Arama sonuçları

Bir ay oldu ama okula alışamadılar

Bir ay oldu ama okula alışamadılar

Okulların açılmasının üzerinden 1 ay geçmesine rağmen daha derslere adapte olamayan öğrenciler var. Öğretmenlerin sınıf içi gözlemlerine göre özellikle ilkokula yeni başlayanlar arasında ebeveynlerinden ayrılmakta zorlanan, okula gitmek istemeyen ve ağlayan öğrenciler bulunuyor. Milliyet'ten Mine Özcemir Güneli'nin haberine göre ortaokul ve lisede de birçok öğrencinin derslerden sıkıldığı, kurallara uymadığı, okula gitmeye karşı isteksiz olduğu görülüyor.

SINAV VE GELECEK KAYGISI VAR

Lise ve üniversite sınavına hazırlanan 8. ve 12. sınıf öğrencileri ise şimdiden sınav ve gelecek kaygısı yaşamaya başladılar. O nedenle derslerini daha verimli geçirme çabası içerisindeler. Öğrencilerin okula adaptasyon sorunu yaşamalarında birçok faktör etkili. Pandemi nedeniyle 1,5 yıl yüz yüze eğitimden uzak kalmak; yaz tatilinde neredeyse tüm gün bilgisayar kullanarak, oyun oynayarak ekrana bağımlı yaşamak ve evdeki konforlu alanı aramak, bu etkilerden sadece birkaçı.

ÖĞRETMENLER NE DİYOR?

Öğrencilerin sınıf içi tutum ve davranışlarıyla ilgili rehber öğretmenlerin tespitleri ise şöyle:

Özlem Canatar Yiğit: Pandemi dönemi özdenetimini sağlayamayan öğrencilerin bilgisayarla iç içe oluşları bağımlılıklarını artırmış olup okula devamlılığı ve motivasyonlarını olumsuz yönde etkiledi. Öğrencilerin davranış ve tutumları okuldan okula farklılık gösterirken artık kademelerde de bu farklılığı gözlemleyebiliyoruz. Örneğin 9. sınıfların okula karşı tutum ve davranışları daha isteksizken 12. sınıf öğrencileri gelecek kaygısıyla zamanı daha verimli geçirme çabası içerisindeler.

Teknoloji bağımlılığının duygusal zekâ üzerinde etkilerini biliyoruz. Duygusal zekânın gelişmesinde yaşantı ve deneyim önemli bir etmen. Bağımlı olan bireyler maalesef dış dünyadan kendilerini soyutlayarak daha bireysel bir yaşantı tercih etmekte. Öğrencilerin giderek bireyselleşmesi, birbirlerine karşı yabancılaşması, akran zorbalığının giderek artması okulda sağlıklı ilişki geliştirmelerine mâni olmakta.

Bu noktada ailelerin çocukların sosyal ihtiyaçlarına destek olması sorunun çözümünde etkili olabilir. Öğrencilerin sosyal kabulünü sağlamak, sosyal, kültürel ve sportif faaliyetlere ağırlık vermek, dersleri olabildiğince güncel ve gündelik yaşamla ilişkilendirmek, güvenli, demokratik okul ve sınıf ortamı oluşturmak, otoriter olmak yerine öğrenci merkezli hareket etmek öğrencilerin derslere olan ilgisini artırabilir ve hayat boyu öğrenmelerine olanak sağlayabilir. Bağımlılık geliştirmiş çocuklar için uzman desteği mutlaka alınmalı.

İYİ VAKİT GEÇİRİN

Gözde Avşar (Klinik psikolog): İlkokul 1. sınıfta okula gelmek istememe genel olarak çok fazla gözlemlediğimiz bir durum. Çocuklar ebeveynlerinden ayrılmak istemiyorlar. Hâlâ okula gelmek istemeyen ve ağlayan öğrencilerimiz var. İlkokulda bir de öğrenciler, anaokuluna göre çok uzun saat okuldalar. Daha kurallı bir ortam ve artık ders işleniyor. Evdeki konforundan vazgeçip bir anda ciddi bir disiplin içine girmek durumunda kalıyorlar.

Burada öğrencinin okula gitmek istememesinin sebebini anlamakta fayda var. Çünkü bazı çocuk okuldan korkuyor, bazısı annesinden ayrılmak istemiyor. Özellikle kardeş varsa anne kardeşiyle evde, o gönderilen çocuk konumunda oluyor. Zor bir deneyim. Çocuk eğer okula gitmek istemiyorsa velilere başlarda çok zorlamamalarını; biraz esnek olmalarını ancak çocuğun okula gelmediği günlerde çok eğlenmemesini öneriyorum. Çünkü çocuk okula gelmiyor, sinemaya gidiyor, ailesiyle harika bir gün geçirebiliyor. O çocuğu okula getirmek zorlaşıyor. Günlük rutininize devam edin, evde kalmanın da çok iyi bir alternatif olmadığını çocuğunuz fark etsin.

08-10-2022


Etiketler

Paylaşın arkadaşlarınızı da bilgilendirin

Paylaş