Arama sonuçları

Erken çocukluk eğitimi: Her çocuğa eşit fırsat verilmeli

Erken çocukluk eğitimi: Her çocuğa eşit fırsat verilmeli

Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV) ile Eğitim Reformu Girişimi (ERG) erken çocukluk eğitimine (EÇE) ilişkin politika önerilerini hazırladı. Gelişimin en hızlı olduğu yılları kapsayan erken çocukluk döneminde sağlanan nitelikli eğitim çocuğun fiziksel, bilişsel, sosyal ve duygusal gelişimi için son derece önemli.

Erken çocukluk eğitimi (EÇE) hizmetlerinin iyileştirilmesine yönelik öncelikli politika önerileri şöyle sıralandı: 

KAMU POLİTİKASI OLUŞTURULMALI

● Erken çocukluk dönemini kapsayan 0-6 yaş aralığındaki tüm çocukların gelişimi ve eğitimine ilişkin bütünsel bir kamu politikası oluşturulmalı.  

● Çocukların risklerden, ihmalden, istismardan ve şiddetten korunmasını, gelişimini, sağlığını, beslenmesini ve eğitimini bütünsel şekilde ele alan çokboyutlu ve çokpaydaşlı bir Çocuk Politikası oluşturulmalı ve izleme sistemi kurulmalı.

● EÇE’ye dair tüm kurumların etkin koordinasyonu sağlanmalı ve MEB bu yapıda bütünleştirici bir role sahip olmalıdır. Okulların çocuk koruma mekanizmaları içindeki kritik rolünü de dikkate alarak, yaşanan ve yaşanması beklenen afetlerin olası etkilerine hazırlıklı olmak için ivedilikle kapsayıcı ve entegre erken çocukluk politikaları geliştirilmelidir. 

ÜCRETSİZ VE ZORUNLU OLMALI

Okul öncesi eğitimin 3-5 yaş aralığındaki tüm çocukları kapsayacak şekilde ücretsiz ve zorunlu eğitim kapsamına alınması EÇE, özellikle de her çocuğun en az bir yıl okulöncesi eğitim alması hedefi uzun yıllardır üst politika belgelerinde yer alıyor ve çeşitli projeler aracılığıyla destekleniyor. Buna rağmen, okullulaşma oranlarındaki artış düzenli bir eğilim sergilemiyor ve hedeflerin gerisinde kalıyor. 

●MEB’in açıklamalarına göre okullulaşma oranı 3 yaşta %21, 4 yaşta %41 ve 5 yaşta %99'dur ve 2023 yılı hedefleri sırasıyla %50, %70 ve %100'dür. Türkiye’de 3-5 yaş grubundaki çocuklara sunulan eğitim hizmetleri zorunlu ve tamamen ücretsiz değildir. Bu durum, erken çocukluk bakım ve eğitim hizmetlerine en çok ihtiyaç duyan grupların bu hizmetlere erişimini engellemektedir. 

ALTERNATİFLER DENENMELİ

●En yoksul kesimin erişimini sağlamak amacıyla “yaz anaokulları”, “ev-temelli okul öncesi programları”, “anne-çocuk eğitim programları”, “ev ziyaretleri” gibi alternatif ve esnek eğitim programları, yerel yönetimler ve sivil toplum örgütleriyle işbirliği yapılarak devreye alınmalıdır. 36 ayını tamamlayan özel eğitim ihtiyacı olan çocuklar için EÇE hizmetleri zorunludur. Buna rağmen, 2021-22 örgün eğitim istatistiklerine göre özel eğitim hizmetlerinden yararlanan öğrenci sayısının en düşük olduğu kademe okulöncesi eğitimdir.

● Özel eğitim öğrencileri için ayrıştırılmış eğitim veren okulların açılmasından ziyade mevcut okulöncesi eğitim kurumlarının kaynaştırma yoluyla eğitim verecek şekilde kapasitesinin güçlendirilmesi gereklidir.

● Kapsayıcı ve nitelikli EÇE’nin en temel aktörü olan öğretmenler için özelleştirilmiş ve uygulamalı yetiştirme programları geliştirilmelidir.  Okulöncesi öğretmenlerine yönelik kaliteli, etkisi takip edilen hizmetiçi eğitim programlarına ihtiyaç vardır. 

● Çocukların erken yaşlardan itibaren gelişimlerini destekleyecek, nitelikli bakım hizmetlerine erişebilmeleri kadınların istihdama ve toplumsal yaşama eşit katılımı için de eşsiz önemdedir. 0-3 yaş grubuna yönelik EÇE programlarının hazırlanması, bu programların özellikle daha kırılgan kesimlerdeki aileler önceliklendirilerek yaygınlaştırılması, kamu idaresinin politika önceliklerinden biri olmalıdır. 

● 2 yaştan itibaren zorunlu eğitime geçişe kadarki süreçte çocukların fiziksel, bilişsel, sosyal ve duygusal gelişiminin takip edilmesi, gelişimin farklı boyutları açısından risklerin tespit edildiği bir “erken uyarı mekanizması”nın eğitim sistemi bünyesinde kurulması elzemdir. 

DİYANET KURSLARI MI?

● Türkiye’de toplum temelli kurumlar Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı 4-6 yaş kurslar ve belediyeler ile derneklerce açılan kreşleri kapsamaktadır. Mevcut durumda toplum temelli pek çok kurumun müfredatı ve modeli, okulöncesi eğitim kapsamında değerlendirilmeleri için gerekli koşulları karşılamamaktadır. Bu kurumların eğitim programları çocuk gelişiminin tüm yönlerini kapsamalı, fiziki eğitim ortamları çocukların gereksinimleriyle uyumlu olmalı, öğretmenlerinin donanımı MEB yeterliliklerini karşılamalı ve ölçme ve değerlendirme standartları bulunmalıdır.

● Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı kurslar gibi, bu amaç ve standartlarla uyumlu olmayan ve çocuk hakları açısından tartışmalı modeller toplum temelli EÇE hizmetleri olarak değerlendirilmemelidir. 

● Ebeveynleri destekleyici programlar, MEB öncülüğünde, alan uzmanlarının, ailelerin ve deneyimli sivil toplum örgütlerinin katılımıyla, güncel bilimsel yetişkin eğitimi yaklaşımlarıyla geliştirilmelidir. 

● Toplumda “ilgili babalığın” teşvik edilmesi için babaların aile içinde ve çalışma yaşamında üstlenebilecekleri sorumluluklar ve geliştirebilecekleri eşitlikçi davranışlarla ilgili eğitimler ve kampanyalar düzenlenmesi gereklidir. 

● Babalık izni kullanımı konusunda, kamu ve özel sektör kuruluşları bilgilendirilmeli ve izinlerin engellendiği durumlarda yasal koruma sağlanmalıdır.

17-05-2023


Etiketler

Paylaşın arkadaşlarınızı da bilgilendirin

Paylaş