Arama sonuçları

Çöp adam çizip, tek ayak üzerinde duruyor mu?

Çöp adam çizip, tek ayak üzerinde duruyor mu?

2016-2017 öğretim yılında 1 milyon 402 bin 782 öğrenci birinci sınıfa başlayacak. Geçtiğimiz temmuz ayında okulların açıldığı eylül ayının 30’unda 66 ayını dolduran tüm çocukların1’inci sınıflara kayıtları ikametgah bilgileri esas alınarak evlerine en yakın okullara yapıldı. Aynı şekilde Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) 1 milyon 697 bin 908 öğrencinin de 5'inci sınıflara kaydını yaptı. 

İşte bu çocuklar 1'inci sınıfa başlayacak ve okullu olacak. Birçok ailenin aklındaki soru “Çocuğum okula başlamaya hazır mı?” Bu soruyu uzmanlar, “Çocuk okul olgunluğuna erişti mi?” diye soruyor. Çünkü 66 ayını doldurmuş olsa da bir çocuğun okula başlayabilmesi için okul olgunluğuna erişmiş olması gerek. Aksi halde bu olgunluğa erişmeden okula başlatılan çocuklar başarısız oldukları gibi ileri yaşlarında da okul hayatını sevmiyor, hatta nefret ediyor. Bu yüzden de uzmanların önerisi okul olgunluğuna erişmeyen çocukların okula başlatılmaması yönünde oluyor. 

NEDİR BU OKUL OLGUNLUĞU?  

Peki bir çocuğun okul olgunluğuna eriştiğini nasıl anlarsanız? Maltepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ayla Oktay ilk olarak çocukların kendi başına 20 dakika bir etkinlikle uğraşabilmesi ve başladığı işi bitirebilmesi  gerektiğine dikkat çekiyor. Kendini ifade edebilme, renk, sayı, seslerle ilgili sorulara yanıt verebilme, diğer çocuklarla paylaşma gibi gelişimsel özellikler de Oktay’a göre okul olgunluğunun göstergeleri arasında yer alıyor. 

Ancak okul olgunluğu için en önemli göstergelerden biri de çocukların özbakım becerilerine sahip olmaları. Yani kendi kendine giyinebilmek, tuvalete gitmek, el yıkamak, papuçlarınıgiymek gibi işleri tek başına yapabilmeleri gerekiyor. 

KALEM TUTMA BECERİSİ VE SÖZCÜKLERİ ANLAMA

Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi, Okulöncesi Eğitimi Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Günseli Girgin ise “okul olgunluğu”nu şöyle tanımlıyor: “Okul olgunluğu, genel olarak çocuğun bedensel, bilişsel, duygusal ve sosyal anlamda ilköğretimin gerekliliklerini karşılamaya hazır olmasıdır. Örneğin kalem tutma becerisi, dinlediğini ve gördüğünü anlatma becerisi, dilbilgisi kurallarına uygun konuşma becerisi, kendi başına giyinme, soyunma, yeme, temizlik gibi, özbakım becerilerinin gelişimi, yaşıtlarıyla olumlu ilişkiler kurma, kurallara uyma, dikey yatay çizgiler çizme, basit geometrik şekilleri çizme, 1 den 10'a kadar rakamları kopya edebilme, zıt anlamlı sözcükleri anlayabilme gibi beceriler. Bunlar aileler için kabaca fikir verebilecek başlıklardır ama asla kesin karar için sadece yeterli değildir, gelişim alanlarının tümü değerlendirilmeli.”

AİLELER HANGİ HATAYI YAPIYOR?

İstanbul Kültür Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Bölümü Yrd. Doç. Dr. Şebnem Türktan okula başlama konusunda ebeveynlerin en sık yanılgısının çocukları zekalarıyla değerlendirmek olduğunu söyleyerek şöyle konuşuyor: 

