Arama sonuçları

2023 seçimlerinin kazananını ‘eğitim’ mi belirleyecek?

2023 seçimlerinin kazananını ‘eğitim’ mi belirleyecek?

Türk Eğitim Derneği’nin düşünce kuruluşu TEDMEM’in “Siyasi Partilerin Eğitim Vaatlerinin Seçmen Tercihlerindeki Rolü Araştırması” Türkiye’de en önemli sorunun eğitim olduğunu gösterirken, gençlerin de oylarını “eğitim”in belirleyeceğini anlatıyor. Hem aileler hem de gençler eğitimden umutlarını kesmiş durumda. Peki ne olacak? 2023 seçimlerinin kaderini belirleyecek “eğitim vaadleri” mi olacak?

Türk Eğitim Derneği (TED) Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu araştırma sonuçlarını pervinkaplancom için değerlendirdi. İşte Pehlivanoğlu’nun dile getirdikleri:

HANGİ SİYASETÇİ KAZANIR?

Seçimler, ülkelerin kaderini değiştirir. Seçimler, gelecek nesillerin dünyaya açılan kapısını etkiler. O nedenle siyasilerin en büyük yükümlülüğü, gençlere sunacakları vaatlerde gizlidir.

Yıllardır bu üç cümleyi arka arkaya sıralayıp tek bir soru soruyorum “Siyasetin derdi seçim kurtarmak mı? Nesil kurtarmak mı?”

Türkiye, hızla yeni seçim sürecine yaklaşırken, meydanlardaki, ekranlardaki, kürsülerdeki seslerin sayısı arttı. Biz de görevi toplumun gözü, kulağı, sesi olmak olan Türkiye’nin eğitim alanındaki en köklü sivil toplum kuruluşu olarak 94 yıllık tecrübemizle gözlemlemeye başladık. Siyasi görüş fark etmez, eğitim alanında kim ne söyleyecek, ipuçlarının peşine düştük. Sonuçta, elimizi taşı altına koyalım, toplumun, ailelerin, gençlerin eğitimden beklentilerini sahada araştıralım istedik. Bu nedenle, üç nesli aynı sandıkta buluşturacak seçim sürecinde, eğitim taahhütlerinin ne kadar etkili olacağını göstermek amacıyla “Siyasi Partilerin Eğitim Vaatlerinin Seçmen Tercihlerindeki Rolü Araştırması”nı yaptık. Çalışmamızı üç temel oturttuk.

OY VERME DAVRANIŞINI ETKİLİYOR

  • Siyasi partilerin eğitim vaatleri ile seçmenlerin oy verme davranışları arasındaki etkileşimi belirlemek amacıyla KONDA Araştırma ve Danışmanlık Şirketi’nin desteği ile yaklaşık 3000 kişilik bir örneklem üzerinden saha araştırması yaptık.
  • Düşünce kuruluşumuz TEDMEM, 1950’den günümüze siyasi partilerin seçim vaatlerini inceledi ve Türk siyasi yaşamı için bir ilk olan polimetre kavramını ete kemiğe büründürdü.
  • Dünya ülkelerinin seçim süreçlerindeki eğitim vaatleri ve taahhütleri incelendi. Kim ne demiş ne kadarını gerçekleştirmiş analiz edildi.

Sonuçta çok temel bir soru üzerinde fikir birliğine vardık ve vatandaşa sorduk:

Seçimin kaderi eğitim vaatlerine mi bağlı?

Yanıt oldukça keskin bir netlikteydi. Evet

HANGİ VAADLERİ DUYDULAR?

Vaat, siyasetin anayasasının temel maddesidir. Ancak bir şey yıllarca tekrarlanıyor ama bir sonuç elde edilemiyorsa biz ona vaat diyemiyor, sandığı kurtarma sözleri diyoruz. Öyle ki Türkiye’de bugün torunlarını kucaklarına almış kişilerin yani yaklaşık 70 yıldır bu dünyada olanların her seçim sürecinde duyduğu eğitim vaatleri nelerdir?

