Arama sonuçları

Dijital teknolojiler kültürel dönüşüme yol açıyor

Dijital teknolojiler kültürel dönüşüme yol açıyor

Dijital Çağda Medya Okuryazarlığı ve Türkçe Çalıştayı'nda yeni medya ve dijital medya ortamında, psikolojik etkilere açık olan çocuk ve gençlerin toplumsal bağlarını yitirmemeleri için yeni politikalar geliştirilmesi önerildi.

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu ve Yunus Emre Enstitüsü iş birliğinde 27-28 Kasım'da Brüksel'de yapılan çalıştayın sonuç bildirgesi açıklandı.

KÜLTÜREL BİR DÖNÜŞÜME NEDEN OLUYOR

Çalıştayın sonuç bildirgesinde, bilgisayar ve internet temelli dijital teknolojilerin iletişim teknolojileriyle iç içe geçmesinin, kültürel bir dönüşüme de yol açtığına, dijitalleşmenin toplum yaşamının bütününe sirayet ettiğine dikkat çekildi.

Bildirgede, yeni kültürel ortamda medyanın sağlıklı ve bilinçli kullanımının yeni okuryazarlık becerilerini gerektirdiği belirtildi.

Yeni medya ve dijitalleşme çağında medya okuryazarlığı konusunda yeni politikalara ihtiyaç bulunduğuna işaret edilen bildirgede, şöyle denildi:

"Politika yapıcı kurumların, üniversitelerin ve ilgili STK’lerin, geniş toplum kesimlerinin yeni medya çağında karşı karşıya kaldıkları yeni ve karmaşık zorluklara yeterli cevabı verebilmelerinisağlamaya dönük rol ve görevlerine ilişkin uzlaşı noktaları belirlenmeli, iş birlikleri arttırılmalıdır."

"FARKLI ÖĞRENME ARAÇLARI BİR ARADA KULLANILMALI"

Kapsamı ve sınırları oldukça genişleyen medyanın, toplum yaşamını bütünüyle kuşatan bir olgu haline geldiği ifade edilen bildirgede, tüm formlarıyla birlikte dengeli ve sağlıklı bir medya hayatının ediniminde öğrenmeyi ve yaşama yansıtmayı kolaylaştıracak farklı öğrenme araçlarının ve farklı öğrenme ortamlarının bir arada kullanılması gerektiği vurgulandı.

Medya okuryazarlığı becerilerinin aktif öğrenme metotlarıyla geliştirilmesinin önemine dikkat çekilen bildirgede, şu ifadelere yer verildi:

"Yeni teknolojiler ve internet tabanlı eğitim materyallerinin geliştirilmesi, medyanın bilinçli ve faydalı şekilde kullanımı ile zararlı kullanımlarından kaçınılması konusunda çalışmalar yapılmalıdır. Yeni medya ve dijital medya çağında artık toplumsal ilişkiler yüz yüze iletişim temelinden sanal ortamlarda iletişim temeline doğru kaymaktadır. Bu değişim, toplumsal ilişkilerin ve bağların zayıflamasına neden olmaktadır. Bu sebeple medyanın toplum yaşamında tüm formlarıyla dengeli ve sağlıklı kullanımı, savunmasız alıcı durumundaki bireyler ve özellikle de çocuklar ve gençler için hayati önem taşımaktadır. Yeni medya ve dijital medya ortamında, psikolojik etkilere açık olan çocuk ve gençlerin toplumsal bağlarını yitirmemeleri için yeni politikalar geliştirilmelidir. Yeni medya çağının ruhuna uygun olarak geliştirilecek yeni politikalar, toplumdaki bu savunmasız konumda bulunan bireylerden başlanarak, yetişkinlere doğru genişleyen bir enformasyon alanı içinde ele alınmalıdır.

Dezavantajlı konumda bulunan bireylerin bilgi ve iletişim teknolojilerini verimli bir şekilde kullanmalarını sağlamak ve yaşam kalitelerini artırmak amacıyla dijitalleşmenin getirdiği imkanlar kullanılarak sosyal adaletsizlikle mücadele güçlendirilmelidir. Herkesin kişisel gelişim, sosyal içerme, aktif vatandaşlık ve istihdam için gerekli olan dijital yetkinliklerle donatılması için gerekli stratejiler belirlenmeli ve bu doğrultuda somut adımlar atılmalıdır. Bu konuda yapılacak olan çalışmalar, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu ile ilgili bakanlıklar, kamu kurum ve kuruluşları, akademi, meslek birlikleri, medya profesyonelleri ve sivil toplum kuruluşları başta olmak üzere tüm paydaşlarla eşgüdüm içinde yürütülmelidir."

"TÜRKÇENİN DOĞRU VE KURALLARINA UYGUN KULLANILMASI ÖZENDİRİLMELİ"

Bildirgede, dilin yalnızca iletişim kurmayı sağlayan bir araç değil, düşünme biçimini de belirleyen ve şekillendiren en önemli yapılardan biri olduğu belirtildi. Bildirgede, geleneksel ve yeni medya ortamlarının tümünde Türkçenin doğru ve kurallarına uygun şekilde kullanılmasının teşvik edilmesi gerektiği bildirildi.

Bildirgede, şunlar kaydedildi:

"Dijital ortamlarda mahremiyetin muhafaza edilebilmesi ve kişisel verilerin güvenliğinin sağlanabilmesi başta olmak üzere yeni medya ortamlarında yaşanan tüm sorunlara yönelik ilgili paydaşlarla iş birliği güçlendirilerek sürdürülmelidir. Cep telefonu ve diğer mobil cihazların gereğinden fazla, bağımlılık düzeyinde kullanımının toplumsal olarak olumsuz sonuçlar doğurduğunu gösteren çok sayıda çalışma mevcuttur. Bu bakımdan, mobil cihazlara ve dijital ortamlara bağımlılığın önemli bir toplumsal sorun haline geldiği görülmektedir. Dijital çağın kendine özgü bu bağımlılık biçimlerinden özellikle çocuklarımız ve gençlerimiz başta olmak üzere tüm toplum kesimlerinin korunabilmesi amacıyla ekran bağımlılığına ilişkin stratejiler geliştirilmelidir."

30-11-2021


Etiketler

Paylaşın arkadaşlarınızı da bilgilendirin

Paylaş