Arama sonuçları

Öğretmen açığı Doğu'da değil, Batı'da

Öğretmen açığı Doğu'da değil, Batı'da

Türkiye Özel Okullar Derneği'nin 17'inci Antalya Belek'te yapılan geleneksel sempozyumunda bu kez özel okullar "değerlendirme" sistemlerini tartışıyor. Sempozyumun  ana başlığı "Türkiye ve Dünyada Değerlendirme Sistemlerinin Eğitime Etkisi."     

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz sempozyumun açılışını yaptı. Yılmaz, iletişim becerisi yüksek, eleştirel ve analitik düşünceye uygun bireyler yetiştirmeyi hedeflediklerini söyleyerek, en büyük yatırımı eğitime yaptıklarını söyledi.           

 
OECD ülkelerinin eğitim harcamalarının ortalaması yüzde 5.2 iken Türkiye'nin yüzde 6.2  olduğunu hatırlatan Yılmaz, bu yıl eğitime 134 milyar TL ayırdıklarını belirterek, bu rakamın da merkezi bütçenin yüzde 18'inden fazla olduğunu belirtti.    

  
Yılmaz, 65 bin 793 okulda 1 milyon 989 öğretmen, 18 milyon öğrenciye eğitim verdiklerini hatırlatarak, kaliteli eğitim için altyapının tamamlanması gerektiğini belirtti.  Eğitim sisteminin temel unsuru olarak gördükleri öğretmene en büyük yatırımı yaptıklarına değinen ve yarım milyondan fazla öğretmen ataması yaptıklarını anlatan Yılmaz kamudaki 3 milyon memurunun bir milyondan fazlası bakanlıkta olduğunu söyledi. 
Yılmaz'ın açıklamaları şöyle:


ÖĞRETMEN AÇIĞI DOĞU'DA DEĞİL, MARMARA'DA

 
Her bölgede norm kadro doluluk oranlarını birbirine yakın oldu. Doğu Anadolu'da doluluk oranı yüzde 92, Güneydoğu'da yüzde 90. Asıl öğretmen açığı Marmara'da ve özellikle İstanbul'da. Bugün Doğu'da değil, Batı'da öğretmen açığı var. 


ÖĞRETMEN MAAŞI 900 DOLAR


Öğretmenlerin özlük hakları konusunda iyileştirmeler yapıldı. Bugün mesleğe yeni başlayan öğretmene haftada 15 ek ders ile birlikte 3 bin 618 TL ödüyoruz. 900 doların üzerine maaş ödüyoruz. Her öğretim yılı başında hazırlık ödeneği veriyoruz. Geçen  yıl 1050 TL ödedik.  


ÖĞRETMENİN STATÜSÜNÜ GÜÇLENDİRMEK


Yayımlanan Öğretmen Strateji Belgesi'nde 3 amaç var. İyi yetişmiş mesleğe uygun bireylerin mesleğe istihdamı, öğretmenlerin mesleki gelişimin sürekliliği ve öğretmenlik mesleğinin statüsünü güçlendirmek. Öğretmen algısını geliştirmek. Önceki yıllarda 700 bin, 800 bin sıradaki bile eğitime fakültesini tercih edebiliyordu ama YÖK baraj getirince bu kez 240 bin başarı sırasındakiler tercih edebiliyor. 


4 KİŞİDEN BİRİ ÖĞRETMEN OLMAK İSTİYOR


OECD ülkeleri arasında öğretmen algısı ile ilgili bir araştırma yapıldı.  15 yaş üzeri öğrencilere "Kim öğretmen olmak ister?" Sorusu yöneltiliyor. Öğretmen olmak isteyenler OECD ülkelerinde yüzde 5 iken, bu oran Türkiye'de yüzde 25. Yani Türkiye'de her 4 kişiden birisi öğretmen olmak istiyor. 


İKİLİ EĞİTİME GEÇİLECEK


Eğitimde altyapılardan biri de derslik açığının giderilmesi. Derslik açığının çoğu da İstanbul gibi göç alan şehirlerde. 2019 yılı sonuna kadar ikili eğitime son vermek için 58 bin derslik açığı var ama 40 bin derslik şu anda yapılıyor. 


FATİH PROJESİ'NE İLKOKUL VE MESLEK OKULLARI KATILACAK

 

Teknoloji eğitim ile buluşturulmalı 1 milyon 437 bin  öğretmen ve öğrenciye tablet bilgisayar dağıtıldı. 432 bin etkileşimli tahta kuruldu. Önümüzdeki dönemde ilkokullar,  mesleki ve özel eğitim kurumlarını da Fatih Projesi'ne alacağız. 


MÜFREDAT HER YIL DEĞİŞMELİ 


Müfredatı değiştirdik, güncelledik. Öğretim programlarının güncellenmesi zorunludur ve dinamik süreçtir mümkün olsa her yıl yapılmalı. Programları günlük hayata ve  analitik düşürme yeteceğini hızlandırmayı sağlayacak şekilde değiştirdik,  değerler eğitimi koyduk.

