Arama sonuçları

2025'te insan ve makinelerin iş gücü eşitlenecek

2025'te insan ve makinelerin iş gücü eşitlenecek

2025'te insan ve makinelerin iş gücü eşitlenecek. Tüm dünyayı etkisine alan koronavirüs krizi, iş piyasası ve gelecekteki işler açısından da oldukça belirsiz bir ortam yarattı. Dünya Ekonomik Forumu tarafından hazırlanan Geleceğin Meslekleri 2020 raporuna göre, pandemiden kaynaklı ekonomik durumun uzun süreli olması beklenirken, önümüzdeki beş sene içerisinde teknolojinin de iş dünyasına daha çok adapte olması bekleniyor.

NASIL BİR GELECEK BEKLİYOR?

Süregelen belirsizliğe rağmen, rapor nitel ve nicel zekanın eşsiz bir kombinasyonunu sağlayarak geleceğin işleri ve yetenekleri konusunda bilinenleri de genişletmeyi hedefliyor. İş dünyasından liderlerin görüşlerini bir araya getiren rapor, kamu kaynakları ile özel kaynaklarla ilgili en güncel bilgileri kullanarak piyasanın güncel durumuna ve geleceğine odaklanıyor. Rapor, 26 gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeden 15 sektörün kapsamlı bir incelemesini içeriyor.

Rapordan elde edilen temel bulgular ise şu şekilde:

TEKNOLOJİNİN ÖNEMİ ARTACAK

İş dünyasında teknolojiye adaptasyonun devam etmesi ve pek çok alandaki etkinliğini giderek arttırması bekleniyor.

Bulut bilişim, büyük veri ve elektronik ticaret gibi alanlara adaptasyonun iş dünyası liderler için öncelikli konular olmaya devam edecek gibi duruyor. Yine de, kriptografi, insansı olmayan robotlar ve yapay zeka konularının da öneminin giderek arttığı gözlemleniyor.

Kovid-19 durgunluğuna bağlı olarak, makineleşme alanında çalışan işçiler için ‘çifte bozulma’ yaşanıyor.

Pandemiden kaynaklanan karantinalar ve ekonomik sıkıntılar sonucunda, şirketlerin teknolojik adaptasyonlarının mevcut görevler, işler ve yetenekleri 2025 yılı itibariyle değiştirmesi bekleniyor. Görüşleri alınan işlerin %43’ü, teknolojik entegrasyon sebebiyle iş gücünü azalttıklarını belirtirken, %41’i de görev-odaklı çalışanlarını arttırmayı planladıklarını, %34’ü ise teknolojik entegrasyon nedeniyle iş güçlerini arttırmayı hedeflediklerini belirtiyor.

MAKİNELER VE İNSANLARIN İŞ YÜKÜ 2025’TE EŞİTLENECEK

2025 yılında, insanlar ve makinelerin mevcut görevler üzerinde harcadıkları zamanın eşitlenmesi bekleniyor. Şirketlerin önemli bir bölümünün yer değişikliği yapması, değer zincirlerini değiştirmesi ve teknoloji dışındaki faktörler nedeniyle de iş güçlerinde değişikliğe gitmeleri, önümüzdeki beş yıl içerisinde beklenen değişiklikler arasında yer alıyor.

YOK OLACAK MESLEKLER DAHA FAZLA

Rapora göre, yok olan mesleklerin sayısının ‘geleceğin meslekleri’nin sayısını geçmesi beklense de, geçtiğimiz yılların aksine, yeni iş alanlarının oluşumunun yavaşladığı ve mevcut mesleklerinin yok olmasının hızlandığı gözlemlendi.

