Arama sonuçları

Salgın koronavirüs kuşağı mı oluşturacak?

Salgın koronavirüs kuşağı mı oluşturacak?

Salgın koronavirüs kuşağı mı oluşturacak? New York Üniversitesi (NYU) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selçuk Şirin, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının bundan sonra birçok alanda ciddi etkilerinin bulunacağını belirtti. Şirin, şöyle dedi: "Her anlamda dünya, hakikaten bildiğimiz o dünya olmayacak. Çocuklar ve yetişkinler için, eğitim, iş dünyası, uluslararası ilişkiler bütün bunlarda altüst oluş söz konusu olacak. Bunun nereye evrileceğini tabii hep birlikte yaşayarak göreceğiz."

NYU Eğitim Kültür ve İnsan Gelişimi Fakültesi Uygulamalı Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Şirin, AA muhabirine, Kovid-19 salgını süreci ve sonrası hakkında değerlendirmelerde bulundu.

SALGIN KORONAVİRÜS KUŞAĞINI MI OLUŞTURACAK?

Şirin, 1930’ların başında Büyük Buhranı ve ardından İkinci Dünya Savaşı'nı yaşamış 1968 kuşağına o dönemin isminin verildiğine dikkat çekerek şöyle devam etti:

"Şu an gençliğini, çocukluğunu yaşayanlara da bu kadar tarihsel bir süreçten geçtikleri ve bu sürecin bırakacağı izler nedeniyle bir ad verilecek. Yani Kovid-19 kuşağı mı olur, koronavirüs kuşağı mı olur, adı önemli değil ama bir ad olacak. Neden? Çünkü sadece bir ülkede, mahallede, köyde değil bütün dünyada şu an 1,5 milyar öğrenci okullarına gidemiyor. Düşünsenize 60 milyona yakın eğitimci okuluna gidemiyor."

OKULLAR DEĞİŞECEK Mİ?

Şirin, salgın sonrası okulların da bilgi alınan yerler olmaktan çıkacağına, öğrencilerin bilgileri dijital ortamlardan edineceğine işaret etti. Meslek sahibi olmak için üniversitelerin çoğuna da gerek kalmayacağını düşündüğünü belirten Şirin, şöyle dedi: “Bildiğimiz manada üniversite, önümüzdeki 10-15 yılda gençlerin, 18 yaşında çocukların yarısının, yarısından çoğunun gittiği bir kurum olmaktan çıkacak. Meslek sahibi olmak için üniversiteler bu kadar elzem olmayacak."

Şirin, gelecekte sadece iyi üniversitelerin ayakta kalacağını ve buralara da yüzde 5-10 seviyesinde gençlerin araştırma ve bilimsel çalışma yapmak için gideceğini, diğerlerinin de uzaktan eğitimle kurslara ve mesleklere yöneleceğini dile getirdi.

Öğrencilerin lise ve altı okullara sadece sosyal ve duygusal ihtiyaçlarını karşılamak için gideceklerini söyleyen Şirin, şunları söyledi: "Bu okulların işlevleri biraz sosyal, duygusal manada çocukları destekleyen kurumlar olmaya doğru evrilecek. Şu an bütün dersler, bilgi aktarımı üzerine kurulu. Bence bunun da dönüştüğünü, değiştiğini göreceğiz."

SADECE İSTATİSTİKLER DEĞİL

 

ABD’de 11 Eylül saldırılarında ölen insan kadar salgında günlük can kayıplarının yaşandığını ve bunun da sıradanlaştığını vurgulayan Şirin, vaka ve ölü sayılarının sadece istatiksel veri olarak verilmesini de doğru bulmadığını söyledi.

 

Şirin, şöyle dedi: "Bir istatistikçi olarak bunu söylüyorum; şimdi rakamlar olmadan karmaşık hayatın fotoğrafını çekemiyoruz. Dolayısıyla istatistik şart fakat bunun yanında istatistikler ve sayılar bir süre sonra bizim neye baktığımızı bize unutturacak güce sahip. Rakamlar insan hikayelerinin üstünü örttüyor. Bu süreçte hayatını kaybeden yurttaşlarımızın hikayesini bilmemiz lazım. Hayalleri neydi, nereden geldiler, ne tür işlerin içerisindeydiler, kaç çocukları vardı, anne miydi, baba mıydı, evlat mıydı? Bunları duyduğumuz, bildiğimiz zaman o zaman diyeceğiz ki; 'Bu can kayıpları sadece sayı değil bir insan' ve belki bu salgının çözümü için daha çok özen göstereceğiz."

Türkiye’deki aile ve sosyal yapıda bulunan dayanışma kültürünün, salgında büyük bir avantaj olduğunu vurgulayan Şirin, ülkenin demografik olarak genç bir nüfusa sahip olmasının da virüsle mücadelede önemli bir etken olduğunu kaydetti.

19-04-2020


Etiketler

Paylaşın arkadaşlarınızı da bilgilendirin

Paylaş