de sosyal mesafe ne olmalı? Sınavdan sonra kaç gün ‘büyükler’ ile görüşülmemeli?

LGS-YKS’de sosyal mesafe ne olmalı? Sınavdan sonra kaç gün ‘büyükler’ ile görüşülmemeli? Önümüzdeki günlerde yaklaşık 4.5 milyon öğrencinin katılacağı iki önemli sınav var. 20 Haziran’da yapılacak Liseye Geçiş Sınavı’na (LGS) yaklaşık 1.7 milyon, 27-28 Haziran’da gerçekleştirilecek Yükseköğretim Kurumları Sınavı’na (YKS) 2.5 milyon öğrenci girecek. Ailelerin aklındaki soru ise belli: “Gerekli önlemler alındı mı?, Çocuklarımız için risk var mı?”

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) LGS için sosyal mesafenin 1 metre olduğunu açıkladı. Ancak tüm dünyada sosyal mesafenin kaç metre olduğuna ilişkin tartışmalar var. Her ülkeye göre değişiyor. Danimarka 6 adım, Birleşik Krallık, İsviçre, ABD, İspanya, İtalya 2 metre, Almanya, Polonya, Hollanda 1.5 metre, Avusturya, Norveç, Finlandiya 1 metre. Dünya Sağlık Örgütü tekrar 1 metre dedi. LGS’de de öğrenciler arasında 1 metre mesafe olacağı için Türkiye’nin Kabul ettiği sosyal mesafe 1 metre. Peki bu salgından korunmak için yeterli mi? 

 

LGS-YKS'DE SOSYAL MESAFE NE OLMALI? SINAVDAN SONRA KAÇ GÜN 'BÜYÜKLER' İLE GÖRÜŞÜLMEMELİ?

 

Sınavda hangi önlemleri almak gerek? Çocuklar ve gençler hastalığı nasıl atlatıyor? Sınava giren öğrenciler sınavdan sonra büyükanne ve büyükbabaları ile görüşmeli mi? Bu yıl güvenle tatil yapmak mümkün mü?

Başta bu sorular olmak üzere aklımıza takılanları pervinkaplancom instagram yayınında konuğumuz Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Bülent Karadağ’a yönelttik. İşte yanıtlar:

 

ÇOCUKLARDA HASTALIĞIN SEYRİ NASIL OLUYOR?

 

Bu hastalıkla ilgili iki kere iki dört olan bir durum değil. Çocukların hasta olmadığı söylerdi ama oluyor. Biz de Marmara’da bunu yoğun olarak yaşadık. Yaklaşık 1500 civarında yetişkin yatarak tedavi olan hastanın yaklaşık 40’ı çocuktu. Toplamda 200 civarında korona pozitif çocuğumuz oldu. Demek ki bu hastalık çocukları da tutttu, ama yetişkinlere göre çok daha hafif geçirdiler. Hiç kaybımız yok, yoğun bakıma yatacak kadar kötü olan çocuk hastamız yok. Yatarak tedavi olanların ise altta yatan kanser, bağışıklık sistemiin kötü olması gibi durumları vardı. Hatta bizim ağır akciğer hastalığı olan hastalarımız bile ya bu hastalığa ya yakalanmadılar ya da yakalansalar bile çok hafif atlattılar. Bunlar da bu süreçte buruk tesellilerimiz oldu. Çok soruyorlar astım risk oluşturmuyor. Aileler rahat olsunlar. Burada yanıtı aranan çocuklar hafif geçiriyor, ama bilmediğimiz şey çocuklar süper taşıyıcı mı, taşıyıcı mı yoksa alakasız mı?

 

OKUL ÖNCESİ KARARI ERKEN Mİ ALINDI?