YENİ İŞLER İNSANLAR, MAKİNELER VE ALGORİTMALAR ARASINDA BÖLÜNECEK

2025 yılı itibariyle gerekli görülmeyen işlerin oranının %15.4’ten %9’a düşmesi bekleniyor. Bunun aksine yeni mesleklerin oluşum oranının ise, şirket başına %7.8’ten %13.5’e yükselmesi öngörülüyor. Bu oranlara bakıldığında, 85 milyon işin insanlar ve robotlar arasındaki iş bölümüyle orantılı olarak değişmesi, bu süreçte de 97 milyon yeni işin insanlar, makineler ve algoritmalar arasındaki iş bölümüne bağlı olarak görev dağılımının yapılacağı düşünülüyor.

ÇALIŞANLARDA ARANAN ÖZELLİKLER ARTIYOR

Önümüzdeki beş sene içerisinde en çok talep gören mesleklerin değişmesi, ama yetenek eksikliğindeki yüksekliğin devam etmesi bekleniyor.

En çok aranan yetenekler ve bu yeteneklere sahip grupların önemi ise, 2025’e doğru, bu grupların eleştirel düşünce, analiz, problem çözme ve öz yönetim yetenekleriyle birlikte, aktif olarak öğrenme, dirençlilik, stres toleransı ve esneklik gibi özelliklere sahip olup olmadıklarına göre değişecek. Şirketler, çalışanlarının yaklaşık %40’ının becerilerini 6 ay ya da daha kısa bir süre içerisinde tazelemelerinin gerekeceğini tahmin ediyor. İş dünyası liderlerinin %94’ü ise çalışanlarının yeni beceriler edinmelerini beklediklerini söylüyor. 2018’de ise bu oran %65 civarında ölçülmüştü.

‘BEYAZ YAKALI ONLINE İŞ GÜCÜ’

Geleceğin meslekleri dönemine beyaz yakalı online iş gücüyle birlikte çoktan girildi bile.

İşverenlerin %84’ü hızlı bir şekilde çalışma hayatını dijitalleştirmeye başladı. Uzaktan çalışmanın kapsamı giderek genişletilirken, çalışanların yaklaşık %44’ünün kalıcı olarak uzaktan çalışmaya geçmesi düşünülüyor. Üretkenlik ve refah gibi konulardaki endişelerle ilgilenmek için ise, çalışanların yaklaşık üçte birinin topluluk, bağlanma ve işyerine bağlılık gibi konularda dijital araçlardan yardım alınması ve bu şekilde uzaktan çalışmaya geçişte karşılaşılabilecek engellerin aşılması planlanıyor.

TEKNOLOJİK DEĞİŞİM VE PANDEMİ KRİZİ İÇİN ÖNLEM ALINMASI GEREKİYOR

Geleceğe yönelik iş planlarının yapılmaması halinde ise, eşitsizliğin teknoloji ve pandemi krizi sebebiyle giderek kötüleşebileceği öngörülüyor.

Düşük maaşlı işçiler, kadınlar ve genç işçiler, pandemiye bağlı ekonomik krizden ilk etkilenen gruplar oldular. 2008 yılındaki Küresel Finansal Kriz’in daha düşük eğitime sahip çalışanlar üzerindeki etkisiyle karşılaştırıldığında, günümüzdeki olumsuz etkinin çok daha büyük olduğu ve mevcut eşitsizlikleri de kötüleştireceği belirtiliyor.

ONLINE EĞİTİMİN YÜKSELİŞİ

Online eğitim ve öğrenmenin revaçta olmasına rağmen, bu durum çalışanlar ve işsiz olanlar için zorlayıcı duruyor.

Kendi başlarına online öğrenme fırsatlarını kovalayan bireylerin sayısında dört katlık bir artış görülürken, bu oran çalışanlarına online öğrenme sunan şirketlerde beş kata kadar arttı. Hükümet programları üzerinden online eğitimlere erişen kişilerin sayısındaki artış ise dokuz kata kadar çıktı. Çalışan kişilerin online öğrenme programları üzerinden kişisel gelişimlerine verdiği önem ise giderek artarak %88 olarak ölçüldü. Çalışanların veri analizi, bilgisayar bilimi ve bilgi teknolojileri gibi dijital yeteneklere oldukça fazla önem verildiği görüldü.

