İşte öğretmenin hali: Değer görmediğini düşünüyor, daha iyi iş bulsa mesleği bırakacak
Öğretmenler değer görmediklerini düşünüyor, tükenmişlik sendromu yaşıyor, her 100 öğretmenden 68’i ise daha iyi şartlarda bir iş olsa öğretmenliği bırakacak, çocuklarının kendi mesleklerini yapmasını yani öğretmen olmasını istemiyorlar. İşte Türkiye’de öğretmenin durumu.
Türk Eğitim Sen Genel Merkezi, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla çevrim içi olarak 81 ilde 4 bin 345 öğretmenle anket yaptı.
“Eğitim Çalışanlarının Gerçek Gündemi: 24 Kasım Öğretmenler Günü Memnuniyet, Beklenti ve Eğitimi Değerlendirme-2024” konulu anket, öğretmenlerin durumunu ve beklentilerini de gösterdi. İşte anketin sonuçları:
EKONOMİYE DAİR: MESLEĞİ BIRAKMAYA HAZIR
-Katılımcıların %68.3 ü daha iyi şartlarda bir iş olsa öğretmenliği bırakacağını söylüyor. Ekonomik olarak daha iyi şartlara sahip olmak için katılımcıların %13.3’ü mesleği ile ilgili olmayan ek iş yapıyor.
-%77.8’i ay sonunda zorunlu harcamalarından sonra hesabında para kalmadığını söylüyor.
-Kredi borçlarına gelince: %55.3’ü düzenli olarak tamamını ödediğini, %34.3’ü asgari tutarı ödeyebildiğini, %4.7’si ise asgari tutarın altında ödeme yapabildiğini belirkiyor.
-En fazla harcama sırasıyla gıda (%86), ulaşım/akaryakıt (%55.4) ve kredi/borç ödeme (%52) yapılıyor.
-Katılımcılara “Fiyat artışının temel nedeni olarak neyi gördükleri” sorulduğunda %77’si ekonominin kötü yönetildiğini, %68.7’si Türk Lirası’nın değer kaybına uğradığını, %55.4’ü fırsatçılığı, %44.2’si ise yetersiz yerli üretimi görüyor.
-Öğretmenlerin %54.8’i satın alarak ev sahibi olduğunu, %34.4’ ü kiracı olduğu ifade ediyor. Evi satın aldığını belirten katılımcıların %88’i borcunu ödemeye devam ediyor.
-%56.8’i ekonomik durumunu orta, %39’u kötü olarak nitelendiriyor.
-%74.5’i ekonomik durumlarının aile içi ilişkilerini etkilediğini, %25.5’i ise ekonomik durumlarının aile içi ilişkilerini etkilemediğini belirtiyor.
-Katılımcıların ekonomik olarak daha iyi şartlara sahip olmak için ne yaptıkları incelendiğinde %30.3’ü İYEP, DYK vb. programlara katıldığını, %13.3’ü mesleği ile ilgili olmayan ek iş yaptığını ve %6.1’i ise özel ders verdiğini ifade ediyor
Katılımcıların %68.3’ü daha iyi şartlarda bir iş olsa öğretmenliği bırakacaklarını, %31.7 si ise daha iyi şartlarda bir iş olsa öğretmenliği bırakmayacaklarını belirtmişlerdir.
EMEKLİLİK İSTEMİYORLAR
-Öğretmenler ücretleri düştüğü için emekli olmak istemiyor. Katılımcıların emeklilik hakkı durumları incelendiğinde %70.9’u emeklilik hakkı kazanmadığını, %29.1’i ise emeklilik hakkı kazandığını belirtiyor. Emekli olmama gerekçeleri ücretin düşmesi (%64.8), çocuk okutma (%27.1) şeklinde ekonomik gerekçeler.
DEĞER GÖRMEDİKLERİNİ DÜŞÜNÜYORLAR
-“Eğitimin en büyük sorunu nedir?” sorusuna sırasıyla öğretmenlerin değer görmemesi (%79), ücret ve özlük hakları açısından dünyadaki meslektaşlarımıza kıyasla çok daha geri bir noktada olmak (%72), liyakatsizlik (%68.8), kadrolaşma(%24) cevabı veriyorlar. Ayrımcılık (%21.2), sınıf mevcutları (%20.8) ve okulların fiziki yapısının yetersiz olması (%19.6) ise diğer yanıtlar arasında.