Elimizde altın anahtar yok. Ne zaman dönülüyor, dönülecek kimse bilmiyor. Aslında hastalığın sayısını bile bilmiyoruz. Türkiye’de 25 bin aktif hasta var diyoruz. Ama bu 25 bin mi yoksa saptayamadıklarımız da bunun iki katı mı, üç katı mı, on katı mı, tamamen spekülatif. Bu sayı ancak 10 binin altına düştüğü zaman normale yaklaşırız diye düşünüyordum. Ama hiç de beklendiği gibi hızlı düşmedi. Hızlı çıktık ama çok yavaş iniyoruz. Bu süreçte bakanlığın tüm politikasının doğru olduğunu düşünüyorum, bir nokta hariç. İstanbul’da ne kadar var, Ankara’da ne kadar var, hangi yaşta ne kadar var hasta var bunları bilmiyoruz? 65 yaş üstü doğru bir karar mı artık yoksa yavaş yavaş gevşetmeli miyiz, bilmiyorum. Kreş çocuklarına okulları serbest bırakırken 18 yaş altına sokağa çıkma yasağı ne kadar anlamlıdır, sorgulanabilir.Yine okulların açılmasına dönersek, ben aslında 1 Haziran’da tümünün açılmasını beklerdim.

VİRÜS MUTASYONA UĞRUYOR MU?

Vaka sayısı artıyor. Daha iki gün önce dünya şimdiye dek görmediği en yüksek vakayı gördü ama ölümler azaldı. Acaba mutasyona mı uğradı? Biz bunun başıyla uğraşıyoruz, kuyruğuyla değil. Ve elimize gelen baş yumuşadı. Yoğun bakım ihtiyacımız azaldı ama elimizde mutasyona uğradığında dair hiçbir kanıt yok. Bu sadece bir gözlem, böyle bir gözlemimiz var.

 

YENİ HASTALAR DAHA HAFİF Mİ GEÇİRİYOR?

Şimdi gelen hastalar daha hafif. Ama ilk başta insanlar sokağa çıkmaya korkuyordu, o yüzden en ağır vakalar gelebildi. Ben bir bölüm insanın bunu evinde atlattığını düşünüyorum. Tabii elimizde yine kanıt yok ama bunun için birkaç çalışma var. Deniliyor ya sürü bağışıklığı için yüzde 60 olması lazım. Elimizdeki çalışmalar hala bu orandan çok düşük seviyede olduğumuzu gösteriyor. Yani Fransa’da, İspanya’da yüzde 4 diyor ama, bizde bakarsanız şimdi bile yapılan testlerde, test yapılması gereken kişilerde %3 pozitiflik var. Yani ne demek? Bizde bu iş daha toplumda yüzde 1-2’dir.

TEST SAYINININ YETERSİZ OLDUĞU ELEŞTİRİSİ DOĞRU MU?

Buna takılmayalım. İlk başta hasta geliyor, bir kural koyuyoruz. İlk kural şuydu, yurtdışına gittiysen test yap. İkincisi biz ateşi olana, enfeksiyon bulgusu, teması olana bakalım. Yavaş yavaş genişledi. Şu an artmasının nedeni  artık hastalığın daha yumuşak geldiği ve daha geniş gruplara yayılması. Ama hiç belirtisi olmayana da bakmıyoruz tabii. O yüzden şikayeti olana göre, günlük test sayıları değişecektir. Buradan da sadece bakacağınız parametre test sayısı, ölüm sayısı önemli. Her günkü ölüm sayısının yavaş yavaş azalıyor olması lazım. Mesela 100 bin hasta bulun, 1 hasta ölüyorsa mesela, hastalık artık grip gibi, hafif soğuk algınlığı gibi geçiyor demektir. O yüzden en önemli parametre ölüm sayısı. İkinci parametre, pozitif bulunan oran. Yani 30 bin test yaptınız, kaç kişi pozitif?  Su iki gündür, 2500-3500’lerde hasta düzeliyor, 1000 civarında kaldı, şu an çok daha avantajlı. Mesela bir gün şöyle oldu, 920 kişi düzeldi, 980 kişi hasta oldu. O gün bizim aktif hastamız arttı. Şu an Türkiye’de 25 bin aktif hastamız var bizim. Biz bunu 10 binin 5 binin altına çektiğimiz zaman o zaman rahatlıkla normalleşebiliriz evresine gireceğiz. Yani bütün bu okullar ne zaman açılsın sorusunun cevabı o.

