Arama sonuçları

Yıldırım: TEOG yerine 3 model üzerinde çalışılıyor

Yıldırım: TEOG yerine 3 model üzerinde çalışılıyor

Başbakan Binali Yıldırım, liselere geçişte kullanılan Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sisteminin kaldırılması kararının ardından liselere geçişte kullanılacak yeni sistem için Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) üç model üzerinde çalıştığını açıkladı.  

İşte Başbakan Yıldırım'ın açıklamaları: 

TEOG BAŞINDAN BERİ YANLIŞ ANLAŞILDI:

TEOG'un kaldırılması ve getirilecek yeni yöntem bir milyon 200 bin öğrenci ve ailelerini ilgilendiren ciddi bir konu. TEOG başından beri hep yanlış anlaşıldı.

SİSTEM DEĞİŞİKLİĞİ YOK:   

TEOG bir sistem değil. Burada bir sistem değişikliği yok. TEOG, ortaokul sona kadar, ara sınıflarda her sömestr, Ankara'nın gönderdiği ve öğretmenler tarafından bir sınavdır. Bunu niye yapıyor? Bu belirli üst kalitede okullar, hormonlu not vererek öğrenci hazırlayıp avantaj sağlamasın diye yapılmaya çalışılan bir şey. Bu zaman içerisinde 2013'ten beri bir yarışa döndü, özel kurslar, dershaneler... Çocuklar bunaldı.

MEB 3 ÇÖZÜM ÜRETİYOR:

Hiçbir öğrenci sınavı sevmez ama sınav olmadan da öğrenme olmaz. TEOG kalkıyor, bu sene uygulanmayacak. Bunun yerine Milli Eğitim Bakanlığı üç tane çözüm üretiyor. Bunların artıları, eksileri çalışılıyor. Sekizinci sınıf bittikten sonra liselere geçiliyor. Burada da fen lisesi, Anadolu lisesi, meslek lisesi, imam hatip lisesi gibi pek çok lise var. Birinci yöntem, her lisenin kendi sınavını yapması. İkinci yöntem, ortaokul sertifikasyon sistemi. Üçüncü yöntem de ortaokul bazlı yerleştirme. Burada ağırlıklı olarak adrese dayalı kayıt sistemi, yüzde 50'si belki toplam öğrencilerin. Bir kısım okullar da ortaokul mezuniyet ortalamasını arayabilir.

BİR AY İÇERİSİNDE OLUR:

Bir, hiçbir şey aramayanlar var, adresi en yakın olan gidip kaydolacak. Bazı okullar diyebilir ki 'Ben ortaokul mezuniyet ortalaması arayacağım'. Bir de bazı okullar, kendi sınavını yapar, kendi sınavını yapar ama o sınavın mutlaka Bakanlığın gözetiminde olması lazım. Emniyet tedbirleri alınarak, soruların da hatta merkezden hazırlanarak sınavın yapılması. Tabii bunların hangisinin en isabetli olduğu konusu... Bakanlar Kuruluna gelecek uzmanlar sunumlarını yapacak. Birisinde karar kılacağız. Bir ay içerisinde olur.

YENİ ÇÖZÜMLE ÖĞRENCİ İSTEDİĞİ OKULA GİREBİLECEK:

 Anadolu'daki çocukların bu fırsatı daha önce nasıl yakaladı?  Getirilecek olan yeni çözümle öğrencinin, yine istediği okula girebilecek. Onlara kapı kapanmıyor ki. TEOG'da ne yapıyorsa burada da onun daha kolayını yapacak. Ortaokulda dersleri çok iyiyse, ortalamasını tutturursa onun bir katkısı var. Okula girmek istiyorsa orada alacağı bir puan var. İkisini birlikte değerlendirerek istediği yere girecek. Ama bir iddiası yoksa açıkta da kalmayacak, mahallesindeki liseye girecek. Bunun mükemmeli yok. Ben mühendisim, eğitimci değilim. İnceledim, bunun mükemmeli yok. Burada, subjektif kararları ortadan kaldıracak, öğrenciyi de canından bezdirmeyecek bir sistem getirmek. Yani esas itibarıyla hiçbir öğretmenden şu beklenmez, 'Ben işte şu çocuğa kayırmacılık yapayım, not vereyim de bunu bir adım öne geçireyim...' İsteyelim ya da istemeyelim, böyle kötü uygulamaların olduğunu gördük.

