Arama sonuçları

Türkiye’de gönüllü olmak: Masrafını kendin karşıla

Türkiye’de gönüllü olmak: Masrafını kendin karşıla

Türkiye’de gönüllü olmak: Masrafını kendin karşıla üzerine psikolojin bozulsun. Türkiye’de Gönüllülük Araştırması sonuçlarına göre gönüllülerin yüzde 20’si gönüllülük yaparken psikolojik rahatsızlıklar yaşıyor. Ayrıca gönüllülerden kendi masraflarını kendilerinin karşılaması bekleniyor. Gönüllülük, ‘tanıdık aracığıyla’ bulunuyor. Gönüllü oldukları kurumlara ulaşmakta da sorun yaşıyorlar.

İstanbul Bilgi Üniversitesi Sivil Toplum Çalışmaları Merkezi (BİLGİ STÇM) ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (BİLGİ GÖÇ) tarafından yürütülen “Türkiye’de Gönüllülük Araştırması”nın sonuçları konferans ile açıklandı.

TÜRKİYE’DE GÖNÜLLÜ OLMAK: MASRAFINI KENDİN KARŞILA ÜZERİNE PSİKOLOJİN BOZULSUN

Araştırmaya katılanların yaşları 15 ile 75 arasında değişiyor ve Türkiye’nin farklı illerinde yaşıyorlar. Gönüllülerin yüzde 68’i kadın, yüzde 33’ü 15-24 yaş aralığında, yüzde 11’iyse 60 yaş üstü. Araştırma sonuçlarına göre, gönüllüler çalıştıkları kurumlarda ortalama 5 yıldır çalışmaktalar. Ancak gönüllülerin üçte biri 1 yıl, yarısıysa 2 yıldan az bir süredir bu kurumda gönüllülük yapıyorlar.

ÖĞRENCİLER 16 AY ÇALIŞIYOR, EMEKLİLER 85 AY

Öğrencilere ortalama gönüllülük süresi 16 ayken, çalışanlarda 53, emeklilerdeyse 85 aya kadar yükseliyor. Gönüllülerin yarısı çalıştıkları kurumda haftada 3-4 saatten daha az vakit harcarken, çalışma günlerinin hem hafta sonu hem de hafta içi günlere yayıldığı gözlemlenmiş. Öte yandan, gönüllülerin yüzde 60’ının çalışma saatlerinin 9-18 arası olması, gönüllülük faaliyetinin kurumlaşmış olduğunun bir göstergesi olarak yorumlanabilir.

 

SOSYAL GÜVENCELERİ YOK

Ankete katılan gönüllülerin yüzde 9’u bir sosyal güvenceye sahip değil, diğerlerininse çalıştığı yerden, aileden ya da üniversiteden bir sosyal güvencesi bulunuyor. Çalıştığı STK’dan sosyal güvenceye sahip olanların oranıysa yüzde 9.

YÜZDE 20’Sİ PSİKOLOJİK RAHATSIZLIK YAŞIYOR

Gönüllülerin yüzde 20’si gönüllülük yaparken psikolojik rahatsızlıklar yaşadıklarını söylerken, “meslek hastalığı” yaşayanların ve herhangi bir iş kazası geçirenlerin oranı yüzde 4. Gönüllülerin yüzde 13’ü şu anda yaptıkları gönüllülük faaliyetinin iş kazası ya da meslek hastalığı riski taşıdığını söylüyor.

MASRAFLARINI KENDİLERİ KARŞILIYOR

Gönüllülerin çalışma koşullarına gelince gönüllülerin yaptıkları ulaşım, yiyecek ve iletişim masraflarını kendileri karşılayanların oranı yüzde 67’yken geri kalanların masrafları kısmen ya da tamamen STK tarafından karşılanıyor. Gönüllülerin dörtte üçü işe başlamadan yapacakları işle ilgili bir oryantasyon/tanıtım eğitimi alırken, yapacağı işle ilgili bir protokol/sözleşmeye sahip olanların oranı yüzde 18’de kalıyor. İşe başlamadan önce sağlık taramasından geçenlerin oranıysa sadece yüzde 3.

Gönüllülerin gönüllülük yaparken en zorlandıkları konuların başında zaman bulmak geliyor (yüzde 53). İkinci sırada gönüllülük için yapılan harcamaların karşılanması bulunuyor (yüzde 30). Öğrenciler ve çalışanlar zaman bulmakta zorlanırken, çalışanlar, işsizler ve emekliler için gönüllülük harcamaları da bir zorluk oluşturuyor. Öğrenciler, çalıştıkları kuruma ulaşırken zorluk çektikleri görüşünü diğer gruplara göre daha fazla belirtiyorlar.

