Arama sonuçları

Eğitimden uzak kaldılar ve güvende değiller

Eğitimden uzak kaldılar ve güvende değiller

Günlerdir Güneydoğu'da çatışmalar yüzünden eğitimleri kesintiye uğrayan yaklaşık 150 bin öğrencinin durumunu tartışıyoruz. Bu öğrenciler neredeyse iki aydır eğitim alamıyor. Aralarında TEOG sınavlarının mazeretlerine bile katılamayan öğrenciler var.
Üstelik 13 Mart'ta üniversite sınavlarının ilk aşaması olan Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) yapılacak. Bu öğrenciler ne TEOG'a ne de üniversite sınavlarına hazırlanabiliyor. Çünkü gidebilecekleri ne okulları ne de onlara eğitim verecek öğretmenleri var.

YAޞITLARI OKULDA ONLAR MASA ALTINDA
Güneydoğu'da çatışmalar sürerken öğrencilerin eğitim sorunlarını gündeme getirmemizi eleştirilenler oluyor. Tartışmayalım mı? Güneydoğu'da çocukların da aralarında yer aldığı sivil halkın da can güvenliği tehdit altında ancak bu ortamın en büyük zorluğunu da çocuklar yaşıyor. Bir yandan eğitimleri kesintiye uğrarken, bir yandan da tanık oldukları bir şiddet ortamı içinde yaşamak zorunda kalıyorlar.
Bu çocukların sadece eğitim desteğine değil, psikolojik desteğe de ihtiyaçları var. Önceki gün bölgedeki eğitim hakkında açıklama yapan Eğitim Sen ve Eğitim İş okulların kapısına kilit vurularak ve öğretmenlerin bölgeden çekilerek, çocukların eğitim hakkının ellerinden alınmasını eleştirdi.
Yaşıtları gibi okulda öğretmenleri ve arkadaşları ile olması gereken çocukların evlerinde masaların altında saklanarak, çatışma seslerinin sona ermesini beklediklerini söyleyen eğitimciler bu çocukların geçici olarak yatılı bölge okullarına alınmasını ve onlara psikolojik destek verilmesini istiyor.
Dün de dile getirdiğimiz gibi özel okullar da evlerini terk etmek zorunda kalan ya da çatışma bölgelerinden çıkamayan çocuklar için kucaklarını açtı. Talep edilmesi halinde bu çocukların eğitimine destek vereceklerini açıkladılar.
Ancak tüm bu tartışmalar arasında sessiz kalan tek yer var o da Milli Eğitim Bakanlığı. Bu önerilerden hiçbirine MEB'ten henüz bir yanıt gelmiyor.

Bu yazı Habertürk Gazetesi'nde Pervin Kaplan'ın köşe yazısı olarak yayımlanmıştır

23-12-2015


Etiketler

Paylaşın arkadaşlarınızı da bilgilendirin

Paylaş