 

VİRÜS ANADOLU’YA MI YAYILDI?

 

Bu vakaların çoğunun İstanbul’da olduğunu düşünmüyorum artık, Anadolu’ya kaydı. Şimdi oradaki arkadaşlarımızın çoğu da diyorlar ki “Biz daha kötüyüz.” Kaydı o zaman. Biz mesela pandemi hastanesi olan hastaneleri yavaş yavaş azaltıyoruz gibi bir durumumuz var.

 

ÇOCUKLAR OKULDA KENDİNİ KORUYABİLİR Mİ?

Çok zor tabii. İngiltere’de bir araştırma vardı, okullar hiç kapatılmasaydı ne olurdu? Ve önerilen şema diyor ki, ölüm sayısı sadece yüzde 4 daha fazla olurdu. Ama bu durumda da okulda ölenler öğrenci değil, öğretmenler olacaktı. Çocuklara bir şey olmayacaktı büyük ihtimalle, evdeki yetiştinlere, büyükanne, büyükbabalara bulaştıracaktı. Bu yüzden okulları ilk vakanın görülmesinden 5 gün sonra kapatılması doğru oldu.

MASKE TAKMAK KORUYOR MU?

 

Kreşte çocuklar nasıl laf dinleyecek? Yine de ergenlere göre daha iyi olacağını söyleyebiliriz. Ergenlere göre daha uyumlular. Biz sanıyoruz ki maske taktım bitti bu iş. Siz maskeyle koşup oynuyorsanız, o maske nemleniyorsa hastalık daha çabuk bulaşıyor. Benim kişisel görüşüm, bu iş aşısı bulunana kadar, ciddi bir mutasyona uğrayana kadar, ilacı bulunana kadar burada artık. Yani o eski korona öncesi dönem bitti. Bizim bununla yaşamaya çalışmamız lazım.

 

SOSYAL MESAFE ÖLÇÜSÜ NEDİR?

Aslında adına fiziksel mesafe demek gerekiyor. Virüsün bulaşma şekliyle ilgili yüzde 99 damlacık yoluyla bulaşıyor, havada asılı kalmıyor. Bu durumda o mesafe aslında 1,5 metre, 2 metre. Şimdi bu damlacık yolu ne demek, bir insan öksürdüğü zaman bu ne kadar uzağa gidebilir? Bence 1 metre yüzde 80 güvenli. Burada bunun tam oturmamasının sebebi, ölçü feet’ten gidiyor. Çünkü 6 feet birbirinizdan uzak durmanız isteniyor. Bu da yaklaşık 2 metre demek. 2 metrede yüzde 95-99 engellersiniz. Normal öksürürsem, normal nefes alırsam, ben 2 metrelik bir balonun içinde gidip geliyorum. O yüzden bence 2 metre çok güvenli.  

 

MASKEDEN DAHA GÜVENLİ OLAN MESAFE

 

Mesela  yakın mesafeye gelmediğiniz takdirde, karşınızdaki Kovid olsa bile, size bulaşmaz. O yüzden maskeden çok mesafe önemli. Yani bir insan kimseye yaklaşmıyorsa aslında teorik olarak geçirmesi mümkün değil. Çünkü siz geçiyorsunuz, birisi önünüzden geçiyor. Maske o yüzden önemli. İnsanlar ‘Neden önce maske takılmasın, sonra takılsın dendi’ diye soruyor. O zaman hastalık yaygın değildi, maske insanların moralini çok bozuyordu filan. O yüzden “Takmasanız da olur” dendi. Sonra bakıldı ki yaygınlaşıyor, fiziksel mesafeye de uyum olmadığı için, 2 metre ve maske uygulansın dendi.

EL YIKAMA ABARTILDI MI?

