Arama sonuçları

Tüm çocuklar için ‘eğitimde güvenli ortam’ yaratmalıyız

Tüm çocuklar için ‘eğitimde güvenli ortam’ yaratmalıyız

Türkiye’de eğitim ortamında çocukları koruma alanında farkındalık yaratmak için çalışmalar yürüten Sağlık ve Eğitim Vakfı (SEV), bu konudaki bilinirliği de artırmayı hedefliyor. Türkiye’de çatısı altında tarihleri bir buçuk asır öncesine uzanan Üsküdar Amerikan Lisesi, İzmir Amerikan Koleji, Tarsus Amerikan Koleji ve SEV Amerikan Koleji ile Üsküdar, İzmir ve Tarsus SEV İlköğretim Kurumlarını bulunduran SEV okullarında bugün 5 bin 400 öğrenci eğitim görüyor.

SEV Genel Müdürü Binnur Karademir, çocuk koruma kavramının ürkütücü, karamsar ve negatif bir alan olmaktan çıkıp, çocukların esenliği için sahip çıkılması gereken bir alan olduğunu söylüyor. Çocukların günün büyük kısmını okullarda geçirdiklerini söyleyen Karademir, “Müdürü, öğretmeni, velisi, servis şoförü, aşçısı, temizlik görevlisiyle hepimiz çocuk korumanın ne olduğunu, nasıl uygulanması gerektiğini öğrenmeliyiz. İyi bir eğitim ve gelecek için çocuklarımıza güvenli ortamlar yaratmalıyız” dedi.

 

TÜM ÇOCUKLAR İÇİN ‘EĞİTİMDE GÜVENLİ ORTAM’ YARATMALIYIZ

 

Karademir, bunun için de çocuk koruma politikalarının yaygınlaşmasına katkı sağlamayı hedeflediklerini vurgulayarak, devlet okulları için de destek vermeye hazır olduklarını belirtti.

Karademir, okul içinde çocukların kendilerini güven içinde hissedebilecekleri ortamları oluşturmanın önemine dikkat çekti. Karademir’in konuşmasından satır başları şöyle:

 

ÇOCUK KORUMA POLİTİKASINA İHTİYAÇ VAR

 

Çocuklarımızı huzurlu, kendine güvenen, geleceğe umutla bakabilen, öğrenmeye açık, kendi haklarını bilen ve savunan bireyler haline getirmek için çocuk koruma politikasına ihtiyacımız var. Çocuklarımızı yetişkin dünyasına hazırlamak, en önemlisi de farkındalık sağlayıp koruyucu politikalar oluşturmak önceliğimiz olmalı. Bunun için de sadece müdür ve rehber öğretmenleri değil, temizlik görevlileri, servis şoförleri, veliler olmak üzere okul ortamındaki her bireyi bilinçlendirmeliyiz.

 

İLK OLARAK KENDİ OKULLARIMIZDA BAŞLADIK

 

Bu amaçla çalışmalarımızı ilk olarak kendi okullarımızda başlattık. Okullarımızda bu konudaki çalışmaları başlatmak üzere gönüllü olan bir eğitimci ekibi ve Türkiye’nin çocuk koruma alanında çalışan, bu alana büyük emek veren hukukçu, psikolog ve uzmanlarıyla SEV Çocuk Koruma Politikası’nı oluşturduk. Okullarımızda Çocuk Koruma Komiteleri kurduk. Yurtdışındaki uygulamalar incelenip literatür araştırmaları da yapılarak aylar süren çalışmalar neticesinde çocuk koruma konusunda adım adım yapılabilecek her çalışmanın yer aldığı, belki de Türkiye’nin en kapsamlı Çocuk Koruma Rehberi’ni hazırladık. Çalışmalarımıza; en üst aşamadaki yöneticiden öğretmenine, temizlik görevlisinden servis şoförüne, yemekhane görevlisinden velilere tüm kesimleri dâhil ettik. Sözleşme niteliğinde bir etik form hazırladık, şoföründen müdürüne hiçbir çalışan bu sözleşmeyi imzalamadan kurumumuzda göreve başlayamıyor.

