Arama sonuçları

ABİDE eğitimde aynayı kime tutacak?

ABİDE eğitimde aynayı kime tutacak?

ABİDE eğitimde aynayı kime tutacak? Milli Eğitim Bakanlığı öğrencilerin gelişimini takip etmek "ölçme değerlendirme merkezleri" kuracak. PISA ve TIMSS’e rakip olacağı söylenen "Akademik Becerilerin İzlenmesi ve Değerlendirilmesi" (ABİDE) çalışması başlayacak. Bu ABİDE eğitimde aynayı kime tutacak? 

ABİDE EĞİTİMDE AYNIYI KİME TUTACAK? 

Modern toplumlarda eğitim, kötü alışkanlıkların panzehiri, değişimin ve kalkınmanın itici gücü, kolektif aklın ve bir arada dayanışmacı yaşamı gerçekleştirmenin, farklılıkları bir arada barış içinde yaşatmanın aracı olarak görülmektedir. Eğitimin temel hedefleri arasında bireycilik değil dayanışma, yönetilmek değil birlikte yönetmek ve her türlü ayrımcılığı bertaraf etmek yer alıyor.Bu hedeflere ek olarak toplumda kolektif akıl ve yönetimoluşturmaya ilham ve destek, barış ve kardeşlik içinde yaşayan toplumları içinde barındıran bir dünya kurmak hedefi bulunmaktadır. Eğitim, en küçük topluluktan başlayarak kadınların, çocukların karar alıcılar içinde eşit bir biçimde yer almalarının gerekliliğini önce bilince çıkarmalı, oradan pratikte uygulayabilme becerileri kazandırmalı, çocukların birbirlerine ve büyüklerine yaşanabilir başka bir dünyayı başkaları için de isteme cesaretini ve desteğini sunmalı, kazandırmalıdır. 

NİTELİKLİ EĞİTİMİN ÖLÇÜSÜ NEDİR?

Nitelikli iyi bir eğitimin en belirgin ölçütü; eğitim alan yurttaşların sosyal hayata ve toplumun yeniden şekillendirilmesi sürecine bizzat ve faal olarak katılmasını sağlamaya yönelik davranışları kazandırmak olmalıdır. Başka bir deyişle eğitim; kadınlı, erkekli, çocuklu bütün toplumu kendileri ve gelecekleri ile ilgili karar alma sürecinin öznesi kılmalı, yaşadıkları süreç üzerinde etkili ve yetkili hale gelebilmeleri için besleyebilmeli desteklemelidir. Ölçme ve değerlendirme merkezleri yukarıda ifade ettiğimiz temel evrensel yaklaşıma ne oranda yaklaşıldığını, bu yaklaşımla bağ kuracak temel becerilerin ne  oranda kazandırıldığını ölçmelidir.

BAŞARISIZ SINAV SONUÇLARI NASIL DEĞERLENDİRİLİYOR?

Eğitime duyarlı ve ilgili çevreler tarafından uzun yıllardır dile getirilen ancak bugüne kadar gerçekleşmeyen önemli bir konuda adım MEB bir adım atmış oldu. Atılan bu adımın eğitimin, eğitim alan çocukların niteliğine, bu niteliğin toplumun güçlü olmasına ve dayanışmasına önemli yararlarının olacağını düşünüyorum. Ölçme ve Değerlendirme Merkezleri bir bakıma aynayı sürekli kendimize tutmaya ve aynada kendimizi daha net görmeye katkı sağlayacaktır.

Gerek ulusal gerekse uluslararası ölçekte elde edilmiş başarısız sınav sonuçları hep tartışılmıştır. Tartışmalar büyük oranda sonuçlar üzerinden gerçekleştirilmiştir. Başarısız sonuçların nedenlerine ilişkin araştırma yapılması sürekli gündem yapılmış ancak başarısızlık nedenlerine dair geniş ölçekli ve sahici bir araştırma bugüne kadar yapılmamıştır. Ortaya çıkan olumsuz sonuçlar ve eşitsizlikler sistemin doğallığı içinde değerlendirilmiş, çocuklara kavratılması gereken temel kazanımların ölçülmesi çoğu zaman görmezden gelinmiştir. Bakanlık açıklaması aşağıda yer almaktadır.

MEB AÇIKLAMASI NE DİYOR?

“Millî Eğitim Bakanlığınca, tüm Türkiye´de öğrencilerin il bazında gelişimlerinin takip edilmesi, okul bazlı eğitim durumlarının ölçülmesi ve eğitimi etkileyen faktörlerin ortaya çıkartılması amacıyla "ölçme değerlendirme merkezleri" kurulacak.

Ölçme değerlendirme merkezleri, Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) ile Uluslararası Fen ve Matematik Eğilimleri Araştırması´na (TIMSS) rakip olacak "Eğitimde Öğrenci Gelişimini İzleme Sistemi" ile PISA´ya göre daha geniş bir katılımın sağlandığı "Akademik Becerilerin İzlenmesi ve Değerlendirilmesi" (ABİDE) çalışmasını illerde yürütecek.

Bu kapsamda Millî Eğitim Bakanlığı  81 ilde kuracağı ölçme değerlendirme merkezleri ile örgün eğitim kapsamında öğrencilerin akademik gelişimlerinin izlenebilmesi, öğrenme eksikliklerinin tespit edilmesi için öğrenci, veli ve eğitimcilere geri bildirim verilmesine olanak sağlayacak.Bu yıl 25 ilde açılacak merkezler, 2019´a kadar diğer illerde de kurulacak.Ölçme Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü organizasyonuyla illerde ölçme araçları ve anketler yoluyla öğrencilerden veri toplanacak ve yapılacak analiz çalışmaları ile öğrenci ve velilere geri bildirim verilecek.

