Arama sonuçları

MEB bütçesi arttı, 80 bin öğretmen atanmalı

MEB bütçesi arttı, 80 bin öğretmen atanmalı

MEB bütçesi arttı, 80 bin öğretmen atanmalı. Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan pervinkaplancom instagram yayınında konuğumuz oldu. Geylan, yüz yüze eğitime başlanma kararı alınacaksa öğretenlerin aşılamada öncelikli meslek gruplar arasına alınması gerektiğini söyledi.

Uzaktan eğitimin başta eğitimciler olmak üzere tercih edilen bir durum olmadığını söyledi. Geylan’ın sorularımıza verdiği yanıtlar özetle şöyle:

 “Uzaktan eğitim, yüz yüze eğitimin boşluğunu asla  dolduramaz. Şu anda uzaktan eğitimle öğrencilerimizin kesintiye uğrayan öğrenme kayıplarını telafi etmeye çalışıyoruz. Tabi mevcut duruma baktığımızda; korkarım ki, hem günlük vaka sayıları hem de Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk'un  yaptığı açıklamaların ara mesajları 4 Ocak'ta da yüz yüze eğitimin başlamasının pek mümkün görünmediğini gösteriyor.

MEB BÜTÇESİ ARTTI, 80 BİN ÖĞRETMEN ATANMALI

Aşı da gündemde. Ama 4 Ocak'a kadar toplumda salgının yayılım hızını  yavaşlatacak bir aşılama yapılması  mümkün görünmüyor. Aşı gelse bile 15 günlük bir bekleme ve test süreci var. 15 günü geçireceğiz, ardından toplumda öncelikle sağlık çalışanlarını aşılayacağız ve ardından salgının yayılımını durduracak ölçüde bir kitleye de aşı yapacağız.

ÖĞRETMENLER ÖNCELİKLİ GRUP İÇİNDE OLMALI

Bizim sendika olarak talebimiz eğer ki yüz yüze eğitime başlayacaksak, öğretmenlerimiz de aşılamada öncelikli meslek gruplarına dahil edilmelidir.   Zira 1 milyonun üzerinde eğitim çalışanı, 18 milyon öğrencimiz var. Bu noktada alacağımız tedbirler hem eğitim çalışanlarını hem öğrencileri hem de ailelerini korumak demektir. Öğretmenlerin aşılanması aynı zamanda toplum sağlığı için alınacak tedbir demektir.

ÖĞRENME KAYIPLARI ARTIYOR

Uzaktan eğitimde öğrenme kayıpları artıyor. Geylan UNICEF’n yaptığı araştırmaya göre dünya genelinde öğrencilerin en az yüzde 60'ı bu süreçten olumsuz etkilendi. Ülkemizde kademeli olarak yüz yüze eğitime geçildiği süreçte okullarda maske, mesafe ve hijyen kurallarına uyuldu. Ama sorun okulda bulunan süre değildi. Okula gelirken ve okul dönüşü okul dışında bulunulan ortamlarda kontrol sağlanamadı. Öğrencilerimiz, okuldan çıktıktan sonra bu kontrolsüz ortamlarda zaman geçirdi. Dolayısıyla bu istenmeyen durum, okullarda alınan tedbirleri tahrip etti. Dolayısıyla bu da vaka sayılarına da yansıdı. Batıda okulları açtılar ama diğer alanlarda ciddi kısıtlamalar getirdiler. Keşke sosyo-ekonomik koşullarımız izin verse de  her yeri kapatsak, sadece okulları açsak... Meslektaşlarımız da kesinlikle yüz yüze eğitim yapılmasını istiyor.

ÖĞRENCİLERİN ERİŞİM SORUNU VAR

Uzaktan eğitim süreçlerinde en sorunlu konulardan birisi önemli sayıda öğrencinin uzaktan eğitim araçlarına ulaşamaması oldu. Bu noktada tüm öğrencilerimize uzaktan eğitim araçları ve internet imkanının ücretsiz olarak sağlanmasını talep etmiştik. Şayet uzaktan eğitime devam edecek isek -ki bir süre daha öyle görünüyor- bir çocuğumuz bile bu imkandan mahrum kalmamalıdır. Öte yandan öğretmenlerimiz de uzaktan eğitim sürecini kendi kişisel gayretleriyle yürüttüler.

ÖĞRETMENLER, UZAKTAN EĞİTİM İÇİN HARCAMA YAPTI

Şöyle ki, sendikamızın yaptığı anket çalışmasına göre öğretmenlerin yüzde 39'u uzaktan eğitim aracı satın aldığını belirtmiştir. Devletimiz öğretmenlere bunun için ek ödeme yapmadı. Öğretmenler büyük bir fedakarlıkla kişisel imkanlarını kullanarak canlı ders yaptılar. Üstelik öğretmenler eğitim fakültelerinde uzaktan eğitimle ilgili herhangi bir eğitim de almadı. Öğrencilerin kesintiye uğrayan öğrenme kayıplarını gidermek için yoğun çaba sarf ettiler. Ben tüm öğretmenlerimize sizlerin de aracılığıyla teşekkür etmek istiyorum.

