Sanat ve spor dersleri olmadan eğitim olur mu?

Sanat ve spor dersleri olmadan eğitim olur mu? Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un açıkladığı yeni Ortaöğretim Tasarımı yani yine lise modeline göre resim, müzik ve beden eğitimi dersleri seçmeli oldu. Özellikle bu derslerin öğretmenlerinden ve sanatçılardan bu karara tepkiler geldi.

Çocuğun gelişim aşamasında alacağı spor ve sanat eğitiminin önemini hatırlatan uzmanlar uygulamanın yanlış olduğuna dikkat çekti. Birgün'ün haberine göre yeni sistemi gözden geçirilmeli. Sınav odaklı eğitim sisteminde sanat ve spor derslerinin önemsenmediğini vurgulayan uzmanlar resim, müzik ve spor eğitiminin çocuğu toplumsal hayata hazırlayacağının altını çizdi.

SANAT VE SPOR DERSLERİ OLMADAN EĞİTİM OLUR MU?

Resim öğretmenliği yapan ressam Perihan Şimşek Dikilitaş, 11 yıldır devlet okulunda olduğunu ve bu tecrübeye dayanarak ders saatlerinin az olduğunu söyledi. Resim dersi saatlerinin zamanla kademeli olarak düşürüldüğünü belirten Dikilitaş 1 saatlik ders süresinin atölye koşullarının olmadığı ortamda çocuklara uygulamalı ders yapmaya olanak tanımayacağını vurguladı. Dikilitaş “Çok yüzeysel ders işlemek zorunda kalıyoruz. Çocuklar aktifleşemiyor. Hayal güçlerini kullanacak ortam sunamıyoruz. Bunun problemini zaten yaşıyorduk şimdi de seçmeli ders olması konusunda çalışmalar yürütülüyor. Keşke çocuklar belli bir noktadan sonra bunları seçebilecek donanıma sahip olsalar” diye konuştu.

SADECE SINAVA YÖNELİK EĞİTİM

Okullarda verilen eğitimin artık sadece sınavlara yönelik olduğuna değinen Dikilitaş şöyle dedi:

“Sanat altyapısı olmayan ve sınav sistemiyle büyütülen çocuklar bir süre sonra bu dersleri seçmeyecektir. Biz zaten en büyük sıkıntıyı idareden görüyoruz. Müdür yardımcılarından, müdürden görüyoruz. Çünkü sınavda bu konu çıkmayacak, bu dersle ilgili bir konu sorulmayacak denildiği için çocukların bu dersleri seçme yönelimi ortadan kaldırılıyor. Resim, müzik gibi dersler yetenek dersleri. Çocukların kendilerini iyi hissettikleri kendilerini ifade etmenin yollarını buldukları dersler.

Bu dersleri keşke kendi yetenekleri doğrultusunda seçebiliyor olsalar. Bu derslerin seçmeli olması doğru değil. Özellikle anaokulundan itibaren bütün müfredatta eğitim müzik, resim ve beden eğitimi derslerini artırmamız gerekirken şu anda kısma noktasına geliyoruz. Bu ileriki süreçte bize ciddi problemler yaratır.

YENİ GELEN NESİL HAYAL GÜCÜNÜ KULLANAMIYOR

Özellikle yeni gelen nesil hayal gücünü kullanamıyor. Mesela resim dersi sadece kağıda çizgi çizmek değildir. Biz orada kendini ifade etme ya da bir konuya farklı bakış açılarıyla yaklaşıp yorumlama becerisi de kazandırıyoruz. Resim başarısı yüksek olan sınıflardaki öğrencilerin diğer derslerde de başarısı çok yüksektir. Ve bu çok tesadüfi bir şey değildir. Çocuk orada farklı bir dil öğreniyor. Çünkü sanat bir dil. Onu farklı yorumlayabildiği zaman çocuk bir sonraki derslerde de bu becerisini ve kabiliyetini hiç farkında olmadan uyguluyor derslerde. Ve bunun çok güzel geri dönüşlerini alabiliyor.”

