Arama sonuçları

YGS’de puan tutturamayana alternatif yurtdışı

YGS’de puan tutturamayana alternatif yurtdışı

Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) üniversite sınavlarının ilk aşaması olarak son buldu. Hayal kırıklığına uğrayan da var, sınavı çok iyi geçtiği için mutlu olan da. Ancak sınavda istediği bölümü tutturamayacağını düşünen öğrenciler alternatif olarak yurtdışı üniversiteleri düşünmeye başladı.

Türk gençleri için yurtdışı her zaman cazip bir seçenek. Son olarak British Council Türkiye’nin yaptığı araştırma her 100 gencin 95’inin yurtdışına “daha iyi eğitim almak” için gitmek istediğini gösteriyor.

Yurtdışı eğitim ise küresel bir pazar haline dönüşmüş durumda. Kendi ülkesi dışında öğrenim gören gençlerin sayısının 5 milyona yaklaştığı ve 200 milyar dolarlık bir katma değer yarattığı ifade ediliyor. OECD’ye göre 2020’ye kadar bu sayının 8 milyonu aşacağı tahmin ediliyor. Türkiye de aldığı değil ama gönderdiği öğrenci sayısı ile bu küresel pazarın en önemli aktörlerinden birisi. Avrupa ülkelerinden Çin’e kadar dünyanın her köşesine üniversite eğitimi için giden öğrenci var. Kesin sayıları bilinmiyor ama 60 bini aştığını söyleyen de var 100 bine ulaştığını dile getiren de.

ÖNLERİNDE ENGEL YABANCI DİL

Yurtdışında eğitim almak isteyenler yine araştırmaya göre önlerinde en büyük engel olarak öğrenim ücretlerini görüyor. Bu yüzden gençler burs bulma peşinde. Ancak bu kez de önlerine “dil” engeli çıkıyor.

Geçtiğimiz günlerde davetli olduğum Debrecen Üniversitesi’nde Uluslararası Eğitim Koordinasyon Merkezi Başkanı Dr. Attila Jenei’nin söyledikleri dikkat çekiciydi. Macaristan hükümetinin yabancı öğrencilere verdiği burslardan Türkler için ayrılan kontenjanların boş kaldığından yakındı. Nedeni de doktora öğrencilerinin bile İngilizce bilmemeleri.

İngilizce sorunu Türkiye’de bırakın ilköğretim, lise ya da üniversite öğrencilerinde akademisyenlerde bile aşılamayan bir engel olarak karşımıza çıkıyor.

Bu engelin varlığından da “burs verelim” diyen tüm ülkelerin akademisyenleri bile haberdar.

Bu yazı Habertürk Gazetesi’nde Pervin Kaplan’ın köşe yazısı olarak yayımlanmıştır.

17-03-2016


Etiketler

Paylaşın arkadaşlarınızı da bilgilendirin

Paylaş