MEF ve TED ‘flipped learning’de buluştu

Flipped Learnign “geleceğin eğitim sistemi” olarak tanımlanıyor. Bu sistemde öğrenciler pasif alıcı durumundan kurtularak, aktif öğrenme ortamının birer parçası oluyor. Öğrenci dersten önce ders hakkında bilgi edinme, anlama amacıyla dersin hocası tarafından hazırlanmış 10-15 dakikalık videoları izliyor. Ardından da derse girdiğinde sınıf arkadaşları ve akademisyenin desteğiyle işlenecek konuları tartışmaya ve değerlendirmeye başlıyor. Böylece “sadece hocanın ders anlattığı pasif” durumdaki öğrenci konumundan aktif olarak öğrenme sürecinin bir parçası haline geliyor. Üstelik de bu sistem “çabuk sıkılan” ve “pasif” olmaktan hoşlanmayan bazıları üniversiteye başlamış bazıları da henüz ortaöğretim sıralarında olan günümüzün Y ve Z kuşağının eğitim sistemi olarak tanımlanıyor.

İşte bu eğitim sistemi ile Türkiye’yi ilk tanıştıran kurum MEF üniversitesi oldu. Harvard başta olmak üzere bazı akademisyenlerin derslerinde uyguladıkları flipped learning sistemini tüm programlarında dünyada ilk uygulayan üniversite olarak iki yıl önce kurulurken MEF Üniversitesi “anayasasasını” flipped learning olarak tanımladı. 

Akademisyenleriyle bu öğretim yönteminin kullanılacağına ilişkin anlaşma imzaladı, üniversite tercihi yapacak adaylara “sadece ders dinlememeyeceklerini” kendilerini tercih ettiklerinde aktif birer öğrenci olarak sistemin içinde yer alacaklarını anlattı.

ÖĞRENCİLER ÇOK MUTLU OLDU 

İki yıldır bu sistemi uygulayan üniversite bu yıl öğrencilerine bir de anket yaparak, bu eğitim sisteminden memnuniyetlerini sordu. Sonuç yüzde 89.7 “memnunuz” çıktı. 

İşte bu öğretim sisteminin Türk yükseköğretimde de yaygınlaşması için Türkiye’nin en köklü iki kurumu buluştu.

MEF ve TED üniversitelerinin rektörleri Flipped Learning konusunda bilgi paylaşım ve işbirliği anlaşması yaptı. 

MEF Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muhammed Şahin amaçlarının bu eğitim programının tüm yükseköğretimde yaygınlaşmasını sağlamak olduğunu vurgularken, TED Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Tarımcılar da eğitimi, bilimi ve teknolojiyi birleştirerek öğrencilerin öğrenme verimlerini artırmayı planladıklarını söyledi. 

İki rektör de "Öğrencinin de aktif olduğu öğrenme yöntemleri verimliliği artırıyor. Baş döndüren gelişmelerin olduğu bir dünyada akademi de buna uygun olarak değişmek zorunda. Artık öğrenciler kendilerine kürsüden ders anlatan hocaları istemiyor. Onları da öğrenme sisteminin içine aktif olarak sokmak gerekiyor" diyor. 

REKABET DEĞİL İŞBİRLİĞİ 

İki rektör de böylece aslında Türkiye’de yükseköğretim kurumları arasında nadir rastlanan bir işbirliğini de gerçekleştirmiş oluyor. Birbirleri ile rekabet edeceklerine birbirleri ile bilgi paylaşmayı ve birlikte gelişmeyi kabul ediyor. MEF Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erhan Erkut da bu işbirliğine dikkat çekerek, tüm kurumlar arasında gerçekleşmesi gerektiğini vurguluyor.