MÜFREDATTAN MEMNUN DEĞİLLER
-Uyguladığı müfredatın içeriğinden memnun olanların oranı sadece %9.2 iken, memnun olmayanların oranı %40.1. Müfredatın geliştirilmesini düşünen katılımcıların oranı %50.7 ile en yüksek orana sahip.
-Eğitimin geleceğinden umutlu olan katılımcıların oranı %8.5 ile en düşük orana sahipken, umutlu olmayanların oranı %36.9 olarak gözleniyor. Kısmen umutlu olanların oranı ise %54.6.
TEKRAR ÖĞRETMEN OLMAK İSTERLER Mİ?
-Tekrar meslek seçecek olsalardı öğretmen olmak isteyenler %28 ile düşük düzeyde kalırken, kararsız olanların oranı %32.7. “Hayır kesinlikle öğretmenlik mesleğini seçmezdim” diyenlerin oranı ise %39.3.
-Katılımcıların öğretmenlik mesleğiyle ilgili yaşadıkları en olumsuz durumlar arasında sırasıyla “ekonomik, sosyal ve özlük haklar yetersiz” diyenler %70.7 ile birinci sırada yer alırken, “sürekli değişen eğitim sistemi” cevabı verenler %62.8 ile ikinci sırada, “öğrencilerin ders dinlememesi” diyenler %27.9 ile üçüncü sırada yer almakta.
-Öğretmenlere “psikolojik sağlamlığınızı korumak için aşağıdakilerden hangisini yapıyorsunuz?” sorusu da soruldu. Buna göre en çok sırasıyla kontrolümü elimde tutmaya çalışıyorum (%63.8), yaptığım işe daha fazla odaklanmaya çalışıyorum (%52.7) sorunlara karşı meydan okuyarak üstesinden gelmeye çabalıyorum (%35.9), unutmaya çalışıyorum (%23), hiçbir şey yapmıyorum (%7), profesyonel yardım alıyorum (%6.2) cevabı verildi.
-Öğretmenlere, “İşinizle ilgili stres durumu yaşadığınızda aşağıdakilerden hangisi ile karşılaşıyorsunuz?” sorusu da yönelttik. Sırasıyla heyecanımı yitiriyorum (%56.6), huzursuzluk hissediyorum(%53.2), umudum kayboluyor ( %44.6), çevreme ve işime karşı soğukluk hissediyorum (%43), üzüntü yaşıyorum (%38.5), yaşama sevincim kayboluyor (%29.6) şeklinde.
MESLEKİ TÜKENMİŞLİK YAŞIYORLAR
-Katılımcıların mesleki tükenmişlik yaşama durumları incelendiğinde; mesleki tükenmişlik yaşayanların oranı %31.1 iken, kısmen mesleki tükenmişlik yaşayanların oranı %51.3.
-Mesleki tükenmişlik yaşama gerekçelerini ise ekonomik kaygı yaşama (%50.3), liyakatin olmaması (%41.1), öğrencilerin tutum ve davranışları (%35.5), velilerin tutum ve davranışları (%34.5) takip etmekte. Mesleğiyle ilgili adaletin olmadığına inananlar (%33.9) ile dördüncü sırada.
SAYGIN BULUNMUYOR
-Öğretmenlik mesleğinin toplum tarafından saygın görülmesine ilişkin katılımcı görüşleri arasında “evet saygın görülüyor” ifadesi sadece %1.9 ile dikkat çekerken, “hayır saygın görülmüyor” ifadesi %67.7 ile düşündürücü.
-Neden saygın görülmediğine ilişkin ise mali ve özlük haklarının yetersizliği %38.8 ile ilk sırada, siyasilerin tutum ve davranışları %30.7 ile ikinci sırada, toplumun tutum ve davranışları %14.8 ile üçüncü sırada.
MEB NE YAPMALI?