AVRUPA'DAN DAHA İLERİYİZ

Avrupa ile Türkiye arasında eğitim göstergeleri açısından fark yok, hatta bazı noktalarda daha iyiyiz.  Avrupa'dan tek eksiğimiz okul öncesi eğitim. Bu da zorunlu olmadığı için. Buna rağmen geçen yıl 5 yaş izin okullaşma oranı yüzde 74 oldu. Diyarbakır'da bu oran yüzde 95, Hakkari'de yüzde 90, Erzincan'da yüzde 99. Bu yıl 37 pilot il seçtik. Hedefimiz her çocuğun zorunlu eğitime başlamadan önce 1 yıl okul öncesi eğitim almasını sağlamak. 


HEDEF YÜZDE 25'E ÇIKARMAK 


Özel okullarda 1.3 milyon öğrenci okuyor, bu sayı 2012'de 230 bindi. Son 2 yılda 2 binin üzerinde okul açıldı. Özel öğrenci oranı yüzde 8'e yaklaşıktı. Bu oran OECD ortalaması  yüzde 15. Hedef yüzde 25'e çıkarmak. 


TÜRKİYE'DE EĞİTİM DÜNE GÖRE DAHA İYİ 


Sadece belli okul türlerini açtığımıza ilişkin eleştiri var. Bugün Anadolu liselerinin sayısı 2 bin 451 bu okullarda 1 milyon 365 bin öğrenci okuyor. Yine Fen lisesi sayısı 302 ve 120 bin öğrenci okuyor.  Sosyal bilimler lisesi sayısı 93 okul iken 36 bin öğrenci var. 


Spor lisesi sayısı 70 tane.  15 bin 320 öğrenci okuyor. Güzel Sanatlar liselerinin sayısı da  81 tane ve 14 bin 743 öğrenci okuyor. Meslek lisesinde okuyan öğrenci sayısı 1 milyon 711 bin. İmam hatip sayısı ise 1478 ve bu okullarda 524 bin öğrenci okuyor. Bizim imam hatip liselerimizde fen, sosyal bilimler, yabancı dil programı uygulayan okullarımız var. Biz her okula çağdaş dünyanın gerekleri neyse onu veriyoruz.  Türkiye'de eğitim düne göre iyi ve yarın daha iyi olacak. 


ÜST LİGE ÇIKMAK İÇİN ÖZEL OKUL PAYI ARTMALI


Türkiye Özel Okullar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Nurullah Dal sempozyumun açılışında yaptığı konuşmada resmi verilere göre özel okulların payının yüzde 8'lere ulaştığını belirtti. Dal devletin özel okullara verdiği  desteği değinerek, 2017 yılına kadar 600 binden fazla teşvik başvurusu yapıldığını ve yarısının da  teşvik aldığını söyledi. 

EĞİTİMDE ÜST LİGE ÇIKTMAK İÇİN ÖZEL OKULLARIN PAYI ARTMALI 


Dal,  özel okullarda 1.2 milyonu aşkın öğrencinin okuduğun, 124 bin öğretmenin istihdam edildiğini belirterek, 10 bine yakın okul 102 bine yakın derslik olduğunu belirtti. Eğitimde daha üst lige çıkmak için özel okulların payının artırılması gerektiğini anlatan Dal, sözlerini şöyle sürdürdü.  
"Bu yıl sempozyumun konu başlığı değerlendirme sisteminin eğitime etkisi. Daha uygun zaman olamaz. Önümüzdeki 3 gün boyunca eğitim sisteminin en popüler konusunu tartışacağız. Sistem değişikliği denildiğinde aslında kademeler  arası geçişlerde uygulanan değerlendirme sisteminde yapılan değişikliklerden söz ediliyor. 2018 yılı bu anlamda kademeler arası geçiş sisteminin değiştiği yıl.

 

ÇOCUKLARIMIZ YÜKSEK NOTLAR PEŞİNDE KOŞUYOR


Çocuklarımız hayatlarımızın merkezinde yer alıyor. Onların mutluluğunun sadece ders notları ve sınav sonuçları şeklinde  değerlendirildiği bir sistem soluyoruz. Değerlendirme deyince üniversite ve lise sınavları geliyor. Yüksek ders notları ve sınav puanları peşinde koşarken  donanımlı kültürlü görgülü zevk sahibi eleştirel düşünebilen birer birey olmaları için gereken şartların oluşmasını ihmal ediyoruz. Ders dışı faaliyetler ikincil plana itiliyor. Bu özelliklerin katkısı değerlendirme dışında tutuluyor. "
3 gün sürecek sempozyuma yurtdışı ve yurtiçinden bin 300'ün üzerinde eğitimci katılıyor.  Sempozyumda 204 okul kurucusu ve yöneticisi de yer alıyor.  36 konuşmacı bulunuyor. 

 

HANGİ KONULAR TARTIŞILACAK?

 

Sempozyumun  bazı oturumların başlıkları şöyle: Avrupa'daki özel okullar ve öğrenci değerlendirmesi, eğitim süreçlerindeki ölçme vedeğerlendirme değerlendirme uygulamaları, eğitimin ekonomi açığı, ortaöğretimde başarının uluslararası program ve sınavlarla değerlendirilmesi, yurtdışı üniversite kabulleri, eğitimde farklı yaklaşımlar, eğitimde stres yönetimi, İnsanı anlama tarihi ve felsefe.


31-01-2018


Etiketler

Paylaşın arkadaşlarınızı da bilgilendirin

Paylaş