Arama sonuçları

Eğitimin her zaman yüz yüze olduğunu unutmamak lazım

Eğitimin her zaman yüz yüze olduğunu unutmamak lazım

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Ömer İnan, "Eğitimi dijitalleştirmek mi yoksa dijitali, teknolojiyi eğitime katmak mı? Bu ikisini hiçbir zaman karıştırmamamız lazım. Eğitimin her zaman yüz yüze olduğunu unutmamak lazım." dedi.

Türkiye Özel Okullar Derneği (TÖZOK) tarafından Taksim'deki terör saldırısında hayatını kaybeden öğretmen Arzu Özsoy anısına "Öğrenen Okul, Güçlenen Öğretmen" temasıyla Kadıköy'deki Irmak Okulları'nda düzenlenen "9. Ortaöğretim Çalıştayı" başladı.

SIKINTILI BİR DÖNEMDEN GEÇİLİYOR

Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Ömer İnan, çalıştayın açılışında yaptığı konuşmada, hem dünyanın hem de Türkiye'nin sıkıntılı bir dönemden geçtiğini, çocukların her yerde öğrenebildiğini yani öğretimin bir sıkıntısı olmadığını ancak eğitimin ve sosyalleşmenin okullarda olmasının çok büyük bir etkisi olduğunu söyledi.

İKİSİNİ KARIŞTIRMAMAK GEREK

Dijitalleşmeye değinen İnan, şöyle dedi: "Tabii bu süreçte şunu yaşadık, dijitalleşme belki gereğinden fazla hayatımıza girdi. Çocuklarımız dijital teknolojiyi hepimizden daha iyi kullanır hale geldi. Ama şunun önemini vurgulamak istiyorum. Eğitimi dijitalleştirmek mi yoksa dijitali, teknolojiyi eğitime katmak mı? Bu ikisini hiçbir zaman karıştırmamamız lazım. Eğitimin her zaman yüz yüze olduğunu unutmamak lazım."

TÖZOK Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Öztürk de çalıştayda, yaşamın, yaşama dair her şeyin bu denli hızlı geliştiği bir dönemde, sanayi devrimi zamanında ve o dönemin şartlarına göre yapılanmış, tasarlanmış ve programlanmış bir okulla, bugünün ihtiyaçlarına cevap verebilmenin, bugünün problemlerini çözüp geleceği programlamanın mümkün olmadığı düşüncesiyle yaklaşımlarını şekillendirdiklerini söyledi. Zafer Öztürk, konuşmasına şöyle devam etti:

ÖĞRENMEYİ TEŞVİK EDEN SİSTEMLER

"Bunun içindir ki; öğretmeni kadar iyi olan okulu, bilginin en önemli güç olarak kabul edildiği çağımızda, nasıl yaparız da öğrenme kültürüne sahip örgütler ve öğrenmeyi teşvik eden sistemler arasına ekleyebilir ve bunu sürdürebilir hale getirebiliriz? Nasıl olur da endüstri 4.0'ın bile artık geri kaldığı, yerine toplum 5.0 gibi süper akıllı toplumu, dolayısıyla insanı daha çok merkeze koyan ve önemseyen bir yeni dünya düzeninde, gelişen süreçleri takip ederek, elverişli bir öğretme ve öğrenme ortamı oluşturacak okulları meydana getirebiliriz.

İşte aslında burada cevap, çalıştay başlığımızın ikinci satırında yer alan güçlü öğretmende yatıyor. Bu sebeple, okulları okul yapan öğretmenimizi, daha iyi imkanlarla nasıl yetiştirebilir, geliştirebilir ve hak ettiği değeri vererek, geleceği hazırlamasına yardımcı olabiliriz? Bütün bunların ışığında biliyoruz ki, kendisi öğrenmeyi öğrenmemiş olan, başka bir kimseye öğrenme becerisini kazandıramaz, bu süreçten de uzak kalarak varlığını nitelikli bir şekilde sürdüremez. Öğrenen öğretmen demek, değişen ihtiyaç ve şartlara göre kendisini ve kalitesini yenileyen ve geliştiren olmalıdır."

10-12-2022


Etiketler

Paylaşın arkadaşlarınızı da bilgilendirin

Paylaş