Arama sonuçları

Salkım: 1 Haziran’da açılırsa kızımı okula göndermem

Salkım: 1 Haziran’da açılırsa kızımı okula göndermem

1 Haziran’da açılırsa kızımı okula göndermem. Sanatçı Yeşim Salkım da uzaktan eğitim annelerinden birisi. 9 yaşındaki kızı Meryem Ada’nın anneliğinin yanı sıra öğretmenlik rolünü de üstelenen ebeveynlerden. Okulların 1 Haziran’da açılma kararı alınması durumunda da çocuğunu “Okula göndermem” diyen annelerden.  

Nedenini de, şu sözlerle açıklıyor: “Kızım kendini nasıl koruyacak? Maske takmayı tek başına yapamaz. Okullarda hijyen nasıl sağlanacak?” diye soruyor. Haziran sonuna kadar uzaktan eğitim sürecinin devam etmesi gerektiğini ve okulların ağustos sonu ya da eylül başında açılabileceğini anlatan Salkım, “Hepimiz sıkıntı yaşıyoruz ama şu anda kovid-19 ile mücadele ettiğimiz dönemde tek derdimizin okulların 1 Haziran’da açılması olduğunu düşünmüyorum” diyor.

SALKIM: 1 HAZİRAN’DA AÇILIRSA KIZIMI OKULA GÖNDERMEM

Koronavirüs salgını ile birlikte 18 milyon öğrenci için geçtiğimiz 23 Mart’tan bu yana uzaktan eğitim sürüyor. Bu süre ikinci kez uzatıldı ve 31 Mayıs’a kadar sürecek. Bu “uzaktan eğitim” rolleri de değiştiriyor. Rolleri değişenlerden biri de ebeveynler. Annelik babalık yanında bir de dersler evden işlenirken öğretmenlik rolünü de üstlenmek zorunda kaldılar. Aslında babalardan çok anneler bu rolü üstleniyor.

pervinkaplancom instagram adresinde konuğumuz uzaktan eğitim annelerinden biri hepimizin yakından tanıdığı bir isim ve 9 yaşındaki Meryem Ada’nın annesi Yeşim Salkım.  Peki uzaktan eğitim anneleri neler yaşıyor, bu sürece nasıl adapte oldular, temel sorunlar nedir, okullar 1 Haziran’da açılırsa çocuğunu okula yollar mı?

İşte Yeşim Salkım ile yaptığımız röportajdan satır başları:

KIZIM KENDİNİ NASIL KORUYACAK?

Okullar açılırsa, 1 Haziran’da açılırsa kızımı okula göndermeyi düşünmüyorum. Çünkü benim kızım şu an maske takmayı bilmiyor, kendisini nasıl koruyacağını bilmiyor. Okullarda hijyen nasıl sağlanacak? Hepimiz yeniden el yıkamayı öğrendik. Ayrıca belli yaşın üzerinde, alt hastalığı olan öğretmenler okula gidebilecek mi? 2000’den sonra doğan çocukların çoğunda benim kızımda da dahil astım var, bronşit var. Nasıl yollayacağım çocuğumu okula?  Okuldaki yemekler, sosyal mesaje, temizlik bunların hepsi evlerde yaptığımız gibi okullarda yapılabilecek mi?  Okullar açıldı diyelim, bu 19 günde çocuklara ne kazandırılacak? Okulları erken açabilirler, haziran sonuna kadar bu sistem uzatılabilir. Biz şu anda kovid-19 ile  mücadele ediyoruz, tek derdimiz okulların hazianda açılması olmamalı diye düşünüyorum.

BİZ ATLATIRIZ DA ÇOCUKLAR

40 gündür çoluk çocuk evdeyiz. Galiba çok sıkıldık. Çok alışkın olmadığımız bir sürecin içerisindeyiz. Anneler daha çok rol üstleniyor. Babalar biraz bu işin dışında. Biz bu durumu atlatırız ama çocuklar için endişeliyiz. Aslında bu uzaktan eğitim değil olağanüstü durum yüzünden çocukların geri kalmamaları için uygulanan bir eğitim. Bu süreci de hem Sağlık Bakanlığı hem Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) iyi bir şekilde yürütmeye çalışıyor ama hazırlıksız yakalandık. Bunun için bir altyapımız yokmuş onu da gördük.

OKUL BİR DİSİPLİN KAZANDIRIYOR

Zorlanmıyor değiliz. Çünkü okul bir disiplindir, bir rutindir.  Kalkıp kahvaltınızı edersiniz, okula  gidersiniz öğretmeniniz vardır. Ama biz evde bu disiplini sağlamakta çok zorlanıyoruz. Mesela ders sırasında arkadan anne geçiyor, kardeş geçiyor, baba geçiyor. Bizim okul şöyle bir yöntem buldu. Biz ebeveynleri rehberlik dersine aldı, onlar ders yaparken biz isim şehir oynadık.