 

ELİMİZDEKİ MODELİ HEM DEVLET HEM ÖZEL SEKTÖRLE PAYLAŞMAK İSTİYORUZ

 

“SEV olarak okullarımızın akredite olduğu CIS’nin (Council of International Schools - Uluslararası Okullar Konseyi) kriterleri arasında da çocuk koruma önemli bir yere sahip. Bunu bir adım ileri götürerek sadece kâğıt üzerinde kalmayan, yaşayan bir politika oluşturduk. Böylece elimizde, çocuk koruma politikaları konusunda uluslararası çapta bir model, bir sistem oluştu. Bu birikimimizi devlet ve özel tüm okulların, eğitim camiasının, meslektaşlarımızın paylaşımına sunmak için çalışmalar yapıyoruz. İki yıldır Türkiye’deki tüm okullardaki öğretmenlerin katılımına açık sempozyumlar düzenliyoruz. Sadece kendi öğretmenlerimizin değil, öğretmen adaylarının da bu konuda farkındalığını artırmayı amaçlıyoruz. Bu kapsamda Bilkent Üniversitesi ile öğretmen yetiştirme yüksek lisans programında çocuk koruma alanında atölye çalışmaları gerçekleştirdik. Çocuk koruma alanında önemli bir birikime ve yol haritasına sahip bir kurum olarak, online bir portal oluşturduk, bunu tüm eğitim kurumlarına açmayı planlıyoruz.

ÇOCUKLARIN İHMAL VE İSTİSMARDAN KORUNMASI

Neredeyse iki asra yakın bir eğitim ve sivil toplum kurumu olarak, her zaman odağımızda ‘çocuk’ ve ‘eğitim’ var. Onlara en iyi, en donanımlı eğitimi vermeyi hedefliyoruz. Çocukların iyi eğitim almaları için de öncelikle kendilerini güvende hissetmeleri gerektiğini biliyoruz. Mutlu nesilleri, güvenli eğitim ortamlarında yetiştirebiliriz. Bu da ancak çocuk koruma politikaları ile mümkün olabilir. Bu nedenle SEV olarak ‘çocuk koruma’ konusuna büyük önem veriyor ve bu alandaki çalışmalarımıza aralıksız devam ediyoruz.

Çocuğun korunması; çocuğun ihmal ve istismardan korunması, bedensel, duygusal, zihinsel ve sosyal gelişiminin güven altına alınması anlamına geliyor. Çocuğu her türlü zarardan korumak noktasında tüm yetişkinlere sorumluluk düşüyor. Biz anaokulu, ilk, orta ve lise düzeyinde okulları bulunan birbuçuk asırlık bir eğitim kurumu olarak, çocukların eğitim ortamında da korunmasına ilişkin farkındalık yaratmayı hedefliyoruz.

 

TÜM OKULLAR KANUNA TÂABİ

 

Birleşmiş Milletler, 1989 yılında Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni kabul etti. Neredeyse dünyadaki tüm ülkelerin (140’tan fazla) taraf olduğu bu sözleşmeyi Türkiye de 1989’da imzaladı ve 1995’te yürürlüğe koydu. Ardından 2005 yılında bu sözleşmenin bir uzantısı olan 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu devreye girdi. Çocukların okul ortamında korunması da bu kanun çerçevesinde ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından güvence altına alınıyor. Okullar da MEB’e bağlı olduğundan, bu kanuna uyacağına dair taahhütte bulunuyor ve imzasını atıyor. Dolayısıyla MEB’e bağlı kurumlar olarak tüm okullarda çocuğun eğitim ortamında korunmasından sorumlu bulunuyoruz ve hepimize önemli görevler düşüyor.

 

OKULLARDA BİZE EMANETLER

 

Çocuğun okulda, eğitim ortamında güven ve esenlik altında olması ayrı bir önem taşıyor. Zira okullar, çocukların hayatında en kilit rolü oynayan kurumlar. Çocukların zamanlarının büyük çoğunluğu okullarda geçiyor. Çocuk bir tatsızlık yaşadığında ilk gözlemleyecek, onlarla iletişim kuracak olanlar da öğretmen başta olmak üzere okul personeli oluyor. Örneğin, servis şoförü de temizlik görevlisi de çocuğu koruma sorumluluğu taşıyor ve bu sorumluluğu hakkında bilinçlenmesi gerekiyor.

