Arama sonuçları

Üniversite sınavlarında değişiklik olmayacak

Üniversite sınavlarında değişiklik olmayacak

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç sınava girecek öğrenci ve ailelerine seslenerek, "Bu sene ailelerin rahat olması lazım. Yükseköğretime girişle ilgili yapısal bir değişiklik olmayacak. Geçen sene nasıl hazırlanıyorsa öğrenciler, bu sene de bu şekilde hazırlansınlar. Mevcut sistem girilecek programın gerektirdiği yetkinliği sorgulayan adil bir düzenek. Burada bir yapısal bir değişikliği bu sene için öngörmüyoruz, böyle bir planlamamız yok" dedi.

AA Editör Masası'na konuk olan Saraç'ın açıklamaları şöyle:

ÖNCELİK DEĞžİŞžİKLİK DEОİL, KALİTE: YÖK'ün önceliği kalitenin artması. Anayasa ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu üniversiteye giriş sistemine ilişkin usul ve esasların belirlenmesi yetkisini YÖK'e veriyor.  Ayrıca yükseköğretimin lise eğitimi üzerine inşa ediliyor. Dolayısıyla da MEB'in yaptığı değişikliklerin de göz önüne alınması gerek.

SİSTEM ADİL Mİ: Üniversiteye giriş sisteminin adil olup olmadığı sorgulanmıyor. Anadolu'daki fakir bir ailenin çocuğu da bu merkezi sistemle Türkiye'nin en başarılı üniversitesine girebiliyor. Sınav sistemi adil ama iyileştirmeler yapılabilir.

AİLELER RAHAT OLSUN: Ailelerin rahat olmasını istiyoruz. Bu sene giriş sisteminde yapısal bir değişiklik olmayacak, yapısal bir değişikliği öngörmüyoruz. Öyle bir tespitimizi biz söylüyoruz. Sınav sayılarının artmasına biz de sıcak bakıyoruz. Bunun üzerinde çalışma yapılıyor. Fakat sınav sayılarının artması da bugünden yarına yapılacak, alınacak bir karar değil. Açık uçlu soru, kamuoyunun gündeminde uzun zamandır yer işgal ediyor. Tabii ki bunu da tedrici olarak, açık uçluya geçilmesi taraftarıyız. Yani belli bir matematiksel işlemin varacağı son neticenin yazılacağı veya bir isim veya tarihin sorulacağı, tabii ikinci aşamada yapılacak, açık uçlu az soruda yapılabilir. Bu hususta, ÖSYM gerçekten yetkin, çok geniş bir tecrübeye sahip, yapılabilir.

PEDAGOJİK FORMASYON: Bugünlerde pedagojik formasyonla alakalı bir çalışma yürütüyoruz. Tabi ülkenin ihtiyaçları ve gerçeklerini de sarfınazar etmeden, öğretmen ihtiyacının olduğu yerlere ağırlık vererek, bir formüle varacağımızı düşünüyoruz. Bunu önümüzdeki günlerde belirleme durumumuz olabilir. Biz umut tacirliği de yapmak istemiyoruz, gerçekçi olalım, popülist yaklaşımlardan uzak olmak istiyoruz.

KARޞI DEОİLİM AMA: Pedagojik formasyona prensip olarak karşı değiliz. Milli Eğitim'in iş gücü planlamasına da dikkat etmek durumundayız. Önümüzdeki genel kurulların ilkinde veya ikincisinde bu formasyonla ilgili hangi alanlarda ne kadar verileceği hususunda bir açıklamamız olacak" diye konuştu.

BÜTÜNLEME SINAVI HAKKI ÜNİVERSİTENİN: Üniversitelerimize yetki devrine başladık. İlk olarak bahar dönemindeki yatay geçiş kontenjanlarını üniversitelere bıraktık. Tüm yükseköğretim sistemini ilgilendiren bir bütünleme sınavı var. Üniversitelerimiz, bütünleme sınavlarına ilişkin birtakım endişelerini ve rahatsızlıklarını, sıkıntılarını ifade ettiler bu konulduğundan itibaren. Biz bugün itibarıyla yükseköğretim kurumlarımıza, öğrencilere eğitim-öğretim dönemi başlamadan önce bildirmeleri kaydıyla bütünleme sınavlarını açıp açmama, yapıp yapmama hususunda yetki devrediyoruz. Bu çok önemli yapısal bir değişikliği de getirecek peşi sıra. Bunun da devamı gelecek.

 E-KAYIT TASARRUF SAОLADI: E-kayıt ile öğrenci ve ailelerine hem nakit hem de vakitten tasarruf etme imkanı sağladık. Öğrencilerle doğrudan iletişim kurmaya çalışıyoruz.

İKİNCİ ÖОRETİM DERS SAATLERİ: Kız öğrencilerden gelen yoğun talep neticesinde ikinci öğretimin ders saatlerinde düzenleme yaptık. Akademisyenleri de ihmal etmememiz lazımdı. Akademik teşvik ödeneğiyle ilgili yönetmeliği hazırladık. Sayın Başbakanımız da bunu destekliyor. Biz bununla ilgili kanun taslağı önerisini hazırladık ve sunduk. Sanırım Meclis açılır açılmaz bu hususla ilgili bir kanuni düzenleme yapılacak.

