Eğitim fakültelerine taban puan mı getirilmeli?

Bir süredir bazı eğitimciler geçen yıl ilk kez tıp ve hukuk fakültelerinde, bu yıl da mimarlık ve mühendislik fakültelerinde uygulanan "başarı sırası barajının" eğitim fakülteleri için de getirilmesini öneriyor. YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç da eğitim fakülteleri için önümüzdeki yıl taban puan yani baraj getirileceğini açıkladı. 

ÖNCE ÖĞRETMEN KAYNAKLARINI TARTIŞALIM
Ancak "öğretmen kaynakları" tartışılmadan eğitim fakültelerine baraj getirmek doğru mu?
Çünkü öğretmenlik yapma hakkına yalnızca eğitim fakültesi mezunları sahip değil. Fen, edebiyat, ilahiyat, teknoloji ve tasarım, beden eğitimi ve spor yüksekokulları, güzel sanatlar, hukuk, iletişim, iletişim bilimleri, veteriner, ziraat, su ürünleri, ev ekonomisi gibi değişik fakülte ve bölüm mezunları pedagojik formasyon alarak öğretmenlik yapabiliyor.
Hatta pedagojik formasyonu açıköğretim ve uzaktan öğretim programlarından bile alabilirsiniz. Formasyonda son uygulama ise yaz okulları. Ücretli 7 haftalık kurslara katılarak, öğretmenlik yapma hakkına sahip olabilirsiniz.
Oysa bir ihtisas mesleği olarak nitelendirilen öğretmenlik mesleğini "35 güne eşitleyerek" ne kadar nitelikli öğretmen yetiştirebilirsiniz bu tartışılır.

HER FAKÜLTEYE HAK VER AMA ONLARA BARAJ GETİR

Hemen her fakülte mezununa öğretmenlik yapma hakkı verirken, eğitim fakültelerine baraj getirmek hangi sorunu çözecek? 
Eğitim fakülteleri arasında "puan uçurumu" var mı? Evet var. 224 puanla öğrenci alan da var, 484 puanla alan da. Ama aynı "puan uçurumu" öğretmenlik yapma hakkına sahip diğer fakülteler için de geçerli. Tüm bu fakültelere öğretmen olma hakkı verirken, eğitim fakültelerine baraj getirmek adaletsizlikten başka bir şey olmaz. 

BU KADAR FAKÜLTE NEDEN AÇILIYOR?

Tartışılması gereken bir başka nokta ise eğitim fakültelerinin sayısı. Buna göre devlet üniversitelerinde 75, vakıf üniversitelerinde 17 eğitim fakültesi bulunuyor. Eğitim fakültesi olmayan üniversite sayısı ise yalnızca  31.

AÇMAYIN DİYE UYARILMIŞTI

Bu fakültelerin sayısı daha 61 iken YÖK'ün hazırladığı raporda fakültelerinin fiziki ve akademik kadro sıkıntılarına değinilmiş ve açılmaması gerektiği belirtilmişti. YÖK, kendisinin hazırladığı bu raporu bile dikkate almadan neredeyse her üniversitenin eğitim fakültesi açmasına izin verdi.  Şimdi de kalite adına barajdan söz ediliyor.

Eğer öğretmen kaynağı olarak yalnızca eğitim fakültesi mezunlarına öğretmenlik yapma hakkı verilirse işte o zaman eğitim fakültelerine baraj getirmekten söz edebiliriz. Yoksa sadece 'baraj' ile adaletsizlik yapmış olunur.

Bu yazı Habertürk Gazetesi’nde Pervin Kaplan’ın köşe yazısı olarak da yayımlanmıştır