 

AMACIMIZ FARKINDALIK YARATMAK

 

Okulların  temel misyonu, çocukların ve gençlerin dünyaya etkili bir biçimde hazırlanmasına katkıda bulunmaktır.  Okul olarak en önemli sorumluluklarımızdan biri çocukların güvenli ortamda bulunmasını sağlamak; haklarını bilmeleri ve kullanabilmeleri için gerekli ortamı yaratmaktır. Bu, SEV okullarında çalışan herkesin mesleki ve ahlaki sorumluluğudur. Bu nedenle Sağlık ve Eğitim Vakfı (SEV) olarak, çocuk koruma alanındaki çalışmalara daha fazla katkı sunabilmek, çocukların korunmasına ilişkin farkındalık yaratmak ve bu alanda detaylı bir program oluşturmak için kapsamlı bir çalışma başlattık.

 

GÜVENLİ ORTAMLAR OLUŞTURMALIYIZ

 

Eğer sağlıklı, geleceğe güvenle ve umutla bakan, kendi ayakları üzerinde durabilen, ülkesine faydalı bireyler yetiştirmek istiyorsak ilk adım olarak onlara güvenli bir eğitim ortamı oluşturmalıyız. Etkili bir öğrenme için öğrencinin öncelikle kendisini güven içinde hissetmesi gerekiyor.

 

ÖNDE GELEN UZMANLARLA ÇALIŞTIK

 

Çocukların korunmasına ilişkin elle tutulur, somut politikaların bulunması bir zorunluluktur diyerek, sadece kâğıt üzerinde taahhüt etmekle kalmayıp, çocuk korumayı önceliğimiz, kurum felsefemiz, kırmızı çizgimiz haline getirdik. Çocuk koruma kavramının çerçevesini çizmek ve en doğru biçimde uygulamak amacıyla, Türkiye’nin çocuk koruma alanında çalışan, bu alana büyük emek veren hukukçu, psikolog ve uzmanlarıyla bir araya gelip, SEV Çocuk Koruma Politikası’nı oluşturduk ve kapsamlı bir yol haritası hazırladık.

 

KORKMAMALI BİLİNÇLENMELİYİZ

 

Öncelikle çocuk koruma kavramının negatif algı yaratmasının önüne geçmek, tam tersine bu yönde olumlu bir farkındalık ve bilinç oluşturmayı hedefliyoruz. Çocuk koruma deyince aklımıza ilk olarak taciz ya da şiddet gibi hepimizi karamsarlığa sürükleyen uç noktalar gelmemeli.  Ailenin bakmakla yükümlü olduğu çocuğuna yeterli fiziksel, tıbbi, duygusal bakımı vermemesi veya çocuğun kendini ifade etmesine izin vermemek, ötekileştirmek, arkadaşları ile kıyaslamak da ihmal ve/veya istismar örneklerinden sayılabilir. Çocukları zihni açık, aydınlık, kendi haklarını bilen ve savunan bireyler haline getirmek için de çocuk koruma politikasına ihtiyacımız var.

 

ÖNCELİĞİMİZ YAŞAYAN POLİTİKALAR OLUŞTURMAK

 

Çocuklarımızı yetişkin dünyasına hazırlamak; güvenli bir ortamda eğitim ve öğretim sunmak, hayatı güvenli ve mutlu bir ortamda deneyimlemelerini sağlamak demektir. Çocuğun kendini mutlu hissetmesini, iyi olma halinin korunmasını ve devamını sağlamak; çocuğun aldığı eğitim ve öğretimden maksimum fayda sağlamasını, kendini en üst düzeyde geliştirmesini mümkün kılar. Bunun için kâğıt üzerinde kalmayan, okuldaki günlük yaşamın aktif bir parçası olan, tüm paydaşlar tarafından içselleştirilmiş bir çocuk koruma politikası oluşturmak ve uygulamak eğitim kurumları olarak önceliğimiz olmalı. Bu konuyu karamsarlığa kapılmadan, tabulaştırmadan yapmamız ise toplumsal misyonumuz, mesleki ve etik sorumluluğumuz.

 

OKULLAR SADECE BİLGİ ÖĞRETEN KURUMLAR DEĞİLDİR

 

Okullar, sadece akademik  bilgilerin öğretildiği kurumlar değildir. Eğitim ve öğretimin bir bütün olarak iyi olmasından, çocuğun her anlamda iyi olmasından sorumluyuz. Bunun farkında olmamız ve neler yapabileceğimizi bilmemiz gerekiyor. Temel amacımız bu doğrultuda farkındalık yaratmak ve düşündürmek.

