Bakan Tekin: Çocuklarımız sınırlarını yitirme tehlikesiyle karşı karşıya
Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, NUN Eğitim ve Kültür Vakfınca "Özgürleştiren Sınırlar" temasıyla düzenlenen zirvede konuştu. Tekin; özgürlüğün insanın kendini bir topluma, kültüre, geçmişe ya da ideale ait hissetmesiyle anlam kazandığını, bu aidiyetin bireyin sadece kimliğini değil, aynı zamanda bu kimlikle dünyada nasıl var olacağını belirleyen güçlü bir bağ olduğunu kaydetti.
Özgürlüğün sınırların reddi değil, doğru çizilmiş sınırlar içinde kendi potansiyelini gerçekleştirme iradesi olduğunu vurgulayan Tekin, şöyle dedi: "Özgür birey, başıboş hareket eden bir varlık değil, kendi sınırlarını bilen, hak ve sorumluluklarını dengeleyen, bireysel ve toplumsal ahengi gözeten bir insandır ancak günümüz dijital çağı, bu dengeyi tehdit eden yeni bir başıboşluk kültürünü bize dayatmaktadır. Çocuklarımız, sosyal medyanın ve kontrolsüz bilgi akışının etkisiyle sınırlarını yitirme tehlikesiyle karşı karşıyadır."
Tekin, bu durumun yalnızca bireysel düzeyde yol açtığı sorunlar açısından değil, toplumsal uyum ve medeniyet bilinci bakımından da kaygı verici olduğunun altını çizerek sözlerine şöyle devam etti: "Gerçek özgürlük, bireyin sınırlarını anlaması, kendi haklarını ve sorumluluklarını dengelemesiyle hayat bulur. Bu farkındalığın çocuklarımıza kazandırılması, Bakanlık olarak bugünlerdeki başat çalışma konularından biridir. Biz, eğitimle bireyin sınırlarını ve özgürlüğünü anlamasını sağlayan bir yol haritası sunmak istiyoruz. Eğitim; bireyin kimliğini, değerlerini ve aidiyetini keşfetmesine rehberlik eden bir süreçtir. Ancak burada eğitimden kastımız, bireyi pasifleştiren ya da ona yalnızca bilgi yükleyen bir anlayış değildir. Eğitim, eleştirel bilinci geliştiren, bireyi seyirci olmaktan çıkararak hayatın öznesi yapan bir disiplindir."
ÇOCUKLARIN SINIRLARINI TANIMALARI
Millî Eğitim Bakanlığının çocukların sınırlarını tanımalarını, hak ve sorumluluklarını doğru zeminde dengelemelerini sağlamak adına kapsamlı eğitim programları yürüttüğünü dile getiren Tekin, eğitim sistemini özgür bireyler yetiştirmek için sürekli güncellediklerini, teknolojiyle hayata giren yeni sorun alanlarına karşı rehberlik ve bilinçlendirme çalışmalarını yaygınlaştırdıklarını vurguladı.
Tekin, çocukların sadece bireysel yönden gelişimini değil, aynı zamanda bu gelişimle dünyaya, topluma ve insanlığa anlamlı katkı sunmasını hedeflediklerini belirtti. Tekin. "Nitekim bu hedeflerimiz doğrultusunda oluşturduğumuz yeni programlarımızı 2024-2025 eğitim öğretim yılı itibarıyla hayata geçirmiş bulunuyoruz. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ismini taşıyan bu program çerçevesinde, medeniyetimizin köklerinden beslenerek çocuklarımızı yarınlara daha güçlü şekilde hazırlayacak olan güçlü bir eğitim vizyonunu sunmaya çaba sarf ettik" dedi.
Tekin, yeni modelle eğitimi, yalnızca ülkenin maddi refahını artıracak zaruri bir yatırım alanı olarak değil, aynı zamanda kültürel ve toplumsal varlığın ihyasını sağlayacak dinamik ve sürekli bir öğrenme süreci olarak tanımladıklarını, bütün çalışmaları bu doğrultuda yürüttüklerini söyledi. Tekin, şunları kaydetti: "Eğitimin hem insani varoluşumuzun evrensel doğasına uygun ve onu geliştiren bir felsefe üzerine kendisini konumlandırması hem de ait olduğumuz tarihin, geleneğin ve medeniyetin temel karakteristiğini taşıyan milli bir içerikle şekillenmesi gerektiğine inanıyoruz. Gençlerimizin doğal ve fıtri gelişimini esas alan, pedagojik gereksinimlerini karşılayan zengin bir içerikten ve ihtiyaç duyulan her aşamada güncellenebilecek canlı bir müktesebattan beslenmeleri için mücadele ediyoruz. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'ne dair çizebileceğimiz bir sınır varsa, o sınır özgürlüğe mani olan düşünce ve yaklaşımların belirginleştiği yerde başlamaktadır çünkü bu model, tam da bu zirvenin ana temasını oluşturan 'özgürleştiren sınırlar' vurgusuna uygun düşecek şekilde, bireyin hem kimliğini muhafaza eden hem de onu kendi potansiyelini gerçekleştirme yolunda destekleyen bir çerçeve sunmaktadır."
CİDDİ TEHDİTLERLE KARŞI KARŞIYA
Tekin, herkesin kabul edeceği üzere, insan varoluşunun ahlaki özünü oluşturan özgürlük mefhumunun bugün birçok açıdan ve son derece ciddi tehditlerle karşı karşıya bulunduğunu söyledi. Dijital çağın sınırları daha önce hiç olmadığı kadar görünmez hâle getirdiğini vurgulayan Tekin, "Günümüz dünyası adeta dijital çağın dayattığı sınırsızlık illüzyonu ve bireyleri kimliksizleştiren başıboşluk kültürüyle hemhal olmuştur. Bu çağın yol açtığı risk ve tehditler, gençlerimizin değerlerini kaybetme, kimliklerinden uzaklaşma tehlikesini de beraberinde getirmektedir" dedi.
Tekin, çocukların güçlü bireyler olabilmesi için sınırlarını bilmeye, özgürlüklerini sorumluluklarıyla dengelemeye ihtiyaçları olduğunu belirterek sözlerini şöyle tamamladı: "Maarif Modelimizde dijital okuryazarlık, eleştirel düşünce becerileri ve değerler eğitimi, çocuklarımızın donanımlı bireyler olarak yetişmesine rehberlik eden temel unsurlarımızdır. Bizler, dijital dünyada başıboş şekilde savrulan bireyler değil; bilgiye sahip çıkan, onu sorumlulukla bütünleştiren ve insanlara katkı sunan nesiller yetiştirmeyi hedefliyoruz. Her bir çocuğumuzun kendi sınırlarını keşfetmesine ve bu sınırlar içinde potansiyelini en üst düzeyde gerçekleştirmesine olanak tanıyacak nitelikli bir eğitim için tüm imkânlarımızı seferber ediyoruz. Zira baktığımız perspektiften özgürlük erdemle sınırlanan, sorumlulukla şekillenen ve ahlakla yücelen bir değerdir. Bu değer, aynı zamanda Türkiye Yüzyılı idealini de sembolize etmektedir. Her birimiz bu değeri güçlü bir dava şuuruyla sahiplenmenin, düşünce ve eylemlerimizin ana motivasyonu olarak benimsemenin gayreti içinde olmalı, daha özgür yarınların dünyası için yoğun şekilde mücadele etmeliyiz."
24-11-2024