 

Bu hastalık elden filan bulaşmıyor. Benim elimde şimdi korona var diyelim. Ben ancak gözümü kaşırsam, elimi ağzıma, burnuma, kulağıma götürürsem oradan mukozaya geçip bulaşabiliyor. Mesela kapalı ortamda olan bir insan dışarı çıkmıyorsa elini yıkamasa da olur. Yani biz naptık, insanlara maske taktık, eve tıktık, sosyal mesafeyi koruyun dedik, bi de elinizi yıkayın dedik. Neden? Mesela ben buradan öksürdüm diyelim, masaya geldi, telefona geldi. Siz de geldiniz telefona elinizi değdirdiniz ve gözünüzü kaşıdınız, bulaşabilir. Ama onun dışında bulaşmaz.

 

BULAŞMA ŞEKLİ HASTALIĞIN DERECESİNİ ETKİLİYOR MU?

Yoğun bakımda yatan hastalara baktığımız zaman bunlar genellikle ağır seyreden vakalar şunu söylüyoruz. İnsan korona olacaksa eliyle olsun. Temasla daha hafif geçiyor. En büyük risk, diğer hastalıklardan da bildiğimiz şey solunum yoluyla, damlacık yoluyla bulaşan bir hastalık elle mukozaya gitme şeklinde bulaşıyorsa daha hafif seyrediyor. Hapşuran, tıksırandan geçmesi en kötüsü.

KLİMALAR RİSKLİ Mİ?

Evde kendi klimamızda, kendi arabanızda sıkıntı yok ama toplu yerlerde risk var. Biz şu anda mesela hastane, şıpır şıpır terliyoruz ama açmıyoruz, hasta azalmadan riskli olabilir. Mümkün olduğu kadar AVM’lerden uzak duralım. İnternetten alışveriş yapabiliyoruz. Tek dükkanlara gidip gelmek daha güvenli gibi görünüyor.

 

SINAVLARDA VİRÜS BULUŞMA RİSK VAR MI?

Aslında ben olsam okulları 1 Haziran’da açardım, sınava kadar risk olup olmadığını da sınav tarihine kadar görürdüm. Artış olduğunda okulları tatil eder, sınavı da Ağustos’a atardım. Bunu yapmadık. Yine de bardağın dolu tarafından bakmak, bir şey olmayacak demek isterim.  Eğer sınavda araya 2 metre mesafe koyarsak, sınav salonlarına çok aralıklı çocukları alırsak, 30 kişilik sınıfa 10 öğrenci alırsak yani tıkış tıkış sınav yapmazsak güvenli olur diye düşünüyorum.

EN AZ 1.5 METRE OLMALI

Fiziksel mesafe en az 1.5 metre. Altı kesinlikle az, kabul edilebilir değil. Çünkü sınavda öğrenci “üf, püf” diyecek. Kaç saat kalacak orada. Klima çalıştırmaya gerek kalmadan pencereler açık bir rahat ortam sağlanırsa risk olmaz. Klima olmasa daha iyi olur. Sınav salonlarında sıcaklık için 30 dereceyi geçmeyen yerlerde klima çalıştırılmaması önerilir. Eğer bir kişide varsa ve genel havalandırma kullanılıyorsa klimayla herkese bulaştırabilirsin. Bu 1 kişinin 130 kişiyi enfekte edebildiği biliniyor. Ama bizim bildiğimiz ishal yapmayan viral enfeksiyonların hepsinde yazın bir kırılma oluyor. O yüzden bulaşma riski de düşüyor.

 

SINAVDAN SONRA ÖNLEM OLARAK 65 YAŞ ÜSTÜ İLE GÖRÜŞMESİNLER Mİ?

Çocuk korona olsa bile biz 14 gün diyoruz süresi için ama hastalığın ilk 4-5gününde yüzde 75-80 bulaştırma oluyor. Sınavdan sonra hem LGS hem YKS sonrası belki özellikle 65 yaş üstüyle yakın temas etmeyin diyebiliriz. Bir hafta kadar görüşmesinler önerim. Biz korona yarın bitecek gibi hazır olalım ama hep başımızda olacak gibi önlemleri alalım.

Benim umudum, biz okul açılınca çok daha rahat olacağız. Vakaları sıfırlamadıysak, belki bir maske durumu olabilir. Belki bölgesel kararlar da olabilir. Belki bilgi paylaşımına göre, Ankara’dakiler taksın, İstanbul’dakiler takmasın gibi bölgesel kararlar olabilir.

