Arama sonuçları

Anne ve babanın davranışı çocuğun geleceğini belirliyor

Anne ve babanın davranışı çocuğun geleceğini belirliyor

Anne ve babanın davranışı çocuğun geleceğini belirliyor. Çocuğunuza karşı aşırı korumacı mısınız yoksa mükemmeliyetçi mi? Sınırsız özgürlük mü sağlıyor yoksa ilgisiz mi kalıyorsunuz? Peki tüm bu davranışlar çocuğunuzu gelecekte nasıl bir birey haline getirecek?

Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ) Okul Öncesi Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Gamze Yurdakan, anne ve babaların davranış biçimlerinin çocukların gelecekte nasıl bir birey olacaklarını belirleyen en önemli faktörlerden biri olduğunu belirtti.

ANNE VE BABANIN DAVRANIŞI ÇOCUĞUN GELECEĞİNİ BELİRLİYOR

Yurdakan, anne ve babaların çocuklarına karşı sevgi ve eğitim arasındaki dengeyi çoğunlukla sağlayamadığını söyledi. Aşırı koruyucu, kollayıcı, çocuğun her davranışına müdahale eden anne ve babaların çocuklarına yaşından daha küçükmüş gibi davrandığını ifade eden Yurdakan şöyle konuştu:

AŞIRI KORUMACI AİLELERİN ÇOCUKLARI  NASIL ETKİLENİYOR?

"Bunun sonucunda çocuk kendi yapabileceklerini fark edemiyor. Bireyselleşme çabasındaki çocuğun davranışları maalesef olumsuz olarak etkileniyor. Böyle bir aile içerisinde yetişen çocuklar özellikle bağımlı kişilik yapısına sahip oluyor ve kendi kendine karar vermekte güçlük çekiyorlar."

SINIRSIZ ÖZGÜRLÜK DOĞRU MU?

Bazı ailelerin çocuklarına aşırı düşkünlüklerinden dolayı sınırsız özgürlük verdiklerini dile getiren Yurdakan, şöyle konuştu:

"Bu tip aile içerisindeki sınırlar ve kurallar belli değil. Çocuklar aile içerisinde 'evin patronu' gibi davranıyor. Her istedikleri, istedikleri zaman yapılıyor. Ailelere göre, bu kişinin kendisini geliştirmesi ve çocuğun bir birey olarak kendisini ifade etmesinde iyi bir davranış olarak görünse de aslında öyle değil. Bu tutumla yetişen çocuklar, maalesef bencil, doyumsuz, kırılgan, her dediğini anında yapılmasını isteyen ve kuralsızlık nedeniyle sosyal ortamlarda uyum problemi çeken çocuklar oluyor."

MÜKEMMELİYETÇİ ANNE VE BABALAR

Yurdakan, son zamanlarda mükemmeliyetçi anne ve baba tutumlarının çok sık görüldüğünü vurgulayarak şöyle dedi: "Bu tutumu sergileyen anne ve babalar, çocuklarının akademik, sosyal, sanatsal her alanda başarılı olmalarını istiyorlar. Ancak ailenin beklentisini karşılayamayan çocuk öz güvenini yitiriyor. Hem doğal iç güdüleri hem de ailelerinin kural ve beklentileri arasında sıkışan bu çocuklar, katı fikirlere sahip, toplumsal yaşamda esneklik gösteremeyen, her işte üstün olmak isteyen ama başaramadığı zamanda ciddi hayal kırıklıklarına uğrayan kişiler haline geliyor."

ÇOCUKLARA NASIL DAVRANMAK GEREKİYOR?

Ailelerin genellikle kendi davranışlarıyla ilgili kaygılar duyduğunu belirten Yurdakan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Tavsiyemiz, çocuğunuzu birey olarak kabul edin, ona sevgiyle yaklaşın, onunla iletişiminiz ilgiyle ve geçirdiğiniz zaman kaliteli olsun. Gerçekten çocuğunuzu dinleyin ve onu dinlediğinizi hissettirin. Çocuğunuz sizinle iletişime geçtiğini tam olarak algılasın ve söylediğiniz davranışların tamamını siz de sergileyin. Bir kişiyi birey olarak kabul edebilmeniz için onun olumlu davranışlarını öne çıkarmanız gerekiyor."

OKUL ÖNCESİ EĞİTİM NEDEN ÖNEMLİ?

Yurdakan, okul öncesi eğitimin önemini de şu sözlerle anlattı:  "Okul öncesi eğitime kaydı yapılan çocukların sayısı ülkede arttı. Son 10 yılda yüzde 30 artış izlendi. Hem farkındalık hem de bilinçlenme açısından bu çok önemli bir gelişme. Bir çocuğun eğitimi doğduğu andan itibaren başlıyor. Okul aile iş birliği içerisinde çocuklarımızın ileri ki yaşlarında toplumda başarılı ve faydalı bir birey olabilmeleri için okul öncesi eğitimi çok önemli."

AA

 

02-01-2018


Etiketler

Paylaşın arkadaşlarınızı da bilgilendirin

Paylaş