İNTERNETTE SOSYALLEŞİYORLAR

Okulda sosyalleşiyorlardı, bundan mahrum kaldılar. Bu kez internet ortamına daha çok giriyorlar. Gruplar kurup, oyunlar oynamaya çalışıyorlar. Kızım arkadaşlarını çok özlüyor. Onlarla geçirdiği o tennefüsteki sosyalleşme ortamı bir nefes almak demekti. Bir de bu çocuklar çok hareketli, bunu harcamak istiyorlar. Havalar da güzelleştikçe çıkıp enerjilerini boşaltmak istiyorlar. Bizlerin yaşadığı evler biraz daha büyük olabiliyor bahçemiz olabiliyor ama 70-80 metrekarede ve çok kardeşli ailelerde bu süreç daha zor geçiyor.

AKSATMADAN YAPMAYA ÇALIŞIYORUZ

Meryem Ada ile ders çalışmayı oturttuk. İş bölümü yaptık. Aksatmadan derslerimizi yapmaya alışıyoruz.  Ev işlerini de birlikte yapıyoruz. Odasını kendi temizliyor, okulda gibi ders saatleri var. Teneffüsleri var. Ama yüz yüze göz göze yapılan iletişimin yerini bilgisayar aracılığıyla yapılan iletişim tutmuyor. Çocuklar bundan mahrum kaldı.

SIKILDIĞIMI BELLİ ETMEMEYE ÇALIŞIYORUM

Bir anne olarak sıkıldığımı çok belli etmemeye çalışıyorum. Mesela evde küçük bir stüdyom var, çalışıyorum böylece kızım da “Aa annem üretiyor” diyor, üretmenin güzel bir şey olduğunu görüyor.

BİZ DE DERSLERE GİRELİM

Benim hep şöyle bir hayalim var, keşke her haftada bir gün okullarda bir saat ebeveynlere de bir ders yapılsa ve biz de çocukların neler yaşadığını, hissettiğini biz de yaşasak. “Dersini daha bitirmedin mi”den çok “Bugün neler yaptın, dersini beraber yapalım” demek daha  doğru olmaz mıydı acaba?

ÇOCUKLAR ARASINDA ADALETSİZLİK VAR

Sınavlara hazırlanan çocuklara, ailenin ekonomik durumuna ve çocuğun durumuna baktığımızda ben bu eğitim sisteminde  haksızlık görüyorum ve giderilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu sistemde ekonomik gücünüzle dersler aldırabiliyorsunuz. Yine de ekonomik koşulları daha kısıtlı olan  ailelerin çocuklarının hedefleri olduğu için daha başarılı olduklarını düşünüyorum.

Anne babalar olarak kendi yaşayamadıklarımızı çocuklara yaşatıyoruz gibi. Bizim toplumumuzda özellikle biz sanatçı tayfasından bahsedeyim ben, biraz amiyane bir tavır olacak belki ama, bizim tuzumuz kuru. Bizim paramız olduğu için biz çocuklarımıza çok rahat eğitim aldırabiliyoruz ama aldıramayanları da unutmadan yaşamamız gerekiyor.

Benim 1996 yılında kurulmuş bir vakfım var. Geleceğimiz Çocukları Vakfı. Biz dört okul yaptık bugüne kadar. İstismara uğramış çocukları okutup şehirlerine geri gönderdik. Ve inanır mısınız hepimizin ayda ödediği para sadece 200 TL.

Ben her zaman adaleti düşünmekten yanayım. Sağlık çalışanlarımız olsun, evlerine gidip çocuklarını göremeyenleri düşünelim. Çocuklarının nasıl eğitim aldığını takip edemeyen aileler var. Bu uzaktan eğitim sürecinde de eşitsizlikler var.

GELECEK İLE İLGİLİ ENDİŞE VE KORKU VAR

Sadece çocuklarda kaygı yok, biz yetişkinler de gelecekle ilgili endişe ve korku yaşıyoruz. Bir de davranışlarımız da değişiyor. Bundan sonra yanımızdaki insan hapşurduğunda hepimiz dönüp bakacağız. Bir virüs motivasyonumuzu ne hale getirdi. Bir de ekonomik kaygı var. İnsanlar işlerini kaybetti. Türkiye ekonomisi düzelmezse eğitim diye bir şey de kalmaz. Örneğin bizim müzisyenlerin de altı ay kadar konserlerimiz iptal edildi. Biz ne ile geçineceğiz?  Dizi dediğimiz zaman sadece oyuncuları düşünmeyin, set işçileri mesela var, onlar ne yapacak?

Petek SAMATYALI

www.pervinkaplan.com

03-05-2020


Etiketler

Paylaşın arkadaşlarınızı da bilgilendirin

Paylaş