Arama sonuçları

Türk mutfağının mirası, gastronomi eğitimiyle yeni nesillere bırakılıyor

Türk mutfağının mirası, gastronomi eğitimiyle yeni nesillere bırakılıyor

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü'nde etli yemeklerden zeytinyağlılara, çorbalardan tatlılara kadar geleneksel kültürün en lezzetli tarifleri öğrencilere aktarılıyor.

UNUTULMAYA YÜZ TUTAN YEMEKLER

DEÜ Tınaztepe Kampüsü'nün eğitim mutfağındaki üniversite öğrencileri, Türk mutfağının ünlü yemeklerinin yanı sıra unutulmaya yüz tutmuş lezzetlerini geleneksel kültürle ve modern yöntemlerle öğrenerek geleceğe taşıyor.

Tarhana çorbasından Acem pilavına, İzmir köftesinden irmik helvasına kadar mutfaktan çıkan her ürün, yemekhanede öğretim üyelerine ve öğrencilere sunuluyor.

DEÜ Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Doç. Dr. Yılmaz Akgündüz, AA muhabirine, amaçlarının öğrencilere sadece yemek pişirmeyi değil, yemeğin kültürünü anlatmak olduğunu söyledi.

Derslerde öğrencilere yemeğin hazırlanma şeklini, törensel ritüelini de aktardıklarını ifade eden Akgündüz, şöyle dedi: "Öğrencilerimizi bu perspektifte yetiştirmeye çalışıyoruz ve gittikleri yerlerde, katıldıkları işletmelerde veya farklı organizasyonlarda bilgiyi etraflarına yaymalarını öğütlemeye, bu doğrultuda yönlendirmeye çalışıyoruz."

Akgündüz, yapılan araştırmalarda 500'den fazla olduğu belirlenen Türk yemeklerini "geleneksel hazırlama biçimi" ile öğrettiklerini, öğrenci sayısının da 300'e yakın olduğunu kaydetti.

ÖĞRENCİLER DE BESLENME BİÇİMİNİ DEĞİŞTİRİYORLAR

Yüksekokul Müdür Yardımcısı Dr. Öğretim Üyesi Gözde Türköz Bakırcı da öğrencilerine tüm dünya mutfaklarına özgü yemeklerin yapımını öğrettiklerini ancak Türk mutfağını öncelikli olarak ele aldıklarını söyledi.

Türkiye'de her bölgenin, her ilin mutfak zenginliğine sahip olduğuna işaret eden Bakırcı, bu zenginliği de 55 saatlik uygulamalı derslerle yeni nesillere aktardıklarını kaydetti.

Bakırcı, Türk mutfağını dünya çapında tanıtmayı hedeflediklerini söyleyerek şöyle konuştu:

"Doğudan batıya ciddi bir zenginliğimiz var. Başlangıçta İzmir bölgemizde olmamız nedeniyle zeytinyağlılara öncelik veriyoruz. Devamında tencere yemekleri ön planda. Etli yemekler, unlu mamuller, böreklerimiz, tatlılarımız, Osmanlı mutfağından günümüze gelen lezzetler, aynı zamanda unutulmaya yüz tutmuş bazı lezzetleri de yaptığımız workshoplarda öğrencilerimize aktarmaya çalışıyoruz."

"Gerdan tatlısı" gibi tarifi yüzyıllar öncesine dayanan ancak bugün çok az sayıda insanın bildiği tatları da yaşatmak istediklerini söyleyen Bakırcı, yemeklerin bölgelere özgü yapılış şekillerini de anlattıklarını dile getirdi.

Bakırcı, 2016 yılından bu yana verdikleri eğitimler sonrası öğrencilerin yemek alışkanlıklarının değiştiğinin de altını çizerek şöyle dedi: "Bu yıl üçüncü mezunlarımızı vereceğiz. Mezunlarımızla görüştüğümüzde bazılarının İzmir'de olmamız nedeniyle zeytinyağlı yemeklere kaydığını görüyoruz. Fastfood beslenmeyi azalttığını gördüğümüz öğrenciler var. Beslenmesine çok dikkat eden öğrencilerimizle de karşılaşıyoruz."

"YEMEK YAPMAKTAN ZEVK ALIYORUM"

Bölüm öğrencilerinden Serdar Tahtacı, "Mutfak bence uzaktan hoş görünüyor ama bu stresi yaşamak gerekiyor. İnsan yönetimini, zorlukla mücadeleyi öğreniyoruz. Yemek yapmaktan zevk alıyorum. İnsanlar yemek yedikçe mutlu oluyor, insanları mutlu etmek de beni mutlu ediyor" dedi.

Fastfood tarzı yiyeceklerde Türk yemeklerinin lezzetini bulamadığını da söyleyen Tahtacı, "Çoğu şefimin dediği gibi Türk mutfağının çok zengin olduğunu düşünüyorum" dedi.

23-05-2022


Etiketler

Paylaşın arkadaşlarınızı da bilgilendirin

Paylaş