 

İKİNCİ DALGA NE ZAMAN GELİR?

Harvard’ın araştırmasına göre Türkiye’de ikinci dalga Ocak’ta. Hastalığın en az olması beklenen zaman Ağustos’un ortasıyla Eylül’ün ortasının arası. Okulların da enfeksiyonların başlamasından biraz önce başlaması avantaj olacak. O zaman hasta sayısına bakılacak. Bin hastamız var ise, rahat olup, okula maskesiz gelsinler diyebileceğiz. Ama 5 bin hasta varsa o zaman maskeli eğitim başlayabilir. Okullar birkaç senaryo yapmak zorundalar. Ağustos’ta belki salgın olacak o zaman senaryonuz olmalı. Belki o zaman da sosyal mesafeli, sınıfları bölerek, sabahçı-öğlenci şeklinde okul başlar. Yada belki bölgesel kararlar alınabilir. Bilgilere göre Ankara’da öğrenciler maske taksın, İstanbul’da takmasın gibi. Ama tüm eğitim kurularının online eğitim modülünün da hazır olması gerek. Biz Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi’de de böyle hazırlıklar yapıyoruz.

 

NASIL BESLENMEK GEREKİYOR?

 

Havada asılı kalmıyor. Bizim hastalık olduğunda refleksimiz ne yazık ki doğal yönlü katkılara oldu. Mesela C vitaminiyle ilgili yayınlar oldu ama orada bizim hastalarda kullandığımız sizin kullandığınız gibi değil, çok daha yoğun. Enfeksiyona faydası olabiliyor ama şu anda hiçbir kanıtlanmış bir katkı maddesi, destek yok ki koronayı engellesin ya da hafif geçirmeyi sağlasın. Ama sizin bağışıklık sisteminizi iyi tutmanızda fayda var. Ama bağışıklık sistemi de aciz değil. Siz normal beslenmenizi sağlayın, birazcık yürüyüş yapın ortam uygunsa ya da ev içi egzersiz yeterli. Dışarıdan hiçbir katkı maddesine, vitamine gerek yok.

 

TATİLE GİTMEK DOĞRU MU?

Bu sene biz ne yaparsak yapalım, ne dersek diyelim bu normal bir sene olmayacak. Şezlonga oturup lay lay lom yapalım olmayacak. Bunun olması için tek bir seçenek var, dünyada bile, Türkiye’de sıfırlasak bile olmayacak. Bir sürü turist de gelebilir. Türkiye’de sıfırlasak da turistlerle yeniden başlayabilir. Bolivya’da bugün bir hasta olsa, Moğolistan’da da bir hasta olsa bize bulaştırabilir, dünya küçük artık. O yüzden biz bu yaz tam normal olamayacağız. Ama bir yandan da gerçekten de bu dönem herkes eve kapandı, herkesin çok ihtiyacı var. Ben tatile gitme taraftarıyım, ama nasıl bir tatil olabilir? Bir, mutlaka deniz tatili mi düşünülebilir. Ama deniz tatilinde de kalabalık yerlerden kaçınmak gerek.

YÜZERKEN BULAŞIR MI?

Kalabalık plajlara gitmeyelim. İskeleden. biraz sakin yerden denize girmek filan olabilir. Yüzerken adam öksürmüyorsa, bulaşmaz zaten. Burada taşıyıcıyken girenler sıkıntı. Kumsalda mesela çıplak ayak dolaşabilirsiniz, ayaktan ne bulaşacak? O adam öksürecek, ayağınızın altına gelebilir. Yani maymunlar gibi ayağınızı burnunuza filan sokamıyorsanız, sorun olmaz. Tekne belki de en güvenli. Gece hayatı da riskli artık. Gidilecekse açık mekanları tercih etmek gerekiyor.

Petek SAMATYALI

pervinkaplan.com editörü

 

 

11-06-2020


Etiketler

Paylaşın arkadaşlarınızı da bilgilendirin

Paylaş