-Katılımcıların “öğretmenlerin mesleki imajına katkıda bulunmak için MEB’in yapması gereken en önemli husus nedir?” sorusuna verdikleri yanıtlar incelendiğinde sırasıyla öğretmenlerin ekonomik şartları iyileştirilmeli (%65.3), öğretmenlik mesleğinin statüsünü/itibarını artırmak için yönelik düzenlemeler yapılmalı (%62.3) disiplin ve sınıf geçme yönetmeliğinde cezalar daha caydırıcı olmalı (% 57.6), karar alma sürecinde öğretmen görüşleri alınmalı (%46.3) cevabı verildi.
ÇOCUKLARININ ÖĞRETMEN OLMASINI İSTEMİYORLAR
-Katılımcılar arasında çocuğunun öğretmen olmasını istemeyenlerin oranı %72 iken, çocuğunun öğretmen olmasını isteyenlerin oranı %9.1,.
ÖĞRETMENE ŞİDDET SÜRÜYOR
Öğretmenlerin “Meslek hayatınızda öğrenci ya da veli tarafından gösterilen herhangi bir şiddete maruz kaldınız mı?” sorusuna verdikleri yanıtlar incelendiğinde şunlar çıkıyor: Velinin sözlü şiddetine maruz kaldım (%37) velinin psikolojik şiddetine maruz kaldım (%33.1), öğrencinin sözlü şiddetine maruz kaldım (%17.2), öğrencinin psikolojik şiddetine maruz kaldım (%15.7), velinin fiziksel şiddetine maruz kaldım (%3.9), öğrencinin fiziksel şiddetine maruz kaldım (%3.8).
ÖĞRETMENE MÜLAKATA KARŞILAR
- Katılımcıların “MEB’de herhangi bir kadroya atanma için uygulanan mülakat uygulaması devam etmeli midir?” sorusuna verdikleri yanıtlar incelendiğinde, “evet mülakat devam etmeli” diyenlerin oranı %3.9, “kararsızım” diyenlerin oranı %7.1 ve “hayır devam etmemeli” diyenlerin oranı %89.
-“Mülakat neden devam etmemeli?” sorusuna verdikleri yanıtlar şöyle: Adaletsizlik (%75), liyakati gölgeliyor (%50.8), yandaş kayrılıyor (% 49.9).
OKULLARDA GÜVENLİK SORUNU VAR MI?
-Katılımcıların “Okulunuzda öğrencilerin güvenlik sorunu var mıdır?” sorusuna verdikleri yanıtlar incelendiğinde; “evet” diyenlerin oranı %48.8, “hayır” diyenlerin oranı %51.2’dir. Katılımcıların çoğu okullarının öğrenciler için güvensiz bir yer olduğunu düşünmekte.
-“Okulunuzda öğrencilerin güvenlik sorunu nasıl çözülür?” sorusuna verdikleri yanıtlar “her okul için özel güvenlik sağlanmalıdır” diyenlerin oranı %62.2 ile en çok tercih edilen seçenek olurken, “okul polisi uygulaması sağlanmalıdır” diyenlerin oranı %27.9 ve “bu sorun çözülemez” diyenlerin oranı %9.9.
ÖĞRENCİLERİN BESLENME SORUNU VAR
-Katılımcıların %51.8’i okullarındaki öğrencilerin beslenme sorunu olduğunu düşünüyor. Bu sorunun nasıl çözüleceğine ilişkin yanıtlardan %85.3’ü öğrencilere bir öğün yemek verilmesini tavsiye ediyor.
- “ÇEDES (Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum) projesi hakkında ne düşünüyorsunuz?” sorusuna verdikleri yanıtlar incelendiğinde; “proje çevre bilincini ve değerlerimizi öğretmektedir” diyenlerin oranı %32, “proje kaldırılmalıdır” diyenlerin oranı ise %27.7. “Proje amacına göre işlememektedir” seçeneğini işaretleyenler %24.9. Proje yetkin kişilerce uygulanmamaktadır” diyenler ise %15.4.
- Katılımcıların “Okulunuzda yardımcı personel/temizlik görevlisi yeterli sayıda mı?” sorusuna hayır diyenlerin oranı %65. Bu sorunun çözümü için öğretmenlerin %57.9’u “kadrolu temizlik görevlisi” yanıtını veriyor.