"Henüz 4 yaşındaki çocuklarının temel aritmetiğini kavradığını veya okuma yazmaya çok hevesli olduğunu gören anne babaların mümkün olan en erken yaşta çocuklarını okula başlattıklarına tanık oluruz. Halbuki araştırmalar gelişimde olgunlaşmanın önemini açıkça ortaya koymaktadır. Ebeveynlerin çocuklarını değerlendiren eğitimcilerden veya uzmanlardan standart testler yoluyla karara varmalarını istemeleri yerinde olacaktır. Aksi halde “anaokullarında sıkılmasın, hep aynı etkinlikleri yapmasın” gerekçesiyle çocukların okula hazır bulunması çocukların daha ilk basamakta tökezlemesine sebep olabilir. Örneğin bir çocuk ikinci sınıf seviyesinde aritmetik biliyor olabilir ama ayrılık kaygısını aşmakta zorluk yaşıyor olabilir, bir çocuk 5 yaşında okumayı sökmüş olabilir ancak sınıf arkadaşı ona hoşuna gitmeyen bir şey söylediğinde tüm ders saati boyunca sakinleşemeyebilir. Bunun ötesinde çocuğun 66 aylık iken yaşıtlarının ilerisinde bir olgunluk göstermesi ileriki yıllarda da böyle devam edeceği anlamı taşımamaktadır. Bazı “büyümüş de küçülmüş çok akıllı çocuk”ların onlu yaşlarda veya ileri ergenlikte çeşitli sorunlar ve güçlükler yaşama riski göz önünde bulundurulmalıdır. Çocukların okula başlama kararı verilirken liseye geçiş ve üniversiteye giriş gibi sınavlardaki rekabet gerçeğiyle birlikte gelişimin bir ömür sürdüğü hatırda tutulmalı, özellikle duygusal ve sosyal gelişimine destek olacak deneyim ve öğrenmeler için gerekli olan oyun zamanı çocuklara tanınmalıdır.""

AÇEV HANGİ ÖZELLİKLERİNE BAKIN DİYOR?

Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV) uzmanlarına göre 60-72 aylık çocukların gelişimsel özellikleri şöyledir. 

FİZİKSEL ÖZELLİKLERİ: Yardımla banyo yapabilir. Ayakkabılarını doğru giyebilir. Artık yemeğini yerken çatal bıçak kullanmaya geçer. Saçlarını tarar, dişlerini fırçalar, ellerini yüzlerini yıkar, burnunu siler, ayakkabısının bağcıklarını bağlayabilir. Eli göğsünde tek ayak üzerinde durabilir. Geri zıplayabilir. Tek elle topu fırlatabilir, iki eliyle yakalayabilir. İki eliyle topuklarına dokunabilir. Bazı baş harfleri taklit ederek yazabilir. Basit bir ev resmi çizebilir. 6- 7 kısımdan oluşan insan resmi çizebilir. 

DİL GELİŞİMİ: Kelimelelerin anlamlarını merak etmeye başlar ve ne ifade ettiğini sorar. Doğum gününü, telefon numarasını, anne babasının adını söyleyebilir. “Ve, fakat, çünkü” gibi  kelimelerini kullanmaya başlar. Üç eylemden oluşan komutları takip edebilir. Hikayelerin başı, sonu ve ortası olduğunu anlar. Kitapların soldan sağa, yukardan aşağı okunduğunu anlar. Hikayeleri tekrar anlatabilir. Aynı sesli harfle başlayan ve biten kelimeleri bulabilir.  a, e, i, ı, o, ö, u, ü gibi. Aynı sessiz harflerle başlayan kelimeleri bulabilir.  ş, t, z gibi.

SOSYO-DUYGUSAL GELİŞİMİ: Arkadaşlarını kendisi seçer. Arkadaşlarıyla işbirliği yapar. Morali bozuk olan arkadaşlarını rahatlatır. Bu dönemde artık cinsel kimliklerinin değişmeyeceğini ve bu kimliklerin kalıcı olduğunu bilir. Bu yaşlar onların morallerinin hemen ve çok kolay bozulduğu bir dönemdir. Arkadaşlarından yardım ister. Arkadaşlarıyla bazen tartışır. Başkalarının duygularını anlar ve empati gösterir. Kendi duygularını ifade eder. Sosyal olarak doğru ve doğru olmayan davranışlar arasındaki farkı anlar ve grup kurallarına uyar.Bu dönemde çok sevdiği arkadaşları vardır. Küçük çocukları ve hayvanları korur. Başkalarının duygularını isimlendirir. Yetişkinlerle paylaşmadıkları sırlarını arkadaşlarıyla paylaşır.

ZİHİNSEL GELİŞİMİ: Saat ve zaman kavramlarını anlamaya başlar. Öğretilirse büyük ve küçük harfleri gösterebilir. 20'ye kadar sıralı sayabilir. Daha iyi konsantre olur. Nesneleri büyüklüklerine, uzunluklarına, renklerine göre ayırabilir. Nesneleri farklı şekillerde sıralayabilir. 4 rengin dışındaki turuncu, gri gibi belirli renkleri bilir. “Aynı”, “daha fazla”, “daha az”, “içinde-dışında”, “altında-üstünde”, “ önünde-arkasında” kavramlarını anlar. Neden-sonuç ilişkisi kurar. Yağmurda dışarı çıkmak isterse ne yapması gerektiğini bilir veya yanan evi gördüğünde ne yapması gerektiğini bilir.

Bu yazı Habertürk'te Pervin Kaplan'ın Okula Başlama Rehberi başlıklı köşe yazısında da kullanılmıştır

 

 

 

 

 

18-09-2016


Etiketler

Paylaşın arkadaşlarınızı da bilgilendirin

Paylaş