Arama sonuçları

Akademik özgürlüğün en kötüleştiği 10 ülkeden biri Türkiye

Akademik özgürlüğün en kötüleştiği 10 ülkeden biri Türkiye

Bilim Akademisi’nin ‘Akademik Özgürlükler Raporu’na göre, Türkiye’de akademik baskılar giderek derinleşiyor. Rapora göre, Türkiye 0.09 puanla akademik özgürlüğün en kötüleştiği 10 ülkeden biri. BirGün'de yer alan habere göre Bilim Akademisi, 2023/2024 Akademik Özgürlükler Raporu’nu yayımladı. Raporda, ülkedeki 204 üniversitenin 2’si pasif olmak üzere 129 devlet, 1’i pasif olmak üzere 75 vakıf üniversitesi olduğuna dikkat çekildi. Raporda, Türkiye’nin 2023 yılı Akademik Özgürlükler Endeksi’nde 0.09 puanla “akademik özgürlüklerin en çok kötüleştiği” on ülke arasında yer aldığı belirtildi.

NİTELİK FARKI DERİN

Avrupa Birliği Komisyonu’nun 2023 ve 2024 raporlarına dikkat çekilen raporda, akademisyenlerin ifade özgürlüğüne yönelik müdahalelerin demokratik gerileme kapsamında değerlendirildiği aktarıldı. Raporda Türkiye’nin 4 yüksekokulun dahil edilmesiyle 208 üniversite arasında derin bir nitelik farkı olduğu ifade edildi.

Bu nitelik farkının Avrupa Birliği (AB) raporlarında da “sorunlu” olarak değerlendirildiği belirtilen raporda, “Demokratikleşmenin en önemli bileşeni olan ifade özgürlüğü alanında yürütmenin, üniversiteler üzerindeki yaygın kontrolünün, akademik özgürlüklerin ihlaliyle paralellik gösterdiği vurgulanmalıdır. STOA 2024 raporunda, özellikle 2016 sonrasındaki ihraçlar ve kurum kapatmalarına vurgu yapılmakta, 2021 sonrasında Boğaziçi Üniversitesi’ne yönelik saldırıların devam ettiği belirtilmektedir” ifadeleri yer aldı. Aynı raporda Türkiye’nin “Horizon Europe Association” üyesi olduğu ve “Türkiye akademik özgürlüğü kısıtlama konusunda sorunlu bir geçmişe sahiptir” denildiğine aktarılan Bilim Akademisi’nin raporunda ülkenin akademik özgürlükler konusunda kritik durumuna dikkat çekildiği aktarıldı.

Raporda, üniversite sayısının 78’den 208’e, öğretim görevlisi sayısının 70 binden 185 bine ve öğrenci sayısının 1,6 milyondan 8 milyona çıkarılmasının iktidar tarafından “başarı” olarak gösterildiği belirtildi. Raporda, “Oysa tek başına personel sayısının iki buçuk kattan fazla artması, bu süredeki öğretim elemanı artışının nitelikle paralel ilerlemiş olamayacağının en önemli göstergelerinden birisidir. Bunun yanı sıra bazı orta ölçekli şehirlere ikinci bir üniversite “müjdesinin” verilmesi de nicelik eksenli akademi anlayışının sürdürülmek istendiğini göstermektedir” denildi.

ATAMALAR SÜRÜYOR

Raporda, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) rektör atamalarının cumhurbaşkanı tarafından atanmasını sağlayan Kanun Hükmünde Kararnameyi iptal ettiğine dikkat çekildi. AYM kararının 4 Haziran 2025’te yürürlüğe gireceği anımsatılan raporda, rektör atamalarının sürdüğü belirtildi. Raporda şöyle denildi: “Mahkeme, kanun koyucuya herhangi bir niteliksel sınır koymamıştır. Dolayısıyla kanun koyucunun KHK’deki düzenlemenin aynısını kanunla düzenleme olasılığı ve tehlikesi varlığını sürdürmektedir.”

Raporda şu ifadelere yer verildi: “Kongre bildirileri kabul edilen ancak vize sürecinin uzaması nedeniyle toplantılara katılamayan araştırmacıların durumu dikkate alınmalıdır. Durumun devam etmesi akademisyen hareketliliğinin ihlal edilmesine varabilecektir ve dikkatle izlenmelidir.”

14-02-2025


Etiketler

Paylaşın arkadaşlarınızı da bilgilendirin

Paylaş