SPOR YAPMAK ÇOCUKLARIN RUHSAL GELİŞİMİ AÇISINDAN ÖNEMLİ

Teknik direktör ve eski futbolcu Lemi Çelik de beden eğitimi derslerinin gerekliliğini vurguladı. Çelik, Avrupa’da bu derslerin en az 3-4 saat olduğuna değindi. Çocukları ruhsal yönden hazırlamak için bu derse ihtiyaç olduğunu vurgulayan Çelik şöyye dedi:

“Beden eğitimi dersini seçmeli yapmaları çok büyük yanlış. Çocuklar tamamen spora ve sanata yönlendirip medeniyete ve çağdaşlığa hazırlanmalı. Spor yapmak çocukların ruhsal gelişimi açısından da oldukça önemli.  Çocukların psikolojisini bozacaklar. Geleceğe iyi bir nesil sağlayamayacaklar. Spor yapan çocuk hem bireysel hem de takım sporlarında önce sevmeyi, paylaşmayı öğreniyor. Sosyal yönden gelişiyor. Kötü alışkanlıklarından kurtuluyor.”

SPOR SOSYAL YÖNDEN GELİŞMELERİNİ SAĞLIYOR

Çelik beden eğitimi dersinin çocuğa spor ahlakı ve spor kültürü verdiğini söyledi. Çelik bunların da kolektif hareket etmeyi öğrettiğini ifade etti. “Spor bir insanın yaşamında gereken ne varsa ona kazandırıyor” diyen Çelik sporun çocuklara 6 şey öğrettiğini vurgulayarak bunları şöyle sıraladı “1-Sevmek, 2-Paylaşmak, 3-Sosyal yönden gelişmek, 4-Kötü alışkanlıklardan korunmak, 5-Spor ahlakı ve kültürü almak, 6-Beraber hareket etmeyi, beraber el ele verip mücadeleyi ve yaşamayı öğrenmek.”

MÜZİK TÜM DUYGULARA TERCÜMAN

Piyanist Dengin Ceyhan ise müzikle herkesin kendisini özgürce ifade edebileceğini ve bütün canlıların duygularına tercüman olan şeyin müzik olduğunu söyledi. Ceyhan şu ifadeleri kullandı:

“Müzik ses ve ritm demektir. Müzik her şey demektir bu evren için. Herkesin kendini en özgürce ifade edebildiği, asırlar boyunca yaşayan bütün varlıkların hissettiği tüm duygulara tercüman olan şeydir müzik. Peki hayatımızın bu kadar içinde olan müziğin ders müfredatında seçmeli ders olarak verilecek olmasının ne gibi bir mantığı vardır? Çocukların gelişimi içinse eğer, özellikle klasik müziğin anne karnında bebeklere dinletilmesinin ne kadar faydalı olduğuna dair deneyler ve makaleler yeterince fazla şekilde mevcuttur. Bir insanın kişiliği ve karakterinin oturmaya başladığı ilkokul, ortaokul, lise yıllarında 1 saatlik ders onların hayatından bir şey çalmaz.

ÇOCUKLARI STRESE SOKMAYAN TEK DERS

Tam tersine bu çocukların okulda ağırlık hissetmedikleri ve strese girmedikleri tek ders. Zaten ülkemizde sanatın bu kadar geride kalması yeterince üzücü iken üstüne müfredatta müzik dersinin ikinci plana atılması çağdaş uygar bir ülke standartlarının dışına çıkılmasına bir adım daha yaklaşmaktır. Bu yanlışın bir an önce düzeltilmesini, ülkemizde sanatın hak ettiği yerlere ulaşmasını, iyi sanatçıların yetişmesini sağlayan eğitim programlarının hayata geçirilmesini en kısa zamanda temenni ediyoruz.”