ÇOCUK KORUMA KOMİTELERİ KURDUK

 

Bu amaçla Türkiye’nin önde gelen uzmanlarıyla birlikte oluşturduğumuz SEV Çocuk Koruma Politikaları çalışmalarına, en üst aşamadaki yöneticiden öğretmenine, temizlik görevlisinden servis şoförüne, yemekhane görevlisinden velilere tüm kesimleri dâhil ettik.  İstanbul, İzmir ve Tarsus’taki üç ilimizde bulunan yedi okulumuzda Çocuk Koruma Komiteleri oluşturduk ve hep birlikte çalışmalar yürüttük.

 

EN KAPSAMLI ÇOCUK KORUMA REHBERİ

 

Okullarımızda Çocuk Koruma Komiteleri kurduk. Yurtdışındaki uygulamalar incelenip literatür araştırmaları da yapılarak aylar süren çalışmalar neticesinde çocuk koruma konusunda adım adım yapılabilecek her çalışmanın yer aldığı, belki de Türkiye’nin en kapsamlı Çocuk Koruma Rehberi’ni hazırladık. Çocuklara güvenli öğrenme ortamları sağlamak için koruyucu, önleyici ve gerektiğinde müdahale içeren programlar oluşturduk. Adım adım her okulda bu alanda yapılacak çalışmalar, detaylı bir şekilde belirlendi. Çocuk koruma uygulamalarına yönelik hassasiyetimizi böylece okullarımızda hayata geçirdik.

 

İŞE GİRMEDEN ÖNCE ETİK SÖZLEŞME İMZALANIYOR

 

Bu konuda, daha iş ilanlarımızda bile gerekli bilgilendirmeyi yapıyoruz. “Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme Belgesi ve Uluslararası Okullar Konseyi (CIS) Çocukların Korunmasına İlişkin Standartları uyarınca Sağlık ve Eğitim Vakfı, kapsamlı bir Çocuk Koruma Politikası geliştirip hayata geçirmek kaydıyla bütün okullarındaki öğrencilerin güvenlik ve refahını sağlamak amacını gütmektedir. Çocuk Koruma Politikamız, SEV topluluğunun tamamını ve sözleşmeli / taşeron olarak görev yapan üçüncü şahıslarla tüm paydaşlarımızı da kapsamaktadır” şeklindeki bilgilendirme, işe alımlarla ilgili tüm platformlarımızda yer alıyor.

Kurumlarımızda işe aldığımız her kişiye yönelik bir etik form hazırladık. Okulumuz sınırları içindeki sadece öğretmen değil tüm çalışanlar, SEV’de Çocuk Koruma Kanunu kapsamındaki tüm uygulamalara uygun davranacağını beyan eden Çocukların Korunmasına İlişkin Davranış Kuralları Sözleşmesi’ni imzalayarak işe başlıyor. Aynı şekilde okullarımızdaki uluslararası öğretmenler de bu etik formu imzalıyor, çocuk koruma ile ilgili yaptığımız tüm bilinçlendirme çalışmalarına onlar da katılıyorlar.

 

HANGİ SÖZÜN ALTINA İMZA ATIYORLAR?

 

Çalışanlar, imzaladıkları sözleşmede, “SEV - Çocukların Korunmasına İlişkin Davranış Kuralları/Politika belgelerinde yer alan ilkelerin dışına çıkmayacağıma söz veriyorum” diyor. Sözleşmede; “hiçbir koşulda küfür ve argo içeren konuşmalar yapmayacağım, sabırlı ve nazik olacağım, sosyal medyadan eğitim dışı konularda öğrenciyle mesajlaşmayacağım” gibi maddeler de bulunuyor. Okullarımızda tüm öğretmenlere, taşeronlar da dâhil tüm çalışanlara periyodik olarak eğitimler veriyoruz. Velilere bilgilendirme toplantıları yapıyoruz.

 

ÇOCUK KORUMA SEMİNERİ TÜM ÖĞRETMENLERE AÇIK

Kendi okullarımız dışında ülke genelinde “Çocuk Koruma Politikaları”nın gelişmesine katkı sağlamak amacıyla tüm okullardaki öğretmenlerin katılımına açık seminerler düzenliyoruz. Bu yıl ikincisini 29 Şubat’ta SEV Amerikan Koleji’nin Çekmeköy’deki kampusunda “II. Eğitimde Çocuk Koruma Sempozyumu” düzenliyoruz. Bu da yine Türkiye’deki tüm öğretmenlerimizin katılımına açık olacak. Fransa’dan sosyal medya ve istismar konusunda dünya çapında uzman bir isim olan Paris VII Üniversitesi’nden Psikiyatrist Serge Tisseron’ın da konuşmacı olarak katılacağı sempozyumla bu sürece katkı sunmayı hedefliyoruz. İlerleyen dönemde eğitimcilere yönelik bu tür etkinlikleri daha sık yapmak, özellikle kendi okullarımızın bulundukları İzmir, Tarsus ve İstanbul’dan başlayarak tüm Türkiye’ye yaygınlaştırmayı planlıyoruz.