KİŞİSEL İLİŞKİLERLE YÜRÜYOR

Araştırma sonuçları, gönüllülerin şu anda çalıştıkları kurumla tanıdıkları aracılığıyla ilişki kurduklarını gösteriyor (yüzde 34). Internet aracılığı (yüzde 16) ya da görsel/yazılı medya aracılığıyla (yüzde 10) kurumla ilişki kuranların oranıysa görece daha düşük. Bu rakamlar gönüllülerin kurumlarla kişisel ilişkiler aracılığıyla temasa geçtiklerini gösteriyor. Gönüllüler, gönüllülük yaparken çalıştıkları kurumu hedef kitlesi ve çalışma alanı nedeniyle seçmekteler. Üçüncü sırada güvenilirlik (yüzde 38) geliyor, bu da gönüllülerin neden kişisel ilişkileri tercih ettiğini açıklayan bir unsur olarak kabul edilebilir. Kurumsal bir yapı olması (yüzde 21) ya da toplumda tanınırlık (yüzde 16), kurumların tercih edilmesinde geride kalan faktörler.

Katılımcılık konusunda önemli etkenlerden biri gönüllülerin çalıştıkları kurumlarda alınan kararlara katılım dereceleridir. Gönüllülerin yarısından fazlası (yüzde 58) kurumda alınan kararlara katıldığı görüşündeyken, dörtte üçüne yakın bir kısmı da kurumun düzenlediği etkinliklere katılıyor.

 

ARAŞTIRMANIN YÜRÜTÜCÜLERİ KİM OLDU?

Araştırma yürütücüleri; Bilgi Sivil Toplum Çalışmaları Merkez Müdürü Prof. Dr. Nurhan Yentürk, Bilgi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Emre Erdoğan, Bilgi Sosyal Ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı ve Göç Çalışmaları Uygulama Ve Araştırma Merkez Müdürü Prof. Dr. Pınar Uyan Semerci, İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Laden Yurttagüler’in yanı sıra Bilgi Vekil Rektörü Prof. Dr. Kübra Doğan Yenisey, Avrupa Gençlik Politikaları Kıdemli Uzmanı Hanjo Schild’in katıldığı etkinlikte araştırma sonuçları tartışıldı.

Araştırmaya, farklı kurumlarda gönüllülük yapan 1016 kişi katıldı. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan İstanbul Bilgi Üniversitesi Vekil Rektörü Prof. Dr. Kübra Doğan Yenisey, gönüllü faaliyetler için hukuki olarak ele alınmasının gerekli olduğunu söyledi. Yenisey, “Yasal düzenlemenin kapsamı dışında kalan gönüllülük formlarını da güvence altına alan, gönüllülüğü teşvik eden ve korunmasını sağlayan bir düzenlemenin, paydaşların da görüşü alınarak katılımcı bir şekilde yapılması çok kritik” dedi.

GÖNÜLLÜLÜK ARAŞTIRMASI: YÜZDE 20’Sİ PSİKOLOJİK RAHATSIZLIK YAŞIYOR

Bilgi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Emre Erdoğan, 2014 yılında, gönüllülük yapanların karşılaştırmalı oranlarını sunan ISSP verilerine göre Türkiye’nin sondan ikinci sırada yer aldığını belirtti.

Türkiye’de maddi bağış oranının düşüklüğüne dikkat çeken Erdoğan, şöyle dedi: “Gönüllü olarak destek vermek dışında herhangi bir STK’ya son bir sene içinde bağış yaptınız mı sorusuna, katılımcıların yüzde 7.9’u ayni bağış yaptım cevabını verirken sadece yüzde 30.4’ünün maddi bağış yaptığı görülüyor.”

 

Bilgi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı ve Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkez Müdürü Prof. Dr. Pınar Uyan Semerci araştırmada psikolojik rahatsızlık yaşadıklarını ifade edenlerin oranı yüzde 20 olarak ortaya çıktığını anlattı. Semerci şöyle dedi:

“Farklı saha deneyimlerimizden de biliyoruz, özellikle daha dezavantajlı bölgelerde göçmenler, çocuklar gibi daha kırılgan gruplarla çalışan gönüllülerde ikincil travma yaşanabiliyor. Gönüllüler, çalıştıkları kurumda kaynak sıkıntısı yaşanması durumunda yol, yemek gibi masraflarının karşılanmamasını anlayışla karşılıyorlar, böylesi durumlarda zaten STK’yı gönüllüler destekleri ile yaşatıyor.”

EĞİTİM DÜZEYİ YÜKSEK KİŞİLER

Gönüllülerin yüzde 90’ının oy kullandığını ve yüksek eğitim düzeyine sahip olduğunu belirten BİLGİ Öğretim Görevlisi Laden Yurttagüler şu bilgileri verdi: “Araştırmamızda da ifade edilen STK’lardaki karar alma süreçleri önemli. Bazı gönüllülerin dile getirdiği oy çokluğu ile değil oybirliği, uzlaşı ile karar almanın farkını tartışmalıyız. Yaptığımız araştırmada gönüllülerin yüzde 58’inin karar süreçlerinde etkili olduğu görülüyor ancak bu katılım maalesef ‘geribildirim’ düzeyinde” dedi. Etkinliğe katılan Avrupa Gençlik Politikaları Kıdemli Uzmanı Hanjo Schild ise yerel ve küresel bağlamda gönüllülük faaliyetlerinden beklentileri, ihtiyaçları ve zorlukları katılımcılarla paylaştı.

 

14-12-2019


Etiketler

Paylaşın arkadaşlarınızı da bilgilendirin

Paylaş