ÖĞRENCİ YOKKEN OKULDA NEDEN OLACAKLAR?

Buna rağmen topluma bazı mahfiller öğretmenlerle ilgili ithamlarda bulundu. Öğretmenlerin çalışmadan ücret aldığını, pandemi sürecinde öğretmenlerin iş yapmadığını iddia ettiler. Okullar kapalıyken, öğrenciler yokken öğretmenler ne yapacaktı? Okulda öğrencinin olmadığı bir dönemde öğretmenler okula gidip duvarları mı seyredecekti? Bu hakaretler öğretmenleri çok yaraladı. Öğretmenlerin itibarını rencide etti. Bu karalama kampanyasını  yapanları bir kez daha kınıyorum.

YARIYIL TATİLİNDE MAZERET TAYİNİ YAPILACAK

Yarı yıl tatilinde mazeret tayini yapılacak. Konuyu yakından takip ediyoruz. İl içi ve iller arası isteğe bağlı yer değişikliği konusu Türk Eğitim-Sen'in öncelikleri arasında. Bakanlığın nakil döneminde öğretmenlere iller arası isteğe bağlı yer değişikliği hakkı veriyor ama yeterli kontenjan açılmadığı için bu hak sadece kağıt üzerinde kalıyor. Burada ‘tayin hakkı verdik ama tayin yapmıyoruz’ anlamı çıkar. Örneğin İstanbul norm açığının en fazla olduğu illerin başında geliyor ama İstanbul aynı zamanda norm fazlalığı olan beşinci il. Hatta İstanbul'da 21 bin ücretli öğretmen görevlendirmesi yapılıyor.

SORUN PLANLAMA YAPILMAMASI

Dolayısıyla bir ilde hem norm açığı hem norm fazlalığı hem de 21 bin ücretli öğretmen görevlendirmesi varsa, burada sorun sağlıklı bir planlama yapılmamasıdır. MEB'in  planlama noktasındaki eksikliği giderdiğinde tayin dönemlerinde öğretmenlerin mutlu ve huzurlu olacağı bir düzeni kurmanın kolay olacağını düşünüyorum. Biliyorsunuz yarı yıl tatilinde mazeret tayini yapılacak. Konuyu yakından takip ediyoruz. Arkadaşlarımız müsterih olsun.

AİLE BİRLİĞİ SAĞLANMALI

Kamu yönetiminin aile birliğini sağlamaması, eş durumundan tayin hakkı vermemesi Anayasa’nın 41. maddesinin ihlal edilmesi anlamına geliyor. Aile bütünlüğünün sağlanması ya da sağlık mazereti keyfiyet değil, adı üzerinde mazerettir. Kişi bir zorunluluktan dolayı tayin talebinde bulunuyor. Sözleşmeli öğretmenlerimizin de bu mağduriyetleri mutlaka giderilmelidir.

ÖĞRETMENLER ARASINDA EŞİTLİK OLMALI

Ağrı'nın bir mezrasında görev yapan öğretmenimizle, Ankara'nın Çankaya ilçesinde görev yapan öğretmenlere aynı mali ve özlük hakları verirseniz burada adalet olmaz.

HİZMET AFFI OLACAK MI?

2016 yılından önce MEB, 10 yılda bir zorunlu hizmet affı  getiriyordu. Dolayısıyla beklenti oluştu. Ancak MEB uzun yıllardır  muafiyet getirmiyor. MEB'in şu an için böyle bir çalışması olmadığını biliyorum. Tabi gerek zorunlu hizmet affı gerekse çakılı sözleşmeli istihdamla ilgili sendikamızın önerisi şudur: Öğretmenleri esir değil, teşvik edelim. Onların gönüllü olarak o bölgede çalışmasını sağlayalım. Bunu da elverişsiz koşullarda görev yapan öğretmenlere bölgenin mahrumiyet derecesine göre bir brüt asgari ücret ile iki brüt asgari ücret arasında zorunlu hizmet tazminatı ödeyelim. Ağrı'nın bir mezrasında görev yapan öğretmenimizle, Ankara'nın Çankaya ilçesinde görev yapan öğretmenlere aynı mali ve özlük hakları verirseniz burada adalet olmaz. Aslında Zorunlu Hizmet Tazminatı talebimiz 2023 Eğitim Vizyon Belgesinde de teşvik adıyla yer aldı. Ancak hala uygulamaya geçilmedi. Oysa ki ülkemiz öğretmenler için bu sistemi daha önce uygulamış ve verimli sonuçlar almıştı. Bu uygulama polis ve askerlerimiz için de halen devam ediyor. 2023 Eğitim Vizyon Belgesiyle de taahhüt edilen bu uygulamanın bir an önce hayata geçirilmesi en büyük beklentilerimizdendir. Bu şekilde öğretmenlerin elverişsiz bölgelerde çalışmasını teşvik ederek öğretmen istikrarını sağlarsınız.

EK GÖSTERGE ÇIKARSA EMEKLİ OLACAKLAR MI?