 

ÖĞRETMEN ADAYLARINA DA ULAŞMAK İSTİYORUZ

 

Sadece kendi öğretmenlerimizin değil, öğretmen adaylarının da bu konuda farkındalığını artırmayı amaçlıyoruz. Bu kapsamda Bilkent Üniversitesi’nin öğretmen yetiştirme yüksek lisans programında çocuk koruma alanında atölye çalışmaları gerçekleştiriyoruz. Oradaki hocalarımızdan gelen talep doğrultusunda çocuk koruma nedir, eğiticinin sorumlulukları nelerdir, sosyal çerçevesi, öğretmen sorumlulukları vb. konularda deneyimlerimizi paylaşıyoruz.

 

TECRÜBELERİMİZİ ONLINE OLARAK PAYLAŞACAĞIZ

 

SEV olarak okullarımızın akredite olduğu CIS’nin (Council of International Schools - Uluslararası Okullar Konseyi) kriterleri arasında da çocuk koruma önemli bir yere sahip. Bunu bir adım ileri götürerek sadece kâğıt üzerinde kalmayan, yaşayan bir politika oluşturduk. Böylece SEV olarak elimizde çocuk koruma politikaları konusunda uluslararası çapta bir model, bir sistem oluştu. Bu birikimimizi devlet ve özel tüm okulların, eğitim camiasının, meslektaşlarımızın paylaşımına sunmaya da hazırız. Çocuk koruma alanında önemli bir birikime ve yol haritasına sahip bir kurum olarak, Türkçe ve İngilizce olarak online bir eğitim portalı oluşturduk. Bunu tüm eğitim kurumlarına açmayı planlıyoruz.

 

İLK ADIM: KORUYUCULUK

 

SEV Çocuk Koruma Politikası iki ekseni temel alıyor: İlk adım olan “Koruyuculuk” ile öğrencinin istismar ve ihmal görme ihtimalini en aza indirmek hedefleniyor. İkinci adım olan “Tepkisel-Harekete Geçen” ile istismarın belirlendiği durumlarda harekete geçmeyi, öğrenciye yardım etmeyi ve önlemler almak hedefleniyor.

İHMAL VE İSTİSMAR NEDİR?

 

  • Tüm dünyada çocuklar eğitim, sağlık, barınma gibi evrensel haklara sahip olmasına rağmen binlerce çocuk ihmal ve istismara maruz kalıyor. Aslında birbirinden farklı kavramlar olan ihmal ve istismar çoğu zaman birbirine karıştırılıyor.
  • İhmal; öğrencinin temel fiziksel veya psikolojik ihtiyaçlarının kendisinin sağlığına veya gelişimine ciddi şekilde zarar verme ihtimali bulunacak şekilde ısrarla karşılanmamasını ifade ediyor. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre ihmal, çocuğa bakmakla yükümlü kimsenin çocuğun gelişimi için gerekli ihtiyaçları karşılamaması veya bu ihtiyaçları dikkate almamasıdır.
  • Çocuk istismarı ise bir yetişkin tarafından  bilerek veya bilmeyerek yapılan ve çocuğun sağlığını, fiziksel ve psiko-sosyal gelişimini olumsuz yönde etkileyen davranışlar olarak tanımlanır.

 

ANNE BABANIN ÇOCUĞUNA BAKIM VERMEMESİ BİR İHMAL ÖRNEĞİDİR

 

Her anne babanın çocuğuna sahip olduğu kaynaklarla orantılı bir yaşam alanı sağlaması gerekir. Bu her ebeveynin temel görev ve sorumluluklarının başında gelir. Çocuğun fiziksel ve duygusal ihtiyaçlarının süreklilik arz ederek karşılanmaması anlamına gelen ihmal; fiziksel, tıbbi duygusal ve eğitimsel ihmal olarak karşımıza çıkabilir.