“Eğitimde fırsat eşitliği, sınavların kaldırılması, YÖK’ün kaldırılması, eğitime erişimin artırılması, mesleki eğitimin geliştirilmesi, öğretmen niteliğin artırılması, …”

Hak yemek istemiyoruz. Eğitim sistemini ileriye taşıyan adımlar atılmamış değil. Sadece, biz bu adımları da çok mehter yürüyüşüne benzetiyoruz. İki adım ileri atılırken yapılan hatalar, öngörülmeyen imzalar bu ilerlemeyi bir adım geriye götürüyor. Özetle, siyasi partilerin yıllar içinde değişmeyen eğitim vaatleri, Türkiye’nin değişmeyen eğitim ihtiyacını ortaya koyuyor. Ne yazık ki Türkiye’de eğitime yönelik seçim vaatleri, dünya örneklerine kıyasla çok genel, popülist, yüzeysel ve belirsiz kalıyor.

TÜRKİYE’DE BİR İLK: POLİMETRE

Dünyayı incelediğimizde, Birleşik Krallık, Kanada ve ABD gibi gelişmiş ülkelerde seçim sırasında verilen sözlerin, seçilen yönetimler tarafından yerine getirilip getirilmediğini izleyen ve değerlendiren denetleme mekanizmaları bulunduğunu gördük. Kanada’da Polimetre, ABD’de PolitiFact gibi sosyal girişimler bulunurken, Birleşik Krallık’ta devlet düzeyinde bir yasal kontrol mekanizması var.

Türkiye’de vaatlerin gerçekleştirilme durumlarına ilişkin sistematik bir izleme sistemi ise bulunmuyor. Hâl böyle olunca biz de 1950-2018 yılları arasında Türkiye’deki tüm siyasi partilerin iktidara geldikleri takdirde uygulamayı taahhüt ettikleri eğitim vaatlerinin ne kadarını gerçekleştirip gerçekleştirmediğini ölçmek üzere bir “Polimetre” hazırladık ve durumlarını değerlendirdik. Buradan çıkan sonuçlar sonrasında ise vatandaşa sorduk

TÜRKİYE’DEKİ EĞİTİM SİSTEMİNİN SORUNLARI NELERDİR?

OY, EĞİTİM VAADİYLE DEĞİŞİR Mİ?

Araştırmanın en can alıcısı sorularından biri şuydu: Oyunuz seçim vaatleriyle değişir mi? Yanıtlar çok açıktı. Türkiye genelinin % 45’i seçim vaatleriyle oyunun değişeceğini söylüyor. 18-24 yaş aralığında bu soruya ‘evet’ diyenlerin oranı ise %57.

Grafik 3. Seçmenin Seçim Vaatleriyle Oy Tercihini Değiştirme Durumu

 

Her 10 öğrenciden yaklaşık 7’si oy tercihinin seçim vaatleri ile değişebileceğini belirtirken, meslek gruplarına göre incelendiğinde beyaz yaka çalışanların %48’inin; işçi, esnaf ve çiftçinin %40’ının; emeklilerin %35’inin; ev kadınlarının %41’inin seçim vaatleriyle oy tercihini değişeceğini gördük. İşsizlerin ise %50’si seçim vaatlerine göre oyunun değişebileceğini belirtti.

EN ÖNEMLİ KONU EĞİTİM

Eğitim, siyasetin öncelik vermesi gereken konular arasında ekonomiden sonra ilk sırada geliyor. 18-24 yaş aralığındaki her iki gençten biri eğitim sistemine öncelik verilmesini istiyor. Vatandaşların yarısından fazlası eğitimi düzelteceğine inandığı siyasetçi için oyunu değiştirebileceğinin altını çiziyor. Toplumun %56’si, gençlerin ise %67’si eğitimi düzelteceğine inandığı siyasetçi için oyunu değiştirebilir. Verilerden bazıları şöyle:

Grafik 6. Eğitimi Düzelteceğine İnanılan Siyasetçi İçin Oy Değiştirme Durumları

 

 

  • Her 10 kişiden 8’i ancak eğitim seviyesi yükselirse Türkiye’nin güçlü bir ülke olacağını düşünüyor.