SÖMESTR GELMEDEN AÇIKLANACAK: 

Bu sene 8. sınıftan mezun olanlar yeni uygulamayla liseye gidecek.  Sömestr gelmeden yeni çözüme ilişkin karar açıklanacak. 

ÖĞRETMEN EKSİĞİMİZ YOK: 

Eğitimde sorunumuz şu; insan, insan kalitesi... Bizim öğretmen eksiğimiz yok. Belki bazı branşlarda fazlamız var, bazı branşlarda eksiğimiz var ama toplamda öğretmen eksiğimiz yok. Ama belirli bölgelere herkes gitmek istediği için Ankara, İstanbul, İzmir gibi buralarda öğretmenlik yapmak istiyor, Iğdır'da yapmak istemiyor, böyle bir sıkıntımız, dengeli dağıtım sıkıntımız var. Ama sizin sorunuzun cevabı bir günlük alınacak tedbirle hallolacak bir iş değil, yıllarca yatırım yapmamız lazım. İnsan kaynağımızı, kapasitemizi geliştirmemiz lazım. Hangi sistemi getirirseniz getirin, dünyanın en iyi sistemini de getirirseniz getirin, insanın olduğu yerde eğer kötü niyetli insanlar varsa o sistem bir işe yaramaz. En beceriksiz sistem iyi uygulayıcıların elinde çok mükemmel sonuçlar verir. 

ALMANYA,FRANSA, İNGİLTERE'DE OKUL NOTUNA GÖRE: 

Almanya, Fransa, İngiltere gibi ülkelerde okul, veli ve öğrencinin okulda aldığı notlar değerlendirilerek öğrencinin nereye gideceğine karar veriyor. Kimse de "Burada torpil yapılıyor, onun çocuğu oraya gidiyor, bunun çocuğu beriye gidemiyor" diye bir şey diyemiyor.  Çocuğun kapasitesi, kabiliyeti, başarısı oraya hormonlamadan yansıyor. Biz desek ki 'Doğrudan annesini, babasını, okul öğretmenini çağıracağız ikisi kararlaştıracak.' 'Sen şuraya gideceksin.' Kıyamet kopar değil mi Türkiye’de? Ama böyle... Gelişmiş ülkelerde esas itibarıyla böyle. Bizde de hedef bu olmalı. Bunun için daha çok gayret edeceğiz.

 ZARFTA SORUNUMUZ YOK, İÇERİKTE SORUNUMUZ VAR: 

Türkiye'deki okullar akıllı tahtalar, dizüstü bilgisayarlar, geniş bant internet bağlantısıyla mükemmel durumda. Zarfta bir sorunumuz yok, içerikte sorunumuz var. Bu da bir günlük mesele değil daha çok çalışmamız lazım. Değerleri aşındırmamamız lazım. Bu ülkenin görevde olan Başbakanı olarak Hakkari'nin bir köyündeki öğretmenin şu an itibarıyla ne yaptığını takip etme şansım var mı? 1 milyon 20 bin öğretmen var. Biz onlara güvenmek mecburiyetindeyiz, başka da bir çaremiz yok. Güveniyoruz da. Fedakarca görev yapıyorlar. İşte Necmettin Yılmaz öğretmen, Urfa'da görev yapıyordu, Gümüşhane'ye giderken Pülümür Deresi'nde alçakça katledildi. Aybüke öğretmen Batman'da aynı sonu yaşadı. Ne büyük idealleri, hayalleri vardı ama alçaklar hayatlarının baharında onları bu hayallerinden kopardılar."

25-09-2017


Etiketler

Paylaşın arkadaşlarınızı da bilgilendirin

Paylaş