Gerekli olan şekilde gıda veya barınma olanağı sağlamamak veya ihtiyacı olan bakımı vermemek, uzun süre çocuğu evde yalnız başına, yanında bir yetişkin olmadan bırakmak, çocuğun yeterli beslenmemesi, mevsime uygun giyinmemesi, sürekli karnının aç olması, banyo yapmaması, kirli kıyafetlerle dolaşması, ihtiyacı olan tıbbi ve ruhsal tedavinin sağlanmaması, okula göndermemek, sözlü aşağılama, çocuğun varlığını kabullenmeyi reddetmek, çocuğa yönelik ihmale örnek olarak gösterilebilir.

 
İSTİSMARIN BİLİNÇLİ YAPILMASI ŞART DEĞİL

 

Dünya Sağlık Örgütü çocuk istismarını “Herhangi bir sorumluluk, güven veya güç ilişkisi bağlamında, çocuğun sağlığı, yaşamı, gelişmesi ve saygınlığı açısından, fiilen zararlı veya potansiyel olarak zararlı sonuçlar verebilecek her tür fiziksel ve/veya duygusal kötü muamele, cinsel istismar, ihmal veya ihmalkâr davranış veya ticari amaçlı ya da başka tür sömürü’’ olarak tanımlar. Bu davranışın, mutlaka çocuk tarafından algılanması veya yetişkin tarafından bilinçli olarak yapılması gerekli değildir. Çocuklar aile içinde veya herhangi bir kurum veya topluluk içinde istismara maruz kalabilirler. İstismar da fiziksel, cinsel, duygusal, ekonomik ve medya istismarı olarak karşımıza çıkabilir.

 

ÇOCUĞUN KULLANILMASINA GÖZ YUMMAK DA İSTİSMARDIR

 

  • Fiziksel istismar; en geniş anlamda çocuğun kaza dışı sebeple bir yetişkin tarafından yaralanması ve/veya örselenmesidir. Dayak ve her türlü fiziksel şiddet çocuğun fiziksel istismarı olarak nitelendirilmelidir. Fiziksel istismar ve ihmale uğramış çocuklarda bilişsel yetilerde bozukluk ve akademik başarısızlığa sık rastlanılmaktadır.
  • Cinsel istismar; çocuğun bir yetişkin tarafından zorlama, kandırma, menfaat, korkutma, tehdit ve baskı yollarıyla, cinsel uyarı ve doyum için kullanılması, fuhuşa zorlanması veya fuhuş yaptırılması, cinsel obje olarak kullanılması ya da kullanılmasına göz yumulmasıdır.
  • Ekonomik istismar; çocuğun fiziksel ve zihinsel gelişimini olumsuz etkileyen, yaşı ve gücü ile orantılı olmayan işlerde ucuz emek olarak çalıştırılmasıdır. Çocuk işçiliği bunun en çarpıcı örneğidir.
  • Medya istismarı; yazılı ve görsel basının, yasaları ihlal ederek, çocuğun gelişimini olumsuz yönde etkileyecek şekilde yapılmış olan yayınlardır.
  • Duygusal istismar; çocuğu olumsuz etkileyen tutum ve davranışlara maruz bırakarak ya da gereksindiği ilgi, sevgi ve bakımdan mahrum bırakarak, toplumsal ve bilimsel standartlara göre psikolojik hasara uğratma halidir.  Duygusal istismar, ihmal, fiziksel istismar ve cinsel istismar gibi tüm istismar türlerine eşlik eder.
  • Aileleri bilinçlendirip toplum farkındalığı yaratarak ve eğitim kurumlarının bu konuları konuşulur hale getirmesi ile çocuklarımızı ihmal ve istismardan koruma yolunda çok önemli bir adım atmış oluruz.

 

SEV çatısı altında 8 kurum bulunuyor. Bunlar, Üsküdar Amerikan Lisesi, İzmir Amerikan Koleji, Tarsus Amerikan Koleji, Özel SEV Lisesi (SEV Amerikan Koleji), Üsküdar SEV İlköğretim Kurumları, İzmir SEV İlköğretim Kurumları, Tarsus SEV İlköğretim Kurumları ve SEV Yayıncılık (Redhouse).  Bu kurumlarda öğrenim gören öğrenci sayısı 5 bin 400 iken, yerli ve yabancı eğitimci sayısı da 1200. Ortalama 5 öğrenciden biri ihtiyaç, sanat, spor, bilim gibi alanlarda burs alarak okuyor. Hedef ise her 4 öğrenciden birinin burslu okuması.

11-02-2020


Etiketler

Paylaşın arkadaşlarınızı da bilgilendirin

Paylaş