  • Toplumun %74’ü, gençlerin ise %83’ü çocuklarının istediği eğitimi alamamasından korkuyor

  • Toplumun %67’si, gençlerin ise %84’ü imkânı olsa çocuklarının veya kendilerinin yurt dışında eğitim almasını istiyor.

  • Toplumun %85’i, gençlerin ise %80’i çocuğunun eğitimine devam edebilmesi için her türlü rahatlıktan vazgeçebileceğini söylüyor.

SEÇMEN SİYASİLERDEN EĞİTİMLE İLGİLİ NE BEKLİYOR?

Vaat

Türkiye geneli

18-24 yaş

Kaliteli eğitim herkes için parasız olacak.

%94

%95

Kızların eğitime katılımını arttırmak için teşvikler gerçekleştirilecek.

%93

%94

Anne babasının gelir ve mesleğinden bağımsız her çocuk nitelikli eğitim alacak.

%92

%93

Mesleki eğitim güçlendirilecek.

%93

%94

Öğrenciler iş dünyasına hazırlanacak şekilde yetiştirilecek.

%93

%94

Eleştirel düşünme, sorgulama ve problem çözme becerilerine sahip gençler yetiştirilecek.

%91

%95

Her öğrencinin teknoloji eğitimi alması sağlanacak.

%91

%92

 

ÇÖZÜM ÖNERİLERİ NEDİR?

MÜFREDAT

  • Bilgi ağırlıklı sistem “zihinsel soykırım” olan ezberden arındırılmalı. Öğrencilere yaşam becerisi kazandıracak bir müfredat hazırlanmalı.

SINAVLAR

  • Sınav odaklı eğitim sisteminden vazgeçilmeli.
  • Ortaöğretime geçişteki sınav kaldırılmalı
  • Lise öğrencileri, 11. Sınıfta diploma almalı ve meslek yüksek okulları, ön lisans programları ve açık öğretim programlarına gidebilmeli. Lisans programlarına hazırlanacak öğrenciler için 12 sınıf üniversiteye hazırlık yılı olarak okulda geçirilmeli.

 

MESLEKİ EĞİTİM

  • 11.sınıf sonunda öğrenci, okul başarı puanına göre meslek yüksekokuluna yerleştirilmeli.
  • Mesleki eğitimde bulunan Anadolu Teknik Liseleri, Anadolu Meslek Liseleri ve Mesleki Eğitim Merkezleri yeniden yapılandırılmalı.
  • 2 yıllık meslek yüksekokulu eğitiminin büyük çoğunluğu sahada işbaşında geçecek şekilde planlanmalı.
  • Teşvikler piyasa ihtiyaçları ve istihdam garantili olmalı ve ücretler en az öğrenci maliyetinin bir buçuk katından başlayarak verilmeli.

ÜNİVERSİTELER

  • Üniversitelerin sayısı, bölüm ve öğrenci kontenjanları; bölgesel/kentsel ihtiyaçlar, işgücü arz-talep dengesi ve geleceğin işleri gözetilerek planlanmalı.
  • Üniversitelerin en önemli insan kaynağını oluşturan akademik personelin niteliğini yükseltmek üzere şeffaf ve güvenilir bir atama ve görevde yükseltme süreci yapılandırılmalı; üniversitelerin nitelikli bilim üreten merkezler olması için akademik personelin çalışma koşulları ve özlük haklarına ilişkin düzenlemeler yapılmalı.

ÖĞRETMENLER 

  • Öğretmenlik mesleğinin değerini ve itibarını artıracak, öğretmenlerin özlük hakları ile çalışma koşullarını iyileştirecek politikalar benimsenmeli. Bu politikalar, öğretmen yetiştiren yükseköğretim kurumları ile öğretmen istihdam eden kurumlar arasında etkili bir iş birliği ve koordinasyona dayalı olmalı.

SONUÇ:Eğitim siyasetin ezberlenmiş denklemlerini bozabilir. nesli kurtarmayan seçimi kurtaramaz.

12-06-2022


Etiketler

Paylaşın arkadaşlarınızı da bilgilendirin

Paylaş