KORONAVİRÜS KRİZİNDE TEKNOLOJİYİ YAKALAMAK DAHA ZOR

Çalışanlara yeniden beceri kazandırılması ve mevcut becerilerinin de geliştirilmesi fırsatı ise daralan yeni iş piyasasında eskisinden daha zor hale geldi.

Bu durum, hem çalıştıkları pozisyonda devam eden işçiler, hem de yaşanan ekonomik durgunluktan ötürü işlerini kaybeden ve yeniden eğitilmesi beklenemeyen çalışanlar için geçerli oldu. Rapora göre, çalıştıkları işe devam edenlerin ise, önümüzdeki beş yıl içerisinde iş tanımlarındaki temel yeteneklerin %40’ının değişmesi ve çalışanların %50’sine ise yeniden beceri kazandırılması gerekecek.

Süregelen ekonomik krize rağmen, çalışanların çoğu, insan kaynaklarına yapılan yatırımın değerin farkında.

Görüşü alınan çalışanların yaklaşık %66’sı, önümüzdeki bir yıl içerisinde yeniden beceri kazandırılmaları ya da becerilerinin geliştirilmeleri ile ilgili yapılan yatırımlardan başarılı geri dönüşler beklediklerini ifade ettiler. Yine de, mevcut ekonomik kriz göz önünde bulundurulduğunda, çalışanların %17’si bu bir senelik zaman diliminin çok uzun olduğunu ve bu süre içerisinde yapılan yetenek yatırımlarından bir geri dönüş alıp alamayacaklarının belli olmadığını söyledi.

Çalışanların %70’inden fazlası ise, 2025’e kadar mevcut becerilerini geliştireceklerini ve yeni beceriler kazanacaklarını düşünüyor. Yine de, şu ana dek bu eğitimleri alan çalışanların oranı ise henüz %42 civarında seyrediyor.

ŞİRKETLERİN NE YAPMASI GEREKİYOR?

Şirketlerin çevresel, sosyal ve hükümete bağlı ölçütleri tam olarak uygulamaya koyması ve bu şekilde insan kaynakları ve sosyal kaynaklara daha iyi yatırımlarda bulunması ve bunu yaparken yenilenen insan kaynakları muhasebesini göz önünde bulundurması gerekiyor.

İş dünyası liderlerinin önemli bir kısmı, çalışanlarına, özellikle endüstri ile kamu-özel işbirlikleri kapsamında yeniden beceri kazandırılması gerektiğini düşünüyor. Bu şekilde hem şirketler hem de toplum adına, uygun maliyetli ve orta-uzun vadede önemli kar payı getiren çalışmaların gerçekleştirilebileceği öngörülüyor.

Şirketler, teknolojik makineleşme ve büyüme kapsamında işinden olan çalışanların yaklaşık %50’sini şirket içinde yeniden konumlandırmayı umarken, bu durum makineleşmeden edilen tasarrufun temel bir iş stratejisine dönüşmesi düşüncesine de ters düşüyor.

Özel sektörün riskli veya işinden edilmiş çalışanlar için daha güçlü bir beceri destek program uygulaması gerekiyor.

İşyerlerinin %21’i, çalışanlarını yeniden becerilendirmek ve yeni beceriler kazandırmak için kamu fonlarını kullanabildiklerini beyan ediyor. Özel sektörün ise geleceğin meslekleri için teşvikler oluşturması ve meslek değişimleri sırasında işinden olan çalışanlar için daha güvenli koşullar oluşturmaları gerekiyor. Bu şirketlerin eğitim süreçlerinde de yeni politikalar izlemeleri gerekiyor. Hükümetlerin de sürmekte olan Kovid-19 krizi ve bunu uzun süreli etkileri doğrultusunda maaşları destekleme ve işlerin devamlılığını sağlamaları bekleniyor.

 

Petek SAMATYALI

pervinkaplan.com editörü

19-02-2021


Etiketler

Paylaşın arkadaşlarınızı da bilgilendirin

Paylaş