Arama sonuçları

Öğretmene aşı zorunlu olacak mı? MEB ve eğitimciler ne diyor?

Öğretmene aşı zorunlu olacak mı? MEB ve eğitimciler ne diyor?

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın yüz yüze eğitim için “aşı olmazsa olmaz kural haline getirilmeli” sözleri tartışmalara neden oldu. Eğitimciler ne öğretmenlere ne de öğrencilere aşı olma zorunluluğunu getirilmesinin hukuken mümkün olmadığını söyleyerek, Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’in de aynı görüşü taşıdığını belirtiyor.

Sağlık Bakanı Koca, geçtiğimiz gün yapılan Koronavirüs Bilim Kurulu toplantısının ardından yüz yüze eğitimyle ilgili açıklama yaptı. Okulların zamanında ve yüz yüze eğitimle açılacağını dile getiren ve Koca “Artık aşı var” diyerek şunları dile getirmişti:

“Eğitim ve iş hayatının sekteye uğramaması için aşı olmazsa olmaz kural haline gelmeli, aşı olmayanlar ise düzenli olarak PCR test sonuçlarının negatif olduğunu göstermelidir.Özellikle öğrenci velileri ya aşılarını tamamlayacaklar ya da hastalık taşımadıklarını düzenli olarak kontrol ettirmek zorunda olacaklar. Bunun detaylarını ilan edeceğiz.”

Bu sözler tartışmalara da neden oldu. Veliler çocuklarına zorla aşı yapılmasına izin vermeyeceklerini söylerken eğitimciler de “zorunluluk” olmasının Anayasa’ya aykırı olduğunu dile getirdi.

Peki Milli Eğitim Bakanlığı ve Bakan Mahmut Özer bu konuda ne düşünüyor?

Bu sorunun yanıtını Bakan Özer’i ziyaret eden Türk Eğitim Sen Genel Başkanı Talip Geylan’a sorduk. İşte yanıtı:

“Milli Eğitim Bakanı sayın Mahmut Özer’i ziyaretimde, Sağlık Bakanı Sayın Fahrettin Koca’nın beyanları neticesinde öğretmenlerin zorunlu aşılanacağı söylentilerini paylaştım. Öncelikle böyle bir durumun sözkonusu olmayacağı bilinmelidir. Ancak diğer yandan eğitim çalışanları, servis şoförleri, kantin görevlilerinin de sağlık durumunun yakın şekilde takip edilmesi ve okuldaki tedbirlerin en üst düzeyde alınması elzemdir. Sayın Bakandan aldığım intibanın da bu yönde olduğunu ifade etmek isterim.”

ANAYASA’YA AYKIRI

Ne öğrencilerin ne öğretmenlere yönelik zorunlu aşı uygulamasının hukuken mümkün olmadığını dile getiren Geylan, “Bu Anayasa’ya da aykırı, zorlama olamaz” dedi.

Okullarda yüz yüze eğitime geçilmesi gerektiğini ve artık öğrenme kayıplarının telafi edilemek ve eşitsizliklerin de giderilemez noktalara geldiğini dile getiren Geylan şöyle devam etti:

“Artık ne eğitimcinin ne velinin ne de öğrencinin okulların kapalı kalmasını tahammülü yok. Kamuoyunda da bu yönde büyük bir baskı ve beklenti var. Yüz yüze eğitime geçmek zorundayız. Vaka sayıları artıyor, doğru ama burada yapılacak okulları en son kapatmak seçeneği olmalı. Heryer açık ama okullar kapalı bu olmaz. Ayrıca çocuklar için en güvenli ortam okullardır. Okulları kapattığınızda çocuklar nereye gidiyor? Alışveriş merkezlerine, oyun parklarına gitmiyor mu? Okulları kapattığınızda çocukların gittiği yerler daha riskli. Okullar en son kapatılan ve ilk açılan yerler olmalı. Salgının ne kadar süreceği belli değil. Şayet salgın iki yıl daha sürerse bu çocuklarımız iki yıl daha evlere mi mahkûm olacaktır? Bu pedagojik bir yaklaşım olmaz. Çocuklarımızın öğrenme kayıplarını ortadan kaldırmak, arkadaşlarıyla bir araya gelerek sosyalleşmelerinin önünü açmak, bilgiye yerinde ve karşılıklı etkileşimle, motivasyonla ulaşmasını sağlamak hepimizin görevi olmalıdır. Aksi takdirde öğrencileri okullardan uzaklaştırırız, öğrenme kayıplarının derinleşmesine yol açarız ve ne yazık ki hep söylediğimiz gibi bir nesli kaybetmekle karşı karşıya kalırız.”

OKULLARA EK BÜTÇE VERİLMELİ

Geylan; ilkokul, ortaokul ve lise düzeyinde yaklaşık 18 milyon öğrenci ve 1 milyonu aşkın eğitim çalışanının okullarda toplu halde bulunacağı için yüz yüze eğitime geçerken gerekli tedbirlerin alınmasını istedi. Geylan, “Bunun için de okullara ek bütçe tahsis edilmeli, hizmetli personel sayısı ivedi şekilde artırılmalı, okullara her hafta PCR testi imkanı tanınmalıdır. Her eğitim bölgesine mobil sağlık ekibi tahsis edilmelidir” dedi.

 

13-08-2021


Etiketler

Paylaşın arkadaşlarınızı da bilgilendirin

Paylaş