İşte üniversitelerde ‘yapay zeka’ programlarının durumu

Tüm dünya ülkeleri gibi Türkiye’de yapay zeka ile yatıp kalkıyor. Üniversitelerde yapay zeka ile ilgili birbiri ardına programlar açılıyor. Geçtiğimiz günlerde YÖK Başkanı Erol Özvar, bu yıl itibarıyla yapay zeka programlarının bulundugu üniversite sayısını 80’nin üzerine çıkarmayı planladıklarını dile getirdi.

Peki bu programlarda durum nedir?

Siz de merak ediyor musunuz?

İşte bu sorunun yanıtı Türkiye’nin eğitim alanında en köklü sivil toplum kuruluşlarından biri olan Türk Eğitim Derneği’nin (TED), “öğrenme mühendisliği” temasıyla TED Ankara Koleji Ata Sahne’de düzenledi VI. Uluslararası Eğitim Forumu’nda verildi.

GELECEĞİN EĞİTİM MİMARİSİNİ ŞEKİLLENDİRECEK

Forumun açılışını yapan TED Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu forumun ana temasının geleceğin eğitim mimarisini şekillendirecek bir kavram olan “öğrenme mühendisliği” olduğunu söyledi.

Pehlivanoğlu, öğrenme mühendisliğinin yalnızca dijital araçların eğitim sistemine entegrasyonu olmadığını, öğrenmenin temellerini veriyle, yapay zekâyla ve tasarıma dayalı yaklaşımlarla buluşturan çok boyutlu bir anlayış olduğunu belirtti.  

Eğitim fakültelerinde bu kavramın merkeze yerleşmesi gerektiğini anlatan Pehlivanoğlu, son dönemde çok popüler olan bir başka kavramın, hemen herkesin dikkat çekmek, günceli yakalamak için kullandığı “yapay zeka” olduğunu belirtti.

İŞTE YAPAY ZEKA PROGRAMLARININ DURUMU

Gerçekten de yapay zeka her konuşmada kullanılır bir kavram haline geldi ama bunun içi doldurulabiliyor mu?

Bu soruya da Pehlivanoğlu şöyle yanıt veriyor:

“Hayır. Yükseköğretim Bilgi Yönetim Sistemi’ne göre, bugün Türkiye’de yapay zekâ alanında 25 üniversite bölümü var. Ancak; 18 bölümde profesör bulunmuyor, 13 bölümde doçent yok, 5 bölümde yalnızca bir öğretim elemanı görev yapıyor. Bu tablo bize açıkça gösteriyor ki; alan açmak kadar, alanı nitelikle doldurmak da gerekli. Dünya bu kavramı yalnızca teknolojik değil, stratejik, kültürel ve eğitimsel bir inşa alanı olarak ele alıyor.”

Kısaca bölüm açmak yeterli değil, önemli olan içini ritelikle doldurmak gerek.

Ne dersiniz?