UYGULAMALAR ASKIYA ÇIKIYOR: Bazı kararları alırken mümkün olduğunca üniversitelerle hareket edelim istiyoruz. Onun için üslup değişikliğine de gittik. Bazı uygulamalarımızı askıya çıkartıyoruz ve bütün yüksek öğretim camiasına da soruyoruz.

ÜNİVERSİTELER FARKLI DEОERLER ÜRETSİN: Türk yüksek öğretim sisteminde 185 üniversite, Meclis'te bekleyen, YÖK'ten geçen 200'e yakın çok geniş bir üniversite yelpazemiz var. Bu üniversitelerin hepsinin aynı tip olmasını, birbirinin kopyası olmasını tasvip etmiyoruz. Bu, üniversitelerin birbirlerinden farklı değerler üretmesini istiyoruz. Bir kısmı araştırmada, bir kısmı bölgesel kalkınmada temayüz edebilir, bir kısmı eğitim-öğretimde, bazı üniversitelerimiz de eğitim-öğretimin bir kısmı ön lisansında, bir kısmı lisansında bir kısmı da doktoralı eleman ihtiyacının karşılanmasında. Dolayısıyla biz, her üniversitenin uluslararası üniversite yarışına sokulmasını doğru görmüyoruz, bu milli kaynakların heder edilmesidir. Dünya Bankası'nın bir raporunda bu tespit vardır. Dolayısıyla uluslararası üniversite ayrıdır, bütün üniversitelerin uluslararası niteliklere sahip bir şekilde işlemesi, çalışması farklıdır. Bunun ikisi arasındaki farkı biz belirleyip, her birinin farklı bir misyonla Türk bilim hayatını da ve tabi toplumdaki değişimi de tetiklemesini istiyoruz.

FARKLI DÜŞžÜNCELER: Bizim istediğimiz, üniversitelerimizin, yüksek öğretim kurumlarımızın, her farklı düşüncenin kendisini ifade edebileceği emin limanlar haline gelmesi. 'Ama farklı düşüncelerin ifadesi' diyoruz, tabi zorlama, şiddet, bunların yer almaması gerekiyor üniversitede. Hangi boyutta olursa olsun şiddetin bütünüyle üniversitelerden dışlanması.

YÖK KALDIRILMALI MI?: YÖK'ün kaldırılması sürekli gündemde. Ancak yerine nasıl bir yükseköğretimin inşa edileceğinin tartışılmıyor. (Kanunun ruhu olur) diye hukukçuların bir tabiri var. 2547'yi ben de tasvip etmiyorum. Ama bu kanunun bir ruhu var. Dolayısıyla bizim bunun yerine ikame edilecek düzenlemelerin kendisi içerisinde bir mütecanis yapıya sahip olması lazım. Bu düşünülen değişikliklerin birbiriyle oluşturduğu ilişkilerden tek bir mütecanis bir yapı ortaya çıkacak mı? 'Nasıl bir yükseköğretim' sualinin cevabının verileceği zihniyet temelinin öncelikle inşa edilmesi lazım. Sonra bu temel üzerine yukarıya doğru binayı inşa edebiliriz. ޞu hususu da belirtmemiz lazım. Biz genellikle birtakım aksaklıklar olduğunda bunu kanunlarda buluyoruz, kurumlarda buluyoruz. Halbuki bu gibi sorunlar uygulamalardan kaynaklanıyor. Bütün dikkatimizi, uğraşımızı, gayretimizi o kanun çerçevesinde iyi sonuçlar elde edebileceğimiz uygulamalara hasrettik. Tabii ki şahsi kanaatimi sorarsanız, YÖK'ün küçültülmesi, yetkilerinin bir kısmının başkaca kurumsal yapılara devredilmesi icap ediyor. Fakat bunun da belli bir süreç içerisinde ve diğer organizasyonların tamamlanmasıyla eş zamanlı yapılması gerekiyor.

 ESKİ İMAJ SIRTIMIZDA OLMASIN: Uluslararasılaşma farklı yöntemler kullanmaya başladıklarını ifade deden Saraç, "YÖK'ün eski imajını sırtımızda taşımak istemiyoruz. Biz YÖK'ün bugünkü uygulamalarıyla değerlendirilmesini istiyoruz" diye konuştu.

BOޞ KONTENJAN 38 BİN: Boş kontenjan sayısını 38 bine indirdik. Bundan sonra kalite odaklı bir çalışma başlattık. Yüksek lisans ve doktora kriterlerini yükselttik. Zira doktora, yüksek öğretimi bütünüyle besleyen ana damarıdır. Orada bir sıkıntı çıkar ise bunu by-pass etme imkanı da yoktur. Tıp ve hukuk gibi programlarda sıkıntılar vardı, onlara yönelik birtakım tedbirler aldık.

* Bu blog AA abonesidir

Fotoğraf: AA

28-10-2015


Etiketler

Paylaşın arkadaşlarınızı da bilgilendirin

Paylaş