ÖĞRETMENLERE UMUT VERİLMELİ
Türk Eğitim Sen Genel Başkanı Talip Geylan anket sonuçlarını şu şekilde değerlendirdi:
“Yaşanan ekonomik problemler öğretmenlerin yaşamını zorlaştırıyor. Kredi kartı borçlarının ödenmesinde zorluk yaşanması, ek iş yapmak zorunda kalma, ekonomik nedenlerle emekli olmak istememe gibi durumlar, Türkiye’nin ekonomi yönetiminden memnun olunmamasının ana sebepleri olarak sıralanmaktadır. Öğretmenlerin ülkenin geleceğine yönelik umutlarının da arttırılması için politikalar geliştirilmeli ve uygulanmalıdır. Öğretmenlerin değer görmediğine inanması, mesleki tükenmişlik yaşadığını düşünmesi, gelecekten umutsuz olması, çocuğunun öğretmen olmasını istememesi gibi sonuçlar değerlendirildiğinde öğretmenlerin bireysel anlamda da ekonomik destek kadar, psikososyal desteğe ihtiyaç duyduğunu göstermektedir. Teknolojinin bu kadar geliştiği günümüzde yüz yüze çalışmalar kadar çevrimiçi etkili çalışmalar ile öğretmenlere destek sisteminin hayata geçirilmesi ve mesleki gelişimi kadar öğretmenlerin rehabilitasyonu için de etkili ve verimli çözümler üretilmelidir.
ADALETSİZLİK VE LİYAKAT KONUSU
Öğretmenlerin eğitim hakkındaki sorulara verdikleri yanıtlar ise son derece düşündürücü ve acilen çözüm üretilmesi gereken konular olarak görülmektedir. Mülakatlar hakkındaki olumsuz düşüncelerinin yüksek olması, adaletsizlik ve liyakatsizlik vurgusunun güçlü olması bu aciliyeti pekiştirmektedir. Milli Eğitim gibi stratejik ve toplumun tamamını ilgilendiren, geleceğin şekillenmesine hizmet eden bir sistemde yapılacak değişimlerin ve iyileştirmelerin paydaşların demokratik katılımları ve geniş kitlelerin görüşlerinden süzülerek gelecek fikirlerin temsil edilmesi ile gerçekleştirilmesi önemlidir. Politik kararların oldu bitti ile öğretmenlerin önüne getirilmesi kısa vadede çözüm olarak düşünülebilir ancak orta ve uzun vadede bu yeniliklerin öğretmenler tarafından kabul görmemesi olumlu etkilerin de ortaya çıkmasını engelleyecektir. Öğretmen atamalarına ilişkin de ayrı bir başlık açmak istiyorum. Bilindiği gibi 20 bin atama tartışmalara rağmen mülakatlı gerçekleştiriliyor ve bu süreçte yaşanan hak kayıpları artık herkes tarafından biliniyor. Nitekim anket sonuçları da öğretmenlerin mülakata karşı olduğunu net bir şekilde ortaya koyuyor. Türk Eğitim Sen olarak KPSS sonuçlarına göre ilk 20.000’e girerek atanmaya hak kazanmış olan tek bir öğretmenimizin dahi mağdur edilmesini asla kabul etmiyoruz.
EK ATAMA HAKKI
4 Kasım Öğretmenler Günü öncesinde ek atama hakkı verilerek, genç meslektaşlarımızın mağduriyeti giderilsin.Son olarak okullarda öğrencilerin beslenmesi, okulların temizlik ve güvenlik hizmetlerinin problem olarak görülmesi, yapılan projelerin sağlıklı görülmemesi, eğitim sistemindeki en temel ve basit problemlerin bile devam ettiğini göstermektedir. Bu kadar basit problemler için bile etkili çözümlerin hala üretilememiş olması öğretmenlerin daha büyük ve eğitim sistemi zorlayan hukuki, ekonomik, pedagojik ve mesleki problemlerin çözümüne ilişkin umutlu ve iyimser inanç geliştirebilmesini zorlaştırmaktadır. “
22-11-2024