Arama sonuçları

Pandemi cinsiyet eşitsizliğini artırdı

Pandemi cinsiyet eşitsizliğini artırdı

Pandemiyle siyaset, ekonomi, eğitim başta olmak üzere birçok sektörde kadın erkek eşitsizliği derinleşti. Tüm dünyada eşitliğin sağlanacağı zaman, 136 yıl sonrasında öngörülüyor. Türkiye’de kadınlar, uzun yıllardır kariyer basamaklarında cam tavanı aşamıyor. Öyle ki 81 il milli eğitim müdüründen 2’si; YÖK’te 18 üyeden 1’i kadın; 207 üniversitede ise 20 kadın rektör var.

Milliyet'ten Mine Özdemir Güneli'nin haberine göre, dünyanın birçok ülkesinde siyasetten eğitime farklı sektörlerde yaşanan cinsiyet eşitsizliği hak ihlallerine neden oluyor. Kovid-19 salgınıyla eşitsizlikte makas gittikçe açıldı. Pandemide bir işte çalışan ya da çalışmayan her yaş grubundan kadının ev içi iş yükü hiç olmadığı kadar artarken, ücretler ya azaldı ya da alınamadı. Kapanma hali, ekonomik sorunlar ve gelir kaybı da kadına yönelik ev içi erkek şiddetini artırdı. 

EN BÜYÜK FARK SİYASETTE

8 Mart Dünya Kadınlar Günü öncesinde Beykoz Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Birsen Talay Keşoğlu, pandemiyle daha da derinleşen cinsiyet eşitsizliğinin yarattığı sonuçlara dikkat çekiyor. Pandemiyle bir iş yerinde çalışan ya da çalışmayan her yaş grubundan kadının ev içi iş yükünün hiç olmadığı kadar arttığını söyleyen Keşoğlu, Kovid-19 pandemisini, ‘cinsiyetli’ bir küresel kriz olarak tanımlıyor. Keşoğlu, World Economic Forum’un 2021 Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Raporu ile ilgili şu çarpıcı bilgileri paylaşıyor: “Gösterilen çaba bugünkü gibi devam ederse, dünyada, bütün kategorilerde, tam olarak toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak için ortalama 136 yıl daha beklemek gerekecek. En büyük farkın yaşandığı alan ise siyaset. Bugüne kadar bu farkın sadece yüzde 22’si giderildi. Eşitlik mücadelesi var olan biçimiyle devam ederse, cinsiyet eşitsizliklerinin gelecekte Batı Avrupa’da 52 yılda, Kuzey Amerika’da 62 yılda ve Güney Asya’da 195 yılda ortadan kalkacağı varsayılıyor.”

ŞİDDETİ TETİKLEDİ

Salgın nedeniyle işini kaybeden kadın oranının, erkeklere kıyasla daha yüksek olduğunu kaydeden Keşoğlu, Birleşmiş Milletler (BM) Kadın Birimi, TÜSİAD ve TÜRKONFED’in ortak yürüttüğü çalışmayla ilgili şu bilgileri verdi: “Özel sektörde çalışan kadınların yüzde 99’u artan ev işleri, çocuk, yaşlı ve hasta bakımı nedeniyle pandemide zorlandıklarını; yüzde 97’si uzaktan ve evden çalışma nedeniyle iş yüklerinin çok arttığını; yüzde 94’ü stres, endişe ve tükenmişlik yaşadıklarını; yüzde 84’ü gelir kaybı yaşadıklarını; yüzde 89’u ise ev içi şiddetin karantina ve artan iş yükü bağlamında yaygınlaştığını belirtti.” Salgında kapanma hali, artan ekonomik sorunlar ve gelir kaybının kadına yönelik ev içi erkek şiddetini tetiklediğine dikkat çeken Keşoğlu, “BM’nin yayımladığı küresel veriler, salgının kadınların son 25 yıldır eşitlik mücadelesinde elde ettikleri kazanımları yok edebileceğine işaret etse de umudumuz ve birikimimizle eşitlik arayışımız devam edecek” dedi.

AKADEMİDE CAM TAVANI AŞAMIYORLAR

Türkiye’de eğitimde birçok alanda kadınlar görev alıyor ancak kariyer basamaklarında cam tavanı aşamıyorlar. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), il milli eğitim müdürlükleri, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ve üniversitelerdeki kadınların görev dağılımı bunu ortaya koyuyor. MEB’de üç bakan yardımcısından biri kadın. Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Petek Aşkar, 6 birimden sorumlu. MEB’in 23 genel müdürlük biriminde de Basın Halkla İlişkiler Müşaviri Yıldız Aktaş Özdoğan, Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürü Nazan Şener olmak üzere iki kadın müdür bulunuyor. 81 il milli eğitim müdürlüğünde ise 2 kadın müdür görev alıyor; bu isimler Zonguldak İl Milli Eğitim Müdürü Züleyha Aldoğan ve Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürü Nesrin Kakırman. 18 üyesi bulunan YÖK’te ise Prof. Dr. Zeliha Koçak Tufan, tek kadın üye.

20 REKTÖR BULUNUYOR

Üniversitelerde ise durum farklı değil. Türkiye’de 129’u devlet, 74’ü vakıf ve 4’ü vakıf meslek yüksekokulu olmak üzere 207 yükseköğretim kurumu var. Bu kurumlarda 99 bin 571’i erkek, 83 bin 618’i kadın olmak üzere 183 bin 189 akademisyen bulunuyor. Akademisyenler içinde kadınların oranı yüzde 45. Ancak kariyer basamakları yükselirken kadınların oranı düşüyor. Öyle ki akademide 25 bin 189’u erkek, 27 bin 108’i kadın olmak üzere 52 bin 297 araştırma görevlisi var. Üst unvanlarda ise kadınlar ile erkekler arasında makas açılıyor. Üniversitelerde 41 bin 147 doktor öğretim üyesinin 22 bin 437’si erkek, 18 bin 710’ü kadın; 19 bin 737 doçentin ise 11 bin 810’u erkek, 7 bin 927’si kadın. 31 bin 995 profesör bulunuyor ve burada aradaki fark çok yüksek. Öyle ki profesörlerin 21 bin 398’i erkek, 10 bin 597’si kadın. 207 üniversitede 8’i devlette, 12’si vakıflarda olmak üzere 20 kadının rektörlük koltuğunda oturduğu görülüyor.

25-02-2022


Etiketler

Paylaşın arkadaşlarınızı da bilgilendirin

Paylaş