Arama sonuçları

Uzaktan eğitimi yakınlaştırmanın bir yolu var mı?

Uzaktan eğitimi yakınlaştırmanın bir yolu var mı?

Uzaktan eğitimi yakınlaştırmanın bir yolu var mı? Cumhuriyet'ten Figen Atalay'ın haberine göre, Maarif Müfettişi, Müfettişler Derneği yönetim kurulu üyesi Cemil Coşkun, uzaktan eğitimle ilgili şöyle dedi: “Öğretmenler, uzaktan eğitimin içine gönlünü, entelektüel birikimini, öğrenme tutkusunu katmazsa, bu eğitimden istenen sonuç alınamaz. Sadece öğrenciler ekran başında akranlarını görmüş olurlar. Uzaktan eğitimi yakınlaştırmanın yolu, eğitim içeriklerini düzenlerken bile aklımızdan ‘öğrenmeyi nasıl bulaştırırım, sorusunu geçirmektir. İşte o zaman ‘uzaktan eğitim’ yakınlaşacak ve ‘yanı başımızda eğitim’ olacaktır.”

EĞİTİMDEKİ KORONAVİRÜS BELİRTİLERİ NELER?

Virüslerin ortak özelliğinin gözle görülemez olmaları ve yavaş yavaş bünyeyi/sistemi teslim alıp öldürmeleri olduğunu hatırlatan Coşkun, eğitim sistemindeki “koronavirüs belirtileri”ni şöyle sıraladı:

  • İş görenlerin niteliğinin düşük, zaman içinde yeniliklere yönelik eğitimden yoksun kalmaları, liyakate dayalı bir atama sisteminin olmaması.
  • Öğretmen, öğrenci ve veli işbirliğinin yeterli seviyede olmaması.
  • Yöneticilerin eğitim liderliği rolünden uzak olması ve öğrenmeyi bulaştıramaması.
  • Bilginin sorgulanıp işlenmemesi ve bunun sonucu ezberci eğitimin ülkeye hâkim olması.
  • Sanat, spor ve bilime dayalı yaratıcılık çalışmalarının yeterli düzeyde yapılmaması.
  • Evlerde çalışma odası, çalışma ve okuma kültürünün yeterli düzeyde, evlerde ve okullarda yeterli sayı ve nitelikte kitapla donatılmış kütüphanelerin olmaması, kitap okumanın ulusal bir sorun olarak görülmemesi.
  • Öğrenme işinin sadece okulda olacağı ve bunu öğretenin gerçekleştireceği yönündeki yanlış algı, öğrenmenin insanı ve dünyayı anlayıp geliştirmek amaçlı değil, sınıf geçmek gayesiyle yapılması.
  • Düşünme eğitimi, mantık ve felsefe derslerinin ders saatlerinin yetersiz olması, yazmaya, not tutmaya ve özet çıkarmaya dayalı bir kültürün olmaması.
  • Özgür, demokratik, bilimsel ve laik eğitim anlayışının kurumsallaşmamış olması. Bütün öğrencilere ücretsiz altyapı olanağının sunulması gereğini vurgulayan Cemil Coşkun, “Aksi takdirde ‘uzaktan eğitim’ eğitimden uzaklaşan topluma dönüşecektir. Bütün okullarda fırsat eşitliğini sağlamak ve nitelik farkını asgari düzeye indirmek devletin anayasadaki sosyal devlet olmasının bir zorunluluğudur” diye konuştu.

KÖYLERE GEZİCİ OKUL 

‘Uzaktan eğitimi yakınlaştırmak için disiplinler arası ilişkilendirmenin, felsefe yapmanın, çocuklara her gün keşfedecekleri durumlar sunmanın, aileleri de eğitimin içine çekerek evi okulun, öğrenmenin bir parçası yapmanın önemine dikkat çeken Coşkun’un önerileri şöyle:

  • Bütün televizyon kanallarında ve radyolarda “ders yayını yapma” uygulaması başlatılabilir.
  • Her okulda üst sınıftaki öğrencilerin alt sınıftaki bir öğrenciyle haftada iki saat ders yapmaları sağlanabilir.
  • Öğrenci-öğrenci, öğrenci-öğretmen arasında mektup, mail vb. yöntemlerle karşılıklı öğrenme uygulaması başlatılabilir.
  • Yazar, şair, sanatçı, bilim insanlarından uzman oldukları konularda ders videoları yapıp paylaşmaları istenebilir.
  • Kursların belli derslerini video yoluyla paylaşmaları sağlanabilir.
  • Köy, kasaba vb. dezavantajlı çocuklara özel gezici okul uygulaması yapılabilir.
  • İllerin ihtiyacına göre “Mobil Okul İyileştirme ve Geliştirme Ekipleri” oluşturulmalı.
  • Başarısız öğrenciler için öğrenci, aile üzerinde özel çözümler üretilerek eğitimde hakkaniyet sağlanmalıdır.

23-09-2020


Etiketler

Paylaşın arkadaşlarınızı da bilgilendirin

Paylaş