Arama sonuçları

Bakan Tekin: Eğitimde çok hızlı gelişen yeniliklere ayak uydurmalıyız

Bakan Tekin: Eğitimde çok hızlı gelişen yeniliklere ayak uydurmalıyız

Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Beyaz TV yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. 4+4+4 sisteminde değişiklik olup olmayacağının sorulması üzerine Bakan Tekin, şöyle dedi:

"Eğitimde çok farklı yenilikler, başka alanlarda da var, eğitimde de çok canlı ve çok hızlı gelişen yenilikler var, biz de Bakanlık olarak bu yeniliklere ayak uydurmak durumundayız. Sadece şahsım değil, çalışma arkadaşlarımız da sahada çok yoğun bir gözlem yapıyor ve sürekli sahadayız. Şimdi bu saha ziyaretlerimizde özellikle bu konuyla ilgili, yani 12 yıllık zorunlu eğitimin 3'üncü 4 yıllık kısmıyla ilgili sahada bir tartışma olduğunu gördük. Nihayetinde bu tartışmalar eğer 12 yıllık zorunlu eğitimle ilgili sizin sorunuzdaki ima ettiğiniz şekilde bir değişiklik yapmayı gündemimize getirirse onu değerlendiririz." 

DEPREME YÖNELİK OKULLARDA ALINAN TEDBİRLER

İstanbul'da meydana gelen 6,2'lik depremin ardından okullarda ne gibi hazırlıklar olduğunun sorulması üzerine Bakan Tekin, yapılması gerekenin tedbir almak olduğunu söyledi. Okulların mevzuata uygun biçimde depreme dayanıklı olarak inşa edildiğini, eski okulların ise gözden geçirilerek güçlendirme çalışmaları yapıldığını söyledi.

Tekin, şunları kaydetti: "Bakanlığımız bünyesinde hem inşaat yapı stoku açısından hem de insan kaynağımızın deprem sürecinde nitelikli yetişmesi açısından çaba sarf ediyoruz. 10 bin kişilik bir AKUB heyetimiz var, yani deprem sonrası yardım eğitimi almış arkadaşlarımız var. Çocuklarımıza özellikle Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli içinde afetlere karşı, bu tür afetlerde nasıl davranacaklarına dair programlarımızın içinde bilgiler var. Ayrıca hayat boyu öğrenme kapsamında, yani okul çağı dışındaki yetişkinlerimiz için de hayat boyu öğrenme kapsamında afetlere karşı nasıl davranılacağına dair eğitim programlarımız var. Bu hazırlıkları da insan kaynağı açısından yürütüyoruz. Allah, dediğim gibi, bize böyle felaketler yaşatmasın. Bu tür felaketlerde bizim öngörülerimiz tutmayabilir ama bize düşen şey nedir? Bize düşen şey; attığımız her adım, yaptığımız her işi bize emanet edilen canların sağlıklı, düzgün ortamlarda eğitim öğretim alabilmeleri için bütün tedbirleri almak, biz de bunun için çaba sarf ediyoruz. "

"EĞİTİM ÖĞRETİM YILINDA 180 İŞ GÜNÜNÜ TAMAMLAMAK DURUMUNDAYIZ"

Okulların 20 Haziran'dan önce kapanacağı iddialarına yanıt veren Tekin, şöyle dedi:

"Bizim mevzuatımıza gör her bir eğitim öğretim yılı 180 iş gününü tamamlamak durumundayız. Bunu söyleyenlerin şöyle bir argümanları var: Bu sene böyle yapın, eylül ayında bir hafta erkene çekin veya iki hafta erkene çekin. Aynı şey değil çünkü bu yılın eğitimini 180 iş gününe tamamlamamız gerekiyor, önümüzdeki senenin eğitimini 190 yapmamız bir şey ifade etmiyor. Bu yılki çocuklarımızın eğitim öğretimleri, öğretmenlerimizin planları, programları bu 180 iş günü üzerine kurulmuş durumda. Ne ilan ettiysek öyle devam edecek.

