İlkokula adımın bedeli 1 milyon TL'ye çıktı

Eğitimde yaşanan dönüşümle geliri iyi olan veliler özele mecbur kaldı. Bunu fırsat bilen özel okullar da erken kayıt döneminde yine fahiş zamlar yaptı. BirGün’den Berkay Sağol’un haberine göre çocuklarına daha iyi bir eğitim aldırmak istediği için özel okula mecbur kalan öğrenci velileri de her yıl fahiş fiyatlarla karşılaşıyor. Milli Eğitim Bakanlığı tavan zammı yüzde 54,8 olarak belirlemesine rağmen erken kayıt döneminde öğrenci velilerine söylenen ücretler bu oranın üzerine çıkıyor.
ZAMLARLA 1 MİLYONU BULUYOR
Bilfen Çamlıca İlkokulu’nda 1’inci sınıfa başlayacak bir öğrenci için 1 yıllık eğitim ve yemek ücreti olarak peşin ödendiği takdirde 939 bin TL isteniyor. Geçen yıla göre eğitim ücretine yüzde 75, yemek ücretine ise yüzde 47’lik bir zam yapıldı. Bilfen Ataşehir İlkokulu’nda da 2’nci sınıfa başlayacak bir öğrencinin velisinden erken kayıtta eğitim ücreti olarak 743 bin TL istendi. Ödenecek toplam rakam yemek ücretiyle beraber 900 bin TL’yi buldu. İstanbul’da faaliyet gösteren Özel Sezin Okulları da kendi internet sitesi üzerinden 2025-2026 yılı için erken kayıt ücretlerini duyurdu. Ana sınıfı ile birinci sınıf için eğitim ve yemek ücretinin 1 milyon 210 bin TL olduğu açıklandı.
TED Atakent Koleji de önümüzdeki yıl 5’nci sınıfa başlayacak bir öğrencinin eğitimi için 615 bin TL, yemeği için 132 bin TL ücret talep ederken, bir de etkinlik adı altında da 44 bin TL daha ücret istiyor. 1 yıllık eğitim için KDV’yle birlikte toplam 800 bin TL rakam isteniyor. Aynı okul 3’üncü sınıfa başlayacak bir öğrenci için de 611 bin TL talep ediyor.
Ankara’da da eğitim ücretleri yıllık 800 bini geçti. Bilfen Çayyolu İlkokulu 31 Ocak’a kadar kayıt yaptırıldığında 807 bin TL ücret ödenmesi istenirken, 31 Mart’a kadar olan erken kayıt ücreti ise 872 bin TL ücret istendi.
DEVLET OKUL YAPMIYOR, MECBUR KALIYORUZ
Çocuğunu özel okula gönderen bir öğrenci velisi şunları söylüyor. “Koskoca mahallede bir tane ilköğretim okulu var. Sınıflar 45 kişilik. 30 kişilik kreşi var ama o da yarım gün ve ücretsiz değil. 40 kişilik bir sınıfta altı yaşındaki çocuk nasıl okuma yazma öğrenebilir? Bu mevcutla sağlıklı eğitim öğretim nasıl olabilir. Biz de devlet okuluna gittik ama bu kadar kalabalık değildi. Harika bir eğitim aldık. İngilizce, Almanca öğrendik. Birde okul yarım gün olduğu için evde çocuğumuzla ilgilenecek birini bulmamız gerekiyor. Bu da başka bir sorun. Çocuklarımızı özel okula göndermeye mecbur bırakılıyoruz. Çünkü devlet okul yapmıyor” dedi.
Öğrenci Veli Derneği (Veli-Der) Başkanı Ömer Yılmaz, ise şu ifadeleri kullanıyor: “Asıl olan kamusal eğitim ancak eğitimin niteliksizleştirilmesi, gericileştirilmesi gibi sorunlar yaşanıyor. Kamusal eğitimdeki bu sorunların yanına birde mekânsal sorunlar eklendi. Okullar temizlenmiyor, öğrenciler tuvalete giremiyor, sınıfların durumu ortada. Veliler niteliksizliği ve mekânların durumunu görüyor ve kredi çekiyor, arabasını satıyor özel okula para veriyor. Aslında birçok özel okulda da nitelikli eğitim yok ancak mekân ve şartlardan dolayı da bunu tercih eden veliler var. Bunların tamamı eğitimdeki eşitsizliği derinleştiriyor. Özel okullar inanılmaz fahiş fiyatlarla eğitimi meta haline getirdi. Milli Eğitim Bakanlığı burada denetleyici göreviyle bu ücretlerde tavan zam uygulanıp uygulanmadığını denetlemeli. Bu alan tamamen özel okul sahiplerinin inisiyatifine bırakılmış durumda ve patronlar sürekli zenginleşirken burada çalışan öğretmenler hayatta kalmaya çalışıyor. Kamusal eğitimin niteliği artırılmalı, laik, bilimsel bir eğitim hayata geçirilmeli.”
MEB’İN POLİTİKALARI BURAYA GETİRDİ
Millî Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) verilerine göre, okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lise sayılarının toplamına bakıldığında toplamda devlet okulu sayıları 2000 yılından bu yana yüzde 33, öğrenci sayısı da yüzde 21 seviyesinde artış göstermiş durumda. Özel okul sayıları ise 24 yılda yüzde 1094, öğrenci sayıları da yüzde 571 oranında artmış.
Şu anda Türkiye’de toplam 75 bin 467 okul bulunurken bu okulların 14 bin 352'si özel okul olarak eğitime devam ediyor. 2000 yılında toplam okullar içinde özel okul oranı yüzde 2,11 olurken, 2024 yılında bu oran yüzde 19’a çıkıyor. 2000 yılında 100 okuldan 2’si özel olurken, 2024 yılında bu 5 okuldan 2’nin özel olmasına çıkıyor.
Türkiye genelinde örgün eğitimde toplam 18 milyon 710 bin öğrenci bulunurken, bu öğrencilerin 1 milyon 631 bini özel okulda eğitimlerini sürdürüyor.
DİSK/Genel İş Emek Araştırma Dairesi kamuda ve genel işler işkolunda istihdam konulu raporu yayımladı. Raporda son 10 yıl karşılaştırmasının yanı sıra OECD ve Türkiye karşılaştırmalarına yer verildi. Kamu hizmetleri içerisinde eğitim, sağlık ve sosyal korumaya ayrılan payları incelendiğinde GSYH'den kamusal hizmetlere ayrılan payın en az ‘eğitim’ alanında olduğu görüldü. İstanbul Planlama Ajansı’nın (İPA) yaptığı “Eğitim Kurumlarında Özelleşme ve Dönüşümün Eğitim Hakkı Üzerinden Değerlendirilmesi” çalışmasına göre, düz liselerin ve dershanelerin kapanması ile özel okullara olan talebin arttığı vurgulandı. İPA’nın raporuna göre, “İstanbul’daki 39 ilçenin 31’inde okulöncesinde özeller daha fazla. Türkiye’deki 376 bin 426 özel okul öğrencisinin 108 bin 450’si İstanbul’da. Türkiye’deki okul öncesi kurumlar arasında özel okul oranı yüzde 19,76 iken, bu oran İstanbul’da yüzde 43,43.”
16-01-2025