Arama sonuçları

Temiz Toplum Derneği’nden uyuşturucuya karşı ailelerin ve okul yönetimlerinin iş birliği yapması önerisi

Temiz Toplum Derneği’nden uyuşturucuya karşı ailelerin ve okul yönetimlerinin iş birliği yapması önerisi

Temiz Toplum Derneği Başkanı Bilal Ay, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) ile mücadele kapsamında kontrollü normalleşme sürecinde bazı illerde yüz yüze eğitime kısmi olarak başlanmasıyla uyuşturucu tacirlerinin okul önlerini yeniden mesken haline getirebilecekleri uyarısında bulunarak, madde bağımlılığına karşı ailelerin ve okul yönetimlerinin iş birliğinin önemli olduğunu söyledi.

Bilal Ay, AA muhabirine, son dönemlerde dikkatlerin Kovid-19 salgınına yoğunlaştığını ancak uyuşturucu ve madde bağımlılığının da en az bu salgın kadar tehlikeli olduğunu ifade etti.

Temel amacın gençlerin ve çocukların uyuşturucuya bulaşmasının önlenmesi olduğunu vurgulayan Ay, bununla ilgili önleyici tedbirlerin alınması ve savunma hattının oluşturulması gerektiğini anlattı.

“KANDIRILAN EVLATLARIMIZ VAR”

Ay, uyuşturucuya bulaşanların ise bu illetten kurtarılması gerektiğini dile getirerek, şunları kaydetti:

"Kandırılan evlatlarımız var. Bunların kurtulabilmesi için gerekli adımların atılması lazım. Tedavi merkezlerinin sayısının ve niteliklerinin artırılması gerekiyor. O çocukları kurtaralım ki kendileri ile beraber başka çocukları da o bataklığa sürüklemesinler. Ülkemizdeki AMATEM (Alkol ve Madde Tedavi Merkezi) ve ÇEMATEM'lerin (Çocuk ve Ergen Madde Bağımlılığı Tedavi Merkezi) toplam yatak sayısı 1163. Bunu karşılaması mümkün değil. Ülkemiz tedavide maalesef arzu edilen noktada değil."

İçişleri Bakanlığı’nın okul çevrelerinde önleyici tedbirlerle ilgili attığı ciddi adımlar olduğunu hatırlatan Ay, şöyle devam etti:

"Ama bu sadece kolluk kuvvetlerinin yapacağı çalışmalarla önlenecek bir husus değil. Uyuşturucuya karşı mücadeleyi kol kola vererek yürütmek lazım. Aile üstüne düşeni yapmazsa okul üzerine düşeni yapmazsa, mahalle kültürü oluşmazsa bu problemleri tam manasıyla ortadan kaldırmak ve bataklığı kurutmak mümkün olmaz. Onun için aileler çocukları ile hemhal olacaklar, çocuklarına sevildiklerini hissettirecekler. Birlikte vakit geçirecekler. Okul, aile ve sosyal çevre arasındaki o zinciri güçlendirecekler ki biz bu beladan da gerekli önlemleri alarak kurtulacağız. Okul yönetimleri ve idareciler mesaiyi sadece okulun kapanış ziliyle bitiyor olarak görmemeliler. Çocuklarda bir anormallik gördüklerinde mutlaka aileleriyle iletişime geçmeliler. Aileler de çocuğu okula gönderdikten sonra 'Artık sorumluluk bizden çıktı, sorumluluk okulda' dememeli."

Ay, uyuşturucu tacirlerinin öğrencileri kandırmak ve uyuşturucu bataklığına çekmek için her türlü iletişim tekniğini kullandığını belirterek, bu kişilerin çocukların ve gençlerin ergenlik başta olmak üzere her türlü zaaflarından faydalandığını anlattı.

“HER ÇOCUĞUN ODASINA POLİS KOYMA İMKANIMIZ YOK”

Çocukların genellikle uyuşturucuya bulaşmış en yakın arkadaşları tarafından bu tuzağa çekildiğinin altını çizen Ay, şöyle konuştu:

"İstatistiklere baktığımızda çocukların yüzde 50'si kendi evlerinde ve kendi odalarında uyuşturucuya alışıyor. İlk teklif, kendi odalarında yapılıyor. Neden? Yakalanma riski yok. Arkadaşı uyuşturucu tuzağına düşmüş. O da en yakın arkadaşını kandırıyor. Ona uyuşturucuyu yakalanmayacağı yerde, teklif ediyor. Yani kendi odasında teklif ediyor. Ders çalışmaya geliyor ve orada da uyuşturucuyu teklif ediyor ve yakalanma riskini sıfıra indiriyor ancak her çocuğun odasına polis koyma imkanımız yok."

“AİLELER ÇOCUĞU TUZAĞA DÜŞÜRÜLDÜKTEN 1-1,5 YIL SONRA FARK EDEBİLİYOR”

Ay, ailelerin uyuşturucu ve madde bağımlılığına karşı bilinçli olması gerektiğine dikkati çekerek, şunları ifade etti:

"Çocukları kimlerle muhatap oluyor, ders notları ne durumda, çevre ile ilişkileri ne durumda? Dijital ve sosyal mecrada kimlerle muhataplar ve ne konuşuyorlar? Ailelerin bunları bilmeleri lazım. Çocuklara hayır deme yeteneğini, iyi ile kötüyü ayırt etme muhakemesini kazandırmak lazım. Aynı evdeyiz, bedenlerimiz aynı yerde ama ruhlarımız farklı yerde. Annelerin dizileri, babanın cep telefonu, çocuğun oyunları var. Aynı mekanı paylaşıyoruz ama hiçbir şey paylaşmıyoruz. Çocuğumuzla hiçbir şey paylaşamadığımız için bir problem ortaya çıktığında bunu fark etmiyoruz. Binlerce bağımlı ailesiyle görüştük. Yüzde 99'unda şunu gördük. Aileler çocuğu tuzağa düşürüldükten 1-1,5 yıl sonra fark edebiliyor. Uyuşturucunun gence verdiği hasar saklanamayacak hale geldiğinde farkına varıyor. O saatten de sonra kafayı duvarlara vurmanın bir manası kalmıyor."

Uyuşturucu tacirlerinin madde bağımlığının etkisinin aileleri ve yakınları tarafından anlaşılmaması için çocuklara çeşitli uyarı, öneri ve telkinlerde bulunduğunu ifade eden Bilal Ay, bunlara karşı ailelerin çocuklarının vücutlarını, kişisel eşyalarını ve elbiselerini sık sık kontrol etmelerini istedi.

Ay, liseli gençler arasında kumar, şans oyunları ve diğer bağımlılıkların da yaygınlaştığına işaret ederek, bu tür bağımlılıklara karşı da dikkatli olunması gerektiğini altını çizdi. 

15-03-2021


Etiketler

Paylaşın arkadaşlarınızı da bilgilendirin

Paylaş