ÖĞRENCİLERİN BİLGİLERİNİN KULLANIMI ÖLÇÜLECEK 

Merkezler ile Ölçme Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğünce yürütülen ABİDE çalışması, daha geniş kapsamda iller tarafından yürütülecek. Çalışma ile temel eğitimde olan öğrencilerin okulda öğrendikleri bilgileri günlük yaşamda kullanma becerileri ile üst düzey zihinsel becerilere sahip olma düzeyleri ortaya çıkarılacak. 2016´da ilk kez uygulanmaya başlayan ABİDE çalışması, kurulacak merkezler ile tüm öğrencilere uygulanacak. ABİDE çalışması ile il düzeyinde öğrenme çıktıları, bu çıktıları etkileyen faktörler, bu faktörlerin öğrenmeyi etkileme düzeyleri ortaya çıkarılacak. Merkezlerin kurulmasıyla, illerin eğitim gelişimleri, var olan sorunların giderilme düzeyleri tespit edilmiş olacak, programların ve kazanımların etkinliği konusunda veri toplama imkanı oluşacak.

 EĞİTİMİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER NELERDİR?

Merkezler, illerde ABİDE´nin yanı sıra 2017 yılı yatırım programında yer alan "Ölçme Değerlendirme Uygulamalarını İzleme Araştırma ve Geliştirme Projesi" kapsamında yer alan "Eğitimde Öğrenci Gelişimini İzleme Sistemi"ni de yürütecek. Öğrencilerin akademik düzeyleri ve öğrenme eksiklikleri, öğrenmeyi etkileyen faktörler, ailenin, okulun ve çevrenin eğitime katkısını ortaya çıkaran veriler, merkezler tarafından öğrenci, veli ve eğitimcilerle paylaşılacak. Çalışma ile her öğrenciye kazanımları edinme düzeyi, eksik öğrenmeleri ve ihtiyaç duydukları tamamlayıcı eğitimlere yönelik karneler verilecek.İl izleme çalışmaları örneklem üzerinden değil, tüm öğrencilere yönelik olarak uygulanacak. Merkezler, her okul için bir değerlendirme raporu çıkartarak, okul bazlı izleme yapacak.”

ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME MERKEZLERİ İÇİN ÖNERİLER

*Bu tür merkezlerin kurulması kadrolaşma amacı taşımadığı sürece yöntemsel olarak yararlı olacaktır. Oluşturulacak merkezlerde liyakat, uzmanlık ve yeterlilik özellikleri taşıyan personel istihdamına özen gösterilmelidir.

*İl merkezlerinde görev yapacak personelin dönemsel olarak okullarda öğretmenler ile bir araya gelerek alanlarıyla ilgili konularda eğitim çalışmalarında bulunmalarına imkan tanınmalıdır. 

*Merkezlerin siyasi etkilerden uzak, özerk bir yapılanmaya ve işleyişe sahip olması, illerde araştırma geliştirme için istihdam edilen personel ile eş güdümlü çalışma yapması için gerekli yasal mevzuat düzenlemesi yapılmalıdır.

*Merkezlerin dijital ve teknolojik alt yapısının tam teşekküllü yapılanması, fiziki mekan ve çalışma ortamlarının amaca uygun olarak düzenlenmesi için yeterli kaynak eğitim bütçesinden karşılanmalıdır.

*Okullarda ve ilçelerde zümre öğretmenler kurulu benzeri komisyonların/kurullarınoluşturulması kurumsallaşma ve örgütlenmenin ayaklarının okullara basması bakımından önemlidir. 

*Adı ABİDE olan bu yapının yeni bir “yerli ve milli proje” olduğuna dair yorumlar yapılıyor. Merkezlerin PISA ve TIMSS‘a rakip olmasından çok oraları besleyen ve destekleyen bir işlev görecek tanımlama içine alınması daha yerinde bir yaklaşım olacaktır.

*Ortaokul ve liselerde hafta son günü öğrenci, veli ve öğretmenlerin bir araya gelerek süreçleri karşılıklı olarak tartışıp haftalık değerlendirmeler yapabileceği “tartışma atölyeleri”ya da “katılım konseyleri” kurulmalıdır. Çocukların öz güven, cesaret, eleştirel düşünme ve merak duygularını güçlendirecek olan atölyeler bileşenlerin kendi gerçeği ile de yüzleşmelerini olanaklı kılacaktır.   Atölyeler hiyerarşiye dayanmamalı, işleyişi katılımcıların fikirlerini özgürce dile getirebildikleri, eleştiri ve öz eleştiriye açık yapılar olmasına özen gösterilmelidir.

TEORİ İLE PRATİK EĞİTİMİNE DİKKAT

Sonuç olarak, Merkezlerin yapacağı araştırma, geliştirme ve analizlerin toplumu, eğitimcileri ve kamuoyunu doğru yönde etkileyecek ve yönlendirecek sonuç odaklı çalışmalar yapması, eğitim sistemine ve bu sistem içerisinde yetişen kuşaklara nitelik kazandırmaya dönük hizmetler sunması ve başarılı olması en büyük dileğimiz. Merkez değerlendirmelerinde teori ve pratik eğitimin olmazsa olmaz temel ilkesi olarak görülmeli; yönlendirme, yol gösterme ve yöntem geliştirme noktasında eğitim bileşenlerinin ufkunu açacak yeni açılımlar sağlamalıdır.     Bu aşamada ve ileri aşamalarda eğitim sisteminin ve insanımızın niteliğini yükseltmek amaçlı yapılan iyi ve doğru işler desteklenmeli, sulandırılıp içinin boşaltılmasına izin verilmemelidir.  

24-08-2017


Etiketler

Paylaşın arkadaşlarınızı da bilgilendirin

Paylaş