3600 ek gösterge sözünün yerine getirilmesi gerek. Şu anda 110 bin öğretmen 3600 ek gösterge sözü nedeniyle emekliliği hak ettiği halde emekli olmuyor.  Çünkü 3600 ek gösterge maaşlarda 650 ila 750 TL, emekli ikramiyesinde de 20 bin ila 22 bin TL  artışa denk geliyor. Ek gösterge sözü hayata geçirilirse bu, genç meslektaşlarımız için 110 bin kadro açılması anlamına gelecektir. Tabi Türkiye Kamu-Sen’in TBMM gündeme getirdiği ve Plan Bütçe Komisyonu’nda görüşülmeyi bekleyen teklifindeki gibi, tüm kamu çalışanları için ek gösterge düzenlemesi yapılmasını talep ediyoruz. Çünkü sadece dört meslek grubunun ek göstergelerini artırır, diğerlerine dokunmazsanız, kamudaki hiyerarşik silsileyi bozarsınız. Hatta yardımcı hizmetler sınıfının da ek göstergeden yararlanmasını teklif ettik. Umuyoruz ki teklifimiz hayata geçirilir.

2021 YILINDA 80 BİN ATAMA YAPILMALI

Milli Eğitim bütçesinde geçen yıla göre yaklaşık yüzde 94 artış var. Geçen yıl 40 bin atama yapılmıştı. Madem bütçeyi iki katı oranında artırdınız, o halde  2021 yılında da öğretmen atama sayısını iki katına çıkarın ve 40 bin değil, 80 bin atama yapın!  Konuyla ilgili atama bekleyen öğretmenlerimizin de yoğun talebi var. Umarım bu çağrılar karşılık bulur. Ayıca kontenjanların da artırılmasını istiyoruz. Unutulmamalıdır ki, bir çok branşta yüksek puan aldığı halde öğretmenlerimiz kontenjan yetersizliğinden dolayı atanamıyor. "

ÖĞRETMENLER ARASINDA ‘STATÜ’ FARKLARI OLMAZ

Öğretmenlerin kadrolu, sözleşmeli, ücretli olarak isdihdam edilmelerine karşıyız. Tüm öğretmenler sadeve kadrolu olarak istihdam edilmeli. Öğretmenler odasında aynı işi yapan farklı statülerde istihdam edilen öğretmenleri görüyoruz. Türk Eğitim-Sen'in geçtiğimiz yıl yaptığı araştırmaya göre ülkemizde 80 bin 583 ücretli öğretmen çalıştırılıyor. Öğretmen doğum iznine ya da vatani görevini yerine getirmeye gider, hastalanır uzun süre rapor alır, o zaman ücretli öğretmen görevlendirirsiniz.

ÜCRETLİ ÖĞRETMENLİK İSTİHDAM MODELİ HALİNE GELDİ

Ama 81 bin ücretli öğretmen görevlendiriyorsanız, o zaman siz ücretli öğretmenliği adeta bir asal istihdam modeli haline getirmişsiniz demektir. Üstelik bu arkadaşlarımız asgari ücretin altında maaş alıyor, köle gibi çalışıyor. Bu durum, öğretmenlik mesleğinin haysiyetine yakışmaz. Şunu da belirtelim; 81 bin ücretli öğretmenin sadece 37 bini eğitim fakültesi mezunu, 10 bin 837'si yüksek okul mezunudur. Dolayısıyla  bu model hem öğretmenlik mesleğine hem de çocuklarımıza ihanettir. Sözleşmeli öğretmenlerimiz de birçok sorun yaşamaktadır. Öyle ki aldıkları ek ders ücreti dahi kadrolu öğretmenlerden farklıdır. Sözleşmeli öğretmenlik uygulamasıyla; devlet, kamu hizmetinin süreklilik arz eden işlerini de 4/B'lilerle görülür hale getirmiştir.   Bunu kabul etmiyoruz. Sendikamızın talebi, 2011 ve 2013 yılında olduğu gibi yanlıştan bir kez daha dönülmesi ve tüm sözleşmelilerin kadroya alınmasıdır. Aynı işi yapan insanlar aynı statüde istihdam edilir. Her şeyden tasarruf edebilirsiniz ama eğitimden asla

ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNU NE OLDU?

Öğretmenlerin 657 Sayılı DMK'dan kaynaklanan haklarının baki kalması kaydıyla Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun çıkarılması gerek.

EK DERS ÜCRETLERİNDE ‘DERS ŞARTI’

Pandemi döneminde  'ders şartı' olmaksızın öğretmenlerin ek dersleri ödenmeli. Göreve yeni başlayan bir öğretmen 4 bin 129 TL, 25 yıllık bir öğretmen 5 bin 38 TL maaş alıyor. Bu rakamlar  yoksulluk sınırının altında. Ek ders ücretleri, öğretmenlerin temel giderlerini karşılaması noktasında önemli bir kalem. Bakanlık bütçesine ilave bir yük getirmeyeceksiniz. Zaten haftalık ders çizelgeleri üzerinden belirlenmiş ve mevcut bütçeniz içerisinde ödenmesi planlanmış olan ek ders ücretleri öğretmenlere eksiksiz ödenmelidir.

 

13-12-2020


Etiketler

Paylaşın arkadaşlarınızı da bilgilendirin

Paylaş