Kaldı ki hem liselere giriş sınavları hem yükseköğretime giriş sınavları açısından da bu takvimi değiştirmek başka tür sorunları beraberinde getirecektir."

Gündeme ilişkin sorulara da yanıt veren Tekin CHP ile ilgili de şunları söyledi: "Son dört beş aydır Cumhuriyet Halk Partisinin içine girdiğim tartışma ortamını ben Türkiye'de Cumhuriyeti kuran, Kurtuluş Savaşı'nı yürüten ve böyle köklü bir geçmişi olan bir siyasi partiye asla yakıştıramıyorum. Millî Eğitim Bakanlığında jammer olduğunu, yani Bakanlık resmî kurumlarında kullanılan jammerin olduğunu ben zaten söylüyorum ama ben Millî Eğitim Bakanı olarak bu jammerı ne gördüm ne bavuluma koyup bir yere götürdüm ne de taşıdık. 'Bizim jammerımız niçin var?' sorusunun cevabını soralım, Özgür Bey kıyaslasın Ekrem İmamoğlu'nun davranışlarıyla bizimkini... Ona mı elzemmiş, bize mi elzemmiş, baksın. Biz yılda yaklaşık 9 milyon kişiyi sınava alıyoruz, yani 9 milyon kişiyle ilgili sınav yapıyoruz Millî Eğitim Bakanlığı olarak. ÖSYM ayrı, ÖSYM başka... Bizim 9 milyon kişinin girdiği sınavların sorularını hazırlayan arkadaşlarımız var. Bu soruların bilimselliğini test eden başka ekipler var. Bu soruları baskıya gitmeden önce redakte eden ekipler var ve bu soruları baskı esnasında basan, kontrol eden, baskıdan sonra bunun dağıtımını yapan devasa bir ekibimiz var bizim. Şimdi burada sınava giren kişilerin ve sınavın güvenliği açısından bizim bu türden iletişim araçlarının kullanılmasını engelleyecek adımlar atmamız gerekir."

Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğünün ilgili biriminde sinyal kesici mekanizmanın bulunduğunu dile getirenTekin, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz ne için kullanıyoruz bunu? Biz bu sınavın güvenliği için kullanıyoruz. Sayın Özel'in benzettiği veya benzeştirdiği İmamoğlu'nun herhangi bir oteldeki bir görüşmesi ile bizimkini buyursun, kıyaslasın. Eğer kendisine mantıklı geliyorsa bir itirazım yok ama konuşmayı şöyle yürütünce, yani sanki Millî Eğitim Bakanı olarak ben jammer kullanıyormuşum gibi sununca bu tabii artık yalan bile diyemeyeceğim bir iftira ve hakarete varan bir tartışma... Bir, bunu söyleyeyim. İkinci bir şey daha söylemek istiyorum. O da şu: Evet, bahsettiğim genel müdürlüğümüzün bünyesinde bu tür sinyal kesici mekanizma var ama biz bunu kendimiz kafamıza göre kullanmıyoruz. Biz bu işleri yaparken İçişleri Bakanlığımız, daha doğrusu güvenlik güçlerimizden destek alıyoruz, onların kontrolünde bir alan burası ve onların kontrolünde bir kullanım söz konusu. Hâl böyle olunca eğer Sayın Özel, Sayın İmamoğlu'nun kullandığı alan ve işlev, kontrol mekanizması ve bizimkiyle eğer bir benzerlik kurabiliyorsa, kuruyorsa o kendi takdiridir. Ben Millî Eğitim Bakanı olarak... Sadece ben değil, bütün bakan arkadaşlar kendi aramızda bunu konuşuyoruz, hiçbir bakan arkadaşımızın böyle bir şeye ihtiyacı yok. Biz, işlerimizi gayet şeffaf, gayet demokratik, hukuk devleti ilkelerine uygun yürütmeye çalışan bir ekibiz."

08-05-2025


Etiketler

Paylaşın arkadaşlarınızı da bilgilendirin

Paylaş